webexplorer
Ana Kamp
Doğanın gizemli derinlikleriyle
içiçe yaşamış kimselerin çoğu,
başlarından geçenleri ve gördükleri güzellikleri
arkadan gelen kuşaklara aktarmadan
dünyamızdan göçüp gitmişlerdir.
Aynı yaşantıyı seçerek
bunları anlatan ve yazan
bizlere kıyasla daha fazlasını
görmüş ve yaşamış,ancak
adı dahi bilinmeyen
nice avcı, gezgin, kaşif
ve de macera adamı vardır.
Ne yazık ki onların yaşadığı olaylar
ve tecrübeler kendileriyle birlikte
yok olup gitmiştir.
Gelecek kuşaklara
miras olacak anılar ise,
onları yazıya dökme zahmetine
katlananların geride bıraktıklarıyla
sınırlı kalacaklardır.
Sir ALFRED E.PEASE
"Ben bir seyyahım ve bir dağa tırmanıcıyım" diyordu kendi kendine,
Ovaları sevmem ve öyle görünüyor ki bir yerde uzun zaman sakin oturamam.
Başıma kader ve yaşayış olarak ne gelirse gelsin;Onda daima bir gezinme ve bir tırmanış vardır.
Çünkü sonuçta insan,ancak kendi hayatını ve kendi içini yaşar.
NİETZSCHE - Böyle Buyurdu Zerdüşt
Çok kişi için doğada yaşamak,kent yaşamının bize sunduğu rahatlıkları terk etmek anlamına gelmektedir.Aydınlatılmış sokak ve caddeler,güvenli arabalar,bilgisayarların kontrol ettiği evler,rahat koltuklar,modern tuvaletler,karşılarında saatler geçirilen televizyonlar kısaca modern yaşamın sunduğu tüm olanaklar.Bütün bunları terk etmek ve belirsiz bir dünyaya adım atmak bu kişilerin kabul edemeyeceği düşüncelerdir.Bir dağın başında titriyerek yenen bir yemek,içine girilen ufacık bir tulum,fırtınada sallanıp duran çadır ve korku ile kulak kabartılan bir dünya.Ne gerek vardır? Neden insanlar böyle bir sıkıntıya girsin ki?
Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulamadan,donmadan akmak ne ala
Dünle beraber gitti,cancağzım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Mevlana Celaleddin RUMİ
İnsanların çok azı farklıdır.Onlarda ki ruh farklılığını bu hayatı tatmamışlar anlıyamazlar.Evet,evet onlar çok farklıdır.Yinede uzman olmayan bir göz onları tanıyamaz.Belki elbiselerine sinen deniz ve orman kokusu,arasıra gözlerinde çakan kıvılcımlar onları ele verir.Ama yine de dünyanın dört bir yanını keşfeden atalarından gelen maceracı genleri anlıyabilmeniz için sizinde onlardan biri olmanız gerekmektedir.
İnsan Evini Nerede İnşa Etmeli?
Eğer kendini yanlızlıkta büyük ve üretken hissedersen,
O zaman topluluk içindeki bir yaşam seni küçültüp tahrip edecektir ve tersi.
Güç dolu yumuşaklık,bir babada olduğu gibi.
Bu havaya nerede girersen,evini orada kur.
İster karmaşıklığın,ister sessizliğin içinde olsun.
NİETZSCHE - Tan Kızıllığı
Ruhumuzu yoran ihtiraslar,kavgalar,acılar ve
gürültülerden kaçıp sığınacağımız biricik
yer tabiattır.Onun kucağı bize sonsuz yaratıcılığı ve ebedi
kanunları fısıldar.İnsanlar tabiatın bir parçası
olduklarını unutmadıkça daha yaratıcı ve
daha mutlu olurlar.
Dr.Osman NEBİOĞLU
Gün olur,başımı alır giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
Şu ada senin,bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır,düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan;
Hele martılar,hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!..
Gün olur,başıma kadar mavi;
Gün olur,başıma kadar güneş;
Gün olur,deli gibi...
Orhan Veli Kanık-Gün Olur
Gün doğmadan,
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
İçinde bir iş görmenin saadeti,
Gideceksin;
Gideceksin ığrıpların çalkantısında.
Balıklar çıkacak yoluna karşıcı;
Sevineceksin.
Ağları silkeledikçe
Deniz gelecek eline pul pul.
Ruhları sustuğu vakit martıların,
Kayalıklardaki mezarlarında,
Birden,
Bir kıyamet kopacak ufuklarda.
Deniz kızları mı dersin, kuşlar mı dersin;
Bayramlar seyranlar mı dersin, şenlikler cümbüşler mi?
Gelin alayları, teller, duvaklar, donanmalar mı ?
Heeey!
Ne duruyorsun be, at kendini denize;
Geride bekleyenin varmış, aldırma;
Görmüyor musun, her yanda hürriyet;
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere.
Orhan Veli Kanık-Hürriyete Doğru
Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş
Maviliklerde sefer etmek,
Bir sahilden çözülüp gitmek.
Düşünceler gibi başıboş.
Açsam rüzgara yelkenimi;
Dolaşsam ben de deniz, deniz.
Ve bir sabah vakti, kimsesiz
Bir limanda bulsam kendimi.
Bir limanda, büyük ve beyaz.
Mercan adalarda bir liman.
Beyaz bulutların ardından
Gelse altın ışıklı bir yaz.
Doldursa içimi orada
Baygın kokusu iğdelerin.
Bilmese tadını kederin
Bu her alemden uzak ada.
Konsa rüya dolu köşkümün
Çiçekli damına serçeler.
Renklerle çözülse geceler,
Nar bahçelerinde geçse gün.
Her gün aheste mavnaların
Görsem açıktan geçişini
Ve her akşam dizilişini
Ufukta mermer adaların.
Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş!
İller, göller, kıtalar aşmak.
Ne hoş deniz, deniz dolaşmak
Düşünceler gibi başıboş.
Versem kendimi bütün bütün
Bir yelkenli olup engine.
Kansam bir an güzelliğine
Kuşlar gibi serseri ömrün.
Orhan Veli Kanık-Açsam Rüzgara
İstese de kalamazdı vakti gelince
Geyik sesleri yankılanınca yamaçlarda
Yürek burkulması ve hüzün ve keder
Aralıksız doldururdu acıların bohçasını
Dudaklarında öpüşlerin gül esmerliği
İçinde kıpırdanıp durur ufuk çizgisi
Ay bile soğuktur o zaman
Bir buz parçasıdır
Çaresiz çıkılacaktır o yolculuklara
Ki bir ömrün karşılığıdır serüvenler
Nasıl bağlanmadıysa yere ve zamana
Bağlanmadı kendine de ömür boyu
Dağlara tırmanan atlar gibi
Soluk soluğa yaşamak istedi dünyayı
Bir şahin gibi bulutlara kurdu
Dumanlı sevdaların yörük çadırını
Sıradan bir gezgin değildi hiç
Dövüşür gibi yaşadı yolculukları
Belki korkusuz sayılmazdı büsbütün
Korkardı korkulara düşmekten zaman zaman
Ahmet TELLİ - Soluk Soluğa
Özlediğin, gidip göremediğindir;
ama, gidip görmek istediğin
Özlem, gidip görememendir; ama
gidip görmek istemen
Özlediğin, gidip görmek istediğin-
ama gidip göremediğin
Özlem, gidip görmek istemen-
ama, gidememen,görememen; gene de, istemen
Oruç Aruoba
Dostlar ırmak gibidir
Kiminin suyu az, kiminin çok
Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca
Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya
İnsanlar vardır; üstü nilüferlerle kaplı,
Bulanık bir göl gibi...
Ne kadar uğraşsanız görünmez dibi.
Uzaktan görünüşü çekici, aldatıcı
İçine daldığınızda ne kadar yanıltıcı....
Ne zaman ne geleceğini bilemezsiniz;
Sokulmaktan korkarsınız, güvenemezsiniz!
İnsanlar vardır; derin bir okyanus...
İlk anda ürkütür, korkutur sizi.
Derinliklerinde saklıdır gizi,
Daldıkça anlarsınız, daldıkça tanırsınız;
Yanında kendinizi içi boş sanırsınız.
İnsanlar vardır, coşkun bir akarsu...
Yaklaşmaya gelmez, alır sürükler.
Tutunacak yer göstermez beyaz köpükler!
Ne zaman nerede bırakacağı belli olmaz;
Bu tip insanla bir ömür dolmaz.
İnsanlar vardır; sakin akan bir dere...
İnsanı rahatlatır, huzur verir gönüllere.
Yanında olmak başlı başına bir mutluluk.
Sesinde, görüntüsünde tatlı bir durgunluk.
İnsanlar vardır; çeşit çeşit, tip tip.
Her biri başka bir karaktere sahip.
Görmeli, incelemeli, doğruyu bulmalı.
Her şeyden önemlisi insan, insan olmalı...
İnsanlar vardır; berrak, pırıl pırıl bir deniz.
Boşa gitmez ne kadar güvenseniz.
Dibini görürsünüz her şey meydanda.
Korkmadan dalarsınız, sizi sarar bir anda.
İçi dışı birdir çekinme ondan.
Her sözü içtendir, her davranışı candan...
Can Yücel
Evet, insan kendinde başlayıp kendinde biter, ötesi yoktur.
Bir şey olmak istiyorsa, bu yaşam içinde olur.
Albert CAMUS - Sisifos Söyleni
içiçe yaşamış kimselerin çoğu,
başlarından geçenleri ve gördükleri güzellikleri
arkadan gelen kuşaklara aktarmadan
dünyamızdan göçüp gitmişlerdir.
Aynı yaşantıyı seçerek
bunları anlatan ve yazan
bizlere kıyasla daha fazlasını
görmüş ve yaşamış,ancak
adı dahi bilinmeyen
nice avcı, gezgin, kaşif
ve de macera adamı vardır.
Ne yazık ki onların yaşadığı olaylar
ve tecrübeler kendileriyle birlikte
yok olup gitmiştir.
Gelecek kuşaklara
miras olacak anılar ise,
onları yazıya dökme zahmetine
katlananların geride bıraktıklarıyla
sınırlı kalacaklardır.
Sir ALFRED E.PEASE
"Ben bir seyyahım ve bir dağa tırmanıcıyım" diyordu kendi kendine,
Ovaları sevmem ve öyle görünüyor ki bir yerde uzun zaman sakin oturamam.
Başıma kader ve yaşayış olarak ne gelirse gelsin;Onda daima bir gezinme ve bir tırmanış vardır.
Çünkü sonuçta insan,ancak kendi hayatını ve kendi içini yaşar.
NİETZSCHE - Böyle Buyurdu Zerdüşt
Çok kişi için doğada yaşamak,kent yaşamının bize sunduğu rahatlıkları terk etmek anlamına gelmektedir.Aydınlatılmış sokak ve caddeler,güvenli arabalar,bilgisayarların kontrol ettiği evler,rahat koltuklar,modern tuvaletler,karşılarında saatler geçirilen televizyonlar kısaca modern yaşamın sunduğu tüm olanaklar.Bütün bunları terk etmek ve belirsiz bir dünyaya adım atmak bu kişilerin kabul edemeyeceği düşüncelerdir.Bir dağın başında titriyerek yenen bir yemek,içine girilen ufacık bir tulum,fırtınada sallanıp duran çadır ve korku ile kulak kabartılan bir dünya.Ne gerek vardır? Neden insanlar böyle bir sıkıntıya girsin ki?
Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulamadan,donmadan akmak ne ala
Dünle beraber gitti,cancağzım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Mevlana Celaleddin RUMİ
İnsanların çok azı farklıdır.Onlarda ki ruh farklılığını bu hayatı tatmamışlar anlıyamazlar.Evet,evet onlar çok farklıdır.Yinede uzman olmayan bir göz onları tanıyamaz.Belki elbiselerine sinen deniz ve orman kokusu,arasıra gözlerinde çakan kıvılcımlar onları ele verir.Ama yine de dünyanın dört bir yanını keşfeden atalarından gelen maceracı genleri anlıyabilmeniz için sizinde onlardan biri olmanız gerekmektedir.
İnsan Evini Nerede İnşa Etmeli?
Eğer kendini yanlızlıkta büyük ve üretken hissedersen,
O zaman topluluk içindeki bir yaşam seni küçültüp tahrip edecektir ve tersi.
Güç dolu yumuşaklık,bir babada olduğu gibi.
Bu havaya nerede girersen,evini orada kur.
İster karmaşıklığın,ister sessizliğin içinde olsun.
NİETZSCHE - Tan Kızıllığı
Ruhumuzu yoran ihtiraslar,kavgalar,acılar ve
gürültülerden kaçıp sığınacağımız biricik
yer tabiattır.Onun kucağı bize sonsuz yaratıcılığı ve ebedi
kanunları fısıldar.İnsanlar tabiatın bir parçası
olduklarını unutmadıkça daha yaratıcı ve
daha mutlu olurlar.
Dr.Osman NEBİOĞLU
Gün olur,başımı alır giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
Şu ada senin,bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır,düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan;
Hele martılar,hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!..
Gün olur,başıma kadar mavi;
Gün olur,başıma kadar güneş;
Gün olur,deli gibi...
Orhan Veli Kanık-Gün Olur
Gün doğmadan,
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
İçinde bir iş görmenin saadeti,
Gideceksin;
Gideceksin ığrıpların çalkantısında.
Balıklar çıkacak yoluna karşıcı;
Sevineceksin.
Ağları silkeledikçe
Deniz gelecek eline pul pul.
Ruhları sustuğu vakit martıların,
Kayalıklardaki mezarlarında,
Birden,
Bir kıyamet kopacak ufuklarda.
Deniz kızları mı dersin, kuşlar mı dersin;
Bayramlar seyranlar mı dersin, şenlikler cümbüşler mi?
Gelin alayları, teller, duvaklar, donanmalar mı ?
Heeey!
Ne duruyorsun be, at kendini denize;
Geride bekleyenin varmış, aldırma;
Görmüyor musun, her yanda hürriyet;
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere.
Orhan Veli Kanık-Hürriyete Doğru
Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş
Maviliklerde sefer etmek,
Bir sahilden çözülüp gitmek.
Düşünceler gibi başıboş.
Açsam rüzgara yelkenimi;
Dolaşsam ben de deniz, deniz.
Ve bir sabah vakti, kimsesiz
Bir limanda bulsam kendimi.
Bir limanda, büyük ve beyaz.
Mercan adalarda bir liman.
Beyaz bulutların ardından
Gelse altın ışıklı bir yaz.
Doldursa içimi orada
Baygın kokusu iğdelerin.
Bilmese tadını kederin
Bu her alemden uzak ada.
Konsa rüya dolu köşkümün
Çiçekli damına serçeler.
Renklerle çözülse geceler,
Nar bahçelerinde geçse gün.
Her gün aheste mavnaların
Görsem açıktan geçişini
Ve her akşam dizilişini
Ufukta mermer adaların.
Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş!
İller, göller, kıtalar aşmak.
Ne hoş deniz, deniz dolaşmak
Düşünceler gibi başıboş.
Versem kendimi bütün bütün
Bir yelkenli olup engine.
Kansam bir an güzelliğine
Kuşlar gibi serseri ömrün.
Orhan Veli Kanık-Açsam Rüzgara
İstese de kalamazdı vakti gelince
Geyik sesleri yankılanınca yamaçlarda
Yürek burkulması ve hüzün ve keder
Aralıksız doldururdu acıların bohçasını
Dudaklarında öpüşlerin gül esmerliği
İçinde kıpırdanıp durur ufuk çizgisi
Ay bile soğuktur o zaman
Bir buz parçasıdır
Çaresiz çıkılacaktır o yolculuklara
Ki bir ömrün karşılığıdır serüvenler
Nasıl bağlanmadıysa yere ve zamana
Bağlanmadı kendine de ömür boyu
Dağlara tırmanan atlar gibi
Soluk soluğa yaşamak istedi dünyayı
Bir şahin gibi bulutlara kurdu
Dumanlı sevdaların yörük çadırını
Sıradan bir gezgin değildi hiç
Dövüşür gibi yaşadı yolculukları
Belki korkusuz sayılmazdı büsbütün
Korkardı korkulara düşmekten zaman zaman
Ahmet TELLİ - Soluk Soluğa
Özlediğin, gidip göremediğindir;
ama, gidip görmek istediğin
Özlem, gidip görememendir; ama
gidip görmek istemen
Özlediğin, gidip görmek istediğin-
ama gidip göremediğin
Özlem, gidip görmek istemen-
ama, gidememen,görememen; gene de, istemen
Oruç Aruoba
Dostlar ırmak gibidir
Kiminin suyu az, kiminin çok
Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca
Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya
İnsanlar vardır; üstü nilüferlerle kaplı,
Bulanık bir göl gibi...
Ne kadar uğraşsanız görünmez dibi.
Uzaktan görünüşü çekici, aldatıcı
İçine daldığınızda ne kadar yanıltıcı....
Ne zaman ne geleceğini bilemezsiniz;
Sokulmaktan korkarsınız, güvenemezsiniz!
İnsanlar vardır; derin bir okyanus...
İlk anda ürkütür, korkutur sizi.
Derinliklerinde saklıdır gizi,
Daldıkça anlarsınız, daldıkça tanırsınız;
Yanında kendinizi içi boş sanırsınız.
İnsanlar vardır, coşkun bir akarsu...
Yaklaşmaya gelmez, alır sürükler.
Tutunacak yer göstermez beyaz köpükler!
Ne zaman nerede bırakacağı belli olmaz;
Bu tip insanla bir ömür dolmaz.
İnsanlar vardır; sakin akan bir dere...
İnsanı rahatlatır, huzur verir gönüllere.
Yanında olmak başlı başına bir mutluluk.
Sesinde, görüntüsünde tatlı bir durgunluk.
İnsanlar vardır; çeşit çeşit, tip tip.
Her biri başka bir karaktere sahip.
Görmeli, incelemeli, doğruyu bulmalı.
Her şeyden önemlisi insan, insan olmalı...
İnsanlar vardır; berrak, pırıl pırıl bir deniz.
Boşa gitmez ne kadar güvenseniz.
Dibini görürsünüz her şey meydanda.
Korkmadan dalarsınız, sizi sarar bir anda.
İçi dışı birdir çekinme ondan.
Her sözü içtendir, her davranışı candan...
Can Yücel
Evet, insan kendinde başlayıp kendinde biter, ötesi yoktur.
Bir şey olmak istiyorsa, bu yaşam içinde olur.
Albert CAMUS - Sisifos Söyleni