penguen
Zirve
- Mesajlar
- 1,599
- Tepkime Puanı
- 11
Bayramda gezgincilik oynayalım dedik. Eskişehir'e iki otobüs bileti aldık. Valizlerimizi de alıp koyulduk yola Pazar sabahı saat 5'te...
Rahat bir yolculuğun ardından saat 11,30 gibi bizi Eskişehir terminalde indirdiler otobüsten... Dönüş biletlerimizi almak için uğradığımız yazıhanedeki görevliye kalacağımız otelin adını vererek nasıl gidebileceğimizi sordum ve İstanbul alışkanlığı ile"Taksiye mi binelim?" diye ilave ettim. Görevli bize sizin paranız bol galiba dercesine bakarak "Taksiye falan gerek yok! Bakın hemen şuradan belediye otobüsleri kalkıyor. Şuradaki yeşil kulübeden de bilet alıp binin. Otelin tam önünde durak var." dedi. "Emir demiri keser..." dedik söylenileni yaptık
İki adım ötede tramvay, üç adım ötede otobüs...Allahım bu ne lükslük
Üstelik bi de otobüsler bomboş. Annem hayıflanıyor "Vah vah... Bunlar benzin paralarını çıkartamazlar böyle.Yazık, yazık..." E tabi haklı kadıncağız...Doldurucan balık istifi yolcuyu... Şöyle tıkış tıkış... "Arkalara doğru ilerleyelim lütfen! Arkadan binenler biletlerini yollasınlar elden ele..." diye haykıracak şöför, ani bir frende yolcular birbirinin üstüne devrilecek ki tadı çıksın yolculuğun... Böyle bomboş, oturarak zor valla...
Otelimize yerleştik. Odamıza "Akşama mutlaka geleceğiz. Bekle bizi..." diyerek vedalaşıp Eskişehir gezimize başladık.
Bayramın 1. günü yağış var dedi meteoroloji... O zaman bugün Odunpazarı'na gidip fotoğraf çekmek gerek diye düşünüp yürüye yürüye yollandık oraya doğru...
Odunpazarı, şehir içinde yaşanan bir nostalji adeta...Yer yer restore edilmiş evler, yer yer yılların yorgunluğunu sırtında taşıyanlar... Beypazarı ve Safranbolu'nun nefesini hissettim burada da...
Gezerken bir kalaycıya rastlıyoruz. Sessiz bir saygıyla kabul ediyor fotoğraf çekme isteğimi... Ben çekerken de orada yokmuşuz gibi işine devam ediyor...
Rahat bir yolculuğun ardından saat 11,30 gibi bizi Eskişehir terminalde indirdiler otobüsten... Dönüş biletlerimizi almak için uğradığımız yazıhanedeki görevliye kalacağımız otelin adını vererek nasıl gidebileceğimizi sordum ve İstanbul alışkanlığı ile"Taksiye mi binelim?" diye ilave ettim. Görevli bize sizin paranız bol galiba dercesine bakarak "Taksiye falan gerek yok! Bakın hemen şuradan belediye otobüsleri kalkıyor. Şuradaki yeşil kulübeden de bilet alıp binin. Otelin tam önünde durak var." dedi. "Emir demiri keser..." dedik söylenileni yaptık
Otelimize yerleştik. Odamıza "Akşama mutlaka geleceğiz. Bekle bizi..." diyerek vedalaşıp Eskişehir gezimize başladık.
Bayramın 1. günü yağış var dedi meteoroloji... O zaman bugün Odunpazarı'na gidip fotoğraf çekmek gerek diye düşünüp yürüye yürüye yollandık oraya doğru...
Odunpazarı, şehir içinde yaşanan bir nostalji adeta...Yer yer restore edilmiş evler, yer yer yılların yorgunluğunu sırtında taşıyanlar... Beypazarı ve Safranbolu'nun nefesini hissettim burada da...
Gezerken bir kalaycıya rastlıyoruz. Sessiz bir saygıyla kabul ediyor fotoğraf çekme isteğimi... Ben çekerken de orada yokmuşuz gibi işine devam ediyor...