.
Yahu millet, biz bir yerlerde yanlış yapıyoruz galiba ?
Daha doğrusu gezginciliğim karavancılığımdan daha önce geldiği için aslında kendi hesabıma konuşayım.
Bütün yukarıda yazılanlara karşılık, burada da yazmıştım, uçakla seyahat için sadece
* bilet,
* kimlik (pasaport) ve
* para (kredi kartı) nın kontrol edilmesi yeterli olmakta.
Hatta bilet ve para uygulaması tek bir cep telefonuna bile sığabiliyor.
Şu anda Almanya’dan Türkiye’ye havaalanı ulaşımı dahil ~150 € ya uçulabiliyor. Ben bu iki kişilik bilet parasıyla karavanımla evimden ancak Avusturya’ya kadar gidebiliyorum, nerde kaldı Türkiye.. Hadi ilk günün çabası uçağa eşit diyelim, yollarda geçen diğer günleri nereye koyacağız ? Hele bizde Avrupa’yı gezme gibi uzun menzil hedefiyle alınan çekme karavanlar konusuna ise isterseniz hiç girmeyelim.
Diğer masraflar demeyin.
Karavanlarımızın amortismanı ile senede yapılacak konaklama sayısını karşılaştırmalı hesap edeniniz var mı ? Açıkcası ben bol gezen bir emekli olarak bile sonucu az çok tahmin edebildiğimden bu hesaba hiç girmedim. Herkesin zaten otomobili var diye düşünülünce, hesap da daha göreceli çıkmakta.
Üstelik yanlış anlaşılmasın, konuya sırf maddi açıdan baktığım falan da yok.
Sizleri bilmem ama bazen konakladığım yerlerde etrafıma bakarken, ulaşılanın bu çabaya değmediği duygusuna kapılıyorum.
Özellikle ulu orta yerlerde, hatta alakasız kampinglerde.
Sadede gelelim..
Peki neden karavancılığa devam ediyor ve karavanımı satmayı falan düşünmüyorum ?
Yaşamda çoğu şeyde olduğu gibi akla sığmasa da inanç meselesi olmalı ?..
Bilirsiniz, inançları fazla kurcalamamak lazım..
Herneyse, nerede kalmıştık ?
Kamp yerine gelince yapılacaklar listesi denmişti sanırım ?
...
İtirazım var !
@12:01 herkeze tek tek cevap vererek, ileti sayısını suni olarak arttırıyor..
Bu düpe düz haksız rekabet !
Sizin kadar minimalist gezi yapmaya henüz hazır olmamamıza rağmen her açıdan haklı olduğunuzu biliyorum.
"Ne kadar Karavan" ve "KABİN ÇANTASIYLA YOLCULUĞUN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ" yazılarınızdan çok şey öğreniyorum.
İlk zamanlar acemiliğin de etkisiyle nasıl daha konforlu olabilir diye düşünürken; şimdi artık karavana her girdiğimde neresi fazla, neresini en az kullanıyoruz, neresini mutlaka kullanıyoruz diye düşünüyorum.
Biz sabit bir kamp alanında uzun süre kalmayı sevmediğimiz için ufaklık olmasa en başta pickup üstü yaşam kabini veya araç üstü çadır alırdım veya bir transporter camper yapardım ama bazen kapalı kalınca hoplayıp zıplayacak alana ihtiyacımız var, ki bizimkisi emsallerine göre oldukça uysal bir çocuk.
Neyse, biraz daha büyüdükçe ve biz de 3 kişilik gezginlikte tecrübe kazandıkça şartlar ve bakış açımız değişecektir. O zamanki duruma göre biz de geceleme vasıtamızı değiştirebiliriz.
Karavan, hostelleri ve couchsurfing'i saymazsak otellere nazaran daha ucuz ve hijyenik bir geceleme sağlıyor, takdir edersiniz. Biz geçen Eylül'den beri park4night uygulamasından yararlanarak şehir içinde güvenli gördüğümüz yerlerde konaklıyoruz. Akhisar, Eskişehir, Yalova ve Kumsaz'daki dört ayrı denememizde kampinglerden daha sessiz ve huzurlu bir gece geçirdiğimizi rahatlıkla söyleyebilirim. Bedava veya çok ucuz olması da artısı. Şimdi bu artan yakıt maliyetlerini dengelemek için de bu konaklama yöntemimiz bizim gezilerimizde biraz içimizi rahatlatıyor.
Ege ve Akdeniz kıyı şeridindeki belediyelerin kararlarının aksine, Anadolu'da karavana karşı olumsuz bir ön yargı yok, aksine herkes hem merak ediyor hem de hayran oluyor. Çevreden geçenlerin konuşmalarından biliyorum