.
Karavan yalıtımı için Avrupa marka karavan üreticilerini örnek almamız akla en uygunu. Çünkü bu firmalar en devasa karavanları bile iki vardiyada, yani
sadece 16 saatte bitirecek efektif ve olgun bir üretim bilgi ve kültürü ile çalışmaktalar. Onlar için yalıtım, üzerinde düşünülecek bir konu olmaktan çoktan çıkmış durumda. Kısaca bu bilgiler hepimiz için hazır durumda. Ne yaptıklarını öğrenmek yeterli..
Üstelik hak verirsiniz ki Türkiye’de yalıtım için danışılacak yerlerin sorumluluk alanları karavan olmadığı gibi, ürünlerin özellik ve yalıtım değerlerine de internetten kolaylıkla ulaşılabilmekte.
Avrupa’da marka motokaravanlarda
yalıtım için kendinden yapışkanlı ve kapalı gözenekli kauçuk veya polietilen şilteler kullanılmakta. Taban döşemesi için ise Reimo bu şiltelerin yapışkanlı olmamasını önermekte.
Döşeme altına akan suyun tekrar buharlaşma yüzünden bahar ve yazları sorun olacağını sanmam. Kış karavancısı olarak durumdan tedirgin iseniz, döşemeyi alttan taşıyan uzun tahtaları suyu emmemesi için boyayabilir ve döşeme saçı üzerine de gayet ince
NATO'nun antipasını kendiniz hazırlayıp sürebilirsiniz. Bunlar da benim önerilerim.
Yapıştırıcı olarak ise MS Polimer yeterli bulunmakta.
Ses yalıtımı zaten ısı yalıtımı ile kendiliğinden sağlanıldığı gibi araçlardaki ön cam ve pencereler bu iki yalıtımı kısmen de olsa aslında nafile konuma çekmekte. Marka karavanlarda, su depolarındaki dalgakıranlar gibi ses yalıtımının da yeri bulunmamakta. Bu çeşit çözümler karavana teorik yaklaşım ile ilgili olmalı.
Yalıtım, karavan için tabi ki anlamlı. Fakat inanın abartmanın bir anlamı yok. Özellikle karavanınızı ağırlıkla yaz ve bahar kullanıp kışları sadece bazı hafta sonları yollardaysanız.
Bu konuda son on senenin toplamda iki aktif senesindeki tecrübelerim de aynisini söylemekte. Üstelik benim bol pencereli Westfalia karavanımın bir cm. bile yalıtımı bulunmamakta ! Tek sorun kuvvetli güneşin olduğu günlerde, üst yatakta solar panelin gelmediği yerin altında keyifli bir öğle uykusu çekememek. Nedense hanım benimle ayni fikirde değil. Böylelikle bu sorun da hallolmuş durumda.
Hatta karavanımın kendi forumunda kışları -10 dereceye kadar ıstıcının yeterli olduğu yazılmakta.
Bu son iki bilgi de gördüğünüz üzere teorik karakterli değil..
Çağdaş karavanda uygulananlar ile tecrübeye önem verirsiniz diye birkaç noktaya değinmek istemiştim. Diğer benzerlerine forumdan ulaşabilirsiniz.
Umarım forumdaşlarım da bunları sıklıkla tekrar etmemi hoş görürler..
…
Karavanını kendi yapanlar için bence iki nokta atlanmamalı.
* Önce atılacak taşın vurulacak kurbağaya değmesi lazım.
Örneğin mono kristal solar paneller, poli kristal olanlara göre ~%1-2 daha randımanlı olması bilimsel bir gerçek. Fakat uygulamada ise eğer karavanınızın tavanında yeterli yer varsa, bu bilgi anlamını tamamen yitirmekte. Hatta daha ucuz poli kristal ekstra bir panel üretimi daha da arttırabilir..
Ayrıca karavan için toplamda da ayni durum söz konusu. Beklenen kaliteli yerlerden daha fazla olarak ulu orta ve uygunsuz yerlerde kamp yapma gerçeği için harcanacak karavan parasının üst sınırı ne olmalı ? Avrupa’da bile bazı kampingler beklenen kaliteye ulaşamadığı gibi tıka basa bir yapı göstermekteler.
Bazı karavanların satımında hayal kırıklığının da rolü olmalı ? Bir arkadaşımdan biliyorum..
* Karavan tecrübesi olmadan şekillenen tasarımların çıkış noktası ister istemez tek bilinen ev yaşam ve alışkanlıkları olduğundan, olası sorunlarla karşılaşmayı azaltmak için tecrübeden yardım almaktan gücenmemek lazım. Karavancılığı oturmuş ülkelerin edindiği tecrübe ve bilgiler bu açıdan pişmiş armut durumunda.
Gücenmezseniz, araştırmalarınız için temel yapı bilgileri yerine, hazır profesyonel uygulamalara odaklanın derim..