Aynı Tengri’nin Çocukları

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan SEVAL Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 10
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 6,116

SEVAL

www.sevalduban.com
Mesajlar
3,866
Tepkime Puanı
39
Web
www.sevalduban.com
Türklerle Kızılderililerin ataları aynı mı?

İnsanların birbiri ile iletişim kurmasının en bilinen yolu konuşmaktır ve bunun aracı da dildir… Dilin söylediğini unutmamak ve duymayanlara aktarabilmek için “yazı” denen sembolleştirme yöntemine ihtiyacımız vardır. Yeryüzünde bugün mevcut olan yüzlerce farklı dil ve yazı; aynı atadan geldiğine inanılan insanı ne yazık ki “iletişimsizlik” konumuna düşürmüştür. Evrensel dil yapılma çabasında olunan İngilizcenin, ‘ Tüm’ halkları birbiri ile nasıl iletiştirdiği ise tartışılır bir konu bence…

Yazı ve semboller olarak elimizde bulunan tüm kaynaklar şimdiye kadar doğru yorumlanabilmiş midir?

Bizim klasik bilgilerimizle uygarlık tarihimiz 6.000 yıla dayanıyor olsa da, acaba tüm gerçek bu kadar mıdır?

İlk yazıyı Sümer’ler mi kullandı gerçekten?

Sümer’lerin kendi dillerine ait sesleri semboller halinde tabletlere geçirmiş olmaları ve bunun çözümlenmesine kadar geçen 5500 yıl, insanın var oluş cetvelindeki bütün uygarlığı temsil etmekte yeterli midir?

Yazının Sümerlerden intikal ettiği söylenen; Akadlar, Elamlılar, Babilliler, Asur, Hitit ve Urartu sıralaması ve dağılımı ne kadar doğrudur?

Bu soruların sayısı epeyce arttırılabilir.

Aslında son yıllarda bilinen bazı gerçeklerin o kadar da “ gerçek” olmadığı yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlasa da, Arkeolojik yaş tespiti için kullandığımız eski metotların yerini alacak yeni yöntemler, geçmiş tarihimizin yeniden yazılmasını sağlayana kadar bazı şeyler sadece iddia olmaktan öte geçemeyecek bir süre daha.

Bu iddialardan bir tanesi var ki çok ilginçtir:

Türkler ile Kızılderililer'in ataları aynı (mı)?

Asya'da uygarlık yaratan Türkler ile Amerika kıtasında yaşayan eski uygarlıklar Maya- Aztek- Olmek uygarlıkları arasında sembollerle başlayan benzerlik, bir sürü konuda şaşırtıcı noktalara ulaştı.

Asya’da Hitit Güneşi olarak bilinen semboldeki TENGRİ (yani evrenin her yerindeki tanrı) ile Maya ve Aztek tanrısı Quetzalcoatl ‘ın sembolü arasındaki benzerlik karşılaştırmaya değer. Hele bu tanrının adını “kutsal katlı” olarak okuduğumuzu düşünürsek anlamsal ve sembolik benzerlik iyice artar. (Kutsal katlı, Tengri ile aynı anlamdadır)



Maya ve Aztek tanrı isimlerinde Türkçe ile başka hoş benzerlikler de mevcuttur.

Chac: Yani "Çak" Mayaların yıldırım ve şimşek tanrısıdır. Çak şeklinde okunan bu sözcük halen bile dilimizde “Şimşek çaktı” şeklinde varlığını sürdürmektedir.

Kinich Ahau: Maya güneş tanrısıdır. Kinich veya Küniş, Türkçe “Güneş” kelimesi ile neredeyse birebir aynıdır. Eski Türk inancında “Künhan” Güneş-Han adı kutsal güneşe verilen isimlerden biridir. Ahau ile Han sözlerinin yakınlığı ise dikkat çekicidir.

Xiuhtecuhtli: ateş ve zaman tanrısıdır, çifte göreve sahiptir ve çifte kutlu olarak okunabilir.

Tezcatlipoca: Tez = hızlı, Katlı = Kat eden (hareket eden) ve B den P ye dönüşümle Bora sözü “poca” şeklini almış olabilir. Tezkatlıbora rüzgâr tanrısıdır.
Xochiquetzal: Güzellik ve çiçek tanrıçası idi. Burada “quetzal” sözünün kutsal olduğunu Xochi’nin çok olduğunu kabul edersek bu durumda “Çokkutsal” adı ortaya çıkmış olur.

Aşağıda sıralanan Kızılderili dilinde kullanılan kelimeler ile Türkçe arasındaki benzerlikler gerçekten dikkat çekici.

Yat-kı: yatılan ev

Tamazkal: Hamam, temiz kalmak

Yanunda: yanında

T- sün: uzun

Misssigi: Mısır

Tepek: tepe

Hu: selam

Türe: töre

Tete: dede

Atış-ka: ateş

Aş- köz: yemek

Yu: su

Yu-mak: yıkamak

Köç: göç

Tekun: tekin

Atağ: ata

Yaşıl: yeşil

Çakira: çakır

Kün: Gün

Atapaskan: Kızılderili kabilesinin adı

Ata-Hualpa: Son Maya kralının adı

Kalakmul, Uaxactun, Kopan: Maya şehirlerinin isimleri



Kızılderili kelimeleri ile Türkçenin karşılaştırıldığı bu birkaç örnek dışında Fransız dilbilimci Dumesnil, Kızılderililerin kullandığı 320 kelimenin Türkçe ile aynı olduğunu tespit etmiştir. Tarihçi Ord.Prof. Denis Sinor’ un araştırmalarına göre, töre, kültür, inanış, din, semboller, dil ve gelenekler arasında çok ciddi benzerlikler mevcut. Bazı bilim adamı ve tarihçilere göre genetik incelemelerde de ciddi kanıtlar tespit edilmiştir. (Gen araştırmaları etiklik açısından genellikle gizli yapıldığı için kaynaklarımız sınırlı ne yazık ki.)

Türk kelimesinin tarihine baktığımızda Sümer tanrıçası İnanna ile karşılaşırız, tıpkı Anadolu kültüründe olduğu gibi…

Tarihteki araştırmalara göre Kızılderili gelenekleri ile Türk gelenekleri arasında aşağıda listelenen benzerlikler tespit edilmiştir.

Sümer Tanrıçası İnanna’yı sembolize eden “Ay kayığı”simgesi olan hilal şeklindeki, boğaza takılan kolyeye Tork denilmektedir. (Anadolu’da Hitit devleti kurulmadan evvel yaşayan Tork-lar (Torkom) Hitit devleti sonrası kralları Pamba devrinde Hititlere boyun eğmek zorunda kalmışlardı.)

Tork isimli, hilal şeklinde kolyeyi tıpkı Torkom’lar gibi Bozok kabileleri olan sarışın Kızılderili kabilelerinden Navajo’lar, Şanı’lar, Ocibya’lar kemikten yapılmış olarak boyunlarına takmaktadırlar. Bu “Tork”ları, Çokta Kızılderilileri hilalin ortasına yıldız koyarak göğsü kaplayan geniş bir Ay yıldız kolye olarak kullanırlar.

Mayalar kendi dillerine aynı bizim ifademizle Mayanca demektedirler. Maya’ların Orta Amerika’daki önemli yerleşim yerlerinden olan “Yuka-tan” isminin Türkistan’ın Yok-Tan bölgesinden gelme olduğu anlaşılmıştır. Bu bölge Sümer Türklerinin Mezopotamya’ya göçmeden evvelki yerleşim sahası idi…

Tahiti adasına ayak basan Kaptan Cook Kızılderililerin başlarına taktıkları çiçekten başlığa Türk adı verdiklerini 1769 yılında tespit etmiştir.

Fiji adalarında Rotuma yerlilerinin dillerinin Altaik dil olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca Endonezya adalarının dillerinin de Altay dillerinden olduğu anlaşılmıştır.

Doktor kelimesi yerine Ah-men, kırık çıkıkçıya Kak-bak, şifacı hekime Ah-bak, çocuk doğurtan ebeye ilk-alan-zah derlerdi. Bütün Altaylılar gibi Kızılderililer birbirlerine amca, baba, teyze, hala, ağabey diye hitap ederler. Maya Kızılderililerinde 1878 yılında el öpme adeti tespit edilmiştir.

Mohavk Kızılderilileri uzun eşek oyunu da dahil 12 Anadolu oyununun 11 tanesini bilmektedirler. Güreş ise bütün Kızılderili kabilelerinde dua ile başlanılan en önemli ata sporu olarak tatbik edilmektedir.



Anadolu Türklerinin parmaklar arasına sicim gererek oynadıkları sicim oyunu Atapaskan ve Keçuva kabilelerinde de oynanmaktadır. Üstelik figürler ve isimler de aynıdır. Eğer Anadolu’da bir figüre yıldız deniliyorsa, Kızılderililerde de yıldız denmektedir.

İnka’lar kök sülalesine “Ay-ullu” yani ulu soy demekle beraber, kendi yöneticilerine Kur-Hakan demekteydiler.

İnka’lar çocuklarına bir kahramanlık gösterene kadar ad vermezlerdi. Ad verme işlemi merasimle yapılırdı bir kişi ölene kadar bir düzine ad ve nam sahibi olabilirdi. (Dede Korkut Hikayelerinden Boğaç Han’ın Hikayesini hatırlatıyor.)

Kına yakma bütün Kızılderili kabilelerinde, Anadolu ve Orta Asyalı Altaylılar gibi uygulanmaktadır. Beşik kertmesi töresi aynı şekilde yaygın bir töredir.

Loğusa kadın bütün Altaylılar gibi kutsal sayılırdı. Loğusanın kırkını yaparlardı. Ölülerini bütün Altaylılar gibi, silahları ve atı ile birlikte “Kur-gan”lara gömerler. Kan davası bir töre olarak uygulanırdı.

Mayalar ölüm yıl dönümünde Yıl aşı verirler, cenaze törenlerinde erkekler yüzlerine kara boyalar sürerlerdi.

Toltek Kızılderililerinin gebelik ve bereket tanrısı Tez Katlı Poka (Tez katlı boğa)dır. Kızılderililerde cennet ve sırat köprüsü kavramı vardır. Cennete Vakui (Akui-(Altından ırmaklar akan yer) derlerdi.

Siu Kızılderilileri’nin 1870 yılı sonlarında Papıti, Muhave, Kalamat, Şoson, Irok gibi kabilelerinde “Hu” çekerek Bektaşi semahlarına benzeyen ayinler yaptıkları tespit edilmiştir.

İnkalarda Kopuz benzeri bir saz kullanıldığı tespit edilmiştir. Aztek ve Mayalar Ç-şıra (şıra) isimli içki içerler. İnkalar ise bu içkiye Çira derlerdi.


Bu ilginç benzeyişlerin gerçek sebebi ne olabilir?

Peki ama dilde, sembolde, dinde, kültürde bu kadar benzeşmemiz biraz şaşırtıcı değil mi? Biz daha motorlu gemileri ve uçağı yeni bulmuşken, binlerce yıl önce aradaki koskoca Pasifik Okyanusu nasıl aşılabilmiş ve aynı genlere, aynı dile, aynı törelere, aynı törenlere, aynı sembollere nasıl sahip olmuşuz acaba?



Bu sorunun cevabını ararken karşılaştığımız kaynaklar bize şimdiye kadar öğretilen tarih bilgisinin eksiklerle ve yanlışlarla dolu olduğunu göstermeye yetiyor bence. Resmi tarihte bulunan eksiklikler, maddesel kanıtların yokluğundan kaynaklanmaktadır ama Dilbilim söz konusu olduğunda dillerdeki benzeyişler yeterince kanıt olmalıdır.

Atatürk’ün ilgisi

Yıllar öncesinde Atatürk’ü epey heyecanlandıran bir araştırma Türkiye’de ortaya çıkabilmek için yıllarca beklemek zorunda kalmıştır. Türk tarihinin ve coğrafyasının araştırılmasını isteyen Atatürk, ilkel diller uzmanı ve tarihçi-diplomat Tahsin Mayatepek'i görevlendirmiş ve ömrünün son yıllarında ilginç kaynaklara ulaşmıştır. Mayatepek’in sunduğu ön raporda Güney Amerika uygarlıklarından Maya uygarlığının dil ve kültürleriyle Anadolu ve Orta Asya kültürleri arasındaki benzerlik dikkat çekiciydi. Süreci inceleyip Atatürk’e raporlar halinde iletmesi için 1935’de Meksika’ya maslahatgüzar atandı ve Arkeolog William Niven’in Meksika’da yaptığı kazılarda bulduğu yaklaşık 15 bin yıl öncesine ait tabletlerin deşifrelerinden ve ardından James Churcward’ın Hindistan’da bulduğu benzer tabletlerin çevrilerinden Atatürk’ü haberdar etti. Sağlığının bozuk olmasına rağmen Atatürk, Türkiye’ye getirilen kitaplarla çok ilgilendi ve hızlıca çevirilerini yaptırıp, bizzat kendisi geceler boyu okuyup üzerlerinde notlar aldı. Halen Anıt kabir’de bir kısmı sergilenen kitaplar ancak 2000 li yıllarda Türkçeye çevrilebildi. (Kayıp Kıta Mu , Mu’nun Sembolleri)

Günümüzde bile bilimselliği hala tartışılan adres, MU kıtasından başka bir yer değildi. Mu kıtası üç büyük kara parçasından oluşuyordu, günümüzde küçük adacıkların olduğu bölgede dört ayrı ırk, tek tanrılı bir din, sembolizme dayalı bir öğretim sistemi ve gelişmiş bir uygarlık mevcuttu. Kıtadaki uygarlık devam ederken Asya’da ve diğer kıtalarda koloniler kurmuşlardı. Bu kolonilerden bir tanesi de Uygurlardı.

Azımsanmayacak sayıda bilim adamına, mevcut ve geçmiş medeniyetlerdeki pek çok ortak noktanın kaynağının Mu kıtası olduğunu düşündüren kanıtlar ciddiye alınmayacak gibi değil. Sadece yazılı kaynakların değil, imgelere ve simgelere dayanan kültürel tarihin de incelenmesi bugünkü geçmiş tarih bilgimizin değişmesini sağlayacaktır. Buzul çağından önce yani, günümüzden 30.000 ile 15.000 yıl öncesi göçlerle oluşan Maya, Aztek, İnka kültürlerinin incelenmesi, efsanelerinin tekrar gözden geçirilmesi bakış açımızı mutlaka değiştirecektir.



Mu kıtasının Pasifik Okyanusta batacağını anlayan uygarlığın yaşamın devamını sağlayabilmek için diğer kıtalara göçler yaptığı Dil ve kültür araştırmalarında ortaya çıkmaktadır, tıpkı yıllardır konuşulan Kızılderililer ile Türkler arasındaki benzeyişler gibi…

İstanbul Üniversitesi Mezunları Derneği USA (IEMEZUSA) 26 Ocak tarihinde New York’ta İki kültürün benzerlikleri konusunda bir panel düzenledi:



Türk dünyası ile Kızılderililer arasındaki ortak bağlar?

Panel konuşmacıları:

Prof. Türker Erdoğan (George Washington Üniversitesi), Prof. Timur Kocaoğlu (Michigan Devlet Üniversitesi), Araştirma Profesörü Marjorie Mandelstam Balzer (Georgetown Üniversitesi & Eurasia Antropoloji ve Arkeoji Dergisi Editörü), Doçent Carol Lujan, Ph.D , (Amerikan Kizilderilileri Araştirma Bölümü, Arizona Devlet Üniversitesi)

Diliyorum ki; Milliyetçi bakış açılarının o ince tehlikeli çizgisinde sınırlı kalmadan, sadece Kızılderililer ile Türk dil ve kültürlerinin değil, bilinen eski uygarlıkların bıraktığı tüm maddesel ve sembolik kanıtlar, bütün dünya ülkelerinin katılacağı geniş kapsamlı sempozyumlarla araştırılır ve Mu Kıtasının gerçekte var olup olmadığı anlaşılır bir gün…

MU kıtasının var olduğu iddiasını savunan kaynaklar:

Dr. William Niven'in 1921-1923 yılları arasında keşfettiği, günümüzde Mexico Müzesi’nde bulunan 2600 tablet. Yucatan'da hazırlanmış eski bir Maya kitabı olan 'Troano El Yazması'. (British Museum'da bulunmaktadir) Maya kitabı olan Cortesianus Kodeksi. (Bugün Madrid Ulusal Müzesi'nde bulunmaktadır.) Paul Schlieman tarafından Tibet'teki bir Budist tapınağında keşfedildiği ileri sürülen “Lhassa Belgesi”. Yucatan'da (Meksika) Churchward’un batan Mu kıtasının anısına inşa edilmiş olduğunu ileri sürdüğü Uxmal tapınağındaki (bana uç mahal kelimesini hatırlattı nedense) yazıtlar. Bu tapınaktaki yazıtlarda “geldiğimiz yer olan Batı ülkelerinin anısını korumak için inşa edilmiştir” ifadesi bulunmaktadır. Meksiko şehrinin 96 km. güneybatısında yer alan Xochicalo Piramiti yazıtları. (Bu piramit, üzerindeki yazıtlara göre, “Batı ülkelerinin yıkımının anısına” inşa edilmiştir. ), Perezianus ve Dresden kodeksleri.



Kaynağımız neresi olursa olsun hepimiz aynı Tengri’nin çocuklarıyız!



Derleyen; Nesrin Dabağlar
http://indigodergisi.com
 

Etiketler
Ynt: Aynı Tengri’nin Çocukları

seval hanım emeğinize sağlık kısmende olsa anlattıklarınızın bir kısmından bihaberdim. bence halen ülkemizde değeri gösterilmeyen bir olgudur. arkooloji. ne yazıkki yaz sezonlarında bazı ören yerlerinde gezerken hayıflanmakla sınırlı tepkimiz. bunda arkeoloğlarında kabahatli olduğunu düşünüyorum. bu aralar nedense bende bu dertten muzdaribim. bir proğram izliyorum bakıyorum ki yapımcısı arkeolog yada ilk kitabını okuduğum yazarın yeni kitabını alıyorum. çevirmeni arkeolog.
halbuki sizinde dediğiniz gibi Atatürk bu konuya çok önem vermişti. hala saygın kitapların yazarı olan Muazzez Hilmiye Çığ hamın gibi bir çok vatan evladını yurt dşında ğitim görmeleri için göndermişti. Almanya'dan ayrılmak zorunda olan bir çok bilgine imkan tanıyarak bizlere bilgilerini aktarmaların sağlamıştı. ilk kurulan bankalardan Etibank ve Sümerbank bu duygularla adlandırılmıştı.
Kızılderililer konusunda benimde söyleyeceklerim var ama daha sonra yazarım. sizcede uygunsa. Amerika'da Türk gününde beraber yürüdüğümüz Kızılderililere şimdilerde Meluncanlarda eklendi akrabamız olarak.
KIzılderililerin her sabah yaptıkları bir dua var. asırlardır yapıyorlar. bazı isimleri Türkçeleştirnce eminimki bir çok kişi bunu bizde yapıyoruz diyecektir.
dediğiniz gibi aynı tanrının çocuklarıyız nede olsa.
 

Ynt: Aynı Tengri’nin Çocukları

Merhaba,
Bunun sebebi Turizm ve Kültür Bakanlığının tutumundan kaynaklanıyor. Gereksiz bir sürü şeye (laleler örneğin) bütçe ayrılırken, arkeolojik kazılara ne yazık ki bütçe ayrılamıyor. Bir de arkeolojik kazılardan elimizde kalanları koruma ve kollama sıkıntımız var. Biz an' a değer veren toplumuz, geçmişe değil. Çok yazık ki bu zihniyet uzun yıllar değişmeyecek.
Kızılderili' lerin yaşam ve felsefelerine her zaman hayranlık duyuyorum. Forrest Carter isimli yazarın Küçük Ağaç'ın Eğitimi diye bir kitabı var. Okumanızı tavsiye ederim. Anne ve babasını kaybeden, büyükanne ve babasıyla yaşamak durumda kalan bir çocuğun hikayesi. Çocukları olan ebeveynlere ön adım olacak bir kitap.
 

Ynt: Aynı Tengri’nin Çocukları

merhaba;
aslında her merhaba her yeni gün bir öncekinden farklıdır. ama nedense yazılışları hep aynıdır.
kitabı arayacağım fakat yayınevini biliyorsanız daha çabuk bulurum. serzenişinizi haklı buluyorum. fakat adres yanlış yazılmış bu sefer. laleler belediyenin harcaması. ve ben Emirgan'a lale festivalinede gittim. daha festival sürerken bile bazı laleler ömrünü doldurmuştu. yeniden başka bir şeyler ekmişlerdir. ayrıca orada plaketler verildi. kendi kesesiymiş gibi plaket töreninde yaklaşık 1000 kişilik açık büfe vardı.
Kültür Bakanlığı ise gereksiz popüler işler peşinde. alt yapısını hazırlamadan müzekart hizmeti sundular. amaç insanlarımızı müze ve ören yerlerine çekmekmiş. bu tanıtım Arkooloji Müzesinde gerçekleştirildi. ben oraya kart almaya gittim. henüz orada satılmıyormuş. barkod sistemide kurulmamış. alıp orayada giitiğimde öğrendim. kartı görünce yan kapıdan aldılar. buyrun dediler.
biz osmanlının devamıyız ya. o dönemde nihayetinde taştır demişler. izinleri vermişler. kaçırılan eserlerimizi almak için şimdilerde uğraş veriyoruz. hoş alsak sanki gerektiği özeni göstererek sergileyebileceğimiz yerler varmış gibiya...
ayrıca devlet elinden yapılan eserlerde kullanılması ayrı bir sorun. yapılan camilerin yada sarayların özellikle fil ayakları hep ören yerlerinden gelme. bir kaç ay önce Selçuk'ta İsa Bey Camiini gezdim camiyi Efesten gelme taşlarla yapılmış.
daha sonra yine konuşuruz. bak kızılderililere bile geçemedim.
iyi akşamlar
 

Ynt: Aynı Tengri’nin Çocukları

Belki yapılan çalışmalar Kızılderililer’in Türk olduğunu bilimsel kanıtlarla açıklamaya yeter veya yetez ; Beyaz Amerikalıların kızılderelilere soykırım yaptıklarından dolayı amerika'dan hak iddia ederiz veya bu sorunla ugrasırız … Olmaz mı?
Birde amerikada bağımsızlığını ilan eden kızıldereli bazı kabileler var diye duydum lokata devletini kurmuslar fiili yok ama kağıt üzerinde varmıs ..Bizde o zaman diyelim ki yaşasın lokata Türk federasyonu ....Olmaz mı?
 



Ynt: Aynı Tengri’nin Çocukları

Bu makalede o kadar çok yalnış varki..izninizle bir kaç önemli noktaya değinip ve bu konuda kaynak kitaplardan bir kaçının ismini vereceğim.

Hiç bir zaman kelime benzerlikleri iki farklı dil arasındaki akrabalığı ispat amacıyla kullanılamaz.Aksi olarak bilimsel çalışmalarda aynı anlamı taşıyan ama farklı söyleniş biçimleri olan kelimelerin birbiriyle uzaklığından yararlanılır.Bu konuda rahmetli prof.Şinasi Tekin tüm bilimsel kariyerini Harvard üniversitesinde yapmış ve orada öğretim görevlisi olarak çalışmıştır.İngilizce biliyorsanız harvard yayınlarından 50 ye yakın kitabı vardır Dil ve türkçe hakkında.
Bu konuyu bir örnekle açıklamak istiyorum. Kitap farsça bir kelimedir.Biz bunu farsçadaki K,t,p kalıbından dolayı biliyoruz.Katip,Kütüphane,kitap vs. aynı kökten gelir akraba kelimelerdir.Şimdi 3000 yıl sonra hala kitap kelimesini kullanıyor olursak farsça ile Türkçe akraba dememiz lazımki bu tamamen yalnıştır.Çünki bütün diller birbirinden etkilenmiştir.

Uygarlık tarihi 6000 yıl demek yalnıştır.Uygarlığı yerleşik hayata geçiş olarak anlıyorsak elbette.Bu konuyu biraz açmak istiyorum.Özellikle leakey saha çalışmaları ile antropolojiyi insanlığın ilgi alanına sokmuştur.iki farklı teori gündemdedir.Çok merkezli evrim teorisi (az sayıda taraftarı vardır)ve afrikadan çıkış teorisi(özellikle mitekontrial dna analizleri ve carbondan başka tarih belirleme yöntemleriyle neredeyse ispatlanıştır.
Bu teori göre 500 000 yıl önce avcı toplayıcı gruplar tüm dünyaya yavaş yavaş yayılmıştır.Örneğin avustralya yeni zelandadaki yerleşimler 40 000 yıl, japonya 12 000 yıl avrupa 30-50000 yıl,amerika ise sadece günümüzden 11000 yıl öncesine kadar insanların yaşamadığı bölgelerdi.Bu tarihlerden daha eski hiç bir kanıta ulaşımaz bu cografyalarda.Kızıldereliler,son buzul çagının 15000 yıl önce sonlanmasıyla,yavaş yavaş yiyecegin peşinde kuzeye yönelmiş,hala asya ve amerka arasında karasal bir yol durumunda bulunan bering bogazından kuzey amerikaya 11 000 yıl önce geçmişler ve kıtanın en güneyine kadar inmişlerdir.insan popilasyonun artması ile bu gurupların bazıları tekrar kuzeye yönelmiş ve bugünki ABD nin yerli kızıldereli halkını oluşturmuştur.
Emin olunuz kızılderelilerin dilinde türkçenin dışında çince,korece, rusçabenzerlik taşıyan kelimelerde mevcuttur.Sonuçta aynı kökün farklı dallarından biriyiz ırk olarak.Sadece 50 000 yıl öcesine giderseniz tüm kuzey ırklarıylada akrabayızdır.Peki neden farklı renklerdeyiz farklı diller konuşuyoruz.Bu tamamen cograya , ve yeme içme kültürü ile alakalıdır.Bu konular için başlangıç aşamasında zevkle okuyacağınız bir kaç kitap ismi vereyim

Tüfek,mikrop,çelik-jared dıamond,tubitak yayınları
İnsanın hikayesi-James C.Davis-işbankası yayınları
antropoloji-conrad phıllıp kottak,utopya yayınları.
isteteyn olursa başka kitaplar önerebilirim

Ayrıca yazı ile uygarlığı başlatacaksak,ilk defa sümerlere bakmalıyız,indus vadisi insanları ve mısır yazısından daha öncedir.
Sümerle ilgilide en büyük otorite kramer dir.bir çok türkçeye çevrilmiş kitabı vardır.(tarih sümerle başlar vs.)Uzun yıllarda istanbulda ve ankarada bulunmuş sümerceyi çözmüştür.Muazzez ilmiye çığ prof. değildir.avrupaya gönderilmemiştir.sadece karamerle beraber çalışmış sümerceyi ögrenmiş ve daha sonrada okutman olarak bir çok çeviri yapmıştır.

Yaa bu saatte mu ya falanda girecem ama yoruldum vallahi.onuda başka bir sefer anlatırım
Ancak yukarıdaki pasajı dikkate almayın derim.saygılarımla
 

Ynt: Aynı Tengri’nin Çocukları

bu kadar yazıyı okuduktan sonra diyebileceğim tek şey kim ne d erse desin kızılderililer yaşam felsefeleri ile cok iyi bir toplummuş .
boluda yaşayan yerli kızılderilimiz var iyide arkadaşımdır onlarda cok araştırdılar bu konuyu yolunuz boluya düşerse kızlderiliye uğrayın derim tanışın dost cayını için ve araştırmaları görün diye nacizane tavsiyem olur
 


Ynt: Aynı Tengri’nin Çocukları

Hocam dilleir incelemede günümüz Türkçe'sini baz almak yeterli olmayabilir. Cumhuriyet dönemi ve harf inkılabından sonraki kültür başluğu nasıl Osmanlı kültürünün devamını engellediyse, Türklerin islamiyety öncesi dili de islamiyetle birlikte bir değişim geçirmiş olmalı.
Maya, inka, aztek, kızılderili dilleri ile belki orhun yazıtlarındaki, çin in Xian kentindeki piramitlerdeki tabletlerdeki dil ile karşılaştırmak gerekir.
Buradaki kültürün dünyaya yayıldığı teorisini de düşünürsek buradan çıkabilecek benzerlikler elle tutulur kuramları doğurabilecektir.
 




Ynt: Aynı Tengri’nin Çocukları

Ali Fuad Başgil in Kızıl Derililer e Türkler kitabında çok güzel bilgiler var bu konu ile ilgili
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,744
Mesajlar
1,523,065
Kayıtlı Üye Sayımız
166,559
Kaydolan Son Üyemiz
Sercantetik

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst