28 Nisan'da Göynük yaylarına çıkma planları yaparken, bir anda havanın soğumasıyla kendimi Eskişehir > Söğüt > İznik Gölü > Taraklı > Göynük > Nallıhan >.... rotasında buldum.
Soğuk bir günde sabahtan Ankara'dan Eskişehir'e bastım. Eskişehir benim için Ankara'nın daha düzenli ve oturmuş halini yansıtıyor.
Ankara'dan çıkacaklara Sincan Temelli Gölet alanında kahvaltı için durulabilinir. WC-Çeşme mevcut.
Sivrihisar'ı selamlayıp doğruca merkeze geliyorum. Merkeze gelmeden yine yol üstünde bir kaç çeşme mevcut.
Merkezde önceden belirlediğim noktalar sizlerinde işine gelebilir. Kanlı kavak parkınin karşısında karavanların noktası bulunmakta.
Dede korkut parkını seçtim durak olarak.
(*)
Çeşme ortada ama parkın camisinin şadırvanı yola yakın. WC de var temizdi.
Merkezi gezenler için öneri tabii ki. Kanlı kavak daha yeşil ve porsuk çayının dibinde.
Eskişehir'den devamlı geçtğimiz için Sazova parkını gezdik ilk saatler.
Bu noktadaki Sazova otoparkında konaklanabiliniyor. Akşam konoklamaya izin var. Zaten yabancı karavancılarda var bu konumda. Türk Dünyası Kültür Sanat Merkezi'nin otoparkı. Otoparktaki arkadaş karavan ile minübüsün ayrımını iki saniye sonra yapsada otomobil park ücreti ödedim. İtiraz etmesen minibüs ücretini alıyorlar.
Park bahçe anlatmayacam tabii ki : ) ama ve bence sadece yapıların önünde fotoğraf çektirmek daha mantıklı. Her yapıya girişite çingene gibi para istenmekte. İçi boş yapılar...
Bilim merkezine giremedim, öğlen başlıyormuş sesansları. Aslında bunun için gelmiştim, bu merkez hariç her yere gereksiz gere gir çık yaptık. Çocuklar merak ediyor haliyle..
Hani içinde ilginç bir şey olsa neyse diyecem ama işte herkesin estetik görüşüde farklı tabii ki.
Buradan hava şartlarına göre ya Orhaneli'ne ya da İznik tarafına gidecektim. Radar görüntüleri İznik gölünde yağısşız ve tahminler daha sıcak gösterince mecbur İznik'e rotayı çevirdim.
Eskişehir > Söğüt > Bilecik > Yenişehir > İznik
Söğüt tarafından Ertuğrul Gazi'nin türbesinden geçmemek olmaz. Türk tarihi olmasada Osmanlı tarihinin başlangıcı. Küçük ve turistik olmayan bir bölge gibi geldi Söğüt. Türbe tarafında dinlenme yerleri yapılmış. WC ve Çeşmeler var. Hava çok güzel. Şehir gürültüsü yok. Rota üzerinde gezen tayfa için durak ve konaklama noktası olabilir.
İznik' e devam....
Söğüt - Bilecik yolu yapım aşamasında. Yer yer daralmakta ve stablize durumuna düşmekte. Alternatif rotalar mevcut. Google Amca bu konuda haklıydı ama ben zor olana bakayım dedim.. Aracın her tarafını çamur yaparak ekstra bir başarı sağladım : ).
Ülkemizin bir çok yerine giden biri olarak Bilecik merkezi hiç görmemiştim. Yolumuz düşmüyordu sonuçta.. Uzaktan inşallah şu uzakta ki dağada ki yapılar şehir merkezi değildir dedim. Bir şehir neden tepeye kondurulur![Smile :smiley: :smiley:](data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7)
Bilecik merkez rampa her yer. Merkezde bir iki alışveriş sonrasında Yenişehir'e doğru yola çıktım. Yenişehir yolunda da stablize durumlar mevcut. Asvaltama devam ediyordu.
Bu arada Söğüt'ten İznik'e kadar mevsimindende dolayı her yer yemyeşil. Etrafı gezip tozana rota tavsiyedir.
Yenişehir'den İznik'e tatlı tatlı rampaları gördükçe balatalar bayram ediyor. Gölün manzarası muhteşem tabii. Doğrudan göl tarafına İznik Bursa İstanbul yolu olarak adlandırılan anca köy yolundan hallice yolda, göl kıyısına bakmak için giridim. 10 Km sonrasında havanın hâlâ kapalı ve soğuk olması, çocukların durmayışı ve ilk günün yorgunluğundan dolayı iznik merkeze döndüm ve bu noktada konakladım.
Gece Dai Shavamızı meşhur webastomuzu mecbur çalıştırdık. Gece 6-7 dereceye kadar düştü.
Çocukların oyun ihtiyacını da giderdikten sonra doğrudan Göllüce Köyüne gittim. Gölün bütün kıyıları müsait ama kıyılarda çokda hoş değil. Göl çekildiği için bol sazlık, taş ve çamur vardı. Belki yazın daha iyi olabilir.
Kıyı bu şekilde ama arkası zeytinlikler. Her yer zeytinlik. Yol üstünde çeşmeler var.
Göllüce köyünde alışveriş yaparken çeşmelerden akan suyun gölden pompalanan su olduğunu, çay ve yemek için kullanabilir olduğunu söylediler. Çeşmelerin suyu içilmiyor kısaca.
Göllüce köyünün çıkışında bir cep bularak en iyi noktaya geri geri yanaştım. Ancak ordaki köylü abimizin arazisiymiş. Sağolsun yeni kopardığı marullardan getirdi. Sorunca onun arazisi olduğunu öğrendim. Günübirlik gelenler, piknikçiler ve akşamcıla az da olsa vardı.
Güvenlik problemi yok.
Ciddi anlama olmasada işçi şişeleri yine mevcut. Bol bol plastik. Çocuklarla ilk görevimizi iki torba çöp toplayarak yaptık göl kıyısında.
Gece dizel ısıtıcı açıktı hep. (29 Nisan 2 Mayıs geceleri soğuktu, o hafta kısa süreli soğuklar gelmişti. )
İznik'ten önce Pamukova > Geyve > Taraklı > Göynük > Nallıhan yaparak Ankara'ya kutsal topraklara tekrar geldim.
Düz rampasız, virajsız bir rota değil. Yorabilir. Yol manzaralı harika. En sessiz şehir Taraklı hakkaten sessiz : )..
Özellikle Taraklı ve Göynük klasik Osmanlı şehirleri. Ankara'nın Ayaş ve Beypazarı gibi....Evler beni pek sarmıyor ama doğa çok güzel..
Fotoğraflar Google Amca'dan araklanıp özenle fireworks'tan geçirilmiştir malesef... Kısa bir tanıtım oldu gibi artık..
Soğuk bir günde sabahtan Ankara'dan Eskişehir'e bastım. Eskişehir benim için Ankara'nın daha düzenli ve oturmuş halini yansıtıyor.
Ankara'dan çıkacaklara Sincan Temelli Gölet alanında kahvaltı için durulabilinir. WC-Çeşme mevcut.
Sivrihisar'ı selamlayıp doğruca merkeze geliyorum. Merkeze gelmeden yine yol üstünde bir kaç çeşme mevcut.
Merkezde önceden belirlediğim noktalar sizlerinde işine gelebilir. Kanlı kavak parkınin karşısında karavanların noktası bulunmakta.
Dede korkut parkını seçtim durak olarak.
Çeşme ortada ama parkın camisinin şadırvanı yola yakın. WC de var temizdi.
Merkezi gezenler için öneri tabii ki. Kanlı kavak daha yeşil ve porsuk çayının dibinde.
Eskişehir'den devamlı geçtğimiz için Sazova parkını gezdik ilk saatler.
Bu noktadaki Sazova otoparkında konaklanabiliniyor. Akşam konoklamaya izin var. Zaten yabancı karavancılarda var bu konumda. Türk Dünyası Kültür Sanat Merkezi'nin otoparkı. Otoparktaki arkadaş karavan ile minübüsün ayrımını iki saniye sonra yapsada otomobil park ücreti ödedim. İtiraz etmesen minibüs ücretini alıyorlar.
Park bahçe anlatmayacam tabii ki : ) ama ve bence sadece yapıların önünde fotoğraf çektirmek daha mantıklı. Her yapıya girişite çingene gibi para istenmekte. İçi boş yapılar...
Bilim merkezine giremedim, öğlen başlıyormuş sesansları. Aslında bunun için gelmiştim, bu merkez hariç her yere gereksiz gere gir çık yaptık. Çocuklar merak ediyor haliyle..
Hani içinde ilginç bir şey olsa neyse diyecem ama işte herkesin estetik görüşüde farklı tabii ki.
Buradan hava şartlarına göre ya Orhaneli'ne ya da İznik tarafına gidecektim. Radar görüntüleri İznik gölünde yağısşız ve tahminler daha sıcak gösterince mecbur İznik'e rotayı çevirdim.
Eskişehir > Söğüt > Bilecik > Yenişehir > İznik
Söğüt tarafından Ertuğrul Gazi'nin türbesinden geçmemek olmaz. Türk tarihi olmasada Osmanlı tarihinin başlangıcı. Küçük ve turistik olmayan bir bölge gibi geldi Söğüt. Türbe tarafında dinlenme yerleri yapılmış. WC ve Çeşmeler var. Hava çok güzel. Şehir gürültüsü yok. Rota üzerinde gezen tayfa için durak ve konaklama noktası olabilir.
İznik' e devam....
Söğüt - Bilecik yolu yapım aşamasında. Yer yer daralmakta ve stablize durumuna düşmekte. Alternatif rotalar mevcut. Google Amca bu konuda haklıydı ama ben zor olana bakayım dedim.. Aracın her tarafını çamur yaparak ekstra bir başarı sağladım : ).
Ülkemizin bir çok yerine giden biri olarak Bilecik merkezi hiç görmemiştim. Yolumuz düşmüyordu sonuçta.. Uzaktan inşallah şu uzakta ki dağada ki yapılar şehir merkezi değildir dedim. Bir şehir neden tepeye kondurulur
Bilecik merkez rampa her yer. Merkezde bir iki alışveriş sonrasında Yenişehir'e doğru yola çıktım. Yenişehir yolunda da stablize durumlar mevcut. Asvaltama devam ediyordu.
Bu arada Söğüt'ten İznik'e kadar mevsimindende dolayı her yer yemyeşil. Etrafı gezip tozana rota tavsiyedir.
Yenişehir'den İznik'e tatlı tatlı rampaları gördükçe balatalar bayram ediyor. Gölün manzarası muhteşem tabii. Doğrudan göl tarafına İznik Bursa İstanbul yolu olarak adlandırılan anca köy yolundan hallice yolda, göl kıyısına bakmak için giridim. 10 Km sonrasında havanın hâlâ kapalı ve soğuk olması, çocukların durmayışı ve ilk günün yorgunluğundan dolayı iznik merkeze döndüm ve bu noktada konakladım.
Gece Dai Shavamızı meşhur webastomuzu mecbur çalıştırdık. Gece 6-7 dereceye kadar düştü.
Çocukların oyun ihtiyacını da giderdikten sonra doğrudan Göllüce Köyüne gittim. Gölün bütün kıyıları müsait ama kıyılarda çokda hoş değil. Göl çekildiği için bol sazlık, taş ve çamur vardı. Belki yazın daha iyi olabilir.
Kıyı bu şekilde ama arkası zeytinlikler. Her yer zeytinlik. Yol üstünde çeşmeler var.
Göllüce köyünde alışveriş yaparken çeşmelerden akan suyun gölden pompalanan su olduğunu, çay ve yemek için kullanabilir olduğunu söylediler. Çeşmelerin suyu içilmiyor kısaca.
Göllüce köyünün çıkışında bir cep bularak en iyi noktaya geri geri yanaştım. Ancak ordaki köylü abimizin arazisiymiş. Sağolsun yeni kopardığı marullardan getirdi. Sorunca onun arazisi olduğunu öğrendim. Günübirlik gelenler, piknikçiler ve akşamcıla az da olsa vardı.
Güvenlik problemi yok.
Ciddi anlama olmasada işçi şişeleri yine mevcut. Bol bol plastik. Çocuklarla ilk görevimizi iki torba çöp toplayarak yaptık göl kıyısında.
Gece dizel ısıtıcı açıktı hep. (29 Nisan 2 Mayıs geceleri soğuktu, o hafta kısa süreli soğuklar gelmişti. )
İznik'ten önce Pamukova > Geyve > Taraklı > Göynük > Nallıhan yaparak Ankara'ya kutsal topraklara tekrar geldim.
Düz rampasız, virajsız bir rota değil. Yorabilir. Yol manzaralı harika. En sessiz şehir Taraklı hakkaten sessiz : )..
Özellikle Taraklı ve Göynük klasik Osmanlı şehirleri. Ankara'nın Ayaş ve Beypazarı gibi....Evler beni pek sarmıyor ama doğa çok güzel..
Fotoğraflar Google Amca'dan araklanıp özenle fireworks'tan geçirilmiştir malesef... Kısa bir tanıtım oldu gibi artık..