Ynt: İznik Gezimiz; Perihan - Celal Yalçın (22 Ocak 2011)
Celal hocam, bu güzel paylaşım için teşekkürler...
Gezi yazınızı çirkinliklerle bölmek istemem ama bu "biracı maganda tayfası" kafamı çok kurcalıyor... Farklı yerlerde gördüğümüz farklı farklı türlerin hepsi de sözleşmiş ya da "bu alemin raconu buymuş gibi" aynı davranışları sergiliyor...
Sonuna kadar açılmış arabesk müzik, bağıra çağıra küfürlü konuşmalar, yanında mutlaka fındık, fıstık (kabukları önce poşette biriktirilir, sonra giderken poşetiyle birlikte yere atılır) bira şişeleri (kutu değil mutlaka şişe) bitirdikten sonra mutlaka denize, göle ya da dereye, su kenarı değilse ağaç altlarına atılır, bu alemin olmazsa olmazı yakındaki bir duvar dibine çok da gizlenip saklanmaksızın çiş edilir, en son giderken arabanın küllüğü de pencereden boca edilip rituel tamamlanır...
Sanki hepsi aynı okuldan mezun olmuş da mezuniyet öncesi ettikleri mesleki yemine bağlılıklarını sergiliyor gibi değil mi? Bu kadar tesadüf olabilir mi?