Herkese selamlar sunarak başlayalım,
Bizim hikayemiz, 3,5 yaşındaki oğlumuzun doğa ile tanışıp büyümesini istemek ile başladı. Geçen yaz sonu indirime giren bir çadırı aldık, kendimize göre ekipmanları da tamamlayınca, 3,5 günlük bayram tatilini fırsat bilerek yakın çevrede bir kamp alanı düşündük. Dediğim gibi doğallık en önemlisi idi bizim için, daha önceden çok gezgin olduğum için ülke içi ve komşu ülkelerde nerdeyse bilmediğim yer yok gibi, o yüzden yer arama gibi sorunumuz olmadı
Biz İzmir'de olduğumuzdan hem denizinin yapısı hem de hala bakir kalması sebebi ile Karaburun Dolungaz koyunu tercih ettik, bilmeyenleriniz için kısaca anlatayım.
İzmir'den otomobil ile bir buçuk saatlik bir yolculuk ile ulaşabileceğiniz bir yer, vasıtası olmayanlar için Karaburun merkeze kadar otobüs yolculuğu ile gidildikten sonrası taksi ile gitmek mümkün, arası 3-4 km kadar, yürüyüş zor ve yorucu olabilir, ana yoldan sonra bir km kadar toprak bir yoldan gitmek gerekiyor.
Biraz da fotolar ile anlatmaya çalışayım
Koyun görüntüsü


Arabayı boşaltıyoruz

Çadırımızı kurup yerleştik sayılır

Yerimiz muhteşemdi

Akşam üzeri vardığımızdan, karnımız acıkmıştı

Oğlan yemekte nerdeyse uyuyacaktı

Neyse ki yemeği bitirebildi

Biraz fazla yayılmak zorunda kaldık, neyse ki yerimiz genişti

Çadır içine hem gece lambası olup hem de fener olabilen bir led fener almıştım, 9.95 lira inanılmaz güzelmiş

Kahve içmeden duramadığımızdan, manzaramız bu şekilde

Sabah oldu uyandık, kahvaltıdan sonra gezintiye çıktık






Kampingin bir kafesi var, ortak çadırlar için ortak kullanım bir market tipi buzdolabı var, kafede kendi yemeğinizi yiyebilir ya da kafeden istediğinizi yiyebilirsiniz, fiyatlardan biraz söz etmek gerekirse, kahvaltı tabağı 10 lira, melemen 7, omlet 5 lira, çay 1.5 lira, köfte 11, tavuk şnitsel 12 lira, bira 10 lira gibi








İsterseniz tencere yemeğinizi odun ateşinde pişirebilme olanağınız var

Mangal taşımak zorunda da değilsiniz, ortak kullanım kocaman bir mangal da var

Oldukça doğal

Oğlan ile serinleme zamanı

Burayı seçmemizin sebeplerinden biri de, kayaların oluşturduğu doğal bir dalyan olması, küçük çocuklar için gerçekten muhteşem, gözünüzün önünde nerdeyse hiç tehlike olmadan oyun oynayabiliyorlar













Balık tutmaktan hoşlanıyorsanız oltanızı yanınıza almanızı şiddet ile öneririm, balık oldukça bol



Bizim ufaklıkta balıkları merak etti

Bir kaç dalış denemesi

Yalnız dalmaktan sıkıldı

Bir arkadaş edinince, birlikte dalma konusu gündeme geldi

Dalış planları yapılmaya başlandı

İşte büyük dalgıçlar

Biz her türlü yemeğimizi kendimiz yaptık


Yemek sonrası yürüyüşüne çıktık, gençler ortak mangalı yakmışlar



Vespa ile gelip çadır kuranlar


Bir sonraki sabah uyandığımız manzaramız

Ufaklık için yeni bir yorucu gün

Akşam üzeri saatleri pili bitti elbette

Arkamızdaki manzaramız

Biraz da ortamdan bahsetmek gerekirse, Kamp alanını Nazım Hikmet Kültür derneği işletmekte, bu yüzden ortam oldukça iyi, ilgili arkadaşlar ailenizden biri gibi yabancılık çekmiyorsunuz, elbette gelen yurdum günü birlikçileri ellerinde çekirdekleri ile, bebeklerinin bezlerini ve bilimum çöplerini kıyıda bırakıp gidiyorlar, ne yazık bundan kaçışımız yok, ancak kalanlar arkalarından el birliği ile toplamaya özen gösterdik. Duşlar iki ayrı kısımda var, bulaşık yıkayabileceğiniz yer var, tuvaletlerde benim için sıkıntı vardı, erkekler kısmında sadece alaturka şeklinde tuvaletler mevcut, sol bacağım komple platin olduğundan zorlanmadım desem yalan olur, kadınlar kısmında ise sorun yokmuş, eşim hem alaturka hem alafranga olduğunu söyledi. Konaklama ücretlerine gelirsek kendi çadırınızda kalırsanız kişi başı 10, kampingin çadırında kalırsanız kişi başı 15 lira.
Aklımda kalanları anlatarak bilgi vermeye çalıştım, ancak sorusu olan olursa elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.
Bir kaç Karaburun fotosu ile kapatıyorum.










Herkese iyi kamplar diliyorum.
Bizim hikayemiz, 3,5 yaşındaki oğlumuzun doğa ile tanışıp büyümesini istemek ile başladı. Geçen yaz sonu indirime giren bir çadırı aldık, kendimize göre ekipmanları da tamamlayınca, 3,5 günlük bayram tatilini fırsat bilerek yakın çevrede bir kamp alanı düşündük. Dediğim gibi doğallık en önemlisi idi bizim için, daha önceden çok gezgin olduğum için ülke içi ve komşu ülkelerde nerdeyse bilmediğim yer yok gibi, o yüzden yer arama gibi sorunumuz olmadı
Biz İzmir'de olduğumuzdan hem denizinin yapısı hem de hala bakir kalması sebebi ile Karaburun Dolungaz koyunu tercih ettik, bilmeyenleriniz için kısaca anlatayım.
İzmir'den otomobil ile bir buçuk saatlik bir yolculuk ile ulaşabileceğiniz bir yer, vasıtası olmayanlar için Karaburun merkeze kadar otobüs yolculuğu ile gidildikten sonrası taksi ile gitmek mümkün, arası 3-4 km kadar, yürüyüş zor ve yorucu olabilir, ana yoldan sonra bir km kadar toprak bir yoldan gitmek gerekiyor.
Biraz da fotolar ile anlatmaya çalışayım
Koyun görüntüsü


Arabayı boşaltıyoruz

Çadırımızı kurup yerleştik sayılır

Yerimiz muhteşemdi

Akşam üzeri vardığımızdan, karnımız acıkmıştı

Oğlan yemekte nerdeyse uyuyacaktı

Neyse ki yemeği bitirebildi

Biraz fazla yayılmak zorunda kaldık, neyse ki yerimiz genişti

Çadır içine hem gece lambası olup hem de fener olabilen bir led fener almıştım, 9.95 lira inanılmaz güzelmiş

Kahve içmeden duramadığımızdan, manzaramız bu şekilde

Sabah oldu uyandık, kahvaltıdan sonra gezintiye çıktık






Kampingin bir kafesi var, ortak çadırlar için ortak kullanım bir market tipi buzdolabı var, kafede kendi yemeğinizi yiyebilir ya da kafeden istediğinizi yiyebilirsiniz, fiyatlardan biraz söz etmek gerekirse, kahvaltı tabağı 10 lira, melemen 7, omlet 5 lira, çay 1.5 lira, köfte 11, tavuk şnitsel 12 lira, bira 10 lira gibi








İsterseniz tencere yemeğinizi odun ateşinde pişirebilme olanağınız var

Mangal taşımak zorunda da değilsiniz, ortak kullanım kocaman bir mangal da var

Oldukça doğal

Oğlan ile serinleme zamanı

Burayı seçmemizin sebeplerinden biri de, kayaların oluşturduğu doğal bir dalyan olması, küçük çocuklar için gerçekten muhteşem, gözünüzün önünde nerdeyse hiç tehlike olmadan oyun oynayabiliyorlar













Balık tutmaktan hoşlanıyorsanız oltanızı yanınıza almanızı şiddet ile öneririm, balık oldukça bol



Bizim ufaklıkta balıkları merak etti

Bir kaç dalış denemesi

Yalnız dalmaktan sıkıldı

Bir arkadaş edinince, birlikte dalma konusu gündeme geldi

Dalış planları yapılmaya başlandı

İşte büyük dalgıçlar

Biz her türlü yemeğimizi kendimiz yaptık


Yemek sonrası yürüyüşüne çıktık, gençler ortak mangalı yakmışlar



Vespa ile gelip çadır kuranlar


Bir sonraki sabah uyandığımız manzaramız

Ufaklık için yeni bir yorucu gün

Akşam üzeri saatleri pili bitti elbette

Arkamızdaki manzaramız

Biraz da ortamdan bahsetmek gerekirse, Kamp alanını Nazım Hikmet Kültür derneği işletmekte, bu yüzden ortam oldukça iyi, ilgili arkadaşlar ailenizden biri gibi yabancılık çekmiyorsunuz, elbette gelen yurdum günü birlikçileri ellerinde çekirdekleri ile, bebeklerinin bezlerini ve bilimum çöplerini kıyıda bırakıp gidiyorlar, ne yazık bundan kaçışımız yok, ancak kalanlar arkalarından el birliği ile toplamaya özen gösterdik. Duşlar iki ayrı kısımda var, bulaşık yıkayabileceğiniz yer var, tuvaletlerde benim için sıkıntı vardı, erkekler kısmında sadece alaturka şeklinde tuvaletler mevcut, sol bacağım komple platin olduğundan zorlanmadım desem yalan olur, kadınlar kısmında ise sorun yokmuş, eşim hem alaturka hem alafranga olduğunu söyledi. Konaklama ücretlerine gelirsek kendi çadırınızda kalırsanız kişi başı 10, kampingin çadırında kalırsanız kişi başı 15 lira.
Aklımda kalanları anlatarak bilgi vermeye çalıştım, ancak sorusu olan olursa elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.
Bir kaç Karaburun fotosu ile kapatıyorum.










Herkese iyi kamplar diliyorum.