Ynt: Gezenbilir Muhteşem Topraklar; Gelibolu Yarımadası, Çanakkale ve Truva Gezisi (25 Nisan 2008)
Bir haftadan sonra nihayet fotağrafları photobuckete yükledim. Kısa kısa notlarla gezdiğimiz yerleri anlatmaya çalışacağım. Mümkün olduğunca farklı fotoğraflar seçmeye çalıştım. Ayrıca çektiğim tek fotoğrafları mail adreslerine göndermeye de başladım.
Gerçekten harika bir haftasonu geçirdim. Bir sürü güzel insanla tanıştım. Bu geziyi organize eden Sedat ve Koza'ya ve geziyi verdiği bilgilerle daha anlamlı hale getiren rehberimiz İsmet Bey'e çok teşekkür ederim. Bu arada aklıma gelmişken rehberimiz bize anlatırken sanırım Serdar görüntülerini çekmişti. Serdar o görüntülere nasıl ulaşırız, bi ses ver bize...
![Smile :smiley: :smiley:](data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7)
Hadi bakalım başlayalım.
Biz Ankaralı'lar olarak 15.30'da Ankara'dan yola çıktık. Saat 21 gibi İstanbul'daydık. Koza ve Berk ile buluştuk ve hareket noktamıza doğru yola koyulduk. Saat 23 gibi Kadıköy'den yola çıktık. Taksim ve Mahmutbey gişelerinden yolcularımızı aldıktan sonra yola koyulduk.
İlk durağımız Tekirdağ'da bir dinlenme tesisi idi. Biz aslında Tekirdağ merkezde köfte yemek istemiştik ama soförümüz biraz intaçıydı illaki dinlenme tesisinde mola verdik. Ama ne dinlenme tesisi inanılmaz bir kalabalık, her taraf çöp dolu berbat bir mola yeri...
Dinlenme tesisinde bir Namık Kemal heykeli vardı. Malum, Namık Kemal Tekirdağlı...
Yola koyulduk. Sabah saat 4 gibi Gelibolu'da daha henüz olmuş bir trafik kazasına denk geldik. Otomobil takla atmış, içinden sürücüsünü çıkarıp hastaneye gönderdiler. Acil şifalar diliyorum şoför arkadaşa.
Günün ağarmasıyla kahvaltı yapacağımız ve rehberimizle buluşacağımız Eceabat'a geldik. Otobüsümüzün parkettiği yerde bir karavan vardı; hemen fotoğrafını çektim. Kim bu karavanla buraları gezmek istmezki...
Rehberimiz de geldikten sonra gezimize başladık. Alttaki harita gezdiğimiz yereri gösteriyor.
İlk durağımız Mustafa Kemal'in komutanı olduğu 19. Tümenin bulunduğu Bigalı köyü oldu. Bu köy, çıkarılan bir kanunla sürekli olarak Türk bayrağı çekme hakkına sahipmiş. Köyde Atatürk Müzesini ve köylülerin yöredeki buluntulardan oluşturduğu küçük bir sergiyi gezdik.
Köyün sakinlerinden sevimli bir köpecik
Bigalı köyünden ayrılarak Anzakların her 25 Nisanda Şafak Ayini yaptıkları meşhur Anzak Koyuna doğru yola koyulduk. Yolda çok güzel manzaralarla karşılaştık. Durup biraz fotoğraf çektik.
Birçok yeri gezdiğimiz için ve çok fotoğraf çektiğimiz için, her duraktan bir iki fotoğraf koyabileceğim. Kusura bakmayın.
Şafak ayininin yapıldığı Anzak koyu...
Mehmetçiğe Saygı anıtı
Alayın tamamının savaş sırasında şehit olduğu 57. Alay Şehitliği. Aslında burası sembolik bir şehitlikmiş, asıl şehitlik yakınlarda farklı bir yerdeymiş. En küçüğü 18 yaşında olan onlarca Mehmetçik... Vatan size minnettardır ey şanlı askerler!
57. Alay Şehitliğinden sonraki durağımız Conkbayırı ve 261 rakımlı tepeye vardık. 261 rakımlı tepede bu bölgedeki çarpışmaları anlatan 5 adet kitabe bulunuyor. Bu kitabelerden birinde Mustafa Kemal'in savaşın kaderini değiştiren o ünlü emri yer alıyor : "...Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum..."
Havanın soğukluğuna bir de rüzgar eklenince biraz üşüdük...
Devamı geliyor. 5 dakika ara...
![Smile :smiley: :smiley:](data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7)