Herkese selamlar,
Bu konu başlığı altında yaptığım ilk gezi paylaşımım.
Kısaca özetlemek gerekirse, offroada olan ilgin bu yılın başında bu araca sahip olmamla başladı.
Kendi çapımızda birkaç denemeden sonra yaz geldi ve offroad sezonunu kapatıp, kendimizi denizlere attık.
Bayram programımızı ilk gün aileye ayırıp tüm ziyaretlerimizi tamamladıktan sonra ertesi gün için arkadaşımla sözleşip,
tekneyle çıkıp son wakeboard turlarımızı atmak üzere ertesi günü beklemeye başladık.
11.00-12.00 gibi marinada buluşup hazırlıklarımızı yapacakken, tatsız hava bizi buluşmadan önce bir telefon konuşması yapma ihtiyacında bıraktı.
İkimizinde telefonda dediği aynıydı 'Haydi offroada çıkalım'
Yarım saat sonrasına buluşmak üzere sözleştik, ben aceleyle gezenbilir offroad gezileri bölümünden gidilebilecek alternatif yerlere baktım,
tekne için hazırladığım çantayı offroad ihtiyaçlarına yönelik olaraktan revize edip yola çıktım.
Erenköy'den arkadaşımı aldıktan sonra termos ve mataraları doldurup Şile'ye doğru yola koyulduk.
Yolda gps'e nereye gideceğimizi, girecekken aceleyle baktığım yeri unutmam karşısında bir süre çaresiz kalsak da,
evi arayıp eşimden yuardım istemeye karar verdim.
Sorduğum soru ardına çocuğumuzun ağlamasını susturmaya çalışan eşimin azarıyla özür dileyip telefonu kapattım.
Site içinde site reklamı gibi olacak ama gezenbilirin cep uyumluluğu, wap sitesi beni kurtardı ve forumdan gideceğim yeri bulup
gps'e girdim.
Gps'eki ablamızın yönlendirmeleriyle yaklaşık 30-40 dk sonra kendimizi Esenceli'de bulduk.
Daha önce bu tip geziler, yapmadığımdan daha oraya gelir gelmez yeşilin haimiyeti , doğa beni büyüledi,
sanırım bundan sonra daha çok tekrarlayacağım 'Burası İstanbul mu' dumurunu yaşadım.
Barajın kıyısında bir başı boş kendi halinde duran bir atın yanına park edip kahvelerimizi yudumlamaya başladık.
Köyün içerisinde biraz dolandıktan sonra ormanın içine doğru yol aldık. Genel olarak tepelerden baraj etrafında dolandık
müthiş manzaralar izledik yolda. Malesef aceleyle çıktığımdan yanıma slr fotoğraf makinası almamıştım, video kamerayla birkaç poz
çektik onları da burada paylaştım.
Tek araç 2 kişi çıktığımız gezintimiz barajın bir köşesinde batarak son buldu, aracı çıkartmak için tam 3.5 saat uğraş verdik ama
bana mısın demedi.
3.5 saatlik süre zarfında belimize kadar çamura batıkken yanımıza sandalla yanaşan memleketim insanının akıl verişi ve yorum
yapışı, kişiliğimin sabır testiydi ve başarıyla geçtim. Güneş batmasına yakın gelen başka bir sandal da, köyden olduğunu
yevmiye verirsek traktör çağırtabileceğini söyledi. Zaten ben de o anda telefonda Jandarmaya ulaşmaya çalışıodum ki,
hemen o hakkımı kullanmak istedim.Yaklaşık bir yarım saat sonra traktör içinde 4 köylü bizi batıktan çıkardı. Ve onlardan öğrendiğmiz kadarıyla kaldığımız yerin adı 'Batık Tarla'ymış
Herşeye rağmen o 3.5 saat de bir uğraşla geçtiğinden gayet keyifliydi.
Bu sefer şansımız da vardı kurtulduk, bugün vinç sipariş ettim, şimdi de daha iyi bir lastik bakıyorum.
Başka gezilerde aranıza aktılmayı isterim, görüşmek üzere...
Bu konu başlığı altında yaptığım ilk gezi paylaşımım.
Kısaca özetlemek gerekirse, offroada olan ilgin bu yılın başında bu araca sahip olmamla başladı.
Kendi çapımızda birkaç denemeden sonra yaz geldi ve offroad sezonunu kapatıp, kendimizi denizlere attık.
Bayram programımızı ilk gün aileye ayırıp tüm ziyaretlerimizi tamamladıktan sonra ertesi gün için arkadaşımla sözleşip,
tekneyle çıkıp son wakeboard turlarımızı atmak üzere ertesi günü beklemeye başladık.
11.00-12.00 gibi marinada buluşup hazırlıklarımızı yapacakken, tatsız hava bizi buluşmadan önce bir telefon konuşması yapma ihtiyacında bıraktı.
İkimizinde telefonda dediği aynıydı 'Haydi offroada çıkalım'
Yarım saat sonrasına buluşmak üzere sözleştik, ben aceleyle gezenbilir offroad gezileri bölümünden gidilebilecek alternatif yerlere baktım,
tekne için hazırladığım çantayı offroad ihtiyaçlarına yönelik olaraktan revize edip yola çıktım.
Erenköy'den arkadaşımı aldıktan sonra termos ve mataraları doldurup Şile'ye doğru yola koyulduk.
Yolda gps'e nereye gideceğimizi, girecekken aceleyle baktığım yeri unutmam karşısında bir süre çaresiz kalsak da,
evi arayıp eşimden yuardım istemeye karar verdim.
Sorduğum soru ardına çocuğumuzun ağlamasını susturmaya çalışan eşimin azarıyla özür dileyip telefonu kapattım.
Site içinde site reklamı gibi olacak ama gezenbilirin cep uyumluluğu, wap sitesi beni kurtardı ve forumdan gideceğim yeri bulup
gps'e girdim.
Gps'eki ablamızın yönlendirmeleriyle yaklaşık 30-40 dk sonra kendimizi Esenceli'de bulduk.
Daha önce bu tip geziler, yapmadığımdan daha oraya gelir gelmez yeşilin haimiyeti , doğa beni büyüledi,
sanırım bundan sonra daha çok tekrarlayacağım 'Burası İstanbul mu' dumurunu yaşadım.
Barajın kıyısında bir başı boş kendi halinde duran bir atın yanına park edip kahvelerimizi yudumlamaya başladık.
Köyün içerisinde biraz dolandıktan sonra ormanın içine doğru yol aldık. Genel olarak tepelerden baraj etrafında dolandık
müthiş manzaralar izledik yolda. Malesef aceleyle çıktığımdan yanıma slr fotoğraf makinası almamıştım, video kamerayla birkaç poz
çektik onları da burada paylaştım.
Tek araç 2 kişi çıktığımız gezintimiz barajın bir köşesinde batarak son buldu, aracı çıkartmak için tam 3.5 saat uğraş verdik ama
bana mısın demedi.
3.5 saatlik süre zarfında belimize kadar çamura batıkken yanımıza sandalla yanaşan memleketim insanının akıl verişi ve yorum
yapışı, kişiliğimin sabır testiydi ve başarıyla geçtim. Güneş batmasına yakın gelen başka bir sandal da, köyden olduğunu
yevmiye verirsek traktör çağırtabileceğini söyledi. Zaten ben de o anda telefonda Jandarmaya ulaşmaya çalışıodum ki,
hemen o hakkımı kullanmak istedim.Yaklaşık bir yarım saat sonra traktör içinde 4 köylü bizi batıktan çıkardı. Ve onlardan öğrendiğmiz kadarıyla kaldığımız yerin adı 'Batık Tarla'ymış
Herşeye rağmen o 3.5 saat de bir uğraşla geçtiğinden gayet keyifliydi.
Bu sefer şansımız da vardı kurtulduk, bugün vinç sipariş ettim, şimdi de daha iyi bir lastik bakıyorum.
Başka gezilerde aranıza aktılmayı isterim, görüşmek üzere...