Selamlar.. Ramazan bayramındaki uzun tatilden istifade ederek tüm ekipmanımı bagaja yükleyip bir arkadaşımla birlikte daha önce de birkaç kez haftasonları için gittiğim kerpe - ömerağzı'ndaki kamping in yolunu tuttum. Uzun zamandır bunu planladığım için içimde büyük bir heyecan vardı ancak bunun bertaraf edilmesi bir saatten kısa sürdü...
Sitemizde daha önce bu kamp yeri ile ilgili fotoları paylaşmıştım ve tavsiye de etmiştim. Yabancısı olduğum biryer değildi aslında, tavsiyeme uyupta buraya giden arkadaşlar varsa şimdiden özür diliyorum kendilerinden. Geçmişte gittiğimde ekim - kasım aylarıydı, karadeniz kıyısı bir yer olduğu için pek kimseler yoktu işletme sahibi de ortalıkta görünmüyordu ve çok güzel zaman geçirmiştim. Bu kez bayram olması ve havaların güzel olması nedeniyle eylül başında ilk kez gittiğim yer büyük bir hüsran yaşattı bize, sizlerle bunu kısaca paylaşmak istiyorum.
kampinge girer girmez işletme sahibi yanımıza gelerek gecelik 30 tl üzerinden ücretini talep etti, , kerpe içerisinde yazlıgı olan arkadaşlarım oldugunu, akşam ateş başı muhabbet için yanımıza geleceklerini söyledim kendisine, bunun için ekstra BİR TALEBİ OLUP OLMADIĞINI sorduğumda, gece kalmayacaklarsa ücrete gerek olmadığını söyledi, anlaştık, helalleştik ve çadırımızı insanlardan en uzak köşeye kurduk...
Herşeyden önce inanılmaz kalabalıktı, aileler, çoluk çocuk gürültüsü.Geldikleri için insanları suçlayamazsınız tabiki ancak insanların birbirlerine saygıları olması gerekirdi. 2 metre mesafeden bağıra bağıra konuşanlar, piknikçiler, piknikçilerin açık tuttukları araba bagajının içerisinden yükselen müzik sesleri... Yalnızca çadırımın etrafında koloni halinde kümeleşmiş insanların yediklerini içtiklerini sağa sola saçıp arabalarına binip gitmelerinin arkasında bıraktıklarını toparlamak bir saatten fazla zamanımızı aldı. Hava kararmaya başladı, 6 7 çadır kaldık koskoca arazide, keyif yükselmeye başladı. Etraftan biraz odun toplamak için dolaşmaya başladık. Bir Meşe ağacı kesmişler zamanında, tamamen kurumuş ancak yanlış yöne devirdikleri için ayakta duran ağaçlara takılmış ve öylece kurumuş. Tahminlerime göre en az 2 yıllık bir enkaz halinde, yere yaklaşık 45-50 derecelik bir açıyla öylece durmakta. TOPRAKLA BAĞLANTISI SADECE ÜZERİNDE DURUYOR OLMASI. Arkadaşım üzerine yürüyerek tırmanıp yanımızda getirdiğimiz ufak baltamız yardımıyla yalnızca ÜST TARAFTAKİ DALLARDAN BİRKAÇINI kesmeye başlamıştı ki yüzüme bir el feneri ışığı vuruldu. İşletme sahibinin oğlu olduğunu söyleyen ben yaşlardaki biri geldi ve “ağaçları kesmeyin” şeklindeki trajikomik uyarısını yaptı. Kendisine, canlı bir ağacı kesmemi istese bile kesmeyeceğimi, ancak bunun artık bir ağaç değil bir odun olduğunu anlatmaya çalıştıysam da muvaffak olamadım. Neyse cahile laf anlatacağıma odundan vazgeçerim diyerek indik aşağı, etraftan yerdeki odunlardan topladık, ateşimizi yaktık, arkadaşım ve eşi geldiler, tam hoş geldiniz faslını bitirip ateş başında oturduk ki yine bir el feneri ışığının yüzüme vurmasıyla irkildim. Arkadaş yine gelip gece için giriş ücreti olan 10 tl yi kimden alacağını sordu) babanla görüştük biz, arkadaşlarımızın geleceğini de belirttik ama sen ille de para istiyorsan misafirlerimin yanında bana 10 lira lafı yapma, 3 gece daha buradayım ben yarın sabah hallederiz diyerek yolladım ve ya sabır çekmeye başladım. Yarım saat kadar sonra bir başka çift arkadaşım da yanımıza uğradılar, arabalarını park etmeleriyle el fenerli gece bekçisi kıvamındaki arkadaş yine geldi, ateşin başına kadar yürüdü ve bu girişin parasını kimden alacağını sordu. Sinirden dişlerimi sıkarak kendisini arkadaşlarımdan uzaklaştırdım ve misafirlerimin yanında bana bu muhabbeti birdaha yapmamasını uyarı mahiyetinde ölçekli bir sinirle anlattım. İkna olmuşa benziyordu) Gece saat 23:00 sularında yine geldi arkadaş, 23:30 da kapıyı kilitleyeceğini ve kalmayacak olanların kampingi terk etmelerini istedi. Kapıyı kilitlemek te ne demek anlamadım?? Yine koluna girerek misafirlerimden uzaklaştırdım ve kendisine gece herhangi birşeye ihtiyacım olsa, ani bir telefon gelse yada keyfe keder kampingten çıkmak istersem, kendisini uyandırmakla kapıyı kırıp geçmek arasında nasıl bir seçim yapmamı arzu ettiğini sordum… Yarın sabaha kadar yüzünü görmek istemediğimi, buraya üzüm yemeye geldiğimi ama gerekiyorsa bağcı ile aramdaki husumeti orman kanunlarıyla da halledebileceğimi güzelce anlattım. Kapıyı kilitlemesi halinde de ne kapıya nede arabama acımayacağımı, yarın ilk iş bir kaynakçı ustasına ihtiyacı olacağını belirttim. Anlamışa benziyordu) geceyi bitirdik, arkadaşlarıma kampingin kapısına kadar arabamla eşlik ettim, kapı kilitliydi. Kendisi de kapının yanında bir sandalyeye oturmuş bekliyordu ) kapıyı açtı ve misafirlerimi uğurladım.
Ertesi sabah kalktık, çadırımızı topladık, arabamıza yerleştirdik ve birdaha dönmemek üzere kampingi terk ettik. Çıkışta kamping işletmecisi beyamca vardı, olanları kısaca anlattım, paramın üzerini iade etti. 3 gece 4 gün olarak tasarladığım kamp tatilim 24 saatten kısa sürdü.
Doğal güzellikleri gerçekten eşsiz bu koyun bu zihniyetteki insanların elinden kurtulmasını, gerçekten işletmeciliği bilen, en azından adet uslup bilen, hiç değilse misafirlerinin yanında bir müşteriden 10 lira istenmeyeceğini, çok hayati bir bedelse bile müsaade isteyerek beni insanlardan onların konuşmayı duyamayacağı bir mesafeye uzaklaştırması gerektiğini bilecek kadar gün görmüş insanların işletmeciliğine verilmesini diliyorum...
Sitemizde daha önce bu kamp yeri ile ilgili fotoları paylaşmıştım ve tavsiye de etmiştim. Yabancısı olduğum biryer değildi aslında, tavsiyeme uyupta buraya giden arkadaşlar varsa şimdiden özür diliyorum kendilerinden. Geçmişte gittiğimde ekim - kasım aylarıydı, karadeniz kıyısı bir yer olduğu için pek kimseler yoktu işletme sahibi de ortalıkta görünmüyordu ve çok güzel zaman geçirmiştim. Bu kez bayram olması ve havaların güzel olması nedeniyle eylül başında ilk kez gittiğim yer büyük bir hüsran yaşattı bize, sizlerle bunu kısaca paylaşmak istiyorum.
kampinge girer girmez işletme sahibi yanımıza gelerek gecelik 30 tl üzerinden ücretini talep etti, , kerpe içerisinde yazlıgı olan arkadaşlarım oldugunu, akşam ateş başı muhabbet için yanımıza geleceklerini söyledim kendisine, bunun için ekstra BİR TALEBİ OLUP OLMADIĞINI sorduğumda, gece kalmayacaklarsa ücrete gerek olmadığını söyledi, anlaştık, helalleştik ve çadırımızı insanlardan en uzak köşeye kurduk...
Herşeyden önce inanılmaz kalabalıktı, aileler, çoluk çocuk gürültüsü.Geldikleri için insanları suçlayamazsınız tabiki ancak insanların birbirlerine saygıları olması gerekirdi. 2 metre mesafeden bağıra bağıra konuşanlar, piknikçiler, piknikçilerin açık tuttukları araba bagajının içerisinden yükselen müzik sesleri... Yalnızca çadırımın etrafında koloni halinde kümeleşmiş insanların yediklerini içtiklerini sağa sola saçıp arabalarına binip gitmelerinin arkasında bıraktıklarını toparlamak bir saatten fazla zamanımızı aldı. Hava kararmaya başladı, 6 7 çadır kaldık koskoca arazide, keyif yükselmeye başladı. Etraftan biraz odun toplamak için dolaşmaya başladık. Bir Meşe ağacı kesmişler zamanında, tamamen kurumuş ancak yanlış yöne devirdikleri için ayakta duran ağaçlara takılmış ve öylece kurumuş. Tahminlerime göre en az 2 yıllık bir enkaz halinde, yere yaklaşık 45-50 derecelik bir açıyla öylece durmakta. TOPRAKLA BAĞLANTISI SADECE ÜZERİNDE DURUYOR OLMASI. Arkadaşım üzerine yürüyerek tırmanıp yanımızda getirdiğimiz ufak baltamız yardımıyla yalnızca ÜST TARAFTAKİ DALLARDAN BİRKAÇINI kesmeye başlamıştı ki yüzüme bir el feneri ışığı vuruldu. İşletme sahibinin oğlu olduğunu söyleyen ben yaşlardaki biri geldi ve “ağaçları kesmeyin” şeklindeki trajikomik uyarısını yaptı. Kendisine, canlı bir ağacı kesmemi istese bile kesmeyeceğimi, ancak bunun artık bir ağaç değil bir odun olduğunu anlatmaya çalıştıysam da muvaffak olamadım. Neyse cahile laf anlatacağıma odundan vazgeçerim diyerek indik aşağı, etraftan yerdeki odunlardan topladık, ateşimizi yaktık, arkadaşım ve eşi geldiler, tam hoş geldiniz faslını bitirip ateş başında oturduk ki yine bir el feneri ışığının yüzüme vurmasıyla irkildim. Arkadaş yine gelip gece için giriş ücreti olan 10 tl yi kimden alacağını sordu) babanla görüştük biz, arkadaşlarımızın geleceğini de belirttik ama sen ille de para istiyorsan misafirlerimin yanında bana 10 lira lafı yapma, 3 gece daha buradayım ben yarın sabah hallederiz diyerek yolladım ve ya sabır çekmeye başladım. Yarım saat kadar sonra bir başka çift arkadaşım da yanımıza uğradılar, arabalarını park etmeleriyle el fenerli gece bekçisi kıvamındaki arkadaş yine geldi, ateşin başına kadar yürüdü ve bu girişin parasını kimden alacağını sordu. Sinirden dişlerimi sıkarak kendisini arkadaşlarımdan uzaklaştırdım ve misafirlerimin yanında bana bu muhabbeti birdaha yapmamasını uyarı mahiyetinde ölçekli bir sinirle anlattım. İkna olmuşa benziyordu) Gece saat 23:00 sularında yine geldi arkadaş, 23:30 da kapıyı kilitleyeceğini ve kalmayacak olanların kampingi terk etmelerini istedi. Kapıyı kilitlemek te ne demek anlamadım?? Yine koluna girerek misafirlerimden uzaklaştırdım ve kendisine gece herhangi birşeye ihtiyacım olsa, ani bir telefon gelse yada keyfe keder kampingten çıkmak istersem, kendisini uyandırmakla kapıyı kırıp geçmek arasında nasıl bir seçim yapmamı arzu ettiğini sordum… Yarın sabaha kadar yüzünü görmek istemediğimi, buraya üzüm yemeye geldiğimi ama gerekiyorsa bağcı ile aramdaki husumeti orman kanunlarıyla da halledebileceğimi güzelce anlattım. Kapıyı kilitlemesi halinde de ne kapıya nede arabama acımayacağımı, yarın ilk iş bir kaynakçı ustasına ihtiyacı olacağını belirttim. Anlamışa benziyordu) geceyi bitirdik, arkadaşlarıma kampingin kapısına kadar arabamla eşlik ettim, kapı kilitliydi. Kendisi de kapının yanında bir sandalyeye oturmuş bekliyordu ) kapıyı açtı ve misafirlerimi uğurladım.
Ertesi sabah kalktık, çadırımızı topladık, arabamıza yerleştirdik ve birdaha dönmemek üzere kampingi terk ettik. Çıkışta kamping işletmecisi beyamca vardı, olanları kısaca anlattım, paramın üzerini iade etti. 3 gece 4 gün olarak tasarladığım kamp tatilim 24 saatten kısa sürdü.
Doğal güzellikleri gerçekten eşsiz bu koyun bu zihniyetteki insanların elinden kurtulmasını, gerçekten işletmeciliği bilen, en azından adet uslup bilen, hiç değilse misafirlerinin yanında bir müşteriden 10 lira istenmeyeceğini, çok hayati bir bedelse bile müsaade isteyerek beni insanlardan onların konuşmayı duyamayacağı bir mesafeye uzaklaştırması gerektiğini bilecek kadar gün görmüş insanların işletmeciliğine verilmesini diliyorum...