Herkese merhaba,2015 temmuzunda yaptığım 35 günlük yurtdışı gezisini burada seyahatseverlerle paylaşmak istiyorum.
Öncelikle, gezi sitelerinde bana yardım eden şuan adını hatırlayamadığım arkadaşlara minnetdarlığımı sunmak ve tecrübeleri ile ışık tuttukları için teşekkür etmek istiyorum.Hatta Ankarada resmi bir yerde yöneticilik yapan bir bey vardı,bana portbagajını emanet vermek istedi, hiç tanışmışlığımız yokken, çok duygulandım ama utanıp alamadım.Bu girişten sonra gezimizi anlatmaya başlayayım.
Sahi kendimden bahsetmedim hiç ben Ankarada devlet memuru olarak çalışıyorum eşimde aynı kurumda çalışıyor, 16 yaşında bir oğlumuz var.2004 yılından beri muntazam her yıl yurtdışı yapıyoruz.Gerek turla gerek Almanyadaki kardeşimin yanına giderek 2 aile İtalyadan,Fransadan ,İsviçre,Çek cumhuriyetinden daire-otel kiralayıp 2 araba gidiyoruz.
Yaklaşık 7-8 ay öncesinden paramı biriktirmeye başladım.2000 küsur euro kadar nakit ve kredi kartım.Yanınızda kart mutlaka olmalı...aracınız arıza yapabilir, ani sağlık sorunu yaşayabilirsiniz , nakitiniz yetmeyebilir.Bazı ülkeler Avrupa birliğinde bile olsalar euro kabul etmiyorlar(sırplar,hırvatlar,polonyalılar vs).Keza o ülkelerin bazıları kartda kabul etmiyebiliyorlar, mesela polonyada otel kabul etmedi.Kendi ülke paralarını istiyorlar, iknada olmuyorlar söyleyeyim.Neyse uzatmayalum.Öncelikle güzergahı tespit ettim; Ankara,İstanbul,Edirne,Kapıkule,Bulgar,Makedonya,Sırbistan,Hırvatistan,Avusturya,Almanya,Hollanda,tekrar Almanya,belki Danimarka dedim ama olmadı,Polonya (kesinlikle olmalıydı-oldu) ve dönüş Polonyadan Hırvatistan , Sırbistan Bulgar ve Tr.TAM 7000 km yaptım.
Güzergahtan sonra ülkelerin hava durumunu o günlerdeki yağış ve sıcaklık durumunu araştırdım.Keza Avrupaya 30-40 gün gidiyorsanız mutlaka yanınızda yazlık-kışlık malzeme bulundurmanız gerekecektir.Bizde öyle yaptık haa aracım 2007 ford fiesta dizel.Portbagajım olmadığından fazla şey almamalıydım, malzemeleri valizlerden ziyade poşetlere koymalıyım ki yerin tamamını kullanabilmeliyim.3 kişiyiz herkes 1 yazlık 1 kapalı spor ayakkabısı aldı yani 6 çift,1 er ‘de terlik, bol bol tişort aldık 7-8 ‘er tane, 1 ‘er kot pantolon yağmur ve soğuk için,3-4 tanede şort ,adam başı,çamaşır-atlet, havlu el-yüz,çarşaf, yastık 3 tane nevresim adam başı 1 tane( Avrupadaki birçok hotelde bunlara extra para alınıyor, bize denk gelmedi ama yine almalı temiz olmayabiliyor)3 yastık aldık arabada çok lazım oldu.Haa kalıp sabun aldık 2 tane, şampuan, kişisel bakım malzemeleri falan, traş köpüğü, deodoran orada daha ucuz ona göre..İlaç aldık böcek sokması,ishal,güneş yanığı için bişiler ( o da orada çok ucuz)ağrı kesici, varsa devamlı kullandığınız ilaçlar haa şapka ve şemsiyede alın, bize çok lazım oldu.Hangi mevsim olursa olsun orada herzaman yağmur olabiliyor, 12 yıllık yurtdışı tecrübelerime dayanarak söylüyorum.
Biz, kah otelde kah çadırda kamplarda kalmak üzere plan yaptık.Yurt dışı kamp fiyatlarını eurocamp diye bir site vardı oradan faydalandık.
Çadırım yoktu.Balkan ülkelerindeki Decahtlon mağzalarından fiyat araştırdım TR'den ucuzdu,Sırbistandan aldım.3-4 kişilik çadır burada 200 tl idi 150 tl ye aldım ama şişme yatağımızı buradan aldık 60 tlye 1 kişilik, 70 tl’ye çift kişiliğini aldım.Battaniyeleri de Çıkrıkçılar yokuşunda 3 metre eninde polarlardan 3x3 metre olarak kestirdim 3 adet, çok ucuzdu ve çok kullanışlı oldu, hazır almayın kesinlikle.İnternetten coleman marka ocak başı ve 1 adet büyük alt tüpünü aldım yetti bize 6-7 defa kullandık; bu ocak başları 1 lt suyu ne kadar zamanda ısıttığı ile ilgili fiyatı, bendeki 2,5 dk idi, evdeki ocaktan daha çabuk kaynatıyordu.Evden çıkmadan 1 büyük sebze-et bıçağı, tuz,baharat ve birazda pet şişeye sıvı yağ koydum, ince bir plastik et tahtası aldım ikea’dan, kuruyemiş çeşitlerinden 300’er gramlık vakum yaptırdım 5-6 paket.Avusturya Graz da AVM den ocak üstü kamp tipi su ısıtıcısı aldım 3 euro.
Yola çıkmadan gideceğim ülke paralarını kuru tl ve euro olarak bir cetvel yaptım;mesela 1 polonya zilotisi 1 tl eşittir 33 euro cent’e gibi.Üzerini şeffaf bantlayıp cüzdanıma koydum.İlgili ülkeye gittiğinizde çıkarıp cetvelden tak diye buluyorsunuz.Mesela o yorgunlukla Makedonyada benzin istasyonuna girdiniz levhada acayip rakamlar o anda kuru bilseniz bile beyniniz sulanıyor hesap zor oluyor, inanın ben çok faydalandım.Ben çok incelerim o nedenle burada bazı uyarılarıma bakıpta ‘ amaan buna ne gerek var’ demeyin, tecrübeyle sabittir.Bilgi noksan olacağına varsın fazla olsun.Birde çıkmadan 5-6 tane küçüğünden kilitli torba alın, bir ülkeden çıkarken kalan banknot ve bozuklukları onun içine koyun üzerinide evdeyken yazı ile yazı ne parası olduğunu.Dönüşte yine lazım olacak o paralar.Ben yazımı biraz karışık yazdığımın farkındayım ama tam bişi yazarken aklıma önemli bişi daha geliyor amman unutmayayım diye hemen araya sokuyorum affınızı dilerim.Araba ile yurtdışı yapacaklaraın çok işine yarayacağını düşünüyorum bu yazının. Bu sene 2016 da tekrar edeceğim sanıyorum ayrıca bana mailde atabilirsiniz merak ettiğiniz şeyleri ayrıntılı olarak cevaplayabilirim.
Haa aracınızda 1 tane en azından orta boy buzluk olsun, yolda sandviç yapıyorsunuz, peynir,salam-sosis,ekmek,su falan burada muhafaza edin;olmazsa olmaz ona göre.EN ÖNEMLİSİ::::::::::TOMTOM NAVİGASYON (Avrupa haritaları yüklü ve çıkmadan güncelleyin, ben 299 tl ye aldım VİA135 5inç, şimdi 400 küsur falan) 1.olmassa olmazınız.Yoksa yola çıkmayın.Bir arkadaşım birşeyibe çok beğendiğinde ’…candır can’
der, bende TOMTOM için diyorum “CANDIR CAN..”Hakikaten super beni dağın başında bile istediğim yere götürdü.Bulgarda bazı yerlerin kayıtlı olmadığı uyarısı vardı gerçekten öyleymiş kötü bir tecrübe ile bizzat yaşadık, sonra anlatacağım.
36 gün senelik izne ayrıldım,aracımın bakımlarını full yaptırdım.Rot-balans tamam.Yurtdışına çıkacak aracın sahibi ya siz olmalısınız yada o kişi araçta olmalı, yoksa çıkamazsınız.Yada noterden emanet aldığınızı deklare ettirmelisiniz.Devlet memuru iseniz Ankara da Ulucanlar SGK’dan yazı almanız gerkiyor değilseniz mutlaka yurtdışı sağlık sigortası yaptırın.İlk olarak yurtdışı trafik sigortası diyebileceğimiz Yeşil Sigortayı yaptırdık 78 euro, bu sizin aracınızın karışacağı (Allah korusun) kazalarda karşı tarafı tazmine yarıyor, 10 euro civarı bir para daha verirseniz aracınızın yurtdışı kaskosunuda yapıyorlar bende tr kaskosu vardı onun için mi 10 euro bilemiyorum.Püf nokta: benim sigortacı biraz ahmak olmalı ki tüm ikazlarıma rağmen bana yeşil renkli ve altta geçerli olduğu ülke rumuzlarının kutucukları açık geçersizlerin üzeri x ile işaretlenmiş geçersizliğini gösteren belgeyi değilde beyaz A4 kağıda basılmış bir yazı verdi, birde üsteledi ki “ ilk fefa yapmıyoruz bu böyledir,printerimde boya bittiği için siyah beyaz bastım” ukalalığı yaptı.Triptik falan yok arkadaşlar bizzat yaşadım Bulgar gümrüğü ve diğer 8-10 ülke gümrüğüne girdiğinizde sizden “pass and insurance please” diyorlar:araç ruhsatı-yeşil sigorta-pasaportlar, araçtan inmiyorsunuz.Bazan bagajı aç diyorlar, bazen camları açın içeri görmek istiyorlar; insan kaçakçılığı varmı diye.SAKIN ZITLAŞMAYIN,ADAM SENİ DEPORT EDEBİLİR-GERİ GÖNDERİR SUKUT-U HAYALE UĞRARSINIZ.MÜLAYİM OLUN AFEDERSİNİZ SALAK OLUN,sigortanız bi şekilde yanlış olmuşsa panik yapmayın, hemen orada gümrüğün yanına aracınızı çekin orada birkaç tane yapan büfe bulacaksınız, müsaade ediyorlar, ben salak her gittiği ülkede yeşil sigorta yaptırdı da ondan biliyorum.Malzemeleri bagaja tıkıştırdıktan sonra…
Depoyu fulleyip ya Allah deyip İstanbula yola erkenden çıktık.İstanbulda bacanağım Ertuğrul abinin evinde 2 gün konakladık, sağolsun bizi çok güzel ağırladı hasta olmasına rağmen.Akşamdan naviyi kapıkuleye ayarladım erkenden yola düştüm, yaklaşık 2-3 saatte sınırdaydım,Bulgaristan beni çok korkutuyordu bisürü hikaye okumuştum.Yavaşça sınırı yaklaştım bizim tr kapısından evrakları gösterdim gülegüle dediler, nihayet ilk defa arabamla yurtdışına çıkacaktım, ilk defa uçakla Almanyaya gittiğim heyecanımı yaşıyordum, temkinli ve bi o kadarda korkum yok değildi hani.Bulgar bayrağının dalgalandığı kulubelerin birine yanaştım,Bulgar gümrük polisi evrakları camdan aldı, arka camı açtırdı araç eşimin üzerine olduğundan onu işaret ettim bizlerde başımızı uzatarak kendimizi gösterdik; MÜLAYİMDİK,KUZU GİBİYDİK,MARİNE EDİLMİŞ 3 KİŞİLİK BİR AİLEYDİK..VE BAŞIMIZDAN AŞAĞI KAYNAR SU DÖKÜLMEK ÜZEREYDİ “ bu sigorta poliçesi geçersiz” dedi nedeni, dediğim gibi yeşil renkli ve üzerinde kutucuğu ve içinde BG yazan yeri yoktu.Telefonumuz hala tr yi çektiğinden sigortacı kızı aradım “ mail veya fax verin doğrusunu göndereyim” diyordu bende ….alakmısın kızım sen, burası Bulgaristan böyle bir belge orjinali olmadan olurmu, dedim.Allahtan polis az ilerdeki konteynırı gösterdi gidip sigortayı yaptırdım.TECRÜBE; sigortayı yaptırıp sınırdan geçildi ama be adam bir bak bakalım gideceğin ülkelerin rumuzları varmı .Neyse bize yeteceğini düşündüğümüz kadar ör:100 tl kadar Leva aldık BG Parası..ve hemen AMAN SAKIN ATLAMAYIN VİNYETTE ALIN(o ülkede ne kadar bir süre duracaksanız otoban-asvalt ne derseniz kullanım parası) HGS yani.Almazsanız zaten polis her yerde evirme-çevirme yapıyor.Rüşvetle kurtuluyorsunuz ama nemelazım alın, ben 3 günlük aldım 7 euro falandı sanırım aracın ön camının yanına yapıştırdım.Epey araba ile dolandık trafik berbat lüx arabalar büyük motorlu, benzin ucuz 2,60 lira falandı.Hiç ısınamadık sevmedik Sofyayı, hemen karar verdik Makedonyaya Üsküp’E DOĞRU YOLA KOYULDUK(saate bakıp ve naviden üsküpü arattırıp kaç km olduğunu teyidden sonra).Akşam üzeri varmamız gerekirken dağtepe yolları çıktı karşımıza ve dağda bi yerde gümrük şak diye çıktı sanarsın ki av köşkü, evrakları verdik, malum sigorta geçersiz burada yaptırabilirsiniz dediler az ilerde gişeye yaklaştık ver 50 euro..devam ettik ama yol da ancak eşek veya atla gidilebilir bir şekil, 70 li yılların gecekondu mahallesi bi yerden geçtik baktım saat 22,00 güvenli yol alamayacağımı düşünerek, benzin istasyonuna yanaştım, yiyecek-içecek bişiler alıp park müsadesi aldım.Çok kötü bi yerdi.Sabahladık arabada, erkenden gün ışığında yola düştük, 3-5 km’de bir, ver 1 ero ver 50cent burada vinyette vermiyorlar, para kesiyorlar.Şehirde dolaştık önce bir otel aradık aslında booking’ yapacaktık ama salaklaştık.1-2 otel soruşturduk 65 euro 3 kişi çook, sonra güzel çoook temiz bir otel Monoka Hotel 55 euro dedi 50 euroya fit olduk.Odalar super pırıl pırıl 5 yıldız değil ama o derece.2 oda verdiler Mert oğlum tek kaldı.Caddede türk markalarının tabelalarından geçilmiyor. 1970 yılının Türkiyesindesin.Marketlerde malzemeler çok ucuz Marlboro sigarası 2,45 lira, dizel 2,50 lira.Çok yağmur vardı resmen Temmuzda sonbaharda gibisin, içerde birer kahve aldık oturduk çok güzeldi 2 tane daha içtik bu arada Beyza ile Mert whatsapp tan Almanya Türkiyedekilere bilgi veriyorlardı.Bürekci aradık bulamayınca marketten bişiler aldık az ilerdeki barakamsı şeylerin önündeki kameryalara oturduk aaa o barakalar bürekçi imiş ordanda bürek aldık müthiş yağlıydı bizim börekler nerde onlar….. sonra bir AVM de cevapcici yedik yuvarlak bir gobit içinde kocaman hamburger eti içinde bol salata ve patates kızartması 6 tl.
1 gece Üsküpte kaldık gezilecek pek bişi yoktu.Sabah kahvaltı super ve bol çeşitti, 5 euro bahşiş bırakalım dedik almadılar ben emrivaki bıraktım, oda ve ilgi için çok teşekkür ettim.Çıktım arabaya binerken otel sorumlularından biri aleminyum folyoya sarılı yolluk yapmışlar onu verdiler.Bahşişi zorla bıraktık ya…Tabi yola çıkmadan akşam internetten Belgrad kaç km bakıp ona göre yola çıkacaktık ve Mert’den bir daire bakmasını istedim.İPUCU:yola çıkmadan gideceğiniz şehrin-ülkenin kaç km ve kaç saatte gideceğinizi tespit edin,ona göre yola çıkın.Booking.com’dan 7,5 ve üstü reyting almış otel-apartmentlere bakın kesenize uygun olan neyse onu seçin; yalnız reytingi kaç müşteriye göre tespit olmuş onu gözden kaçırmayın.10 müşteri 9,5 reyting vermiş bir başka otel 150 müşteri 8,0 reyting vermiş bu daha gerçekçi bana göre.Balkan ülkelerinde oda kiralarken mutfağı ,fırın- buzdolabı- çamaşır makinası olan apartment leri seçin.DiKKAT:Kiralayacağınız oda-dairenin ödemesini ;kalırken öde seçeneği olan yerlerden seçin,resimlere bakın ama size verilen oda tam öyle olmayacaktır, orada kalanların yazdıklarına bakın,wifi olsun,otopark olsun,oteli bulamasanız kaybınız yok, ödeme yaparda saatini kaçırırsanız boş yere para vermiş olursunuz.Arada çok cüzi fiyat farkı var.Akşam ayırttığınız oda ertesi gün 22,00 a kadar sizin,giriş yapabilir ve o anda ödeme yaparsınız.Sabah Belgrad’a yola düştük.Navigasyon Zemun bölgesindeki dairemizi eliyle koymuş gibi buldu.Sırbistanda çok temkinliydik malum..Ama insanlar çok sıcakkanlı ve yardım severdi.Buradan çadırımızı aldık.Ertesi gün Hırvatistan Zagrep’de yerimizi ayırdık yola düştük.Navigasyon yine layığı ile görevini yaptı.Kalacağımız binanın 3-4-5 katı oteldi, kapıyı epey çaldık açan olmadı.Telefon etmek için kulube aradık yoktu.Bir taksici yol kenarında beklerken ondan rica ettik adam oteli aradı , olayı anlattı beklememiz gerektiğini söyledi ama otel görevlisi gelmedi.Kamping sorduk taksici bize kamping alanını tarif etti para vermek istedim almadı bende teşekkür için vakumlu kuruyemişlerden verdim.Kamp alanını buldum çok güzel orman alanı idi suratsız kadın görevli 29 euro aldı yer için.Kamp alanına yerleşmede acemilik çektim, yan tarafta karavancı bir Alman vardı Tom,ondan yardım istedim ‘karavanın mı var ‘ dedi yok araba dedim, ‘ yolculuk nereye ‘ dedi Ankaradan çıktım falan filan anlattım,” çok gezen birisin karavan neden almıyorsun” dedi, bende Tr de çok pahalı olduğunu söyledim, onun karavan çok güzel ve bayağı yeniydi 30,000 tl ye almış o arada ben bir ah mı of mu bişi çektim işte.Kamp alanı çok donanımlıydı; duş,bulaşıkhane,elektrik,güvenlik çok iyiydi.Yolda Ankara plakalı 5-6 araçlık karavan grubuna rastladık, kenara çektik 10 dk muhabbet ettik, grubun başı kelli-felli yaşlı bir bey yanıma geldi “ böyle bişi yaptığımız için bizi tebrik ve taktir etti ve “ mutlaka Avusturya Salzburgda Hallstatt’a git birgün “ dedi bende birazdan yola çıktığımda hedefim zaten Hallstatt dediğimde adamın çok hoşuna gitti “ sen bayağı araştırmışsın” dedi.”istersen bize takıl 200 km ilerde Avrupa kampçılar birliğinin toplanması var gel bizle kal vaktin varsa” dedi bende bek malzemem yok dediğimde “bizde malzeme çok gel istersen” demesine rağmen teşekkur edip Graz Avusturyaya doğru düştüm yola, yer ayırtmadım çadırda kalacağım orası çok pahalı çünkü..Çok zorlu-ıslak bir yolculuktan sonra Graza vardık, ikeada mola verdik Haa sahi sırpta ve hırnatta yine sigorta ödedim 70 er euro.Graz da büyük bir AVM de 1 saat dolaştık ikeada yemek yedik 2 şer kahve içtik,Almanyada Zeyneple whatsapplaştık,1 tane demlik aldım kamp için, yola koyulduk.Öğleden sonra dağtaş-tepe-uzun tüneller vinyetteler derken yine deli bir yağmur la Obertaurn!a vardık.Hallstatt nerdeki, daha 14 km var, ormanda resmen tırmandık birazda korkunç; tek arabayız ve ben tek büyük erkek.Bir tabela “Camping” daldım hemen indik arabadan Beyza –Mert ve ben, dışarıda sicim gibi yağmur,içerde ağır bir müzik, kaliteli kamp mobilyaları, farklı ülke vatandaşları olduğu belli insanlar,Koreli-Çinli ,loş sarı bir ışık,danışmada fötr şapkalı çenesinde beyaz sakalı olan tipik kendini beğenmiş yaşlı bir Avusturyalı adam, benimle konuşurken bile pek yüzüme bakmıyor.Yeriniz varmı, ücreti ne kadar ve görmek istediğimi söylediğimde kendine kocaman bir şemsiye aldı ve biz ıslanarak peşpeşe gölün kenarındaki muhteşem yere bakmaya gittik.Yerde 2-3 cm su, “Beyza burada nasıl çadır kurup kalacağız, yüzecekmiyiz üstelik 50 euro” deyip ayrıldık.Sonra 1-2 km sonra Hallsatt’a vardık MUHTEŞEMDİ.Arabayı park ettik, Pazar olduğu için park ücretsizdi yoksa 25 euro.Kasabayı akşama kadar 2 saat kadar gezdik, yağmur hala yağıyor.İçerde otel baktık en ucuz 75 euro 1 kişi, 2 kişilik yer var Mert’e yer yok şişme yatağım var ücretli kalsın dedim, kabul etmediler.Mecburen arabada geceledik.