Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan cygnet Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 23
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 36,504

cygnet

Kamp I
Mesajlar
199
Tepkime Puanı
24
Okuyorum, bir çoğunuz bugüne dek birçok yer gezip gördünüz,yaşadınız ama biz bu yaz başında çarpıldık sanki..İlk kez yaz gribi olduk, meğerse ne berbatmış..Nezle,öksürük,ateş..Neyse 24 gün sonra ancak defettik belayı ve sonunda 13.07-Cuma sabahı gezimize başladık.
Evde planladığımız parkur şöyle idi..Ayvalık - Foça - Marmaris/Hisarönü - Fethiye ve dönüş direkt İstanbula..
Ayvalık'ta ADA KAMPİNG'de kalmak istedik..İstanbul'da iken kampingi tel ile aradım..Detaylı adres ve fiyat almak için...Şimdi dikkat edin fiyatı açıklıyorum..Karavanla 2 kişi 25x2=50 TL ayrıca oto için de 20 TL alınıyor..Yani 70 TL toplam..Yertkilinin bu ifadesine çok şaşırdım..Sanırım kendilerini Avrupadaki bir kampinge benzetmişler..Datça'da ki Aktur kampingin pabucu dama atıldı artık , ondan da pahallısı var artık :( Tabi ki vazgeçtik ve rotayı Foça'ya çevirdik..
Yeni Foçayı eski Foça'ya doğru 3-4 km geçince SAZLICA KAMPİNG diye bir yer bulduk..Deniz, derin ve dar bir girinti yaptığı için rüzgarsız ve çok da temiz..Kamping de orta sınıfta bir yer belki bir gömlek daha üstü..Aslında asıl hizmeti hafta sonu gelen günübirlikçilere vermek için düzenlenmiş bir yer..Birbirine yakın duran üstü tenteli yanında banklar duran bir teşkilattan sanırım 40-50 tane var..Mangal için özel sehpalar yapılmış,külleri dökmek için de ayrıca kül havuzları yapıp muhtelif yerlere koymuşlar.Ayrıca restoran adı altında çalışıp,ızgaralık et-tavuk , meşrubatlar,omlet türü kahvaltılıklar, alkollü içecek...vs satılıyor burada...Yerel balık ızgara dahi yapıp veriyorlar..Ama fiyatlar da öyle çok fahiş değil gibi ..Örneğin teneke kutu bira 6 TL, Kızarmış patates porsiyonu 6 TL , 500 ml pet su 1 TL.. Izgaralık etin kilosu 17.5 TL.
Neyse. biz cuma akşamı geldiğimizde vakit 19.15 idi ve hemen park edip , kıyafet değişerek denize attık kendimizi..Çarşaf gibi denizde uzun bir süre kaldık..Buraya gelirken görelim de görgümüz artsın diye Dikili-Çandarlı da yapınca neredeyse 500 km ye yakın bir mesafe kat etmiş olduk..Yol yorgunluğu ancak denize atılıyormuş..


Kampın içinden 2-3 dk. lık bir yürüyüşle hemen yanda ki 2nci plaja geçiliyor..Ancak burada şemsiye,şezlong hizmeti verilmiyor...Kendi imkanlarınızı kullanacaksınız artık..Sazlıca kampın karavan ve elektrik dahil geceliği 30 TL..Son derece makul... Çalışanlar çok sevecen ve yardım severler..Sahibi Güven bey de öyle..Kamp yaz-kış açıkmış..Burada hemen yanımızda senelik kalan 3 karavan var..Her biri kendilerine ait bir "yazlık ev" teşkilatı yapmışlar..Karavanlarının önünde özel sundurmaları var..Dikkat ederseniz "tente" demedim..Teşkilat öyle böyle değil hani..Senelik 2000 TL ödüyorlarmış..Aylık 165 TL civarına geliyor ki böylesine nefis bir koyda kasım,aralıkta bile denize giriyorlarmış..Özellikle alman ve italyan karavancılar sıkça geliyorlarmış..Kampingin plajı ve burada şemsiye,şezlonglar var , ücretsiz..Önce gelen oturur örneğindeki gibi..Büfeden dilediğinizi alabilirsiniz, sıcak-soğuk , ne isterseniz... 8-10 masalık restorant denize 6-7 mt mesafede.. Kampingin tanıtımı bu kadar.
Buyrun gelin , memnun kalırsınız..Ama sakın ctesi-pazar gelmeyin...Pazar yeri gibi oluyor..Herkes hemen mangal yakıyor, ta akşam 20.00 e dek durmaksızın..Bir duman , bir duman..Etten nefret geliyor adeta..Fakat hafta içinde en çok 30-40 kişi oluyor,çok tenha ve sessiz,sakin..Tam dinlence ortamı..

Geçtiğimiz pazar günü o yukarıda bahsettiğim curcunadan kurtulmak için Eski Foça'ya kaçtık..Bayıldım ilçeye..Bu kadar mı nostaljik olur bir yer..Bana 1960 lı yıllarımı hatırlattı..İstanbul'da ahşap sandal artık "antika" oldu ama burada limandaki balıkçı sandallarını görünce uzun uzun bakakaldım onlara.. Kalamış ve Moda geldi aklıma..1960 lı yıların Kalamış koyu..Fenerbahçe , Dalyan ve ta Caddebostan'a dek sahil boyu..
Foça'da yaşamayı hatta burada yaşlanmayı çok isterim..Ama bi kere bağlanmışız her yerimizden İstabul'a..Aslında İstanbul'da çok güzel ama,yaşamasını bilen için..

Kayınpederimin subay olması dolayısıyla ordu evi ve askeri kamplara giriş imkanımız var..Eski Foça'da da kara kuvvetlerinin kamp tesisi var ve pazar gününün bir bölümünü orada geçirdik.Önceleri bu yerlerde subay ve general/amiraller için farklı bölgeler teşkil edilmişti ve alt rütbeli subayları paşaların yerine almazlardı...Bizim gittiğimzde zaman öğleni geçtiği için plajda tüm yerler kapılmıştı ve bizde en uçta bomboş duran tek katlı tek odalı bir binanın önündeki kamelyanın altına sığındık..Hiç bir asker de gelip bizi kaldırmayınca akşama dek günü burada geçirdik...Denize girip kıyafet değişmek için soyunma kabinine gittiğimde önceden kapıada asılı duran "generel ve amirallere aittir" tabelasının sökülmüş halde, bir malzeme odasında durduğunu gördüm..Hükümetin yeni talimatı gereğince bu tip yerlere artık sivillerin de girebileceği , bunun ilk aşamasına milletvekilleri ve resmi nitelikli sivillerle ile başlanacağını medyada okumuştum..Demek ki uygulama başlamış..Henüz giriş kartı olmayan sivilleri almıyorlar ama zaman yakındır..

Balık avlamaya meraklı olanlarınız için müjdeyi vereyim...Kampingin bulunduğu koy ve civar koylarda dalarak ve olta ile balık avlayan bir çok kişi gördüm..Karagöz yavruları denizde yüzerken neredeyse bacaklarımızın arasına gireceklerdi.. Tüfekle balık avlayan bir kampingçi de dün akşam 1,5 saatte 7-8 balık yakalamış olarak döndü..Ancak boyları 12-13 cm den büyük değildi. .Buna karşılık geçen gün bir başkası da 50-55 cm boyunda yılan balığı yakalamış , biz görmedik sadece duyum aldık..

Bugün burada 4. günümüz...Sabah çok heyecanlı başladı..Dün gece, önce ki akşamlarda olduğu gibi 19.00 sıralarında bir esinti çıktı ve gün içinde gölgede 30 C. i aşan sıcaklığı kırıyor ve ancak öylece serinleyebiliyoruz..Bu esinti biz yattıktan sonra daha da şiddetlenmiş ama uykumuz içinde hiç anlamadık..Sabaha karşı arabanın ön kaputundan gelen küt bir sesle uyanıp fırladım..Dışarı çıktım..Kaputun yanında bir plastik balkon iskemlesi duruyor..Gece yatarken o iskemle orada değildi.. Meğerse rüzgar öyle bir hal almış ki, o iskemleyi nasıl kaldırıp arabaya fırlattıysa!! şaşıp kaldık..Kaput zerinde pek derin olmayan çizikler bırakmış ama pasta ile çıkacak cinsten...Ya ön cama veya far camına gelseydi , kırarmıydı , artık bilemiyoruz... Tanrı, işini bilir..Her ramazan öncesinde çok sıcak giden hava şartlarının az-çok normale döndüğüne şahit olmuşumdur..Eşim de sabah annesi ile yaptığı tel görüşmesinde Kadıköyde yerleri ıslatacak derecede yağmur yağdığı bilgisini aldı.
Havanın rüzgarlı, denizin de çalkantılı olması sebebiyle kampa bugün talep hiç eksilmedi..Yine 40-50 kişi kadar insan var...Bu rüzgar da olmasa 34-35 C. ye dayanmak oldukça zor olacak..Her sene güneş kremi sürünüp, güneşe yatardık...Bu sene özellikle kaçtık ve hep gölgede kaldık ama yerden yansıyan ışınlarla bile derimiz kızardı..Güneşe yatmış kadar yandık.






fotograflar da var ama yüklemede sorun var .,devamı gelecek..

sazlıca kuşbakışı sahili.


sazlıcada 2 nci plaj.JPG


Sazlıca kampingdeki konumumuz.jpg
 

Etiketler
Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Abi bu hanımlar her gün annelerini aramak zorun dalarmı yoksa genetik,mi.. Anlatımın icin teşekkürler fiyat gercekten cok makul et kilosu 17 tl cok cok iyi rakam yanlız Sarı su biraz pahalı resimlerle daha,da güzelleş,tirmeni bekliyoruz saygılarımızla
 

Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Ha bu arada cok gecmiş olsun abi (Dereyi görmeden pacayı sıvadım.)
 

Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Türkiye'de 17,5 TL'sına et yok, hele hele sahillerde; keşke olsa!... ;D Sayın"cygnet", düzeltecektir sanırım... :smiley:

Cavid Sezen
 

Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.


Bizim vazgeçilmezimiz Foça'yı sizin de sevmenize sevindik. Her mevsim güzel bir yöre, Foça..

Efsaneyi duydunuz mu, bilmem.. Foça'da yeri bilinmeyen bir karataş varmış. Gezerken o taşa basan kişi Foça'yı bırakamaz, tekrar tekrar gelirmiş.. Haberiniz olsun, istedim..

Keyfiniz sonsuz olsun...
 



Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Paylaşım için teşekkürler.
Bir an önce bu güzel yerlerin fotolarınıda bekliyoruz.
 

Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Sayın Egeli, siz Foça'da bu karataş'ın yerini bir öğrenip bana bi mail atın hele..Bi kıyak düşünürüz elbet:smiley:).
Altta eklediğimi sandığım foto Bodrum Güvercinlik koyunda ki Kaya kamp önünde ki görüntüdür.

KAYA KAMP ÖNÜ.jpg


KAYA KAMPTA SABAH KAHVALTIMIZ.jpg
 

Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Cavid bey, mangallık tavuk etiymiş o bahsettiğim ve kilo fiyatı..Fiyata mangal ve kömür dahildir.Böylece beklenen düzeltmeyi de yapmış olduk..

Dün akşam 19.30 da kamptan Bodrum'a geçtik..Bodrum'a dek olan 22 km lik yolda hiç değilse 10-11 adet 34 plakalı oto görünce "şu İstanbul'dan burada da kurtulamadık" demek geçti içimden:smiley:. Allah kurtarmasın zaten,İstanbul'u seviyoruz..

Bodrum bi felaket yer olmuş görmeyeli..Liman kesiminde yeni yol düzenlemeleri yapılmış..Önceden dar olan yollar daha da daraltılmış , neredeyse oyuncak araba kullanacağız artık seneye filan..Caddeler, sokaklar cıscıbıl giyinmiş turist kaynıyor..Dükkanlardan turist kızların üzerine sarkıp, çeçe sineği gibi yapışan satış elemanları ise Bodrum'un en çirkin yanı..İnsan ilgi duyduğu bir ürünü yakından görüp incelemek istese bile bu insanlar yüzünden vazgeçiyordur kesin. Yaz mevsiminde Bodrum'da ki alış verş yerleri turist kazığı merkezleri oluyor..Yeme içme yerleri de bundan nasibini alıyor.. Emekliler için en ucuzu fast food satan yerler. Biz de öyle yaptık ve hamburger,cips,colaya talim ettik.. Sonrasında ana yolların birinden gelen disko müziği dikkatimizi çekti..Hemen 1-2 dk. sonra da sesin kaynağını gördük..Açık kasalı bir kamyonete 4-5 bayan ve 1 erkek dansçı binmiş, yüksek volümlü dansla kendilerini feda edercesine dans ediyorlardı...Daha sonra kamyonetin arkasında yazan "Halikarnas" kelimesi ile bunun ünlü müzikhole müşteri çağrı sistemi olduğunu anladık..Aslında benim bildiğim yıllarda Halikarnas'ı reklama gerek duymadan hemen her Bodrum'a gelen bir kişi bir kez ziyaret etmiştir. Belki de barlar sokağı ile rekabetemi girdi diye düşündüm..

Koskoca , turistik Bodrum hakkında tespit ettiğim ve ona hiç yakışmadığı kadar yetersiz de olan diğer konu ise yön tabelalarının neredeyse gözlükle okunacak kadar küçük yazılarla yazılmış olması..İlçe zaten labirent gibi, şehir içine girip de tekrar Milas yönüne giden yolu bulmak için en az 2 kişiye sormanız gerekiyor.. Aynı tabela 8-9 yeri okla gösteriyor..Yer sayısı çok olunca da yazılar kargacık burgacık olmuş..O sıcak havada arabadan inip yandaki dükkana girip adres sormak bize çok zor geldi...Başka bir yerin adresini sormak için yanında durduğumuz kel adam da turist çıkmadı mı.."ben bilmiyo" demesi daha da ilginçti..Adres sorduğumuzu nasıl anladı o zaman değilmi.
 

Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Tavuk mangal 17,5 sa benim kuzular ucuza gidiyo,desenize mezbaya
 




Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Mangal ve kömür dahil 1 kgr tavuk eti 17,5 TL ucuzmu..Tavuğun kgr ı 6 TL İstanbul'da.. Kömür dediğin de nedir ve 1 kgr tavuk kızartmak için kaç TL gider?.. Bence 17,5 TL pahallı ama sayfiye,deniz kenarı...vs. deyince iş değişiyor..

Foça'dan çıkıp Menemen-İzmir kavşağına geldiğimizde yanımıza gelen bir İzmir'li aile bize "niye Foça'da kumburnu'na gitmediniz , orası orman ve deniz iç içe ve karavanlar da var" dedi..İnternette Foça ile yaptığım araştırmada ben hiç böyle bir ize rastlamadım..Bilenleriniz varsa lütfen yerini açık tarif edermisiniz.

Bugün ctesi..Günler tatilde çabuk geçiyor..Yola çıkalı 1 haftayı geçtik , anlamadık zaman nasıl geçti. Güvercinlik koyu bu sabah hop oturup hop kalkıyor.Rüzgar sabahın 11.30 unu beklemedi ve daha 10.00 yokken dalgalandı bile. Ama biz de dalgalı suya girmeğe alıştık..Denize inat yapıyoruz adeta..

güvercinlikte sol kenar sahili.JPG
 

Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Şu sıralarda ilginç bir olay yaşamaktayız..Hatta 2 ilginç desem daha doğru olur.
1 ncisi, Hollanda'dan Şubatta bisikletle yola çıkan 20 li yaşlarda genç bir kızcağız kampa geldi ve arkamızda çadır kurdu...Çadır çivisini eliyle toprağa gömmeğe açılışyordu olmayınca çekiçle gidip yardım ettim..Meğerse çivinin altında kaya varmış.. Sonra içilebilen musluk suyu varmı diye sorunca eşim haline acıdı ve 1 petşişe soğuk su ikram ettik..Böylece "Türk misafirperverliğ"mizi göstermiş olduk..Bizi gören yan karavancı bir tabak dolusu erik getirdi ve eliyle tarzanca " taze,taze..ye ye.." :smiley:) demesine çaktırmadan çok güldük ..
Bisikleti görüntüledim, buraya da ekleyeceğim . Bisikletin her yanı torba,çanta yüklü..Kız da tabi 4000-5000 km yolda kas gücüyle malesef bir deri bir kemik kalmamış... :eek:

2 nci olay ise çok daha ilginç Bize göre yani...Geçen sene ilk kez çekme karavan alan 70 li yaşlarda bir bayan (aslen alman ama uzun senelerdir Türkiyede) karavanı kampa koymuş..Önüne karavandan büyük bir platform yaptırıp, platformu da laminat parke kaplatmış.
Platformu tente ile kapamış ve içinde nofrost buzdolabı, evde olabilecek türde hazır mutfak sistemi, bambu oturma grubu ve TV ile döşemiş..Tesisatçı getirtip temiz su ve atık su tesisatı döşetmiş. Şimdi 5 ay burada tatil yapıyormuş.. Kadın değme karavancları sollamış yan.Senelik kirası 2000 TL..Hesaplıca, değil mi? Ama artık karavan yeri kalmamış..

Güvercinlik koyu civarında oturanlar yazın sıcağını hiç hissetmiyorlarmış..Çünkü sürekli esintili bir yer..Biz de 4 günden beri gece-gündüz hiç sıcağı diğer bölgelerde ki kadar hissetmedik..
 

Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Bugün 1995 de tatil için 7 günlüğüne gelip çok beğendiğimiz için 10 gün kaldığımız Gündoğan koyuna gittik..O tarihte Gündoğan koyunun tüm tepeleri ıssız, bomboştu..Sahile paralel giden tek yolu Eros otele doğru gidip,o bölgedeki diğer 1-2 semte ulaşırdı..Sahilde tek tük,parmakla sayılacak kadar az otel,motel vardı..Toplam nufusu sanırım 1000 kişi var ya da yoktu.
Dün, ilk gelişimizde kaldığımız Gündoğan motelin önünde duran otel yetkilisi ile ayaküstü kısa bir sohbet yaptık. Söylediklerini aynen aktarıyorum .. "Muğla bölgesi 1960 lı yıllarda Avrupa'ya çok işçi vermiş...10-12 Sene içinde eli para tutanlar dönüp koylarda geniş araziler almışlar..Ve bugünkü çevre zenginliğinin mimarı olmuşlar..Gündoğan'ın kışlık nufusu 18 000 civarında ama Temmuz,Ağustosta 200 000 oluyor".
Artık bu ifadeden sonra bana söyleyecek çok az söz kalıyor...Buraya yeniden geldiğimize sevineyim mi, üzüleyim mi karar veremedim..Denizin çevresindeki tüm kara parçası tipik Bodrum evleri, sitelerle donatılmış..Boş arazi çok çok az kalmış, nedense..Büyüklü,küçüklü oteller,moteller doldurmuş ta tepelere varana dek koyun çevresini...Yeme-içme merkezleri ara sokaklara bile dağılmışlar..Ne arasan var burada.."Minik Bodrum" olmuş Gündoğan..
Belediye başkanını tebrik etmek istiyorum...Plajlarda ki tüm şezlong ve şemsiyeleri halka bedava vermiş...Kimsenin tekeline bırakmamış..İsteyen bulduğu yerde ki bu bedava hizmetten faydalanabiliyor..
İlginç bir olaya şahit olduk...Denize sıfır geniş bir arazinin önünden yürüyorduk..Başımızı sağa çevirdiğimizde çevresi otel,motel ve yerleşim yerleri ile dolmuş ucu bucağı olmayan bir arazide ilk gördüklerimiz 9-10 kadar ineğin otladığı idi..Komik değil mi?.. Sonra arazinin ortasında bir köylü kadın süt sağıyordu..Yine çocukluğum aklıma geldi..İstanbul Kadıköy tarafında Kızıltoprak-Bostancı arasında yer yer bostan ve bahçeler vardı..Biz Kızıltoprak'ta yaşadığımız için eskinin Kadıköy Kız koleji , şimdiki blok binaların olduğu yerde bostan vardı..İçinde ki geniş ve derin kuyudan sürekli çevresinde dönen bir at su çekerdi.. Burada ki bostan sahibinin 1 ineği de vardı ve ben babamla oraya plastik 5 kgr lık bir bidonla gidip yeni sağılmış süt alırdık..Eve getirir,annem de bir kısmı ile yoğurt yapardı , kalanını da babamla süt olarak içerdik..Sütü kaynattığımızda tencerede ki sütün üstü yarım cm kaymak tutardı..Yapılan yoğurt da beton gibi sert olurdu , yemeğe doyamazdık..Ben halen o alışkanlığımla yoğurdu çok sever ve her öğün mutlaka yerim.. İşte o günleri burada yeniden yaşayınca kamerayı alıp köyü kadının yanına gidip seslendim "aman bacım..sen sağmağa devam et, resmini çekeceğim" kadın bana baktı ve "internete mi koyacan" deyince "heee" deyip deklanşöre asıldım.. Bu araziye İbrahim Tatlıses, bi tarihte 1 trilyon TL teklif etmiş ama köylü vermemiş, deniyor..Gerçek şu ki nereden bakılsa denize paralel sahil cephesi 200 mt veya daha çok olup, içe doğru derinliği de 100 mt yi geçen arazinin değeri, denize sıfır olması hasebiyle 1 trilyondan ok daha fazladır ama malesef bugün inekler "tatil " yapıyor...Bi denize girmedikleri kalıyor :smiley:
Gündoğan'da yine çocukluk günlerimden izler buldum..Kalamış koyunda deniz, sahil kumsalına aynen Gündoğan'da ki gibi gelir ve ben arkadaşlarımla ayağımızı önce kuma sonra suya basarak denize girmekten çok hoşlanırdık..Gündoğan plajı bana Kalamış sahilini hatırlattı ve eski günlere gittim yine. Oldum olası denize yüksekçe bir yerden girmeyi hiç sevmem, 20 cm yüksek bile olsa haz etmiyorum..İlle de önce kuma basacağım.. Gündoğan'ın plajı gündüz halka açık, akşam 19.00 dan itibaren de restoranların mekanı oluyor..Msalar denize 2-3 mt mesafede kuma yerleştiriliyor ve müşteri beklemeğe başlıyor..Fakat bu sene ramazan nedeniyle tümü sinek avlıyorlar..Ancak yabancı turistler ki sayıları oldukça fazla, onlar bu güzelliğin tadını çıkarıyorlar..Burası biraz da Yunan adalarını andırır olmuş..Ne de olsa komşuluk var ya..İncik boncuk satan standların birinin önünden geçerken arkadan gelen grek müziği bize nerede olduğumuzu daha derin hatırlattı..
Bu kadar övgüden sonra sıra yergiye geldi..Ana yoldan ayrılıp , Gündoğan,Torba ve Göltürkbükü'ne giden yaklaşık 20 km lik yol bu beldeye hiç yakışmıyor. Felaket bozuk bir asfalt.."asfalt" bile denmez ya.. Yöre yetkili makamı bunu nasıl içine sindirmiş aklım almadı. Bu yolu kullananlar artık , böbreklerinde ki tüm taşı döküyorlardır..:smiley:)

Bunca anlatımdan sonra sıra fotolara geldi..

Gündoğan plajı.jpg


Gündoğanda oteller arasında ki çiftlik.j


Gündoğanın 4 ayaklı sakinleri.jpg


Gündoğanda tüm plaj malzemesi bedava.jpg
 

Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Ara sokakların birine girdik , bakalım buralarda neler yenilenmiş diyerek...İleride bir pusette ikiz bebekler vardı...Şirinlikleri çok dikkatimizi çekti..Bakıcı bayan da söze girdi ve " kızımızın 60 takım kıyafeti var..Her gün 2 kıyafet değiştiriyor" dedi..Daha bu yaştan..

Gündoğan'da sizi şaşırtmağa devam edeyim...1995 de geldiğimizde kaldığımız Gündoğan motelin şekli de adı da değişmiş ve CASAMİA olmuş..Resepsiyona gittim ve laf olsun diye fiyat aldım...Oda/kahvaltı 2 kişi 440 TL.. Eylülde 330 TL olacakmış..

Gündoğanda karavancılara "ekmek" yok...Yani, geleyim de kampervanımı şöyle bir park edip,şuradan da elektrik alayım , bi güzel tatil yapayım diyemezsiniz..Çünkü kampervan parkedecek yer var ama elektriğinizi kendiniz üretirseniz tatil yapabilirsiniz, yoksa dışa bağımlı kalırsanız buraya ancak günübirlik olarak gelin..Elektrik alacak yer yok..

Gündoğan'ın ikiz misafirleri.jpg


Süt sağan köylü.jpg


Gündoğan'ın ikiz misafirleri.jpg
 

Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Sn.Cygnet...ülkemizdeki tüm tatil yörelerini önce Ankara'da yaşayanların keşfedip, birer site kurmuş olmalarının nedeni sizinde gezi yazınızda harmanlayıp sunduğunuz ,Nostaljik İstanbul'da bunları yapabiliyor olmamız değilmiydi :smiley:Çeşitli nedenlerle bu yıl takılı kaldığım İstanbul'da gezi yazınızla avunuyorum.Günümüzde hafta sonları her nekadar denizi görmek fikrini aklımızdan bile geçirmiyorsakta,Foça'da olduğu gibi aynı durumun yaşandığını görmek, halka açık sahil şeridinin gün geçtikçe azalmasının bir sonucu olsa gerek.(Keza Gündoğan örneği gibi).Katkılarınız ile güzelliştirdiğiniz gezinizi takipteyim,iyi dinlenceler....
 



Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Bodrum taraflarına gittiğinizde en güzel yerlerden birisi mazıdır mazı ikiye ayrılır yukarı mazı ve aşağı mazı aşağı mazıya denizbaşına inildiğinde gökova kerme körfezini ve datçanın son ucu reşadiye yarımadasını Kayabaşı restaurantın terasından seyredebilirsiniz.Burada akşam üzeri enfes manzaraya bir duble rakıyla eşlik ederseniz dünyanın en şanslı insanlarından biri olursunuz.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,740
Mesajlar
1,522,994
Kayıtlı Üye Sayımız
166,557
Kaydolan Son Üyemiz
Takezo

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst