Ynt: Gezilerde Yaşanabilecek Kazaların Sorumluluğu Kime Aittir ?
Gerçekten çok güzel bir konu açılmış. Bir hukuçu olarak birkaç şey söylemek isterim. Ancak, benim yazacağım görüşler tamamen kendi değerlendirmemdir. Lütfen bu görüşlere göre hareket etmeden önce bir avukata danışmanız yerinde olur.
Öncelikle düzenlenen etkinliklerin niteliğine bakmak gerekir. Eğer düzenlenen etinlik bir yarış değil de sıradan bir etkinlikse meydana gelen kazadan, araç sürücüsü ya da araç başka birine kısa süreli ödünç verilmişse -örneğin bir etkinlikte arkadaşınıza direksiyona sen geç dediniz o da kaza yaptı- ruhsatta aracın sahibi gözüken kişi kusursuz olarak sorumlu olur. Tabi bu anlattığım hukuk davalarında, yani size karşı açılacak tazminat davaşarında geçerlidir. Başka bir anlatımla, kaza sonucu size bir tazminat davası açılırsa -uzun süreli kiralamalar hariç- "Kardeşim araba benim ama kaza sırasında aracı arkadaşım kullanıyordu" deseniz bile siz de sorumlu olursunuz. Kusursuz sorumlulukla anlatmak istediğim budur.
Ancak, araç sürücüsü ya da aracın sahibi kazanın mücbir bir sebepten, yani kişinin araç sürücüsünün hiç bir şekilde engelleyemeyeceği bir sebepten ya da kazada zarar görenin veya üçüncü bir kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.
Mücbir sebebe örnek vermek gerekirse, diyelim ki bir off road gezisinde konvoy halinde giderken aracınıza yıldırım düştü, siz de bunun etkisiyle gittiniz bir başka araca ya da kişiye çarptınız. Bu durum sizin önleyemeyeceğiniz bir şeydir. Sorumlu olmazsınız. Ancak, unutulmamalıdır ki, araçtaki bir arızanın, hatta sizin bilmediğiniz bir arızanın kazaya sebep olması mücbir sebep değildir. Sorumlu olursunuz.
Zarar görenin ağır kusuruna örnek : Yine bir off road gezisinde arazide gezinirken, bir kişi -hani olur ya- intihar etmek için kendini aracınızın önüne attı. Bu durumda zarar görenin ağır kusuru olduğu için sorumlu olmazsınız.
Üçüncü kişinin ağır kusuruna örnek : Yine bir gezide arkadaşınızın aracının frenleri boşaldı sizin aracınıza çarptı siz de gittiniz bir kişiye çarptınız. Bu durumda da freni boşalan aracın sahibinin ağır kusuru olduğu için sorumluluğunuz ancak kusurunuz var ise olur.
Ancak, ceza davalarında aracı kullanan kim ise kusuruna göre sorumlu odur.
Kazada yaralanan veya ölen kişi, hatır için, karşılıksız olarak taşınıyorsa -örneğin bir gezide aracınıza binen arkadaşınız- sorumluluğunuz ancak kusurunuz varsa mümkündür. Örneğin, bir gezide kaza sonucu yanınızdaki arkadaşınız yaralandı ya da öldü, bu durumda eğer kazanın meydana gelmesinde kusurunuz varsa sorumlu olursunuz aksi takdirde sorunlu olmazsınız.
Ya da bir gezide aracınızı arkadaşınıza kullanması için verdiniz. O da kaza yaptı, yaralandı ya da öldü. Bu durumda da yine ancak kusurunuz varsa sorumlu olursunuz. Bu durumu yukarıda belirttiğim durumla karıştırmayın. Yani, aracınızı arkadaşınız kullanırken bir üçüncü kişiye zarar verirse, aracınızı siz kullanmasanızda sorumlu olursunuz, ancak aracı kullanan arkadaşınız zarar görürse ancak sizin bir kusurunuz varsa sorumlu olursunuz.
Eğer düzenlenen etkinlik bir yarış ise -örneğin off road yarışı- o zaman, yarışa katılan araçların, üçüncü kişilere ya da üçüncü kişilerin mallarına verecekleri zararlardan yarışı düzenleyenler kusursuz olarak sorumlu olurlar. Bir örnekle anlatmak gerekirse, off road yarışı sırasında aracın biri -Allah korusun- seyircilerin arasına daldı. Yaralananlar ya da ölenler oldu. Bu kişilerin zararlarından yarış düzenleyecileri kusursuz olarak sorumlu olurlar.
Ancak yarışa katılan bir aracın ya da araç içindekilerin görecekleri zararlardan yarış düzenleyicileri ancak kusurları varsa sorumlu olurlar aksi takdirde sorumlu olmazlar.
Unutulmamalıdır ki tüm bu anlattıklarım hukuk davaları yani, maddi-manevi tazminat davaları içindir. Ceza davalarında ise kazayı yapan aracın sürücüsü o anda kim ise o cezalandırılır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, eğer yapılan bir organizasyon yarış değil, bir gezi vs. ise geziyi organize eden değil, araç sahibi ya da sürücüsü kim ise o sorumlu olur.
Aslında bu konular çok fazla yoruma açık, takdir gerektiren konulardır. Somut olaya göre şarlar değişebildiğinden bunun takdirini mahkeme ya da hakim yapar.
KONUYU DİLİM DÖNDÜĞÜNCE BASİTLEŞTİREREK ANLATMAYA ÇALIŞTIM. HATA VEYA YANLIŞLAR OLABİLİR. BU KONULARDA BİR AVUKATA DANIŞILMASI EN UYGUN YOL OLACAKTIR.