Ynt: Bosphorus Cup
Bosphorus Cup’ta “retinamıza” takılanlar
Shop&Miles, 8 yıldır sürdürdüğü Bosphorus Cup etkinliği ile yelkenciliğimize farklı bir soluk ve ayrı bir heyecan getirdi. Geçtiğimiz yıl eklenen Turgut Reis Cup da coşku düzeyini daha alevlendirdi.
Ancak 8 yıllık geçmişe sahip bir organizasyonun finalinde yaşananlar doğrusunu söylemek gerekirse Shop&Miles’ın yarattığı olumlu havaya yakışmadı.
Bir Bosphorus Cup etkinliği daha sona erdi. Tahminlerde oldukça “nazlı” görünen hava, yarışçıların coşkusunu yarım bırakmamak için elinden geleni yaptı ve yelkenler hiç rüzgarsız kalmadı.
Organizasyona adını veren Shop&Miles ana sponsorluğunda, Türkiye Yelken Federasyonu, İstanbul İl Yelken Temsilciliği ile ORG-Sports işbirliğinde ve MYK-UNO ev sahipliğinde 22-23 Mayıs tarihlerinde yapılan yarışlara 59 tekne kayıt verdi.
CUMA OLMASI ŞART MIYDI?
İlk gün “kapışma alanı” Caddebostan parkuruydu. Gün içinde sosis rotalı iki yarış yapılacaktı. Ne var ki günlerden Cuma olması yarışa katılımı olumsuz yönde ve ciddi şekilde etkiledi. Ekiplerden çoğu yarış heyecanı içinde yanıp tutuşmalarına rağmen mesailerini bırakıp gelemedi. Bu yüzden bazı tekneler “yedek” ekiplerle yarışmak zorunda kaldı ve hedefledikleri derecelere ulaşamadı.
Hemen her yıl yaşanan “Cuma günü yarış koyma” konusundaki ısrarın nedeni ise net değil. Oysa iki günlük yarış Cumartesi ve Pazar olarak haftanın tatil günlerine yerleştirilebilseydi eminiz pek çok kişi memnun olacaktı.
Ödül töreninin gerçekleşeceği Reina için rezervasyonun Cumartesi akşamı için yapılması “tatminkar” bir açıklama olarak görülmedi. Bu arada Reina’daki törenin Shop&Miles Bosphorus Cup’a kolay unutulmayacak bir damga vurduğunu belirtmeden geçmek de mümkün değil.
Ama ödül törenine gelmeden “retinamıza takılan” birkaç ayrıntıya daha değinelim önce..
SİGORTA ŞİRKETİ NEYİ SİGORTALADI?
Shop&Miles Bosphorus Cup organizasyonu tarafından yapılan duyurularda “Tüm yarışmacılara Eureko Sigorta güvencesiyle başarılar dileriz” denildi. Bu çok “akıllıca” bir adımdı. Zira geçtiğimiz yıl Turgut Reis Cup’ta yaşanan kaza halen herkesin hafızasında tazeliğini koruyor.
İskele-Sancak konulu bir çatışmadan sakınma manevrası sırasında Goblin yatındaki Cengiz Düşünceli’nin ağır yaralanması ve geçirdiği yoğun tedavi süreci sonunda sağlığına yeniden kavuşması “yarışlarda güvenlik” konusunu gündeme getirmişti.
Dahası, kazada ölümden dönen Cengiz Düşünceli bunu “mesele” edinmiş ve ciddi girişimlerde bulunmuştu. Bu açıdan bakıldığında “Bir sigorta şirketinin yarışa destek vermesi” çok anlamlıydı.
Ne var ki, yarış talimatındaki “Sorumluluk” konulu “14. Madde”nin sonundaki cümle kafaları karıştırdı: “Şahsi kaza ve sağlık sigortası her yarışçının tamamen kendi sorumluluğudur.”
O halde Eureko Sigorta verdiği destek karşılığında nasıl bir sorumluluk üstlenmişti? Güvence kapsamı sadece tekneleri mi içeriyordu? Anlaşılamadı.
Bunu herhalde en net bir şekilde Sacit Ertuğ söyleyebilir. Zira 22 Mayıs Cuma günü Haylaz-Ata Online’ın Caddebostan parkurundaki yarışta şamandıra dönüşü sırasında ıstralyası önündeki tekneye takıldı ve koptu. Direğin kırılarak güverteye düşmesi son anda önlendi. Bu kazadaki hasarın ”tazmini” kafalardaki sorulara yanıt verebilecek.
MUMM 30 HATASI DÜZELTİLDİ
Bir başka “ilginç” nokta…
Bosphorus Cup’ın “Katılımcılar Listesi”nde Gecko yatı IRC2 sınıfına yerleştirilmişti. Oysa bir Mumm 30 ya da yeni adıyla Farr 30 olan Gecko’nun tartışılmaz bir şekilde IRC1 grubunda yer alması gerekiyordu.
Durumu fark eden yarışmacılar tarafından yapılan itirazlar sonucumda yanlışlık düzeltildi ve Gecko yarışlara IRC1 grubunda katıldı.
Ancak Fair Wind konusunda yapılacak bir şey yoktu. Bosphorus Cup, aynı zamanda KOG (Kulüpler Ortak Girişimi) Trofesi'ne dahil bir yarıştı. Bu organizasyonda belirlenen bant aralıklarına göre IRC5’te yer alacaktı. Nitekim öyle de oldu. Ama ne var ki üç yarışı da birincilikle tamamlayan Fair Wind, ödül töreninde kupasını “Biz bunu hak etmedik. Ödülümüzü ikinciye verin” diyerek almadı. Organizasyon takdirini kullanırsa IRC5 grubundaki birincilik Fair Wind’in adeta “filikası” büyüklüğündeki Karides yatının olacak.
ÖDÜL TÖRENİNDE “SIKINTI”
Ve sıra geldi ödül töreni konusuna…
Buradaki, ilk “yanlış karar” ödül töreninin saati konusundaydı. Yarış talimatında Boğaziçi parkurundaki zaman sınırının saat 17.00’da dolacağı duyuruldu. Ama Kuruçeşme Reina’daki ödül töreni de 17.00-19.00 saatleri arasında yapılacaktı.
Neden ve nasıl soruları birbirini izledi.
Ödül töreni neden iki saatle sınırlanmıştı?
Yarışı tamamlayan tekneler Reina’nın önüne bağlanamayacağına göre Ataköy veya Fenerbahçe marinalarına gidecek, ekipler buradan Cumartesi gününün trafiğinde Reina’ya nasıl yetişecekti?
Bu soruların cevabı, ödül töreninde pek de “hoş olmayan” bir atmosferde alındı.
Bazı ekipler kupa törenine yetişemedi. Kupalarını istediklerinde de “zamanında gelseydiniz” sözleri ile karşılaştı. Oysa grubunda birinci olan bu ekip trafiğe takılmamak için “deniz taksi” ile yola çıkmış ancak yine de yetişememişti.
BİR BARDAK “SU BİLE” VERİLMEDİ
17.00-19.00 saatleri arasında yapılacağı duyurulan ödül törenindeki “ikram” ve “kabul” de aslında saat 18.00’da sona erdi. Gelenler, “Tören bitti” sözleri ile içeri alınmadı. Saat 18.00’dan itibaren bar törendeki konuklara kapatıldı ve “su bile” verilmedi.
Yanlış anlaşılmasın, bu “mecazi” bir anlam taşımıyor. Barmen kendisinden bir bardak su isteyen hanımı, “Saatlerdir burada bedava yiyip içiyorsunuz. Bar kapandı” sözleriyle tersledi. Sinirden elleri titreyen ve rengi atan bu hanım Reina’yı terk etti. “Su verilmeyen” üstüne bir de “azar işiten” bu hanımın kim olduğunu bilseniz eminiz dudağınız uçuklardı.
REINA GECEYE HAZIRLANIYOR
İnsanlar birbirleri ile sohbet ederken ortalıkta hummalı bir faaliyet başladı. Kurulan standlar barın “kapandığı”, konukların kapıdan “çevrilmeye” başlandığı saat 18.00’dan itibaren sökülmeye, Shop&Miles bayrakları ve panolar indirilmeye başlandı. Sandalye ve masa taşıyanlar konuklara aldırış etmeden “mekanı geceye hazırlamaya” başladı.
Bu yazılanlar, bize anlatılsaydı eğer, “bu kadarı da olmaz” diyerek kuşkuya düşebilirdik. Ama yaşananlara gözlerimizle görerek, kulaklarımızla duyarak tanık olduk.
REINA’DAKİ TÖREN KİME YAPILDI?
Aslını söylemek gerekirse Reina’daki “ikram” gerçekten de saatler öncesinden başlamıştı. Shop&Miles, kıyıdaki Reina’yı “tribün” olarak kullanmayı düşünmüştü. Pek çok kişi de oradan yarışan tekneleri ve verilen mücadeleyi izlemişti. Hatta bu arada yat yarışı ile nasıl bir ilgisi var bilinmez, bir de defile düzenlenmişti.
Ne var ki, “küçük bir ayrıntı” atlanmıştı. O coşkuyu yaratan ve yaşatanlar yarışa katılan ve bunun için de ciddi sayılabilecek bir kayıt bedeli (220 TL) ödeyen tekne sahipleri ve yarışan ekiplerdi. Gün boyu güneşin altında rüzgarı “yakalama” ve “yönetme” konusunda ter döken bu insanlar karşılaştıkları tavrı içlerine sindiremediler.
SHOP&MILES BUNU HAK ETMEDİ
Reina’nın kendini “geceye hazırlama” gayreti kabul edilebilir. Ama o zaman da Reina’nın “yanlış bir seçim” olduğu ortaya çıkar. Zira bu durum Shop&Miles’ın kurumsal kimliğine de zarar veriyor.
Bugüne kadar kendini yelkenle özdeşleştiren Shop&Miles da böyle bir “finali” hak etmiyor.
Turksail