orsaalabanda
Zirve
- Mesajlar
- 3,490
- Tepkime Puanı
- 71
Ynt: Hangi Köpek Irkını Neden Tercih Edersiniz?
Hayatımın 10 yılını evimde kaniş/terrier melezi beyaz bir tüy yumağı ile paylaştım. Böyle belalı, problemli bir ırk özellikle tercih edeceğim bir ırk olmamasına rağmen ilk karşılaşmamızdaki sıcaklık, gözlerindeki o anlamlı bakışlar beni tavlamaya yetmişti. Ben aşık olduğumu sanmıyorum ama sanırım o bana vurulmuştu. Çocuk sahibi olamamış problemli bir dişi olarak hayatı boyunca tek aşkı olarak kaldım.
Fazlasıyla zeki ve anlayışlı olmasına rağmen ırk özelliği olarak aşırı duygusal, yaygaracı ve agresif olan köpeğim deyim yerindeyse hayatımın 10 yılını yedi. Birileri gelip de kapı zilimizi çalmasın diye dua ederdik. Arabada arka koltukta asla oturmaz, ön koltukta kafasını pencereden çıkarmaya çalışarak kollarımızı tırmalaya tırmalaya yolculuk ederdi. Yanımıza tanımadığımız kimseler asla yaklaşamaz, kimse elimizi sıkmaya cesaret edemezdi. Parkta bahçede motorsiklet, bisiklet, koşan çocuklar görüp de kovalayacak diye tasmasız dolaştıramazdık. At, eşek, kangal, doberman farketmez ne görürse boyuna posuna bakmadan kovalardı.
Tuvalet eğitimi olmasına rağmen bize kızdığında halının orta yerine yapardı. Koltuklardan, halılardan, ağzımızdan, burnumuzdan tüyleri eksik olmazdı.
Bizimle yaşamaya o kadar alışmıştı ki, anlayabildiği komutları saymaktan sıkılmış, normal kelimelerle konuşmaya başlamıştık. O da ciddi ciddi dinler ve konuşmaların çoğunu anlar, isteklerimizi yerine getirirdi. Bir sıkıntımız, hastalığımız olduğunda hisseder, bizimle birlikte acı çekerdi. Geceleri yastığına kafasını koyup, üzerine örtüyü çekerek uyurdu.
Onun beni sevdiği kadar olmasa da, ben onu çok sevdim.
10 yılın sonunda elimizde olmayan nedenlerden dolayı sahiplendirmek zorunda kaldık. Şu an akibetini bilmiyorum. Ama köpeğimi çok özlüyorum.
Bu deneyimimden sonra evde köpek beslemeye çok sıcak bakmıyorum. Köpekler hiç büyümeyen çocuklar gibi. Onu düşünmeden hiçbir şey yapamazsınız. Tatil programınızı, hatta gideceğiniz günübirlik ya da akşam gezilerinizi bile ona göre planlamak zorundasınız. Kısacası özgürlüğünüzü elinizden alır.
Tekrar köpek sahibi olmak isteseydim, sokaklarda kendi başına dolaşıp başının çaresine bakabilecek, başı sıkıştığında gelip sığınacağı bir sahibi olduğunu bilen bir köpek edinmek isterdim. Bunun mümkün olması için de metropollerde yaşamamak gerekiyor sanırım. Küçük bir yerleşim yerinde ya da bir köy evinde mümkün olabilir.
Irk olarak özellikle bir tercihim yok. Kanımın ısınması kaydıyla sokak köpeği bile olabilir.
Özellikle bir tercih yapmak gerekecekse Jack Russel terrier olabilir. Zeki, hareketli, oyuncu, çevik, kendini ezdirmeyecek,koruyabilecek kadar becerikli. Seviyorum o hayvanları. Hele boyunun neredeyse 10 katı yüksekliğe sıçramaları yok mu.. Bayılıyorum.
Kişinin kendi karekteri ve tercih edilen ırk arasında bazı bağlantılar olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki:
Aşırı korumacı, annelik ( ya da babalık) içgüdüleri gelişmiş, aşırı duygusal ya da içe kapanık insanlar genelde küçük ve sevimli ırkları tercih ediyor.
Bastırılmış saldırgan davranışları olan, ya da korunmaya ihtiyaç duyanlar ise iri ve saldırgan ırkları.
Köpeğin bir fonksiyonu, görevi olması gerektiğini düşünüp, bekçilik, avcılık, çoban köpeği olarak besleyenler ise köpeklerine çok değer vermelerine rağmen fazla duygusal ilişkiye girmiyor.
Genelleme yapmak yanlış olabilir ve istisnalar elbette mevcuttur ama genelde gözlemlerim bu yönde.
Bana göre öncelikle köpek özgür olmalı. Doğal ortamından ve onu mutlu edecek şeylerden uzak kalmamalı. Yalnızca gözlerinin rengine vurulup bir Husky'yi Antalya sıcağında beslemek, çok beğendiği için kangalı eve hapsetmek, sağı solu karıştırıyor, çiçekleri kırıyor diye bir ingiliz seterini bahçeye bağlamak ne kadar doğru olabilir ki?
Sahiplenmek, sorumluluğunu almak, dost olmak ve esir almak arasında büyük farklar vardır.
Esir almak istemiyorsanız köpek dışarıda kendi başının çaresine bakabilecek yeterlilikte olmalı. Yok ben öyle düşünmüyorum, her ihtiyacını onu üzmeden karşılarım diyorsanız, o sizi esir alır bilmiş olun.
Son olarak:
Tüm köpüşler güzeldir. Hepsinin, her ırkın, hatta sokak köpeklerinin bile ayrı ayrı o kadar üstün özellikleri var ki.. Yeter ki görmesini bilelim, dillerinden anlayalım..
Hayatımın 10 yılını evimde kaniş/terrier melezi beyaz bir tüy yumağı ile paylaştım. Böyle belalı, problemli bir ırk özellikle tercih edeceğim bir ırk olmamasına rağmen ilk karşılaşmamızdaki sıcaklık, gözlerindeki o anlamlı bakışlar beni tavlamaya yetmişti. Ben aşık olduğumu sanmıyorum ama sanırım o bana vurulmuştu. Çocuk sahibi olamamış problemli bir dişi olarak hayatı boyunca tek aşkı olarak kaldım.
Fazlasıyla zeki ve anlayışlı olmasına rağmen ırk özelliği olarak aşırı duygusal, yaygaracı ve agresif olan köpeğim deyim yerindeyse hayatımın 10 yılını yedi. Birileri gelip de kapı zilimizi çalmasın diye dua ederdik. Arabada arka koltukta asla oturmaz, ön koltukta kafasını pencereden çıkarmaya çalışarak kollarımızı tırmalaya tırmalaya yolculuk ederdi. Yanımıza tanımadığımız kimseler asla yaklaşamaz, kimse elimizi sıkmaya cesaret edemezdi. Parkta bahçede motorsiklet, bisiklet, koşan çocuklar görüp de kovalayacak diye tasmasız dolaştıramazdık. At, eşek, kangal, doberman farketmez ne görürse boyuna posuna bakmadan kovalardı.
Tuvalet eğitimi olmasına rağmen bize kızdığında halının orta yerine yapardı. Koltuklardan, halılardan, ağzımızdan, burnumuzdan tüyleri eksik olmazdı.
Bizimle yaşamaya o kadar alışmıştı ki, anlayabildiği komutları saymaktan sıkılmış, normal kelimelerle konuşmaya başlamıştık. O da ciddi ciddi dinler ve konuşmaların çoğunu anlar, isteklerimizi yerine getirirdi. Bir sıkıntımız, hastalığımız olduğunda hisseder, bizimle birlikte acı çekerdi. Geceleri yastığına kafasını koyup, üzerine örtüyü çekerek uyurdu.
Onun beni sevdiği kadar olmasa da, ben onu çok sevdim.
10 yılın sonunda elimizde olmayan nedenlerden dolayı sahiplendirmek zorunda kaldık. Şu an akibetini bilmiyorum. Ama köpeğimi çok özlüyorum.
Bu deneyimimden sonra evde köpek beslemeye çok sıcak bakmıyorum. Köpekler hiç büyümeyen çocuklar gibi. Onu düşünmeden hiçbir şey yapamazsınız. Tatil programınızı, hatta gideceğiniz günübirlik ya da akşam gezilerinizi bile ona göre planlamak zorundasınız. Kısacası özgürlüğünüzü elinizden alır.
Tekrar köpek sahibi olmak isteseydim, sokaklarda kendi başına dolaşıp başının çaresine bakabilecek, başı sıkıştığında gelip sığınacağı bir sahibi olduğunu bilen bir köpek edinmek isterdim. Bunun mümkün olması için de metropollerde yaşamamak gerekiyor sanırım. Küçük bir yerleşim yerinde ya da bir köy evinde mümkün olabilir.
Irk olarak özellikle bir tercihim yok. Kanımın ısınması kaydıyla sokak köpeği bile olabilir.
Özellikle bir tercih yapmak gerekecekse Jack Russel terrier olabilir. Zeki, hareketli, oyuncu, çevik, kendini ezdirmeyecek,koruyabilecek kadar becerikli. Seviyorum o hayvanları. Hele boyunun neredeyse 10 katı yüksekliğe sıçramaları yok mu.. Bayılıyorum.
Kişinin kendi karekteri ve tercih edilen ırk arasında bazı bağlantılar olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki:
Aşırı korumacı, annelik ( ya da babalık) içgüdüleri gelişmiş, aşırı duygusal ya da içe kapanık insanlar genelde küçük ve sevimli ırkları tercih ediyor.
Bastırılmış saldırgan davranışları olan, ya da korunmaya ihtiyaç duyanlar ise iri ve saldırgan ırkları.
Köpeğin bir fonksiyonu, görevi olması gerektiğini düşünüp, bekçilik, avcılık, çoban köpeği olarak besleyenler ise köpeklerine çok değer vermelerine rağmen fazla duygusal ilişkiye girmiyor.
Genelleme yapmak yanlış olabilir ve istisnalar elbette mevcuttur ama genelde gözlemlerim bu yönde.
Bana göre öncelikle köpek özgür olmalı. Doğal ortamından ve onu mutlu edecek şeylerden uzak kalmamalı. Yalnızca gözlerinin rengine vurulup bir Husky'yi Antalya sıcağında beslemek, çok beğendiği için kangalı eve hapsetmek, sağı solu karıştırıyor, çiçekleri kırıyor diye bir ingiliz seterini bahçeye bağlamak ne kadar doğru olabilir ki?
Sahiplenmek, sorumluluğunu almak, dost olmak ve esir almak arasında büyük farklar vardır.
Esir almak istemiyorsanız köpek dışarıda kendi başının çaresine bakabilecek yeterlilikte olmalı. Yok ben öyle düşünmüyorum, her ihtiyacını onu üzmeden karşılarım diyorsanız, o sizi esir alır bilmiş olun.
Son olarak:
Tüm köpüşler güzeldir. Hepsinin, her ırkın, hatta sokak köpeklerinin bile ayrı ayrı o kadar üstün özellikleri var ki.. Yeter ki görmesini bilelim, dillerinden anlayalım..