Çernobil ve Nükleer Kirliliğe Dirençli Bitkiler

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan SDC Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 1
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 2,662

SDC

Zirve
Mesajlar
2,513
Tepkime Puanı
5
Yer
İstanbul
C--DocumentsandSettings-Owner-Lo-1.jpg


Dünyanın en korkunç nükleer felaketinin arkasında çorak bir arazi bıraktığını düşünebilirsiniz.
Oysa Ukrayna’daki Çernobil nükleer santraliniçevreleyen terk edilmiş sokakları ağaçlar, çalılar ve asmalar bürümüş durumda.

Araştırmacılar Çernobil yakınlarında yetişen soya fasulyelerindeki proteinlerde değişiklikler fark etmişler ki bu da bitkilerin sürekli radyasyon etkisi altında nasıl hayatta kalabildiklerine açıklama getirebilir. Bulgular günün birinde araştırmacıların radyasyona dirençli tarım bitkileri üretmesine yardımcı olabilir.

1986’da Çernobil nükleer santralinde bir reaktör patladı ve çevredeki kırsal bölgeyi radyoaktif maddeler içeren dumanlar
kapladı. Bölgede, onlarca yıllık yarı ömre sahip olan sezyum 137 gibi bazı radyoaktif maddelere bugün bile rastlamak mümkün.

Yapılan araştırmalarda bölgedeki yaban hayatı üzerindeki tahribatı ortaya koyan veriler elde edildi ve santralin çevresinde 30km yarıçaplı bir alan yasak bölge ilan edildi. Bu büyük yıkıma rağmen yerel bitki örtüsü hayata dönmeye başladı.

Nitra’daki Slovak Bilimler Akademisi’nde bitki biyoloğu olan Martin Hajduch 23 yıl önce orada öyle bir facia yaşandığının tahmin bile edilemeyeceğini söylüyor. Hajduch ve ekibi bu bitkilerin radyasyonlu bölgede nasıl hayatta kalabildiğini araştırmaya koyuldu.

Ekip 30 km’lik yasak bölgenin içerisinde santralin kalıntılarının 5 km yakınına soya fasulyeleri dikti.
Aynı zamanda sezyum 137 düzeyinin merkezdekinden 163 kat daha düşük olduğu, santralin 100 km uzağında bir başka yere de aynı fasulyelerden dikildi. Daha sonra olgunlaşan fasulyeler toplanıp içeriğindeki proteinler incelendi. Radyasyonlu bölgede yetişen fasulyeler protein analizlerinden önce bile sıra dışı görünüyordu. Bu fasulyelerin taneleri diğerlerinin yarısı ağırlıktaydı ve suyu diğerlerinden daha yavaş bir şekilde emiyordu.

Journal of Proteome Research’ün Haziran sayısındaki makalede bildirildiğine göre bu fasulyeler moleküler açıdan daha da tuhaftı. Yüksek radyasyonlu bölgede yetişen fasulyelerde, ağır metalleri bağlayarak bitkileri koruduğu bilinen sistin sintaz proteininin normal bitkilere kıyasla üç kat daha fazla olduğu tespit edildi. Ayrıca bu bitkilerde radyasyona maruz kalan insan kanında kromozom anormalliklerini azalttığı anlaşılan betain aldehit dehidrojenaz enziminin % 32 oranında daha fazla olduğu görüldü.

Çimlenen tohum için azot sağlayan tohum depo proteinleri de normal fasulyedekilerden farklı yoğunlukta -kimisi daha fazla kimisi daha az- çıktı. Hajduch’a göre bitkilerin Çernobil kalıntılarındaki düşük radyasyondan kendilerini koruduğu anlaşılıyor; ancak protein değişimleri ile hayatta kalma mekanizmaları arasındaki ilişki ve bu değişimlerin yeni nesillere geçip geçmediği henüz bilinmiyor.

Araştırma ekibi fasulyeleri dört nesil daha incelemeyi planlıyor.
Kolumbiya’daki Güney Carolina Üniversitesi’nden, Çernobil bölgesi yaban hayatı üzerine çalışmalar yapan biyolog Timothy Mousseau bu araştırmanın özellikle de tüm dünyada nükleer enerjiye yönelik artan ilgi göz önüne alındığında çok önemli bir toplumsal soruna parmak bastığını belirtiyor.

Mousseau eğer araştırmacılar bitkilerin radyasyona nasıl yanıt verdiğini anlayabilirse, nükleer kirliliğe dirençli, hatta nükleer kirliliği temizleyen bitkiler üretmeye başlayabileceklerini söylüyor.


http://sciencenow.sciencemag.org/cgi/content/full/2009/515/2?rss=1
 

Etiketler
Ynt: Çernobil ve Nükleer Kirliliğe Dirençli Bitkiler

Yüzyılın felaketiydi yüzlerce insan hayatını kaybetti ve dahası ardından yine yüzlerce insan kanser'e yakalandı ekosistem'e ise yaptığı tahribat büyüktü...
bu facia'dan sonra ülke yönetimleri nükleer enerji konusunda daha temkinli politikalar izlesede yine de doğa'ya yapılan bu ve bu gibi yıkımlar konusunda tutumlarını değiştirmediler...
Nükleer reaktörler konusunda GREENPEACE'in önemli çalışmaları var...Ana sayfasındada bu konuya yer vermişler,

Nükleersiz Gelecek, Temiz Enerji
100.000'lerce yıl tehdit oluşturacak nükleer atıklar her geçen gün artıyor.
İklim felaketi şiddetleniyor, ekonomik kriz büyüyor. Alışılagelen kaynaklar tüketilirken, dünya nüfusunun ihtiyaçları katlanarak artıyor. Bu durumda artan ihtiyaçları karşılayabilecek bol miktarda TEMİZ, UCUZ ve HIZLI ENERJİ üretimine ihtiyacımız var.

Nükleer enerji bu çözüm sürecinin bir parçası değil, hatta önündeki engeldir. Çünkü nükleer enerji PAHALI, KİRLİ, VERİMSİZ, gelişmeye müsait olmayan ESKİ, HANTAL ve TEHLİKELİ bir teknoloji.

Nükleer enerji üretimi için farklı politik dengelerin oturması ve çok sayıda dış faktörün bir araya gelmesi gerekiyor. Uluslararası boyutta bu denli karmaşık ve mecburi ilişkilere bağlı olması bu endüstriyi son derece bağımlı ve riskli bir konumda tutuyor. Bir nükleer santralin kurulmasına karar verdildikten sonra tamamlanması ortalama 10 yıl sürüyor. Üretime başladıktan ortalama 23 yıl sonra ise artık tükendiği için yine oldukça masraflı olan kapanma ve söküm süreci başlıyor. Üretim maliyetleri çok yüksek olmasına rağmen elde edilen enerji toplam enerji ihtiyacının ancak %6.5’ini karşılayabiliyor. Nükleer enerji sadece elektrik üretebildiğinden ısınma ve ulaşım gibi taleplere cevap veremiyor.

enerji [D] evrimi
Çözüm MALİYETİ DÜŞÜK, VERİMİ YÜKSEK, TEMİZ ve GÜVENLİ rüzgar, su, güneş ve biokütle gibi YENİLENEBİLİR ENERJİ kullanmak ve enerji verimliliğini artırmak.

2000 yılından 2007 yılına kadar kurulan yenilenebilir enerji tesisleri bu süre içerisinde kurulan nükleer santrallerin 6 KATI kapasiteyle üretim yaptılar. Mevcut potansiyelin çok küçük bir oranı kullanılmasına rağmen, 2006'da yenilenebilir enerjiler genel ihtiyacın %18'ini karşıladılar, hem de atık üretmeden.



Sadece şu andaki mevcut yenilenebilir enerji tesisleri bile 2020 yılına gelindiğinde küresel enerji ihtiyacının %20'sini karşılayacak. Elimizdeki mevcut teknolojilerle bile kullanabileceğimiz yenilenebilir enerji kaynakları küresel ihtiyacın 6 katı kadar enerji sağlayabilir. Yenilenebilir enerji tesisi kurmak ise çok kolay. Bir rüzgar çiftliğinin planlanması 1 ila 2 yıl, bir rüzgar tribününün yerleştirilme süresi ise sadece 1 hafta sürüyor.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,743
Mesajlar
1,523,049
Kayıtlı Üye Sayımız
166,559
Kaydolan Son Üyemiz
Sercantetik

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst