Kadın Dili

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Mobyletteboy Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 16
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 6,259

Mobyletteboy

Kamp II
Mesajlar
274
Tepkime Puanı
0
Yer
İstanbul
Web
www.mobyletteboy.com
Bu yazı bana bir kadın arkadaşımdan geldi.Çok uzun olmasına rağmen bir solukta okudum sizlerlede paylaşmak istedim.

Cenap Şehabeddin

KADIN DİLİ

Oğlum bir hafta sonra evleniyor. Sorumluluk sahibi bir baba olarak, ona öğüt vermem gerekiyor. Fakat bunu evde yapamam çünkü annesi ağız tadıyla öğüt vermeme izin vermez, sözü ağzımdan kapıp kendi devam eder. İş yerimden oğluma telefon açtım, akşam yemeğini dışarıda birlikte yiyelim, dedim. Deniz kenarında ki bu şirin lokantada şimdi onu bekliyorum.
Geliyor aslan parçası, yakışıklılığı da aynı ben. Yan masadaki kızlar gözleriyle oğlumu süzüyorlar. Bakmayın kızlar, onu kapan çoktan kaptı. Hoş beşten sonra konuya giriyorum.
—Oğlum haftaya düğünün var, bir baba olarak sana bazı konularda yol yordam göstermem gerekiyor.
Çocukluğunda suç işlediği zamanlardaki gibi birden bire kızardı. Kerata ne anlatacağımı zannettiyse!
—Baba ben yirmi altı yaşındayım, bazı şeyleri biliyorum artık.
—Ah senin o biliyorum zannettiğin konularda da çok bilmediğin çıkacak ama ben o konulardan bahsetmeyeceğim. Keşke konuşabilseydik ama henüz o kadar modern olamadım.
Rahat bir nefes aldı. Bu arada yemeklerimiz de geldi. Oğlumla şöyle keyif yaparak muhabbet edelim bakalım.
—Kaç dil biliyorsun oğlum sen?
—İngilizce, Fransızca bir de kendi dilimi de sayarsak Türkçeyle üç dil oluyor.
—Bugün ben sana dördüncü dili öğreteceğim. Dilin adı Bükçe. Kadınlar tarafından kullanılır. Sen buna "kadın dili" de diyebilirsin.
Güldü. Güldüğü zaman benim yanağımdaki gibi küçük bir gamzesi var, o ortaya çıkıyor.
—Kadınların ayrı bir dili mi var?
—Tabi ki. Eğer kadın dilini bilirsen bir kadınla yaşamak dünyanın en büyük zevkidir ama bu dili bilmezsen hayatın kararabilir. O yüzden bir kadınla mutlu olmak isteyen her erkek Bükçe'yi öğrenmeli.
—İyi de niye Bükçe?
—Çünkü kadınlar konuşurken genellikle, söyleyecekleri sözü, net söylemezler. Eğip bükerler onun için dilin adını "Bükçe" koydum.
—Bükçe zor bir dil mi baba? Diye sordu gülerek.
—Bana bak, çok önemli bir konu, eğleniyor gibisin biraz ciddiye al. Bir kadınla mutlu olmak istiyorsan bu dili bilmen çok önemli. Çünkü kadınlar sözü bükerek Bükçe konuşurlar sonrada senin sözün doğrusunu anlamanı beklerler. Felsefesini anlarsan kolay, anlamazsan zor.
Mesela Çinli bir karın var, sen karına sürekli Fransızca "seni seviyorum" diyorsun ama karın hiç Fransızca anlamıyor. Fransızca "seni seviyorum" un onun için bir anlamı yoktur. Ona Çince seni seviyorum dediğinde seni anlayabilir.
—Tamam, baba, haklısın ciddiyetle dinliyorum. Peki, sence kadınlar neden bizimle aynı dili konuşmuyorlar, söyleyeceklerini direkt söylemiyorlar.
—Bence bir kaç sebebi var. Birincisi, duygusal oldukları için, hayır, cevabı alıp kırılmaktan korktuklarından dolayı, sözlerini de dolaylı söylüyorlar. İkincisi, kadınlar dünyaya annelikle donanımlı olarak gönderildikleri için onların iletişim yetenekleri çok güçlü.
—Bu konuda biz erkeklerden bir sıfır öndeler yani.
—Ne bir sıfırı oğlum, en az on sıfır öndeler. Düşünsene, henüz konuşmayan, küçük bir çocuğun bile yüz ifadesinden ne demek istediğini hemen anlıyorlar. İşin kötüsü kendiler leb demeden leblebiyi anladıkları için biz erkekleri de kendileri gibi zannediyorlar. Onun için, leb, deyip bekliyorlar. Hatta bazen, leb, demek zorunda kaldıkları için bile kızarlar. Niye, leb, demek zorunda kalıyorum da o düşünmüyor, diye canları sıkılır.
—Biz de bazen Canan'la böyle sorunlar yaşıyoruz. Niye düşünmedin, diye kızıyor bana.
—Kızarlar oğlum kızarlar. Kadınlar ince düşüncelidirler, detaycıdırlar, küçük şeyler gözlerinden hiç kaçmaz. Bizim de kendiler gibi düşünceli olmamızı beklerler fakat erkekler onlar gibi değil. Biz bütüne odaklıyız, onlar detaya. Beyinlerimiz böyle çalışıyor.
—Ne olacak baba o zaman, yok mu bu işin çaresi?
—Var dedik ya oğlum, Bükçe'yi öğreneceksin, bunun için buradayız. Hazır mısın?
—Hazırım baba.
—Bükçe bol kelime kullanılan bir dildir. Biz erkeklerin on kelime ile anlattığı bir konu, Bükçe'de en az yüz kelime ile anlatılır. Dinlerken sabırlı olacaksın. Mesela karın o gün kendine elbise aldı, diyelim. Bunu sana "bu gün bir elbise aldım." diye söylemez. Elbise almak için dışarı çıktığı andan başlar, kaç mağazaya gittiğinden, almak için kaç elbise denediğinden, indirimlerden, yolda gördüğü tanıdıklarından alırken yaptığı pazarlıktan devam eder ve sana kocaman bir hikâye anlatır.
—Hikaye dili yani.
—Aynen öyle. Sen akıllı bir erkek olarak ona asla, "Hikâye anlatma, ana fikre gel, kısa kes." demeyeceksin. Böyle bir şey dediğinde, bittin demektir. İster öyle de, istersen "seni sevmiyorum." de. İki durumda da "seni sevmiyorum" demiş olacaksın.
—Ne alakası var, baba. Seni sevmiyorum demekle, kısa anlat demenin.
—Çok alakası var. Kadınlar dinlenmedikleri zaman sevilmediklerini düşünürler.
—Bu önemli, Bükçe'de dinlemek sevmektir, diyorsun.
—Aynen öyle. Devam edelim. Bükçe ima dolu bir dildir. Kadınlar konuşurken, bir şeyler ima etmeyi severler. Biz erkeklerde imalı konuşuyoruz diye düşünürler ve sözlerimizle onlara ne demek istediğimizi çözmeye çalışırlar. Oysa erkeklerin ima yeteneği pek gelişmemiştir. Bizim kastımız söylediğimiz şeydir.
—Geçen hafta Canan bana "Bir kaç kilo daha versem gelinliğin içinde daha iyi duracağım." dedi. Ben de "Böyle de iyisin." dedim. Canı sıkıldı bir kaç saat surat astı. "Neyin var." diye sordum. "Hiçbir şeyim yok." dedi. Sence nerede hata yaptım?
—Böyle de iyisin, derken o "de" ekini orda kullanmamalıydın. Canan bunu şöyle anlamıştır. Böyle de fena sayılmazsın, eh işte, idare edersin ama tabi daha da iyi, daha da güzel olabilirsin."
—Peki, ne demem gerekiyordu?
—Şunu hiç unutma. Kadınlar kendileri ile ilgili, giysileri ile ilgili ya da aileleri ile ilgili bir soru soruyorlarsa, kesinlikle iltifat bekliyorlardır. Es kaza eleştirmeye kalkarsan yandın. Bunu hiç unutmazlar. O gün "Hayatım sen zaten çok güzelsin, kilo vermeye falan bence ihtiyacın yok." deseydin, o günün zehir olmazdı. Mesela bir gün kucağına oturup, ağır mıyım, derse sakın "evet, biraz" falan deme "hayır" de. Yoksa bir daha kucağına oturmaz.
—Yani diyorsun ki bir kadın her daim güzeldir, her giydiği yakışır ve her kadının annesi bir hanımefendi, babası da beyefendidir. Bana ne yaparlarsa yapsınlar.
—Aferin oğlum, çok hızlı anlıyorsun bana çekmişsin. Kadının, kendi anne babasıyla sorunu olsa, kendi eleştirir ama asla senin eleştirmeni kabul etmez. Bunu kendine hakaret olarak alır.
—Ve asla unutmazlar, değil mi?
-Aynen öyle. Yıllar önce annene, annesi için "biraz cimri" demiştim. Hala "Sen benim annemi sevmezsin." der ve annesi bize bir şey aldığında gözüme sokar, en çok göreceğim yere koyar.
—Hadi o konularda dilimi tutarım da, şu ima işini çözmek zor geldi.
—Zor gibi ama biraz gayret edersen çözersin. En önemlisi imaları anlayacaksın ama "sen şunu mu demek istiyorsun." diye asla yüzüne vurmayacaksın.
—Anladım. Anlayacaksın ama anladığını belli etmeyeceksin. Buna şöyle de diyebiliriz. O beni iğnelediğinde "niye bana iğne batırıyorsun" diye sormayacağım, o iğneyi ben kendi kendime batırmışım gibi yapacağım.
—Güzel ifade ettin oğlum. Mesela dün öğlen annen beni aradı. "akşama tok mu geleceksin." diye sordu. Beni biliyorsun akşam yemeklerinde hep evdeyimdir. Kırk yılda bir dışarıda yerim onu da haber veririm. Tabi ben hemen anladım annenin ne demek istediğini. "Tok gel, yemekle uğraşmak istemiyorum" demek istiyor. Anladım ama tabi "ne demek istiyorsun." demedim.
—Dün çok yorulmuştu baba, düğün alışverişine çıkmıştık.
—Bunun pek çok sebebi olabilir. Yorulmuş olabilir, bir kabul gününden tok gelmiş olabilir, bin beş yüzüncü diyetine başlamış ve o gün yemekle uğraşmak istemiyor olabilir. Ama bunu biz erkekler gibi kısa yoldan "Canım benim karnım tok, sen de dışarıda bir şeyler ye, ya da yorgunum, gelirken bir şeyler getir yiyelim." demez. Sanki böyle derse, iyi ev kadını rütbesi tozlanacak, mevki kaybedecek.
İlla Bükçe anlatacak, asık bir yüzle karşılaşmamak için senin de anlaman gerekiyor. "Hayır, evde yiyeceğim ama istersen hazır bir şeyler alıp geleyim, ne dersin."dedim. "Tamam" dedi. Döneri sever biliyorsun, dün eve giderken, ekmek arası döner yaptırdım. Onun dönerini de kepekli ekmek arasına yaptırdım. Bunu düşündüğüm için ayrıca sevindi. O da diyette, düğünde daha zayıf görünme derdinde, bu sıralar.
—Bu Bükçe'de kısa konuşma yok mu baba?
—Var ama yerinde olsam hiç tercih etmezdim. Kadın konuşmuyorsa ya da kısa konuşuyorsa kesin ciddi bir sorun var demektir. Mesela baktın canı sıkkın, soruyorsun, "Neyin var" diye. "Hiçbir şeyim yok." diyorsa, aman bir şeyi yokmuş, diye bırakma. Yoksa az sonra, çok ilgisiz olduğundan yakınarak, ağlamaya başlar.
—Bükçe’de "Hiçbir şey yok" demek "Çok şey var, benimle ilgilen" demek oluyor, o zaman.
—Evet. Biz erkekler "Bir şey yok." diyorsak ya gerçekten bir şey yoktur, sadece başımızı dinlemek istiyoruzdur ya da bir şey vardır ama şu anda konuşacak bir şey yok." diyoruzdur. Her ikisinde de konuşmak istemiyoruzdur. Ama kadınlar ilgiyi sevgi olarak gördükleri için "Bana değer veriyorsan, ilgilen ki anlatayım." demek istiyordur. Çok nadirdir, gerçekten anlatmak istemiyor olabilir, o zaman da fazla üstüne varıp bunaltmayacaksın tabi.
—Bir arkadaşım da kadınların "peki" demesi tehlikelidir, demişti.
—Doğru. Bir kadının ağzından çıkan "kuru bir peki, olur, tamam" her zaman tehlikelidir. Bu Bükçe de "Şimdi tamam diyorum ama acısını daha sonra çıkaracağım." demektir. Sana en kısa zamanda kesin bir ceza keser. Fakat pekinin yanında "peki canım, olur hayatım" gibi bir hoşluk ekliyorsa korkmaya gerek yok.
—Zor bir dil baba.
—Yok, yok gözün korkmasın, her yabancı dil gibi, ilk başlarda öğrenirken biraz çalışacaksın, pratik yapacaksın, bazen hatalar yapacaksın, dikkat edeceksin sonra otomatiğe bağlanırsın. Kolay yanı senin, Bükçe, konuşman gerekmiyor. Dili anlaman yeterli.
—Anlamak da pek kolay değil ama.
—Korkma o kadar zor değil. En önemli kuralları ben sana öğretiyorum zaten. Devam edelim. Kadınlar istediklerini söylemek zorunda kalınca, düşünemediğimiz için biz erkeklere kızarlar ve konuşurken suçlayarak konuşurlar fakat suçladıklarının farkında olmazlar. Sitem ediyoruz zannederler.
—Nasıl yani?
—Mesela, karın sana "ne zamandır dışarı çıkmadık." derse bunu suçlama olarak üstüne alma, seninle gezmek canı istiyordur, bunu sen düşünüp teklif etmediğin için kalbi kırılmıştır. Maksadı seni suçlamak değildir. "Daha geçenlerde gezmeye gittik." gibi bir savunmaya girme. "Tamam, canım haklısın, ben de istiyorum, en kısa zamanda gideriz." de, konu kapanır. Tabi ilk fırsatta da sözünü yerine getirirsen iyi olur.
—Küçük ama önemli detaylar.
—Aynen öyle. Mesela karın "üşüdüm" diyorsa, üstünü kalın giy demeni ya da kombiyi açmanı değil, ona sarılmanı istiyordur.
—Keşke okullarda öğretselerdi biz erkeklere Bükçe'yi. Ne kadar erken başlasak o kadar çabuk kavrayabilirdik, belki.
—Haklısın aslında ben de sana öğretmek için geç kaldım. Neyse zararın neresinden dönülse kardır.
—Not mu alsaydım, epeyce detayı varmış dilin.
—Sen bilirsin oğlum, unutacaksan al. Keşke ben de not alıp gelseydim. Umarım sana eksik öğretmem. Şimdi aklıma geldi. Kadınların en nefret ettiği sözcük "Fark etmez"dir. Fark etmezi kadınlar "Hiç umurumda değil, ne yaparsan yap " diye anlarlar.
—En değerli sözcük nedir?
—Sen bil, bakalım.
—Seni seviyorum, demek herhalde.
—Evet, kadınlar "seni seviyorum" sözünü sık sık duymak isterler. Biz erkekler söylemiştim, zaten biliyor diye bu konuda gaflete düşmemeliyiz.
—Bükçe sadece konuşma dili midir baba? Bunun bir de davranış dili var gibi geliyor bana.
—Zekân kesinlikle bana çekmiş. Ben de tam ona geliyordum. Davranışlarda çok önemli tabi. Kadınlar küçük şeylere önem verirler. Akşam ona sarıl, televizyon izliyorsan sarılarak izle. Gündüz onu düşündüğünü ifade etmek için kısacık da olsa bir mesaj gönder, küçük sürprizler yap. O yemek hazırlarken ona yardım et, salata yap, çay demle.
—Akşam gelip sırt üstü yatmak yok yani.
—Gözünde büyütme. Sayınca çok şey gibi görünüyor ama aslında bunlar zaman alacak, zor ve masraflı şeyler, değil. Sen bu küçük şeylere dikkat et, zaten karın sana paşa gibi davranır, seni yormaz. Bir erkek bu küçük şeylere dikkat etmezse zamanını karısıyla büyük kavgalar yaparak geçirir. Sevgiyle geçirmek varken niye kavgayla geçiresin ki? Kadınlar çok vericidir ama eğer sen hep alıp vermezsen, bir gün birden patlarlar. Küçük küçük alırlarsa, büyük büyük verirler.
—Tamam, baba bunlara dikkat edeceğim.
Garson yemek tabaklarını kaldırırken oğlumun telefonu çalmaya başladı. Belli ki nişanlısı arıyor, konuşmak için deniz kenarına doğru adımlamaya başladı. Az sonra geldi.
—Baba çok teşekkür ederim. Bükçe'yi anlamaya başladım. Canan aradı. "Salonun perdelerini ne renk olsun karar veremedim, yarın birlikte mi baksak." dedi. Tam "Fark etmez, sen seç" diyecektim ki bunu senin söylediğin gibi "Ev de perde de umurumda değil" gibi anlayacağı aklıma geldi. "Tabi canım, istersen birlikte bakabiliriz ama ben senin zevkine güveniyorum, sen seç istersen," dedim çok mutlu oldu. Kendi seçecek.
—O zaten perdeyi çoktan seçmiştir de kadınlar illa yaptıklarını onaylatmak isterler. Birlikte de gitsen o seçtiği perdeyi almak isteyecektir. Biz erkekler onların ne demek istediklerini anlarsak, işlerden kolay sıyırırız.
—Baba tekrar teşekkür ederim. Bu iyiliğini hiç unutmayacağım. Bana Bükçe'yi öğretmeseydin halimi düşünmek bile istemiyorum.
—Şanslısın oğlum. Benim seninki gibi bir babam yoktu. Bunları deneye yanıla öğrenmem yıllarımı aldı. Sen yine iyisin, hazıra kondun. Güle güle kullan, isteyene de öğret, herkes de güle güle kullansın. Kullansınlar ki yüzleri gülsün.
 

Etiketler






Ynt: Bükçe=Kadın Dili

Seval çok güzel bir yazı.Eline sağlık.
Buradaki her tesbite %100 katılıyorum.Tecrübe ile sabittir.
Yalnız bükçe öğreneceğiz diye belimiz büküldü. ;D
 

Ynt: Kadın Dili

Tanju bey,paylaşımınız için teşekkürler,gençlere çok faydası olacağı kesin.63 yaşında olmama rağmen bana bile faydası olduğuna göre.Kadınları bilim adamları bile çözemedi, fakat bu bilgiler ile gençler biraz olsun çözebilirler.saygılarımla
 

Ynt: Kadın Dili

Tanju bey,

Paylaşımınız için teşekkürler ama;

Neden bükçe öğrenmemiz konusunda hem fikir olduğunuzu inanın anlayamıyorum. Sevgiyle anlaşabilmek için herşeyin karşılıklı olması gerekmez mi?

Eğer kadın seviyorsa neden bizlere zorluk çıkarıyor ?

Biz onlardan herhangi bir dil ile konuşmalarını istiyor muyuz ?

Neden biz erkekler bu yazılanlara hemen inanma eğilimi gösteriyoruz ?

Aynı durumun tersi olsa biz erkekleri anlayabilmek için bir lisan gerekseydi kadınlar sizlerin gösterdiği anlayışı size gösterecekler miydi ?

Ömür boyu tek taraflı anlayış nerede görülmüş ?

Kahvelerde, sokaklarda, cami bahçelerinde, parklarda evden dışarı atılmış, gidecek yerleri olmayan emekli erkeklere bir sorun bakalım onlara anlayış gösteriliyor mu ?

Hangimiz kadınların bitmez tükenmez isteklerini yerine getirebildik. İster bükçe ,ister türkçe konuşalım dır dır etmedikleri bir zaman var mı ?

Evlenmeden önce sizinle neredeyse aynı zevkleri paylaşan,esprili, neşeli, hoşgörülü o kadınlar evlendikten sonra nereye gidiyorlar ?

Ben de kadınlara diyorum ki ;

BUNLARI BİLİN VE BİZİ ZORLAMAYıN.

Pembe dizilerdeki sahte aşk nağmelerini bizden duymaya çabalamayın çünkü onlar gerçekten rol yapıyor ve kabak bizim başımıza patlıyor.

Bir SMS gönderdiğiniz zaman ilk 10 saniyede cevap gelmeyince ikinci SMS'te 'Orda mısın???' diye sormayın. Kesinlikle oradayızdır..!

Mağazada gelinliklere bakıp 'Aaaa ne güzeeel' dediğinizde onun bizim için bir anlamı yoktur. Bizi duygusuzlukla suçlamayın. Gelinlik sadece kızların hayalidir erkeklerin değil!!!

Saçlarınızı boyattığınızda bunu fark edemezsek anlayın ki yakışmamıştır ve bu bizim suçumuz değildir.

Çoğu erkek ısrardan ve bir şeyi ikinci kez duymaktan nefret eder; Mutlaka ilk söylediğinizi anlamışızdır ama işimize gelmiyordur, lütfen bize geri zekalı muamelesi yapmayın.

Alışveriş yapmak hiç zevkli değildir ve asla zevkli olmayacaktır.

'Beni seviyor musun?' diye sormayın. Emin olun ki sevmiyor olsak yanınızda bir saniye bile durmayız

Bir yere gittiğimizde, hangi kıyafeti giyerseniz giyin, size çok yakışıyor, yemin ederiz. O yüzden bir daha sormayın.

Biz erkekler gerçekten basitizdir. Mesela sizden ekmeği getirmenizi istiyorsak, aslında sadece acıkmışızdır ve sadece ekmeği getirmenizi istiyoruzdur. Bundan 'ekmek niçin masada değil' diye bir iğneleme yaptığımız sonucunu çıkarmayın zira tüm erkekler edebiyatçı değildir.

Eğer farkında olmadan 2 değişik şekilde anlayabileceğiniz bir şey söylemişsek ve bunlardan biri kötü ve sizi üzecekse, kesinlikle diğer anlamında söylemişizdir, boşuna bizi sıkıntıya sokmayın.

Biz farklı anlamlar taşıyan dolaylı, mecazlı soruları anlamayız. Ne istiyorsanız doğrudan söyleyin ve bizi yormayın.

Eğer şişmanladığınızı düşünüyorsanız ki büyük ihtimalle şişmanlamışsınızdır. Bize sormayın, cevap vermeyi reddediyoruzdur.

En karmaşık durumda bile bizim için temel kural şudur: En kolayını seç'. Bizden komplike şeyler beklemeyin.

Erkekler genelde sadece ana renkleri görürler. Mesela, şampanya bir renk değil, bir içkidir bizim için. Sarımsı Yeşil, Açık Yeşil, Likör yeşili, Çimen Yeşili, Kireç Yeşili, Yay Yeşili, Orta Deniz Yeşili. Yukarıda saydıklarınız vallahi hepsi yeşil işte! Lütfen bizi zorlamayın..?

Erkeklerin çoğunun en fazla 3 çift ayakkabısı vardır. O yüzden 30 çift ayakkabınızdan hangisinin kıyafetinize uyacağını bilmiyoruzdur. Lütfen sormayınız Ayrıca uyum diye bir şey yoktur ve sırf uyum için giyeceğiniz şeyleri 1 hafta önceden tasarlamanız tamamen sizin takıntınızdır. Mavi kotun üstüne her renk ve desen bluz giyilebilir.

Kırmızı tokanız var ve sırf bu tokaya uyum sağlaması için lütfen kırmızı elbise almaya bize mağazaları dolaştırmayınız..!

Bizi anlamaya çalışın; ancak bizi anlama işini lütfen fazla abartmayın çünkü çok kolay anlaşılır erkekler.

Evi temizleyip yorulduktan sonra, yüzünüze bakılmayacak haldeyseniz, yaptığınız temizliğin bizim için bir anlamı yoktur, takdir beklemeyin. Temiz bir evden ziyade bakımlı görünen bir kadınla bir evi paylaşmak daha anlamlıdır.

Ev işlerinden sonra yattığınız yerde sızıp kalıyor ve her türlü kur çabasına yorgunum diyorsanız bu bizi bozar. Bir erkeğe temiz evden önce temiz bir eş ve hatta sadece bir eş lazımdır. Temizlik bir temizlikçi tarafından da yapılabilir ama bazı şeyler temizlikçi ile yapılmaz. Bizi zorlamayın..!

Aylarca süren baş ağrıları baş ağrısı olamaz, mutlaka bir doktora gidin.

Size 'neyiniz var' diye sorduğumuzda, 'hiç bir şeyim yok!!!' derseniz size inanırız, bizim için olay bitmiştir. O yüzden bir şeyiniz varsa doğrudan söyleyin sonra bizi anlayışsız durumuna düşürmeyin.

30 civarında ayakkabınız ve dolaplar dolusu elbiseniz varken bizi iflas ettirmek bir sevgi gösterisi değildir.

Sizden beklediğimiz sadece tatlı dil, güler yüz ve iyi bir sex’ tir. Bu kadar basit...
 

Ynt: Kadın Dili

Neden bükçe öğrenmemiz konusunda hem fikir olduğunuzu inanın anlayamıyorum. Sevgiyle anlaşabilmek için herşeyin karşılıklı olması gerekmez mi?


Bilemiyorum,Bu yazı konunun başındada görebileceğiniz gibi Cenap Şehabeddin'e aittir.Bana bir arkadaşımdan geldi.Bende sizlerle paylaşmak istedim.Sorunuzu Cenap Şehabeddin'e sorabilirsiniz ama dilerimki bu çok uzun yıllar sonra olsun.
 

Ynt: Kadın Dili

Merhabalar Tanju bey,

Ben sizin şahsınızda tüm erkeklere sormuştum. :smiley:

Dileğiniz için çok teşekkürler. Hatta ben kendisine hiç sormasam da olur :D

Selam ve sevgilerimle

Ahmet Oral
 





Ynt: Kadın Dili

Sizden beklediğimiz sadece tatlı dil, güler yüz ve iyi bir sex’ tir. Bu kadar basit...

Ahmet Bey,

İşte kendiniz sıralamışsınız zaten beklentileri....Tüm erkeklerin çok sade, basit ve anlaşılır çünkü istekleri direk olarak birebir karşı cinse sunduğunu da belirtmişsiniz.... Ama biz erkeklerin en başta sıraladığınız (tatlı dil, güler yüz ve iyi bir sex ile buluşabilmemiz için sanırım Bükçe'yi gerçekten uykumuzda bile ezbere bilmemiz bir zorunluluk olacaktır. Yoksa sadece bayanların değil, biz erkeklerin başı daha çok ağrıyacaktır. ;D ;D ;D
 

Ynt: Kadın Dili

Gezent-i kardeşim,

Bükçe'ye karşı tez olarak yukarıda yazdıklarımı kadın - erkek eşitliğini gözönünde bulundurarak sıralamıştım.

Aslında benim kişisel görüşüm bunlarında ötesinde çok kısa ve net olarak şudur:

Sen kadınlar tarafından cazip bulunan bir erkek özelliklerine sahipsen, ilişkini ya da ilişkilerini evlenmeden sürdürebiliyorsan ve en önemlisi kaybetme korkusunu yenmiş, kendine güvenin ve cinsel disiplinin tam ise istediğin lisandan konuş, hatta konuşmasanda kadınlar seni çok iyi anlarlar.
 




Ynt: Kadın Dili

tanju bey elinize sağlık daha cok şey var hayatta öğreneceğimiz yaşımız gecmiş olsa bile. teşekkürler
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,688
Mesajlar
1,522,213
Kayıtlı Üye Sayımız
166,533
Kaydolan Son Üyemiz
Beratin

SON MESAJLAR

SON KONULAR



Geri
Üst