Ynt: İlk Defa Karavan Alımına Dair Deneyimler
Pino karavan firması sanıyorum 2008 de karavan imalatına başladı. Ben de 2008 de karavan almaya karar verdiğimde bu sayfalara üye oldum ve karavan/karavancılık konusunda ki tüm teorik bilgilerimi bu sayfalarda , biraz da ukkf.org sayfalarında edindim.
Sonuçta bu sayfalarda mesajlaştığım bir eski karavancı sayesinde Pino ile yollarımız buluştu. İstanbul'da ki ilk atelyesine gittiğimde ufak tefek bir yerdi ama özenle , takdir edilecek bir gayretle çalışıp karavan üretiyorlardı. Farukla tanıştıktan sonra ona "karavan siparişi vereceğim" dedim "ama beni burada bir süre misafir edeceksin , yaptıklarını göreceğim , kanaat getirirsem anlaşırız" dedim. İstemedi ama ben kendimi kabul ettirip 1 ay boyunca ,haftada en az 2-3 gün ve her gün 3-4 saat atelyede olup , imalatın içinde kaldım. Ne yapıldığını , neye önem verdiklerini , planlamayı, kalite sorununu nasıl aştıklarını , kullandıkları malzemeleri..vs. yakından inceledim , izledim. Kanaat getirince de kendi karavan siparişimi verdim.
Beni bu sutunlarda pek çoğunuz "Pino sempatizanı" olarak tanıyor olabilir, bundan aslında şeref de duyarım.
Pino'nun sahibi Faruk bey , son derece işini seven, benimseyen ve en iyi olmayı hedeflemiş bir kişidir. Benim karavanımı yaparken bir gün kullandığı bir söz vardı hala unutmuyorum: "
Göreceksin bir gün Türkiyenin en iyisi olacağım".. Faruk bu kesin inancı ile bugün Karamürselde ki fabrikasında polyester atelyesi , kalıp atelyesi , döşeme atelyesi de içinde olarak en iyi karavanı yapma noktasına geldi. Bugün yerli üretimde hiç kimse aksini söyleyemez ki çekme karavanda dış görsellik zenginliği Pino'dan üstün bir başka marka yoktur. iç planlama konusunda da esneklik , yenilik getiren tek firma yine PİNO'dur. Alışılagelmiş olarak mobilyaların konumlarında oynamalar yaparak karavanın iç yapısına esneklik , kullanışlılık getirerek bir albeni yaratan firma da PİNOdur.
Pİ2010 tear drop model mini karavanın modelini ortaya çıkaran da Faruk'tur. Aslında Faruk'un hayalinde olan planların bugün gerçeğe dönüşmesi mümkün olabilse karavan sektöründe "ilk"lere atılacak başka imzalar da olacak ama imkan meselesi işte.
Her sektörde imalat aşamasında bitmiş ürünlerde zaman zaman kalite sorunu yaşanabilir. Bunu güncel hayatımızda sık sık rastlayabiliyoruz.Bence en önemli nokta firmanın kendi hatasını kabullenip , müşteri memnuniyetini gözeterek hatasını telafi etmektir. Gözlemlerime dayanarak da Pino , yaptığı bir hatanın üzerine giderek , telafi etmeyi bilen bir firmadır. Eğer tamir/değişmesi gerekecek bir parça varsa ücretini almadan gönderiyor , karavan yakında bir yerde ise eleman gönderip gereğini yapıyor.
Kendimden bir örnek vereyim.Geçen sene sonunda Bodrum'da ki bir kampta hareketsiz duran karavanımın üzerine fırtına afeti sonunda ağaç düştü ve çatıda 60 cm çapında delik açtı. Allahtan gelen bir olay bu , şükür ki içinde değildik. Yağmur mevsimi olduğundan ben karavanı sera naylonu ve kendi brandasına ek branda ile sarıp sarmalayarak kışa terkettim...Pino'ya bildirdim ve ne yapabileceğimi sordum..Faruğun ifadesi aynen şöyle oldu "Yaşar bey sen canını sıkma, fabrika emrine amade , biz de senin hizmetindeyiz , karavanı fabrikaya getirebilirsen getir, biz fabrika şartlarında ne lazımsa yaparız"...Bu cevapla aklımda ki tüm endişe sona erdi.
Şimdi neredeyse az kaldı, yağmurlar da bitince karavanı kamyona koyup fabrikaya sevkedeceğim ve sonrasında gönlüm rahat..Biliyorum ki fabrikada gereken yapılacak. Ve karavan daha da yenilenmiş olarak geri dönecek..
Bu davranış yalnız Pino'ya has olmayabilir , diğer hangi karavan üreticisi olsa aynı davranışı sergiler. Şüphem yok. Faruk'un tel.da ki ikna edici , samimi , rahatlatıcı konuşması beni bugüne dek karavanın orada ne olacağını düşünmememe yetti de arttı bile.
Hepimizin yaratıcısı olan Allah olmasına rağmen zaman zaman hastalanıyoruz , hatta genç yaşta terk-i dünya ediyoruz.
. El yapımı bir üründe hata olmaması elbette istenir ama malesef ülke şartları , malzeme üretim kalitesi/kalitesizliği , işçilik hataları arzu ettiğimiz sonuçtan bizi uzak kılıyor.. Önemli olan hataya sahip çıkmaktır bence.
Çekme karavanda plaka ve ruhsat zorunluluğu konusunda da yeni bir güncelleme yapayım.
18 gün önce karavanı denetlemek üzere Bodrum'a gittik..Arkamda da Pino'nun Pİ2010 mini karavanı vardı.
Dönüş yolunda Gemlik-Orhangazi arasında yolun sağında bir Karayolları muayene istasyonu vardı ve oraya girdim.
Yaptığımız konuşmayı aynen naklediyorum.
Sorum : Benim karavanım afet sonucu hasar gördü ve tamir için Karamürsele arabamın arkasında çekerek getireceğim..Ancak karavanımın yeni kanuna göre ruhsatı ve özel plakası yok. Ekipleriniz beni durdurup ceza keserler mi?. Veya karavanımı trafikten alıkoyarlar mı?.
Yanıt : Bizim karavanları durdurup muayene etme yetkimiz yok.. Biz sadece kamyonları durduruyor ve K1 belgesinin olup olmadığını ve ağırlığını kontro ediyoruz. Karavan işi bizim işimiz değil. Siz bunu trafikçilere sorun.
Trafik ekibinden aldığım yanıt da " biz arabanın ruhsatında -römork çekebilir- kaşesinin olup olmadığına bakarız..Eğer karavanınızın ışıkları yanıyorsa ve yürüme mekanizması trafiğe engel değilse sorun yaşamazsınız.
Benim karavanın elektrik tesisatı kazada da zarar gördüğünden kamyonla nakletmek zorunda olduğumu ekleyeyim.
NOT : Herne kadar Pino sempatizanı olarak kabul edilsem de hatalı üretimi Pino da yapsa karşıt olmakta çekinmem. Bu konuda Pino'yu yerdiğim ve şikayet ettiğim anlar olmuştur..Körü körüne sadakat benim işim değil. Yalnış anlaşılmak istemiyorum.