Ege'nin kalbindeki şirin ilçe ÇİNE
Giriş tarihi : 26.03.2011, Cumartesi 15:14 Güncelleme : 15:14
Çine Çayı kenarında piknik ve Alabanda Antik Kanti'nde tarihe yolculuk yapmanın dışında Ege kültürünün izlerini sürebileceğiniz şirin ilçe Çine, deve güreşleri, suyu ve köftesi ile ünlü...
BURCU ILGIN
[attachment=1]
Bahar aylarında gidebileceğiniz en güzel yerler papatyalarla süslenmiş yemyeşil ovalar ve nehir kenarları... Halam Çine'de oturduğu için bu güzel coğrafyayı tanıma fırsatı buldum. Bu yüzden Çine'yi keşfetmeniz için size de rehber olmak istiyorum. Aslında Çine deyince benim aklıma Çine gazozu geliyor. Çine gazozu da beni çocukluğuma götürüyor. Fakat artık bu nostaljik lezzetten mahrumuz çünkü fabrikası kapanmış. Ama suyu hala çok güzel. Alabanda Antik Kenti, yeni kurulan Kuvai Milliye Müzesi, Çine Çayı, DSİ'nin barj gölü Çine'de güzel vakit geçirmenizi sağlayacak yerler. Çine'ye geliş tarihinizi deve güreşlerine denk getirirseniz keyifli bir gün geçirmenin ötesinde Ege kültürüyle de tanışmanız mümkün...
DEVE GÜREŞLERİ
Çine'nin en önemli geleneksel gösterisi deve güreşleri ilçe için önemli bir yere sahip. Uzun yıllardan beri coşkulu ve eğlenceli bir şekilde süren etkinlik deve güreşlerine meraklı birçok insanı çekiyor.
Uluslararası festival olarak düzenlenen "Çine Uluslararası Büyük Deve Güreşi" Ege Bölgesi, Marmara Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi'nin ünlü develerinin katıldığı güreşlerde vatandaşların yöresel kıyafetleri, davul zurna sesleri, ızgara ve kavurmaların dumanlarıyla piknik yapan insanlarıyla renkli görüntülere sahne oluyor.
ALABANDA
Çine'nin Araphisar köyünde, ilçeye 9 km uzaklıkta bulunan Alabanda, Çine Çayı'nın (Marsiyas) suladığı yeşil düzlüğün güneyindeki yamaçlara doğru geniş bir alana yayılmıştır. İsmi Kayra dilinde "At" ve "Zafer"anlamlarına gelen "Ala" ve "Banda" sözcüklerinden oluşmuş bir Kayra kentidir. Erken dönemlerde bir yüzünde kentin simgesi olan kanatlı zafer atı, diğer yüzünde kabartması bulunan Tanrı Alabandus'un sikkelerini darbeden kent, MÖ 3. yüzyılda Kayra birliğinin üyesidir. Helenistik ve Roma döneminden kalma kuleli sur, tiyatro, senato, halk meclisi binası, agora ve anıt-mezar Görülebilecek değerlerindendir. Ünlü Mimar Hermogenes Alabanda'lıdır. Alabanda'nın Antik Çağ'daki ürünleri kristal, siyah renkli sert bir taş cinsinden yapılan çeşitli süs eşyası, balık ağı ve gül çiçekçiliğiydi. Geçtiğimiz yıllarda yapılan kazılarda tiyatro ve tapınakta yapılan çalışmalarda bazı kalıntılar, özellikle tapınağın mozaik tabanı bulunmuştur.
GERGA
Eski Çine'nin 6 km güneydoğusundaki Ovacık köyünün kuzeyinden bir saat süren yaya tırmanma ile ulaşılabilen Gerga ören yeri, ulaşım güçlüğüne rağmen, görülmeye değer çok ilginç bir Karya kentidir. Yaklaşık bir metre yükseklikteki harflerle kayaya kazılmış "Gerga" yazıtı ile işaretlenen yerleşim, çevreye dağılmış pek çok yapı taşı, heykel, heykel skaidesi, anıt, mezar, tapınak ve duvar kalıntıları ile doludur. Tipik Kayra sanatının arkaik özelliklerini gösteren bu kalıntılar arasında en ilgi çekenleri, kaidelerinden koparak düşmüş dev boyutlu insan heykellerine ait parçalar ve üzerinde "Gerga" yazılı cepheleri açık kayadan yapılmış küçük yapılardır. 1889 yılında Gerga'yı gezen Fransız bilgin G. Ggousin, büyük heykellerden birinin ayakta olduğunu yazar. Bilim adamlrına göre bu yerleşim, kentleşmiş kutsal bir alandır ve Gerga adlı bir tapkının merkezidir.
AHMET GAZİ CAMİİ
Eski Çine'dedir. 1308 yılında Menteşeoğulları'ndan Ahmet Gazi yaptırılmıştır. Süslü mihrabı ve ağaç oyma mimberi görülmeye değerdir. Mihrap nişinin üst bölümü mukarnaslarla süslenmiştir. Sade görünümlü olan mihrap boyalı ve yapıya göre çok küçüktür. Güzel bir tahta işçiliği olan mimber, döneminin ahşap oymacılığını göstermesi bakımından son derece önemlidir.
AHİ İBRAHİM TÜRBESİ
Ahmet Gazi Camii'nin güneydoğusunda cami avlusundadır. 14. yüzyılda yapılmıştır. Ahi Bayram'ın ya da İbrahim Ethem adlı bir kişinin türbesi olduğu sanılmaktadır. Eyvan tipi Türbelerdendir.
KUVAYİ MİLLİYE MÜZESİ
Çine, Kurtuluş Savaşı'nın anlatıldığı kaynakların birçoğunda geçer. Bazısında bir cümle bazısında bir paragraftır. Oysa Kurtuluş savaşı içinde Çine sanıldığından daha da önemlidir. Yunan'ın İzmir'i işgalinden hemen sonra Çine'de gelişen olaylar hiç de küçümsenecek boyutta değildir. 57. Tümenin Çine'ye çekilmesi, Kuvayı Milliye oluşum çalışmaları, Malgaç ve diğer bölgelere yapılan baskınların öncesinde yaşanan hummalı çalışmalar, düzenli ordu öncesi ve sonrasında Muğla ve Milas'tan cepheye sevk edilirken asker, hayvan ve gıdalar Çine üzerinden sevki ve dağıtımı Yörük Ali Efe ve diğer Kuvayı Milliyecilerin barındığı yer olması açısından Çine önemli bir yere sahiptir. Çine Belediyesi zafere büyük katkılar sağlayan Çine'de o dönemde Askerlik Şubesi binası olarak kullanılan binayı restore ederek Kuvayı Milliye müzesi açmış. Hem bahçesi hem de müzenin içi görülmeye değer.
İNCE KEMER
Adı İnce Kemer olarak geçen kemer, Çine'nin güneyinde Çine çayı üzerindedir. Araştırmacılar ve tarihçiler kemerin Alabanda antik kentine o dönemlerde su taşımak için yapıldığını söylemektedir. Bir rivayete göre de o dönemde kralın kızına aşık olan bir genç kraldan kızını ister kral da gence kızımı Alabanda'ya kim kemer yapar da su getirirse ona vereceğim, genç ise bu sözden sonra işe koyulur kısa bir zamanda kemeri tamamlar. Fakat kral kızını vermez genç de bunu gururuna yediremez yaptığı bu kemerden kendini aşağı atarak intihar eder. Bundan dolayı daha yakın tarihe kadar atla getirilen gelinler uğursuzluk olur diye bu köprüden geçmezmiş.
YAYLA KEYFİ
Çine ilçesi doğu ve güney bölümleri Mardan ve Gökbel dağları ile çevrilidir, her iki yöndeki dağlarda yaylaları bulunur. Özellikle Mardan yaylası artık günümüzde vazgeçilmez hale gelen tatlı su kaynakları ile ünlüdür. Doğası bitki örtüsü görülmeye değerdir. Yayladaki küçücük çobanlara ve göçebelere ait olan taş evleri kışın o soğuk havalarda insanı sıcacık sarar, hele birde kuyu tandırı vardır ki yemeye doyamazsınız.
ÇİNE ÇAYI
Çine çayı ilçenin tek akarsuyudur denilebilir. Antik çağda da adı Marsyas diye geçer, Çine ovasının tam ortasın da geçen bu çay etrafında ki bereketli topraklara hayat vermektedir, özellik çayın debisinde bulunan bitki örtüsü görülmeye değerdir. Bu bitki örtüsünde en önemli olanı her yerde bulunmayan sığla ağaçlardır, bu çayın bir de öyküsü vardır. Marsyas o dönemlerde bir flüt ustasıdır. Çok güzel flüt çalan Marsyas, o kadar ünlenmiş ki kendisine kral Apollon ile yarışmaya kalkışmış. Kral Apollon altın liri ile yarışır Marsyas'ta flütüyle, Marsyas flütüyle Apollon'u ilk önce çaldığı melodilerle yener fakat kral Apollon çok akıllı ve kurnazdır, Marsyas der ki müzik aletlerini tersten çalalım bakalım çalabiliyor musun Marsyas kabul eder Apollon lirini ters çevirir ve çalar fakat Marsyas flütü ters çevirince çalamaz ve yarışmayı kaybeder. Kral Apollon kendisine meydan okuyup da yarışmayı kaybeden Marsyas'ın bir ağaca bağlayarak derisini diri diri yüzdürür. Bu olaya çok üzülen sanatın dokuz perisinin gözyaşları Marsyas (Çine) çayına dönüşür.
Ne yenir?
Ülkemizin hemen hemen her yerinde olduğu gibi Çine'de de değişik ve lezzetli yiyecekleri vardır. Ama içlerinde bir tanesi öne çıkar. Çine'ye gelip de köfte yemeden gitmek olmaz. Yüzyılı aşkın süredir yapılan Çine Köftesi ilçemizde de babadan oğla geçen bir köftedir.
*********************************************************************************************
Alıntı:
http://www.yeniasir.com.tr/Sarmasik/2011/03/27/egenin_kalbindeki_sirin_ilce_cine
Cavid Sezen
Not: Çine'nin çeşitli güzellikleri içinde en kolay ulaşılanı, ünlü köftesidir; salık veririm...
Giriş tarihi : 26.03.2011, Cumartesi 15:14 Güncelleme : 15:14
Çine Çayı kenarında piknik ve Alabanda Antik Kanti'nde tarihe yolculuk yapmanın dışında Ege kültürünün izlerini sürebileceğiniz şirin ilçe Çine, deve güreşleri, suyu ve köftesi ile ünlü...
BURCU ILGIN
[attachment=1]
Bahar aylarında gidebileceğiniz en güzel yerler papatyalarla süslenmiş yemyeşil ovalar ve nehir kenarları... Halam Çine'de oturduğu için bu güzel coğrafyayı tanıma fırsatı buldum. Bu yüzden Çine'yi keşfetmeniz için size de rehber olmak istiyorum. Aslında Çine deyince benim aklıma Çine gazozu geliyor. Çine gazozu da beni çocukluğuma götürüyor. Fakat artık bu nostaljik lezzetten mahrumuz çünkü fabrikası kapanmış. Ama suyu hala çok güzel. Alabanda Antik Kenti, yeni kurulan Kuvai Milliye Müzesi, Çine Çayı, DSİ'nin barj gölü Çine'de güzel vakit geçirmenizi sağlayacak yerler. Çine'ye geliş tarihinizi deve güreşlerine denk getirirseniz keyifli bir gün geçirmenin ötesinde Ege kültürüyle de tanışmanız mümkün...
DEVE GÜREŞLERİ
Çine'nin en önemli geleneksel gösterisi deve güreşleri ilçe için önemli bir yere sahip. Uzun yıllardan beri coşkulu ve eğlenceli bir şekilde süren etkinlik deve güreşlerine meraklı birçok insanı çekiyor.
Uluslararası festival olarak düzenlenen "Çine Uluslararası Büyük Deve Güreşi" Ege Bölgesi, Marmara Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi'nin ünlü develerinin katıldığı güreşlerde vatandaşların yöresel kıyafetleri, davul zurna sesleri, ızgara ve kavurmaların dumanlarıyla piknik yapan insanlarıyla renkli görüntülere sahne oluyor.
ALABANDA
Çine'nin Araphisar köyünde, ilçeye 9 km uzaklıkta bulunan Alabanda, Çine Çayı'nın (Marsiyas) suladığı yeşil düzlüğün güneyindeki yamaçlara doğru geniş bir alana yayılmıştır. İsmi Kayra dilinde "At" ve "Zafer"anlamlarına gelen "Ala" ve "Banda" sözcüklerinden oluşmuş bir Kayra kentidir. Erken dönemlerde bir yüzünde kentin simgesi olan kanatlı zafer atı, diğer yüzünde kabartması bulunan Tanrı Alabandus'un sikkelerini darbeden kent, MÖ 3. yüzyılda Kayra birliğinin üyesidir. Helenistik ve Roma döneminden kalma kuleli sur, tiyatro, senato, halk meclisi binası, agora ve anıt-mezar Görülebilecek değerlerindendir. Ünlü Mimar Hermogenes Alabanda'lıdır. Alabanda'nın Antik Çağ'daki ürünleri kristal, siyah renkli sert bir taş cinsinden yapılan çeşitli süs eşyası, balık ağı ve gül çiçekçiliğiydi. Geçtiğimiz yıllarda yapılan kazılarda tiyatro ve tapınakta yapılan çalışmalarda bazı kalıntılar, özellikle tapınağın mozaik tabanı bulunmuştur.
GERGA
Eski Çine'nin 6 km güneydoğusundaki Ovacık köyünün kuzeyinden bir saat süren yaya tırmanma ile ulaşılabilen Gerga ören yeri, ulaşım güçlüğüne rağmen, görülmeye değer çok ilginç bir Karya kentidir. Yaklaşık bir metre yükseklikteki harflerle kayaya kazılmış "Gerga" yazıtı ile işaretlenen yerleşim, çevreye dağılmış pek çok yapı taşı, heykel, heykel skaidesi, anıt, mezar, tapınak ve duvar kalıntıları ile doludur. Tipik Kayra sanatının arkaik özelliklerini gösteren bu kalıntılar arasında en ilgi çekenleri, kaidelerinden koparak düşmüş dev boyutlu insan heykellerine ait parçalar ve üzerinde "Gerga" yazılı cepheleri açık kayadan yapılmış küçük yapılardır. 1889 yılında Gerga'yı gezen Fransız bilgin G. Ggousin, büyük heykellerden birinin ayakta olduğunu yazar. Bilim adamlrına göre bu yerleşim, kentleşmiş kutsal bir alandır ve Gerga adlı bir tapkının merkezidir.
AHMET GAZİ CAMİİ
Eski Çine'dedir. 1308 yılında Menteşeoğulları'ndan Ahmet Gazi yaptırılmıştır. Süslü mihrabı ve ağaç oyma mimberi görülmeye değerdir. Mihrap nişinin üst bölümü mukarnaslarla süslenmiştir. Sade görünümlü olan mihrap boyalı ve yapıya göre çok küçüktür. Güzel bir tahta işçiliği olan mimber, döneminin ahşap oymacılığını göstermesi bakımından son derece önemlidir.
AHİ İBRAHİM TÜRBESİ
Ahmet Gazi Camii'nin güneydoğusunda cami avlusundadır. 14. yüzyılda yapılmıştır. Ahi Bayram'ın ya da İbrahim Ethem adlı bir kişinin türbesi olduğu sanılmaktadır. Eyvan tipi Türbelerdendir.
KUVAYİ MİLLİYE MÜZESİ
Çine, Kurtuluş Savaşı'nın anlatıldığı kaynakların birçoğunda geçer. Bazısında bir cümle bazısında bir paragraftır. Oysa Kurtuluş savaşı içinde Çine sanıldığından daha da önemlidir. Yunan'ın İzmir'i işgalinden hemen sonra Çine'de gelişen olaylar hiç de küçümsenecek boyutta değildir. 57. Tümenin Çine'ye çekilmesi, Kuvayı Milliye oluşum çalışmaları, Malgaç ve diğer bölgelere yapılan baskınların öncesinde yaşanan hummalı çalışmalar, düzenli ordu öncesi ve sonrasında Muğla ve Milas'tan cepheye sevk edilirken asker, hayvan ve gıdalar Çine üzerinden sevki ve dağıtımı Yörük Ali Efe ve diğer Kuvayı Milliyecilerin barındığı yer olması açısından Çine önemli bir yere sahiptir. Çine Belediyesi zafere büyük katkılar sağlayan Çine'de o dönemde Askerlik Şubesi binası olarak kullanılan binayı restore ederek Kuvayı Milliye müzesi açmış. Hem bahçesi hem de müzenin içi görülmeye değer.
İNCE KEMER
Adı İnce Kemer olarak geçen kemer, Çine'nin güneyinde Çine çayı üzerindedir. Araştırmacılar ve tarihçiler kemerin Alabanda antik kentine o dönemlerde su taşımak için yapıldığını söylemektedir. Bir rivayete göre de o dönemde kralın kızına aşık olan bir genç kraldan kızını ister kral da gence kızımı Alabanda'ya kim kemer yapar da su getirirse ona vereceğim, genç ise bu sözden sonra işe koyulur kısa bir zamanda kemeri tamamlar. Fakat kral kızını vermez genç de bunu gururuna yediremez yaptığı bu kemerden kendini aşağı atarak intihar eder. Bundan dolayı daha yakın tarihe kadar atla getirilen gelinler uğursuzluk olur diye bu köprüden geçmezmiş.
YAYLA KEYFİ
Çine ilçesi doğu ve güney bölümleri Mardan ve Gökbel dağları ile çevrilidir, her iki yöndeki dağlarda yaylaları bulunur. Özellikle Mardan yaylası artık günümüzde vazgeçilmez hale gelen tatlı su kaynakları ile ünlüdür. Doğası bitki örtüsü görülmeye değerdir. Yayladaki küçücük çobanlara ve göçebelere ait olan taş evleri kışın o soğuk havalarda insanı sıcacık sarar, hele birde kuyu tandırı vardır ki yemeye doyamazsınız.
ÇİNE ÇAYI
Çine çayı ilçenin tek akarsuyudur denilebilir. Antik çağda da adı Marsyas diye geçer, Çine ovasının tam ortasın da geçen bu çay etrafında ki bereketli topraklara hayat vermektedir, özellik çayın debisinde bulunan bitki örtüsü görülmeye değerdir. Bu bitki örtüsünde en önemli olanı her yerde bulunmayan sığla ağaçlardır, bu çayın bir de öyküsü vardır. Marsyas o dönemlerde bir flüt ustasıdır. Çok güzel flüt çalan Marsyas, o kadar ünlenmiş ki kendisine kral Apollon ile yarışmaya kalkışmış. Kral Apollon altın liri ile yarışır Marsyas'ta flütüyle, Marsyas flütüyle Apollon'u ilk önce çaldığı melodilerle yener fakat kral Apollon çok akıllı ve kurnazdır, Marsyas der ki müzik aletlerini tersten çalalım bakalım çalabiliyor musun Marsyas kabul eder Apollon lirini ters çevirir ve çalar fakat Marsyas flütü ters çevirince çalamaz ve yarışmayı kaybeder. Kral Apollon kendisine meydan okuyup da yarışmayı kaybeden Marsyas'ın bir ağaca bağlayarak derisini diri diri yüzdürür. Bu olaya çok üzülen sanatın dokuz perisinin gözyaşları Marsyas (Çine) çayına dönüşür.
Ne yenir?
Ülkemizin hemen hemen her yerinde olduğu gibi Çine'de de değişik ve lezzetli yiyecekleri vardır. Ama içlerinde bir tanesi öne çıkar. Çine'ye gelip de köfte yemeden gitmek olmaz. Yüzyılı aşkın süredir yapılan Çine Köftesi ilçemizde de babadan oğla geçen bir köftedir.
*********************************************************************************************
Alıntı:
http://www.yeniasir.com.tr/Sarmasik/2011/03/27/egenin_kalbindeki_sirin_ilce_cine
Cavid Sezen
Not: Çine'nin çeşitli güzellikleri içinde en kolay ulaşılanı, ünlü köftesidir; salık veririm...
