Cumhuriyetin Kazanıldığı Topraklar; Afyon Kocatepe, Dumlupınar

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan acemi karavancı Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 13
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 9,849

acemi karavancı

Her şey olacağına varır...
Mesajlar
36
Tepkime Puanı
0
Yer
Konya, Afyonkarahisar, Keşan, İstanbul
Web
www.aytam.org.tr
Aizonai’den Dumlupınar’a …

Şuhut’u çok gördüm. Şuhut’tan Atatürk’ün izlediği yolla gece karanlığında Kocatepe’ye yürüyerek iki kez çıktım. Kocatepe’den günün her saatinde pek çok kez baktığım taarruzun başlangıç noktası, o çetin coğrafya çok etkileyicidir.

Son 4 yıldır 25 Ağustos’u 26 Ağustos’a bağlayan gece düzenlenen tam zamanlı Kocatepe yürüyüşlerine katılmayı ihmal etmiyorum. Geçen yıl Kocatepe’ye bizim karavanı da çıkarttık, test ettik…Bu yıl yine gece 13:00 - sabaha karşı 04:30 arası Kocatepe’de olacağız; bu kez karavansız…

Ama şimdi taaruzun ters istikametinden Dumlupınar'dan Kocatepe'ye gidiyoruz. Bunun için önce Aizonai'den Dumlupınar'a yola koyulduk...

[attachment=1]

Bu bölümün rehberliğini Musa Bursalı üstlenmişti.

Zafertepeçalköy'e Aslanapa üzerinden gittik. Altıntaş yolunun büyük bölümünü neredeyse ezbere biliyorduk. Bu alternatif güzergahta, Ortaca ve Aslanapa üzerinden, ziyaret yerleri olan,Gökçeler ve Pınarcık köylerinde dinlenerek, Allıören'den, Zafertepeçalköy'e geçtik.

26 Ağustos sabaha karşı Kocatepe’den başlayan genel taarruz 30 Ağustos gününe kadar büyük bir gelişme ve ilerleme kaydetmiştir. Bu muharebelerde düşman kuvvetlerine büyük zayiat verdirilmişti.

Ancak düşman henüz tam anlamıyla mağlup edilebilmiş değildi. Düşmanın Eskişehir grubu ve Döğer’deki ihtiyat tümenleri henüz ortadan kaldırıla mamıştı. Bu yüzden düşman Eskişehir-Döğer-Dumlupınar hattı üzerinde savunmaya geçebilirdi.

[attachment=2]

Bunu önlemek maksadıyla 1 nci Ordu birlikleri, Olucak, Hamurköy, Çalköy, Aslıhanlar üzerinden Dumlupınar’a gitmek isteyen beş düşman Tümenine temas etti ve güneyden taarruza başladı. Böylece Trikopis’in birliklerini Çalköy dolaylarında toplayarak Dumlupınar’a çekmek istemesinin önüne geçildi.

30 Ağustos’ta artık düşmanın beş tümenin Dumlupınar ve Kütahya yönüne gitmeleri engellenmişti. Onlar için yalnız tek kurtuluş yolu Murat Dağı kuzeyindeki Kızıltaş deresi idi. Bu dere ve derenin içi sarp patikalara sahipti. Hareketin oldukça zor ve kısıtlı olduğu bu bölgede 5 nci Süvari Kolordumuz bulunuyordu. Neticede düşmanın asli kuvveti olan 5 Tümeni bu bölgeye hapsedilmiş oldu.

Bunun üzerine harekatı sevk ve idare etmek maksadıyla Genelkurmay Başkanı F. Çakmak 2 nci Ordu Bölgesine Atatürk de 1 nci Ordu Karargahına gitti. Atatürk bu durumu şöyle anlatmaktadır. “1 nci Ordu Karargâhında vaziyeti icap edenlere izah ettim ve bütün kuvvetleri seri bir taarruza teşvik ettim. Oradan da 4 ncü Kolordu Komutanı’nın yanına gittim. Vaziyet o kadar cazip idi ki daha ileriye gitmekten kendimi alamadım. Çalköy yakınında bir yere gittim. Burası düşmanın mevzi almak üzere bulunduğu bir yer idi. Oradan müşahedeme göre; Uşak’a dönen düşman kuvvetleri doğrudan doğruya Yunan Başkomutanı Trikopis’in emrinde olarak, Çalköy’ün batısında Aydemir- Adatepe- Ağaçköy mevkilerinden teşkil ettiği bir dairede idi. Arkasını da Kızıltaş Deresine vermiş idi. 1 nci ve 2nci Ordu; Kuzeyden Çalköy’ü Kırkpınar ve onun daha batısından sarmış bulunuyordu. Süvarilerimize dahi orada bu çevirme hareketini vücuda getirmiş olan birliklerle beraber sıkıştırma işlemi emredildi.”

Zafertepe’de düşman kuvvetlerine çok yakın bir durumda olan Başkomutan, tepede mevzilenmiş olan 11 nci Tümene bizzat nezaret ederek hücum emri verdi. 16 ncı ve 61 nci Tümenin düşmanla muharebede olduğu görülmekteydi. Diğer birlikler de çemberi gittikçe daraltmaktaydılar. Süvari birliklerinin de daha batıda düşmanın arkasını kesmekte olduğu haberi alınmıştı.

Birlikler ilerledikçe cephe daralmış birlikler birbirine karışmışlardı. Yapılan süngü muharebesiyle önce Küçük Adatepe tamamen ele geçirildi. 126 ncı Alayın saldırısıyla da bölgede düşmanın tutunacağı bir yer kalmadı. Düşman Kanlıköprü’ye kadar takip edildi. Bu suretle bölge tamamen düşmandan temizlenmiş oldu. Birkaç saat sonra da Büyük Adatepe alındı. Bu bölgelerde Yunanlılar büyük zayiat verdiler. Kalanlar ise düzensiz bir şekilde Kızıltaş Vadisi’nden çekiliyorlar, bir kısmı da ellerindeki bütün ağırlıkları ve araçları bırakarak Murat Dağlarına kaçıyorlardı.

Zafertepe – Çalköy – Adatepeler ve Kızıltaş Vadisi’ndeki düşman kuvvetleri, “26 Ağustos sabahı başlayan ve beş gün beş gece devam eden meydan muharebesi” sonucunda tamamen imha edildiler

[attachment=3]

DSC03936.jpg


IMG_1560.jpg


IMG_1565.jpg
 

Etiketler
Ynt: Cumhuriyetin Kazanıldığı Topraklar; Afyon Kocatepe, Dumlupınar

Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, İleri…
Anıt görevlisi “gelin” dedi sizi “gezdireyim”… Zafertepe’deki anıtın etrafını dolaştık. Anıtın yanına konulmuş bulunan 1950’li yıllara ait nakliye uçağının buranın tarihi ile bir ilgisi yoktu… Peki niçin konulmuştu? Başka yer mi yoktu? Biraz tarih karmaşası olmuştu…

Tören alanının yanından, anıtın etrafından dolaşarak geçtik. Görevli “gelin sizi belediye başkanına götüreyim” dedi, Çalköy’e indik…

Zafertepeçalköy Belediye Başkanı Arif Teke, "Tarihi bakımdan çok büyük önem arz eden ve Kurtuluş Savaşı'nda Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı topraklara kurulan beldemizde, resmi törenlerin yapıldığı alanı daha güzelleştirmek için çevre düzenlemesi başlattık. İçinde oturduğumuz bu parkı yaptık. 31 Ağustos 1922 günü alevler içinde yanan Zafertepeçalköy'de, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak Paşa kırık bir kağnı arabasının üzerinde durum değerlendirmesi yapmışlardı. Resmi bayramlarda, özellikle 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarının ilk ayağı olan Zafertepeçalköy'ün şanına yakışır bir proje ile bu olayı temsil eden anıtı belde meydanına kazandırdık. Projeyi Türk Şehitlikleri İmar Vakfı üstlenmiş ve yapmıştır. Bu anıtın sayesinde gençlerimizin tarihi şuuru gelişecektir." dedi. İkram ettiği çayları içerken biraz kağnı üzerine söyleştik.

Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın Mustafa Kemal'in Kağnısı şiiri Milli Mücadeledeki şahlanışı kağnı simgesiyle anlatır.

Başta kurtuluş savaşımız olmak üzere bir dönemin en gözde ve en önemli ulaşım aracı kağnıların en önemli özelliği iki öküz tarafından çekilmesi ve tamamen ahşaptan yapılmasıdır. Bizim oralarda Cumhuriyetin ilk yıllarında bile kullanılan bu taşıt araçlarına karşı Afyonkarahisar'ın ilk Valilerinden Fahrettin Kiper'in yaylı at arabası yapımı ile ilgili çabalarını, anılarında okumuştum.

Tümü tahta olan kağnı tekerleri çamur tutmaması için genelde çam ağacından yapılıp, aşınmaması içinde etrafına 2 cm eninde demir çember geçirilir. Öküzler arasından geçen uzun bir üçgen şeklindeki "ok" ana yapıyı oluşturur. Bu okun ucuna boyunduruk bindirilir. Uzun bir tahtadan oluşan boyunduruğun iki tarafındaki üstü çam, altı meşeden yapılmış bölümleri "zelve" lerle birbirine kayışla da öküzlerin boynuna bağlanır.

Kağnının üçgen şeklindeki oklarının her bir parçasına kravat, uçtaki meşeden yapılmış boyundurukla kayışı tutan yuvarlak ağaçlara gevele, öküz veya manda derisinden yapılmış kayış, kravatların altında yine çamdan yapılmış buylular, onun altında da iki tekeri birbirine bağlayan meşeden yapılmış eysen ve eyseni iki tarafından kavrayan azılarda meşeden olurdu. Normal zamanlarda iki tarafına ağaçtan yapılmış kanatlar sokulurdu. Ekin getirme zamanı meşeden yapılmış delece vurulurdu.

MUSTAFA KEMAL'İN KAĞNISI

Yediyordu Elif kağnısını,
Kara geceden geceden.
Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu,
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar,
İnliyordu dağın ardı, yasla,
Her bir heceden heceden.


Mustafa Kemal'in kağnısı derdi, kağnısına
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.
Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik,
Nam salmıştı asker içinde.
Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü,
Doğrulmuştu yola önceden önceden.

Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif,
Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar,
Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı,
Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanı sıra,
Gecenin ulu ağırlığına karşı,
Hafifletir, inceden inceden.

İriydi Elif, kuvvetliydi kağnı başında
Elma elmaydı yanakları üzüm üzümdü gözleri,
Kınalı ellerinden rüzgâr geçerdi, daim;
Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına.
Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti,
Niceden, niceden.

Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu,
Nazar mı değdi göklerden, ne?
Dah etti, yok. Dahha dedi, gitmez,
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacır gucur
Nasıl dururdu Mustafa Kemal'in kağnısı.
Kahroldu Elifçik, düşünceden düşünceden
Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş,
Vur beni, öldür beni, koma yollarda beni.
Geçer götürür ana, çocuk, mermisini askerciğin,
Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım.
Bak hele üzerinden ses seda uzaklaşır,
Düşerim gerilere, iyceden iyceden.


Kocabaş yığıldı çamura,
Büyüdü gözleri, büyüdü yürek kadar,
Örtüldü gözleri örtüldü hep.
Kalır mı Mustafa Kemal'in kağnısı, bacım,
Kocabaşın yerine koştu kendini Elifçik,
Yürüdü düşman üstüne, yüceden yüceden.

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

Muharebe meydanını gezen Başkomutan Mustafa Kemal, Genelkurmay Başkanı F. Çakmak ve Batı Cephesi Komutanı İ. İnönü ile birlikte 31 Ağustos 1922 günü öğlen Yunanlıların yakıp yıktığı Çalköy’e geldiler. Burada yıkık ve henüz dumanları tüten bir evin avlusunda bulunan ve masa gibi kullandıkları kırık bir kağnı arabasının üzerinde durum muhakemesi yaptılar. Kazanılan zaferin bütün savaşı sonuçlandırabilecek önem ve büyüklükte olduğu kanaatine vardılar. Şimdi Bursa yönünde çekilen düşman kuvvetlerini mahvetmekle beraber ordumuzun bütün kuvvetleriyle ara vermeden İzmir’e yürümesi gerekiyordu. İşte bu düşünceler üzerinde anlaşıldıktan sonra Atatürk’ün “İlk Hedefiniz Akdeniz’dir İleri” emri ile biten Türk Ordularına yayınladığı beyannamede düşmanın akibeti de belirlenmiş oldu. Çalköy’de tespit edilen bu tarihi emir üzerine İzmir’de “Akdeniz”i, Mudanya’da Marmara”yı görmek için 8-9 günlük bir zaman kafi gelmiştir.

Başkomutan M. Kemal, “Büyük ve Asil Türk Milleti” diye başlayarak millete yayınladığı beyannamede: “Batı Cephesinde 26 Ağustos 1922’den beri başlayan taarruz harekâtımız Afyonkarahisar – Altıntaş – Dumlupınar arasında büyük bir meydan muharebesi halinde beş gün, beş gece sürdü. T.B.M.M. Ordularının yiğitliği, şiddeti, sürati Allahın yardımının belirmesine vesile oldu. Zalim ve gururlu düşman ordusunun asıl kuvvetleri akıllara dehşet verecek kesinlikle yok edildi. Teşkilat ve teçhizat gibi gelenekleri ve zaferleri ve adı yalnızca milletimizin bilincinden ve ezeli, ebedi olan imanından doğan ordularımızı fedakârlığınıza layık olarak size takdim ediyorum” demektedir.

Böylece Çalköy ve civarında beş gün beş gece süren Türk tarihinde dönüm noktası oluşturan muharebeler Türk Ordusunun zaferiyle sonuçlanmış oluyordu.
 

Ynt: Cumhuriyetin Kazanıldığı Topraklar; Afyon Kocatepe, Dumlupınar

Meçhul Asker
[attachment=1]
ULUSAL Kurtuluş Savaşı, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa`nın, 26 Ağustos 1922`de sabaha karşı verdiği emirle başlattığı Büyük Taarruz ve 30 Ağustos`ta "Başkomutanlık Meydan Muharebesi" nin kazanılmasıyla sonuçlandı.

Mustafa Kemal, Dumlupınar`da eşi Latife Hanım ile 30 Ağustos 1924 günü katıldığı "Meçhul Asker Anıtı" nın temel atma töreninde, zaferin kazanıldığı o günleri adeta yeniden yaşadı. "Tıpkı bugün gibi" dediği konuşmasında, anıtın temelinin atıldığı tepeye iki yıl önce gelişini ve ateşler yükselen savaş alanını anlatan Mustafa Kemal, "29/30 Ağustos sabaha karşı", Garp Cephesi Harekat Şubesi Müdürü Tevfik Bey`in (Bıyıklıoğlu) getirdiği savaşta son durumu gösteren harita üzerine, "derhal Fevzi (Çakmak) ve İsmet (İnönü) paşaları" çağırarak, düşmanı yok edecek yeni emrini verdi. Kendisi de cepheye hareket eden Mustafa Kemal, saatler ilerleyip sonuç alınınca, 31 Ağustos sabahı savaş meydanını dolaştı. Mustafa Kemal, gördüğü manzarayı törende aktarırken, ordunun zaferinin büyüklüğünü, buna karşılık "hasım ordunun" uğratıldığı felaketin dehşetini ve savaş meydanından toplanan ölülerin, esir kafilelerinin oluşturduğu görünümün "bir mahşeri" andırdığından özenle kurduğu cümlelerle söz etti.
[attachment=2]
Mustafa Kemal Atatürk, anıtın, "Türk vatanına göz dikeceklere Türk`ün 30 Ağustos günündeki ateşini, süngüsünü, hücumunu, kudret ve iradesindeki şiddeti hatırlatacağı" nı da kaydetti.

"Yeni Türk Devleti`nin, genç Türk Cumhuriyeti`nin temelinin burada sağlamlaştırıldığını; ebedi hayatının burada taçlandırıldığı" nı vurgulayan Mustafa Kemal, konuşmasının sonunda gençlere şöyle seslendi:

"Gençler! Cesaretimizi takviye ve idame eden sizsiniz. Siz almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık meziyetinin, vatan muhabbetinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu ila ve idame edecek sizsiniz. Arkadaşlar, bu gaza ve şahadet diyarını terk ederken, `Şehit Asker`i hep beraber hürmet ve tazimle selamlayalım."

IMG_1569.jpg


IMG_1574.jpg
 

Ynt: Cumhuriyetin Kazanıldığı Topraklar; Afyon Kocatepe, Dumlupınar

sn. acemı karavancı
paylasım ıcın cok tesekkurler emegınıze saglık.
esımın memleketı olan eskısehır e (ızmır den) her gıdıs ve donusumuzde yolumuzun ozerıdır bu kutsal topraklar. cogu zaman gunduz gecıyorsak eger o bolgede oldukca hızımızı dusurup , kımbılır buralarda ne kandokulmustur nıce sehıtler verılmıstır dıye ıcımızı mıstık bır duygu kaplar bazı kerelerde anıt dıkılı ve sehıtlık bolgelerde bekleyenler ıcın bır fatıha dılegetırırız .
selam ve mutlu gunler dılerız.
 

Ynt: Cumhuriyetin Kazanıldığı Topraklar; Afyon Kocatepe, Dumlupınar

Ayaklarınıza sağlık... Afyon'a çok gittim ama Kocatepe'ye hiç çıkamadım. 30 Ağustos Zaferi Türk tarihi için çok önemlidir ama nedense hak ettiği vurguyu yapamıyoruz. Gezenbilir fotoğraf grubu olarak uzun zamandır üzerinde çalıştığımız projelerden birinin konusu bu coğrafyalarda geçiyor. Sıra Afyon'a geldiğinde yardımlarınızı rica ederiz. Ayrıca 30 Ağustos için İstanbul'da sergimiz olacak, duyurusunu kısa zamanda yapacağız. Görüşmek üzere...
 




Ynt: Cumhuriyetin Kazanıldığı Topraklar; Afyon Kocatepe, Dumlupınar

Sitenize bakmıştım ama hala kapalı, sanırım sorun var. Düzeltebilirseniz çok sevinirim, çalışmalarınız hakkında daha fazla bilgi almak istiyorum.
 


Ynt: Cumhuriyetin Kazanıldığı Topraklar; Afyon Kocatepe, Dumlupınar

konuyu görünce ekleme yapmadan duramadım 2 yıl önce yol güzergahım olması sebebiyle dumlupınardan geçmiştim
makinamın hafızasının dolu olması nedeniyle çok az resim çekebilmiştim,
müsadenizle tepedeki muhteşem anıtın resmini koymak isterim

[attachment=2]

[attachment=1]

DVC00359.jpg


DVC00360.jpg
 

Ynt: Cumhuriyetin Kazanıldığı Topraklar; Afyon Kocatepe, Dumlupınar

Sayın Acemi Karavancı ,Sevgi ve saygılar diliyorum.Öncelikle şahsım adıma Teşekkürlerimi iletir,TÜRKİYE Cumhuriyeti topraklarının ne denli anlamlı mücadeler ile kazanıldığını,ne yiğit ecdatlarımız ve ne yiğit MEHMETÇİKLER şehit verilerek bu topraklara sahip olduğumuz ortadadır.Dün ,bugün ve yarınbu topraklarda gözü olan hainler mevcuttur.Düşünün torunları Avustralyadan kalkıp dede lerini anmaya ÇANAKKALE ye geliyor. O ndan dolayıdırki bu topralklar biz TÜRKLER için çok daha değerlidir.Onu korumak her TÜRK insanının en birinci vazifesidir.Anlamlı ziyaretinizi kutluyor ,Her vatan evladının buraları ziyaret ederek anlamasını ve düşünmesini temenni ediyorum.Bu gezilerinizin devamını diliyorum.Anlatımınız çok güzel .Tekrar SAYGILAR.
 




Ynt: Cumhuriyetin Kazanıldığı Topraklar; Afyon Kocatepe, Dumlupınar

Saygıdeğer dostum ACEMİKARAVANCI her nereye gidiyor iseniz orayı bana ve TÜRK doğasever insanlara anlatınız,anlatınızki bizler oraların değerini ve bilinen ,bilinmeyen herşeyini öğrenelim.Tabiki sizlerde arzu ederseniz.Ben saygı duyar izler ve dinlerim.Sağlık esenlik ve neşe dolu geziler diliyorum.SEVGİLER SAYGILAR:
 

Ynt: Cumhuriyetin Kazanıldığı Topraklar; Afyon Kocatepe, Dumlupınar

Sayın ACEMİKARAVANCI,
Cumhuriyetimizin kazanıldığı topraklarda yaşayan bir Afyonkarahisar' lı olarak size çok teşekkür ederim. Yine buralara yolunuz düşerse her zaman sizi gezdirmeye hazırım. Selamlar.
 

Ynt: Cumhuriyetin Kazanıldığı Topraklar; Afyon Kocatepe, Dumlupınar

Burada Nazım Ustanın Meşhur Dizeleri Eksik.

Müsaadenizle Onlarıda Ben Yazıyım.

Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu
ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
o, saati sordu.
paşalar: <3> dediler.
sarışın bir kurda benziyordu.
ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
bıraksalar
ince, uzun bacakları üzerinde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
kocatepe'den Afyon ovasına atlıyacaktı.

Nazım Hikmet Ran
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,741
Mesajlar
1,523,014
Kayıtlı Üye Sayımız
166,558
Kaydolan Son Üyemiz
yldrmsvs58

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst