Gün Geçmiyor Ki Karavancılarla Ilgili Nahoş Bir Haber Yapılmasın...

[yugun]

Antalya’da mahalleli-karavancı gerginliği

Antalya’da mahalleli-karavancı gerginliği - Antalya'nın Konyaaltı ilçesindeki sokağa karavanların uzun süreyle park edilmesi, mahalleli ile karavan sahiplerini zaman zaman karşı karşıya getiriyor. Karavancıların görüntülerinin rahatsız edici olduğunu savunan mahalleli, karavanların başka yere...

www.sozcu.com.tr

Karavancılık aklına kestirdiği kamusal alanları fütursuzca işgal ederek mi yapılmalı sizce? Bulunduğu yerdeki insanlara böylesine bir rahatsızlık vereceksek karavancılık yapmanın ne alemi var?

Yeni başlayan arkadaşlarım eğer bedelini ödemeden kamp yapabileceğinizi düşünüyorsanız bu işlere hiç başlamayın. Sizden 22 yıllık bir karavancı olarak rica ediyorum. Hem kendinizi boş yere üzersiniz, Hem paranızı çar çur etmiş olursunuz hem de haberdeki karavancılar gibi olursanız çevrenize de büyük bir rahatsızlık vermiş olursunuz.

 

[Doğrucu Davut]

.
Yücel bey bu konuda daha evvel de ayni bu günkü durumlar gerçi daha az bir yoğunlukla yaşandığı halde, diğerlerinin duruma karışmamayı seçmelerinin de rolü olmadı mı dersiniz ?
Kastım yoldan sapanlara “Kardeşim karavancılık bu şekilde yapılmaz” demek değil, organize olup düzen kurumlarına etki etmeye çalışmaktı.
Taraflar ya lakayt ya da sorunlardan paralize olmuş, mesih bekleme modunda.
Şimdi bütün karavancıların ayni pota içinde görülmesine yakınmamak lazım..

Ne dersiniz, beraberce çalışmaya başlamak için bence hala geç değil.
Hatta daha da zamanı..

Adorno’nun sanki tam da karavancılığı doğru yapmak isteyenler için söylediği bir söz var.
“Yanlış hayat, doğru yaşanmaz”

 

[TA2RX]

İğneyi kendimize batırdık. Biraz da çuvaldızı şikayetçilere batıralım mı?

Ayrıntıları izlediniz mi bilmiyorum. Şikayet edilen konular arasında şunlar da var:
- Çamaşırlarını asıyorlar
- Gelen giden belli değil
- Misafirleri geliyor
- Parka geçemiyoruz.
- Park yeri bulamıyoruz.

Haklı şikayetlerin ötesinde bence bunun arkasındaki mantık şu: "Biz bu evlerde oturmak için bir dünya para verdik. Bunlar gelip manzaraya bedavadan konuyorlar. Üstelik de manzaramızı kapatıyorlar/bozuyorlar."

Ağzımı bozmamak için direniyorum.

 

[Doğrucu Davut]

.
Bekir bey, ben duruma karavancılığı oturmuş ülkelerin perspektifinden bakmaya çalıştığımda, iki tarafın da argümanlarında olumsuz tanımlamalar görüyorum. Kısaca bizde devlet dahil bütün taraflar çağdaş karavancılığa daha oryante olmuş halde değiller.
Şimdiki tablo karavancılığı herkesin kendine göre tanımlaması şeklinde yani.
Aslında devletin düzenleme görevi başta gelmeliydi..
Zaten devlet denen kurum da bu yüzden var. Müsteşarlara veya ilgili memurlara sorsak, görevleri olduğu halde mutlaka herşeyin onların dışında geliştiğini iddia adeceklerdir..

 

[TA2RX]

.
Bekir bey, ben duruma karavancılığı oturmuş ülkelerin perspektifinden bakmaya çalıştığımda, iki tarafın da argümanlarında olumsuzluklar görüyorum. Kısaca bizde devlet dahil bütün taraflar çağdaş karavancılığa daha oryante olmuş halde değiller.
Şimdiki tablo karavancılığı herkesin kendine göre tanımlaması şeklinde yani.
Aslında devletin düzenleme görevi başta gelmeliydi..
Zaten devlet denen kurum da bu yüzden var. Müsteşarlara veya ilgili memurlara sorsak, görevleri olduğu halde mutlaka herşeyin onların dışında geliştiğini iddia adeceklerdir..

itirazım yok. Benim itirazım şikayetçilerin saçma argümanlarına.

İş saçmalamaya geldiğinde ben de sabit mekanlarda oturanlar için ayni derecede saçma şu tür argümanlarla şikayet edebilirim:

- Çamaşırlarını asıyorlar
- Gelen giden belli değil
- Misafirleri geliyor
- Park yeri bulamıyoruz.
- O betonlarda oturabilmek için güzelim portakal bahçelerini katledip doğa düşmanlığı yapıyorlar.
- Isınabilmek için odun-kömür yakıp havayı kirletiyorlar.
- Kanalizasyon atıklarını şebeke yoluyla denize boşaltıp deniz canlılarını öldürüyorlar.
- Özellikle yazın geceleri geç saatlere kadar balkonda oturup ışık ve gürültü kirliliği yaratıyorlar.
- Gözlerinin üstünde kaşları var

 

[dinozor izci]

Aslında bu olan, Antalya özelinde "yersizlikten" kaynaklanıyor.

Geçen yaz sonu yaptığım karavan gezisinde, haritalarda "karavan parkı" olarak görülen, hem de oldukça övülen "Lara Karavan Parkı" denen yerin tam bir mezbelelik halinde boş arsa olduğunu gördüm. Belli ki önceden karavan parkıymış ama nedendir bilinmez, burada hiç bir hizmet verilmediği gibi, işe yaramasın diye de denizle irtibatı kesilerek çamurlu ama susuz, pis bir alan haline getirilerek bırakılmış. Bir kaç tane sürekli konakladığı belli karavan duruyordu, o kadar.

Videoda sözü edilen yer, Konyaaltı semtinde, Boğa Çayı yanında. Orada işlevsel bir karavan parkı var ama ağzına kadar dolu. O yüzden millet bu sokağı işgal etmiş anlaşılan. Lara'da aldığımız bir tavsiye üzerine gittiğimiz Serik'te yeni açılan karavan parkı da tıka basa doluydu. Biz de iki karavan, giriş yolunun kenarına sığınarak kalabildik.

Serik'te gözlemlediğim ve Konyaaltı'da da öyle olduğunu tahmin ettiğim bir husus var. İnsanlar, karavanlarını yazlık olarak kullanıyorlar. Güvenli gördükleri bir yere (karavan parkı, yolun kenarı) park ediyorlar ve hafta içinde işlerine, evlerine gidiyor, hafta sonunda karavanlarına gelip tatil yapıyorlar. Böylece, kullanılmayan karavanlar, haftanın 5 günü terk edilmiş vaziyette duruyor, yer işgal ediyor.

Bunun önüne geçilmesi gerekir. Karavanını koyacak yeri olmayan insanlar için, içinde kalınamayacak, sadece karavanı park edecek karavan parkları yapılmalı. İçinde kalınmayan karavanların bu amaçla yapılmış alanları işgal etmemeleri sağlanmalı. Belki ücret ayarlamalarıyla bu sağlanabilir. Şu anda tam tersi, aylık abone olanlara indirim yapılıyor.

Yani karavancılığın kurallarını da yerel yönetimler baltalayıcı olmadan belirlemeli ve gözetmeli. İnsanların hep birden belli bir bilinçte olup da bu işin doğrusunu yapacaklarını umsak bile, fiziki imkanlar olmadan bunun gerçekleşme olasılığı yok.

Bu haberin Youtube'da videoları var. İnsanların şikayetlerini anlıyor, hak da veriyorum ama bazıları alenen düşmanlık ediyorlar. Emekli öğretmen olduğu söylenen bir hanımefendinin abartılı serzenişlerini de kınamadan geçmeyeyim.

 

[BörüBars]

Malesef bu durum her yerde var. Özellikle şehir merkezilerinde nedense yaz aylarında, denize sıfır günlerce, belki aylarca kalanlar var.

Saksı getirip, aracın etrafını botaniğe çevireni bile görüyorsun. Bu vatandaşımız haliyle iki üç gün kalıp gitmesini beklemiyoruz haliyle. Karavankondusuyla kötü bir görüntü oluşturmaya başlıyor.

Aslında denize sıfır insanların az gittiği noktalara gidebilir ama wc ve su olayı o kadar sıkıntı oluyor ki onlar için bırakamıyorlar bulundukları noktayı.

Örneğin;
Filyos sahilinde geçen sene baharda bir gece kaldım. En az 20 çekme karavanın 19'u sabit ve Zonguldak plakalı idi. Üçbeş sohbetten sonra, orda yaşayanlar bildiğin bahçe niyetine çekme karavanı orda bırakdıkların söylediler.

Bazı kıyı belediyeleri iyi niyetli süresiz alan yapmış ama bu devamlı süresiz kondular bunu kötüye kullanıyor.

Bunun tam tersi cırtlak sesleriyle, kıyılarda ,hasbel kadar yazlık alabilmiş çok görmüş insanımsılar.

Oysaki tüm kıyılar anasayal güvence ile tüm vatandaşlara aittir.

*Bağlantı

Bakın bu bir örneklem;

Yazın ortasında Ayvalık'taydım. Belediye kendine görev edinmiş ki sahil şeridine karavan sokmamak için karar almış ve ekiplerini birincil görev anlayışı içinde oradan oraya koşturuyorlar. Yerel medyadan en azından öyle okuyorum.

Oysa ki aynı belediye Başbuğ Atatürkümüzün adını verdiği koruluğa, piknik alanı yapmış wc / atık su kanal çıkışını ise aşağıda görüldüğü üzere denize vermiş. Fotonun çekilldiği yerde de koskoca Karavan Kampı Yasaktır yazısı vardı ayrıca. İşin gülünç tarafı akşamları o noktanın Ayvalık yereli tarafından potansiyel fantezi noktası olabileceği.

Karavancı olarak ne işimiz var merkezi yerde. Gidipte orda hır-gür yapmaya, kendimizi küçük düşürmeye ne gerek var. Ayvalık'ya gözlerden uzak yerlerde var. Toplamda 15 gün Cunda'da kaldım. Yanımda sadece Çekya'lı bir aile vardı. Dil bilmeden çocuklarıyla benim çocuklar oynadılar her gün.

Başka bir örneklem aynı ilçenin orta-üst denilebilecek bir noktasında, sadece çocuklar parka gitsin diye, normal bir cadde üzerinde park ettiğim esnada, koştura koştura gelen insanımsıların araçtan rahatsız olduklarını hemen beyan etmesi. Dedim heyacan yapma çocuk parkına geldik gidecez birazdan hayırdır!, hastam var denizi görmesi gerekiyor diye de ekliyor.

Bazı Anadolu belediyeleri özellikle karavan alanları dizayn ederek, bu parasal akışı kendine çevirebilmekte ve bunu ileriye dönük ekonomik bir hedef görüyor. Bulundukları alanlar tanıtımı da fazlaşıyor festivaller yaparakta.

Ancak kıyıdaki kapitalist düzen karavan ya da kamp olanağına engel. Herkes için zihniyeti değiştirmek çok zor.

 

[TA2RX]

Başka bir örneklem aynı ilçenin orta-üst denilebilecek bir noktasında, sadece çocuklar parka gitsin diye, normal bir cadde üzerinde park ettiğim esnada, koştura koştura gelen insanımsıların araçtan rahatsız olduklarını hemen beyan etmesi. Dedim heyacan yapma çocuk parkına geldik gidecez birazdan hayırdır!, hastam var denizi görmesi gerekiyor diye de ekliyor.

Buna ancak YUH! denir herhalde...

 

[Akdeniz45]

Aynı şeyler 30-40 yıl önce Avrupalı karavancıların başına geldiǧi için hep oradan örnek veriyorum. Çünkü sorunları yaşayan o karavancılardan biriside bendim.

Denize yakın, güzel manzalı park yerlerinin girişleri 2 metreden yüksek aracın giremeyeceǧi şekilde olan yerler süratle çoǧalmıştı.

Aynı durumu bazı marketler park yerleri içinde yaptılar.

Şehrin gişindeki karavan parka girmeyip şehre girenler çok olunca, karavan parktan sonra karavanların şehre girmesini yasaklayan çok şehir gördüm.

Çok zaman ya kamping ya da karavan park için karar vermek zorunda kaldık.

Avrupalı karavancılar olarak şunu anladık. Yerleşik halk devlete bizden daha yakın, dolayısıyla bizden daha güçlü.

Son 15 yıldır gittikçe şartlarımız düzeldi. Bunuda karavan parklara borçluyuz.

Yerleşik halk bizleri galiba artık tanıyor. Kaldıǧımız yerlerde alışveriş yaparken veya lokanta da yemek verken, karavan parktan mı geliyorsunuz diye sorulduǧumuz olur. Bu tür konuşmalar artık iyiki gediniz der gibi bir atmosferde geçiyor. Genellikle
Bunuda karavan parklara borçluyuz.

Türkiye’de çekme karavanla motokaravan gibi kamp dışı yerlerde geceleme işi uzun süre devam etmeyecek gibi.

Karavancilıǧın geliştiǧi ülkelerde çekme karavanla tatile giderken ve gelirken benzincilerin park yerlerinde gecelemek mümkün. Başka yerde gecelemeyi kimse aklindan bile geçirmez.