Ynt: Gideros Koyu
amasra dan ankara ya dönerken kastamonu üzerinden gelmeye karar vermiştim. o tarafları hiç görmemiştim, yol üzerinde sık sık durup fotolar çektim koylara girdim çıktım derken gideros diye bir tabela gördüm, yukardan çekici geldi gözüme aşağı ineyim dedim, aşağıda sağ tarafa doğru inişi vardı, 2 balık restoranı vardı tam deniz kıyısında müthiş bir manzara büyüledi gerçekten fakat denize girecek yer bulamadım, sahilde sadece balık restoranları ve bir iskeleye bağlanmış 2 tekne vardı. bir kaç foto çekip ayrıldım biraz manzaraya doyduktan sonra. yolda biraz gittikten sonra tekrar gideros tabelası gördüm galiba asıl girişi burası diye tekrar aşağı indim, yol kıvrıla kıvrıla aşağıya kadar iniyor, arabalar ancak ardarda park edebiliyor. bir kaç tane ev vardı, birisi tam denizin içinde nerdeyse dalgalar çarpıyor, ev sahibi bayanla muhabbet ettim biraz kıskandım evlerinin yerini, bir klise vardı dışardan fotoğrafladım ancak, yıkılmış yapılar arasına çadır kuranlar vardı, biraz uzakta sahili gördüm insanlar orda denize giriyorlardı. hemen mayomu arabada giyip denize girdim. manzara müthiş büyüleyici, her tarafınızı yemyeşil dağlar sanki çevreliyor ve önünüzde tertemiz dingin bir göl ! dinlendiğimi hissettim resmen, şehirden insanlardan ne kadar bunalmışım sıkılmışım sanki kafamın içinden uğultular çıkıyor boşluğa ve uygarlığın bana yüklediği gereksiz stresleri görevleri boşaltıyorum gibi hissetttim, saatlerce öylece bakakaldım manzaraya denize girdim çıktım ve kararımı verdim buraya tekrar gelip satılık arazi araştıracağım. sadece bir klübe yapabilecek kadar 30 metrekarelik bir arazi yeterli olacaktır. işte karadenizde kafamı tam anlamı ile dinleyebileceğim herşeyden uzak doğal bir köşe, klübemde teknoloji ve uygarlık olmayacak, sadece etrafı ağaçlarla örtülü bir yatak ve en temel ihtiyaçlarımı karşılayacağım kadar malzeme, gerisi doğa ve ben !..
amasra dan ankara ya dönerken kastamonu üzerinden gelmeye karar vermiştim. o tarafları hiç görmemiştim, yol üzerinde sık sık durup fotolar çektim koylara girdim çıktım derken gideros diye bir tabela gördüm, yukardan çekici geldi gözüme aşağı ineyim dedim, aşağıda sağ tarafa doğru inişi vardı, 2 balık restoranı vardı tam deniz kıyısında müthiş bir manzara büyüledi gerçekten fakat denize girecek yer bulamadım, sahilde sadece balık restoranları ve bir iskeleye bağlanmış 2 tekne vardı. bir kaç foto çekip ayrıldım biraz manzaraya doyduktan sonra. yolda biraz gittikten sonra tekrar gideros tabelası gördüm galiba asıl girişi burası diye tekrar aşağı indim, yol kıvrıla kıvrıla aşağıya kadar iniyor, arabalar ancak ardarda park edebiliyor. bir kaç tane ev vardı, birisi tam denizin içinde nerdeyse dalgalar çarpıyor, ev sahibi bayanla muhabbet ettim biraz kıskandım evlerinin yerini, bir klise vardı dışardan fotoğrafladım ancak, yıkılmış yapılar arasına çadır kuranlar vardı, biraz uzakta sahili gördüm insanlar orda denize giriyorlardı. hemen mayomu arabada giyip denize girdim. manzara müthiş büyüleyici, her tarafınızı yemyeşil dağlar sanki çevreliyor ve önünüzde tertemiz dingin bir göl ! dinlendiğimi hissettim resmen, şehirden insanlardan ne kadar bunalmışım sıkılmışım sanki kafamın içinden uğultular çıkıyor boşluğa ve uygarlığın bana yüklediği gereksiz stresleri görevleri boşaltıyorum gibi hissetttim, saatlerce öylece bakakaldım manzaraya denize girdim çıktım ve kararımı verdim buraya tekrar gelip satılık arazi araştıracağım. sadece bir klübe yapabilecek kadar 30 metrekarelik bir arazi yeterli olacaktır. işte karadenizde kafamı tam anlamı ile dinleyebileceğim herşeyden uzak doğal bir köşe, klübemde teknoloji ve uygarlık olmayacak, sadece etrafı ağaçlarla örtülü bir yatak ve en temel ihtiyaçlarımı karşılayacağım kadar malzeme, gerisi doğa ve ben !..