E
egeli
Ziyaretçi
13 Mart 2011
Her yıl olduğu gibi 'mart içeri, 'egeli' dışarı' kuralını bu yıl da bozmadık. Martın soğuk ve yağış sürprizi nedeniyle bir süre gecikmiş olsak da, ilk ısınma turumuzu gerçekleştirdik. Güneşle uyandığımız bir sabah, 'Vakit, bu vakittir.' deyip, Foça'ya doğru yola koyulduk.
Karavan yaşamını, karavanımızı ne kadar özlemişiz..
'Menemen testileri gibi' deyişiyle halk diline yerleşmiş topraktan yapılmış ürünleriyle bilinen Menemen, yolumuzun üzerindeki yerleşim yerlerinden biri.. Bu ürünlerin ve hasır sepetlerin satıldığı dükkanlar, yolun iki yanına sıralanmış..
[attachment=1]
[attachment=2]
Menemen'i 2 km. kadar geçtikten sonra, Gediz Nehri görülüyor. Ne var ki, rengi hep böyle bulanık.. Gediz'le ilgili bir de anımız var; bir-iki yıl önceydi. Trenle Ankara'dan İzmir'e geliyoruz. Güneydoğulu olduğunu tahmin ettiğimiz, iki çocuklu bir aile, yol arkadaşlarımız.. Çocuklardan biri beş yaşlarında, esmer bir oğlan. Daha büyük olanı ise, dokuz-on yaşlarında. İlgiyle trenin camından dışarısını izliyor, fikir yürütüyor, bazen kıkırdaşıyorlar.. Sabah 8.30- 9.00 gibi Menemen yakınlarında, Gediz Nehrinin üzerinden geçiyor, tren.. Küçük çocuk (belli ki, denizden çok sözedilmiş) heyecanla; 'Deniz! Deniz!.. Agabey bak, görüsen deniz!' diye bağırdı.. Gayet ciddi bir ifadeyle dışarı bakan ağabeyi; 'O deniz degildir. Kurbagaların suyudur!..' dedi, bilgiç bilgiç.. Bu bize güzel bir anı olarak kaldı. Şimdi ne zaman bir akarsu görsek, Yavuz'la 'kurbagaların suyudur.' deriz..
[attachment=3]
Foça yol ayırımından dönünce, bambaşka bir ortamda buluyorsunuz kendinizi.. Yeşillikler.. ağaçlar.. çiçekler.. Yol üzerinde et lokantaları, çay bahçeleri, gözleme evleri.. ' Köy kahvaltısı ' adı alında; peynir, zeytin çeşitleri, börek ve poğaçalar, salam- sosis gibi şarküteri ürünleri, binbir çeşit reçeller, meyve suları, bitki çayları sunan mekanlar... Hangi köy evinin kahvaltı sofrasında, bu kadar çeşitli yiyecek bulunur ki?..
Bağarası Beldesini geçtikten sonra, yolun sağ tarafında, bir taş yapı çekecektir, dikkatinizi.. 'Pers Mezar Anıtı'.. Bir kaç yıl öncesine kadar, bir beton yığını, harabe halinde taş ev, taş kule olarak biliniyorken, şimdi onarılmış, gerçek kimliğiyle ortaya çıkarılmış.. Güzel bir bahçeyle çevrilmiş..
[attachment=4]
Bir kaç tepe aştıktan sonra tüm güzelliğiyle karşınızda beliriverir, Foça...
[attachment=5]
Her yıl olduğu gibi 'mart içeri, 'egeli' dışarı' kuralını bu yıl da bozmadık. Martın soğuk ve yağış sürprizi nedeniyle bir süre gecikmiş olsak da, ilk ısınma turumuzu gerçekleştirdik. Güneşle uyandığımız bir sabah, 'Vakit, bu vakittir.' deyip, Foça'ya doğru yola koyulduk.
Karavan yaşamını, karavanımızı ne kadar özlemişiz..
'Menemen testileri gibi' deyişiyle halk diline yerleşmiş topraktan yapılmış ürünleriyle bilinen Menemen, yolumuzun üzerindeki yerleşim yerlerinden biri.. Bu ürünlerin ve hasır sepetlerin satıldığı dükkanlar, yolun iki yanına sıralanmış..
[attachment=1]
[attachment=2]
Menemen'i 2 km. kadar geçtikten sonra, Gediz Nehri görülüyor. Ne var ki, rengi hep böyle bulanık.. Gediz'le ilgili bir de anımız var; bir-iki yıl önceydi. Trenle Ankara'dan İzmir'e geliyoruz. Güneydoğulu olduğunu tahmin ettiğimiz, iki çocuklu bir aile, yol arkadaşlarımız.. Çocuklardan biri beş yaşlarında, esmer bir oğlan. Daha büyük olanı ise, dokuz-on yaşlarında. İlgiyle trenin camından dışarısını izliyor, fikir yürütüyor, bazen kıkırdaşıyorlar.. Sabah 8.30- 9.00 gibi Menemen yakınlarında, Gediz Nehrinin üzerinden geçiyor, tren.. Küçük çocuk (belli ki, denizden çok sözedilmiş) heyecanla; 'Deniz! Deniz!.. Agabey bak, görüsen deniz!' diye bağırdı.. Gayet ciddi bir ifadeyle dışarı bakan ağabeyi; 'O deniz degildir. Kurbagaların suyudur!..' dedi, bilgiç bilgiç.. Bu bize güzel bir anı olarak kaldı. Şimdi ne zaman bir akarsu görsek, Yavuz'la 'kurbagaların suyudur.' deriz..
[attachment=3]
Foça yol ayırımından dönünce, bambaşka bir ortamda buluyorsunuz kendinizi.. Yeşillikler.. ağaçlar.. çiçekler.. Yol üzerinde et lokantaları, çay bahçeleri, gözleme evleri.. ' Köy kahvaltısı ' adı alında; peynir, zeytin çeşitleri, börek ve poğaçalar, salam- sosis gibi şarküteri ürünleri, binbir çeşit reçeller, meyve suları, bitki çayları sunan mekanlar... Hangi köy evinin kahvaltı sofrasında, bu kadar çeşitli yiyecek bulunur ki?..
Bağarası Beldesini geçtikten sonra, yolun sağ tarafında, bir taş yapı çekecektir, dikkatinizi.. 'Pers Mezar Anıtı'.. Bir kaç yıl öncesine kadar, bir beton yığını, harabe halinde taş ev, taş kule olarak biliniyorken, şimdi onarılmış, gerçek kimliğiyle ortaya çıkarılmış.. Güzel bir bahçeyle çevrilmiş..
[attachment=4]
Bir kaç tepe aştıktan sonra tüm güzelliğiyle karşınızda beliriverir, Foça...
[attachment=5]