Yolun sonu yarış koltuğu…
1986 yılında Kırmızı bir Lada Niva ile başladı benim 4×4 hikayem… Hafta sonları ailece Belgrad ormanına pikniğe giderdik… Ben cesaret edebildiğim kadar orman içinde dolaşıp dururdum…. Tabii o zaman hiç bir bilgim ve ayrıca donanım adına bir seyimiz yoktu… O araçla av sezonlarında da epey yol teptik… inanılmaz cefakar bir araçtı….
1993 te sattık….
1996 yılının ocak ayında bugün de kullandığım Suzuki yi aldım… 2003 yılına kadar başka bir 4×4 almadım.Suzuki aile içinde orijinal hali ile bize hizmet etti.
Bildiğimiz manada Offroad yapan insanların hikayelerini duyuyor ve acaba bende bir araç toplasam mı diye düşünürken O yıl Ali Bacıoğlu “Toyota mı satıyorum ” demez mi…Abi senin araç neydi ,kaç modeldi dur bir arkadaşlar soralım derken ”Aldım ama taksitle öderim “dedim. 1983 model..yeni toplanmış ama tamamen orjinal bir Fj 40 aracım olmuştu….
Sektörden ve bu işe meraklı bir arkadaşım ile Necmi usta nın atölyesine gittiğimizi kulaklarımda dün gibi “hafta sonu ormana gidiyoruz..sende gel ” cümlesini hatırlıyorum. işte o hafta sonu benim zehirlendiğim ve bu işe gerçekten bulaştığım gündür….
Sonradan çok yaşadığımız gibi Pazar sabahı buluşuldu… Ben bi heves Toyota’m ile gitmişim…. Arkadaşlar aracı görünce..daha doğrusu altındaki AT bile olmayan lastikleri görünce ..”senin araç kalsın sen bizle gel..” dediklerinde çok bozulmuş ve “hadi len ne olabilir ki .demiştim…
Sonuçta istemeden de olsa ben aracımı bırakmak zorunda kalmış ve ilk Offroad deneyiminde sağ koltukta kalmıştım. 4 araç girdiğimiz parkurda sabaha karsı saat 3 civarında sadece 1 aracı kurtararak diğerlerini ormanda bırakıp çıktığımızda ne kadar haklı olduklarını anlamış ve …”işte bu iş tam bana göre demiştim”
Artık her hafta sonunu sabırsızlık içinde bekliyor,hafta içi Toyota nın daha iyi ve güzel olması için uğraşıyordum.Dostlarımın daveti üzerine İsoff a üye olmuş ve artık bilenler arasında öğrenmeye başlamıştım.
Toyota yı bir müddet sonra elden çıkarıp büyük bir hevesle Jeep Cherokee Sport sahibi olmuştum. Amerika dan parça siparişleri,lastik ,vinç derken herhalde yapacak başka bir şey kalmayınca o da eskiler kulübüne katılmış oldu.
Sonra emektar Suzuki nin değişimine giriştik.Sevgili Mehmet Becce ve Aksiyon Suzuki servisi sayesinde Suzuki oldu Superzuki…
Artık yollar,rotalar,geziler,yarışlar derken 2010 senesi sonuna doğru İsoff başkanımızın ricası ile İsoff İstanbul mahalli yarışında öncü araç pilotu olmak kısmet oldu… Yarış aracı,tulum ,kask ve eldiven kombinasyonunun etkisi mi yoksa yarış aracının sesimi bilmem parkura çıkıp etapları geçip zaman karnesini stop hakemine verince anlaşıldı ki artık yarışmanın vakti gelmiş… Kullandığım aracın sahibi olan kulüp başkanımız ve sevgili dostum Leon Benzesin de “bu sene bununla yarışabilirsin ” deyince bizim için macera başlamış oldu… Tabii araç 2000 cc bir araç olunca doğal olarak S2 sınıfına girmiş olduk…
Aracımız hazır olunca yarışmak için yolun yarısını halletmiş olmuştuk zaten.
Yarışmak için gerekli donanıma sahip bir araç yapmak konusu oldukça detaylı ve uzun olduğu için bir başka konu başlığında anlatmak üzere geçiyorum.
Servis konusu….işin bence en önemli kısmı bu… aracınızı yarışa hazırlayacak ve yarış içinde size servis verecek bir ekibin olması çok önemli.
bu ekibi destekleyecek bazı ekipmanları satın almak ve düzeni oluşturmak ta işin bir parçası…
-jeneratör
-basınçlı yıkama makinası
-kompresör
-tente,masa ,sandalye vs..
Ve aracınıza ait yedek parçalar..
-yarışın tipi , hava ve arazinin şartlarına göre birkaç takım lastik..
-akslar….
-rotil veya rot başları,
-buji ve kabloları,
-fren balataları,
-motor ve aktarma organları için yağlar.
Gelelim kişisel hazırlığa….
-yarışmak için homolagasyonu olan bir yarış tulumu,kask ve balaklava ya ihtiyacınız olacak elbette co pilotunuzun da …
-yarışmak için ayrıca federasyondan alacağınız yarışçı,pilot ve co pilot lisansı da gerekli…
Sonuç:
Eğer içinizde Offroad yarış pilotu olmak varsa bunu peşinden gidin ..Aracınızı korumanız ve bu işten keyif almak için yarıştığınızda hafta sonu gezisinden biraz daha fazla bir maliyet karşınıza çıkmaz.
İnanılmaz keyifli ama bir o kadar yorucu ve adrenalin yüklü yarışlar ile Offroad hayatınız bambaşka bir yere gelebilir.
Ne demişler başlamak yolun yarısı…
Okan Sayın
Kaynak : http://www.4x4dergi.com/2011/12/02/baslamak-yolun-yarisi.html
1986 yılında Kırmızı bir Lada Niva ile başladı benim 4×4 hikayem… Hafta sonları ailece Belgrad ormanına pikniğe giderdik… Ben cesaret edebildiğim kadar orman içinde dolaşıp dururdum…. Tabii o zaman hiç bir bilgim ve ayrıca donanım adına bir seyimiz yoktu… O araçla av sezonlarında da epey yol teptik… inanılmaz cefakar bir araçtı….
1993 te sattık….
1996 yılının ocak ayında bugün de kullandığım Suzuki yi aldım… 2003 yılına kadar başka bir 4×4 almadım.Suzuki aile içinde orijinal hali ile bize hizmet etti.
Bildiğimiz manada Offroad yapan insanların hikayelerini duyuyor ve acaba bende bir araç toplasam mı diye düşünürken O yıl Ali Bacıoğlu “Toyota mı satıyorum ” demez mi…Abi senin araç neydi ,kaç modeldi dur bir arkadaşlar soralım derken ”Aldım ama taksitle öderim “dedim. 1983 model..yeni toplanmış ama tamamen orjinal bir Fj 40 aracım olmuştu….
Sektörden ve bu işe meraklı bir arkadaşım ile Necmi usta nın atölyesine gittiğimizi kulaklarımda dün gibi “hafta sonu ormana gidiyoruz..sende gel ” cümlesini hatırlıyorum. işte o hafta sonu benim zehirlendiğim ve bu işe gerçekten bulaştığım gündür….
Sonradan çok yaşadığımız gibi Pazar sabahı buluşuldu… Ben bi heves Toyota’m ile gitmişim…. Arkadaşlar aracı görünce..daha doğrusu altındaki AT bile olmayan lastikleri görünce ..”senin araç kalsın sen bizle gel..” dediklerinde çok bozulmuş ve “hadi len ne olabilir ki .demiştim…
Sonuçta istemeden de olsa ben aracımı bırakmak zorunda kalmış ve ilk Offroad deneyiminde sağ koltukta kalmıştım. 4 araç girdiğimiz parkurda sabaha karsı saat 3 civarında sadece 1 aracı kurtararak diğerlerini ormanda bırakıp çıktığımızda ne kadar haklı olduklarını anlamış ve …”işte bu iş tam bana göre demiştim”
Artık her hafta sonunu sabırsızlık içinde bekliyor,hafta içi Toyota nın daha iyi ve güzel olması için uğraşıyordum.Dostlarımın daveti üzerine İsoff a üye olmuş ve artık bilenler arasında öğrenmeye başlamıştım.
Toyota yı bir müddet sonra elden çıkarıp büyük bir hevesle Jeep Cherokee Sport sahibi olmuştum. Amerika dan parça siparişleri,lastik ,vinç derken herhalde yapacak başka bir şey kalmayınca o da eskiler kulübüne katılmış oldu.
Sonra emektar Suzuki nin değişimine giriştik.Sevgili Mehmet Becce ve Aksiyon Suzuki servisi sayesinde Suzuki oldu Superzuki…
Artık yollar,rotalar,geziler,yarışlar derken 2010 senesi sonuna doğru İsoff başkanımızın ricası ile İsoff İstanbul mahalli yarışında öncü araç pilotu olmak kısmet oldu… Yarış aracı,tulum ,kask ve eldiven kombinasyonunun etkisi mi yoksa yarış aracının sesimi bilmem parkura çıkıp etapları geçip zaman karnesini stop hakemine verince anlaşıldı ki artık yarışmanın vakti gelmiş… Kullandığım aracın sahibi olan kulüp başkanımız ve sevgili dostum Leon Benzesin de “bu sene bununla yarışabilirsin ” deyince bizim için macera başlamış oldu… Tabii araç 2000 cc bir araç olunca doğal olarak S2 sınıfına girmiş olduk…
Aracımız hazır olunca yarışmak için yolun yarısını halletmiş olmuştuk zaten.
Yarışmak için gerekli donanıma sahip bir araç yapmak konusu oldukça detaylı ve uzun olduğu için bir başka konu başlığında anlatmak üzere geçiyorum.
Servis konusu….işin bence en önemli kısmı bu… aracınızı yarışa hazırlayacak ve yarış içinde size servis verecek bir ekibin olması çok önemli.
bu ekibi destekleyecek bazı ekipmanları satın almak ve düzeni oluşturmak ta işin bir parçası…
-jeneratör
-basınçlı yıkama makinası
-kompresör
-tente,masa ,sandalye vs..
Ve aracınıza ait yedek parçalar..
-yarışın tipi , hava ve arazinin şartlarına göre birkaç takım lastik..
-akslar….
-rotil veya rot başları,
-buji ve kabloları,
-fren balataları,
-motor ve aktarma organları için yağlar.
Gelelim kişisel hazırlığa….
-yarışmak için homolagasyonu olan bir yarış tulumu,kask ve balaklava ya ihtiyacınız olacak elbette co pilotunuzun da …
-yarışmak için ayrıca federasyondan alacağınız yarışçı,pilot ve co pilot lisansı da gerekli…
Sonuç:
Eğer içinizde Offroad yarış pilotu olmak varsa bunu peşinden gidin ..Aracınızı korumanız ve bu işten keyif almak için yarıştığınızda hafta sonu gezisinden biraz daha fazla bir maliyet karşınıza çıkmaz.
İnanılmaz keyifli ama bir o kadar yorucu ve adrenalin yüklü yarışlar ile Offroad hayatınız bambaşka bir yere gelebilir.
Ne demişler başlamak yolun yarısı…
Okan Sayın
Kaynak : http://www.4x4dergi.com/2011/12/02/baslamak-yolun-yarisi.html