liveracamping
Huzurun Rengini Bulduk.
Anabasis yolu Doğal ve Kültürel Yürüyüş Parkuru (25km)
Maçka şehir merkezinden başlayan parkur, öncelikle Yazlık (Livera) Köyü’ne ulaşıyor. Yazlık (Livera) Köyü’nde; Aşağı Kale (Makri Kaya), Aya Yannis Kilise Kalıntısı, İzzet pehlivan konağı, Anıt Ağaçlar, Aya Georgi Kilise Kapısı (Bu günkü Yazlık Köyü Camii), Livera Özel Kütüphanesi gibi kültürel varlıkları geride bırakarak Livera kalesine uzanıyor. Devamında yöre ağzında Sultan Murat Suyu adıyla anılan çeşmeyi geçerek Düzler mezrasına ulaşıyor. Düzler mezrası Yazlık(Livera) Köyü ve Maçka İlçesi geniş açıyla görebilirliği, mantar çeşitliliği ve orman kampı yapılabilirliği özellikleri ile önem arz etmektedir. Düzler mezrasından ilerleyen parkur bölgenin güney doğusunda yer alan Ziya Kayalıklarını seyir halinde Raşi Mezrası istikametinden doğu ladin ormanlarının eşsiz güzellikleri eşliğinde Aya Pavlos boğazına varılıyor.
Aya Pavlos sapağı aynı zamanda Anabasis Yoluna bağlantı rotası olan “Sumaha Tepesi-İspanyol Anıtı-Kuştul Manastırı yürüyüş parkurunun” başlangıç noktasıdır. Aya Pavlos sapağı geçildikten sonra sırasıyla Rışk Yaylası, Saveriksa Yaylası, Kusal Yaylası, Kebi Yaylası, Sesli Kaya Mevkiinden devam ederek Kofrakol Yaylasına ulaşılıyor. Kofrakol Yaylası (2000m) Sümela Manastırı karşı noktadan görebilen mükemmel bir açıya sahip olup Meryemana ve Galyan Vadilerine hakim bir noktada yer almaktadır. Yayla, kayalık yapısının etrafında barındırdığı sarı çiçekli ormangülleri ile beraberinde yapraklı ve ibreli karışık orman ağaçları çevrenin panoramik olarak algılanmasına imkân sağlayan önemli bir fotoğraf noktasıdır. Ayrıca bu bölge, doğa eğitimi için uygun bir platform olup bu alan Kafkasya Huş Tavuğu, Çengelboynuz Dağ Keçisi, domuz, ayı gibi yaban hayvanlarının beslenme, üreme ve yayılma alanıdır. Kofrakol Yaylasının devamında dağ sırtından Sümela Manastırı seyir eşliğinde Mühirci ve Omela Yaylalarını geçilerek İskobel Yaylasında parkur sona eriyor. İskobel Yaylası (Tehekes Tepesi), Anabasis’te bahsi geçen (Türkçeye Onbinler’in Dönüşü olarak çevrildi) Xenophon ve arkadaşlarının MO 4. yüzyılda, günümüzdeki İzmir’den İran’a, İran’dan da Karadeniz’e varmak için çıktıkları yolda denizi ilk gördükleri ve sevinç çığlıklarının atılarak küçük bir kurtuluş anıtı oluşturdukları mevkidir. Ayrıca bu yayla bulunduğu konum itibarıyla Santa Harabeleri, Çakırgöl, Cami bozağı ve Kromni gibi diğer turizm merkezlerine ulaşım kolaylığı sağlamaktadır.
Tavsiye edilen yürüyüş zamanı ve süresi: 25km uzunluğunda olan parkuru çok keyifli bir şekilde yürümek isteyenler üç günlük bir plan yapabilirler. Profesyonel yürüyüşçüler için ise iki günde aşılabilir. Bölgede görülecek çok sayıda yayla, yaylacı, yayla evleri mevcut. Flora ve fauna bakımından oldukça zengin ve fotoğraf meraklıları için sonsuz fırsatlar bulunuyor.
Parkurun yapısı: Parkurun büyük bir bölümü patikalardan oluşuyor.
İdeal yürüyüş mevsimi: Parkurun yürünmeye engel zor bir yapısı yok. Mayıs ayı ile Kasım ayı arasında rahatlıkla yürünebilir. Ama her yürüyüşte mutlaka yağmurluk bulundurmak gerekli.
Parkurun Diğer Özellikleri: Parkur üzerinde bulunan Düzler Mezrası, Kursal Yaylası, Kofrakol Yaylası ve İskobel Yaylası kamp yapmak için önemli yerlerdir. Kursal ve İskobel Yaylası dışındaki yaylalarda elektrik bulunmamaktadır. Tuvalet ve su kaynakları mevcuttur. Ayrıca Livera Köyü Düzler Mezrasında Livera Doğa Kampı bulunmaktadır. Ayrıca güzergah üzerinde ki Yazlık (Livera) Köyünde Turizm Köy İşletmeciliği ve Köy Pansiyonculuğu yapılmaktadır.
Anabasis Yolunun hikayesi, M.Ö 400 yılında Pers kralının ölümü üzerine iktidara sahip olmak isteyen iki prensin savaşı ile başlar. İki velihatın savaşını konu alan bu olay Xenophon’un Anabasisi veya On Binlerin Dönüşü diye Türkçeye de çevrilmiştir. Pers prensi Kyros, ağabeyi kral Artakserkses'e karşı Grek paralı askerlerini de içine alan bir orduyla Lidya'nın Sardes kentinden yola çıkar. Fırat üzerinde Kunaksa'da yapılan savaşta Kyros ve generalleri öldürülünce, yurtlarından 2400 km. uzakta, sarp ve düşman bir ülkede kalan gönüllüler; Ermenistan üzerinden Karadeniz’e ulaşmak için çok zahmetli ve oldukça ümitsiz bir yolculuk içerisine girerler. Bayburt’a kadar gelen ordu denize ulaşmak istediklerini belirterek Bayburt’tan bir rehber ile birlikte denizi görmek istedikleri noktaya yani Thekes (bu günkü Maçka İskobel Yaylasına) tepesine varırlar. On binlerin yaşam pınarları fışkırır. Sevinç gözyaşları içerisinde hıçkıra hıçkıra ağlayarak Thalassa! Thalassa!( Deniz! Deniz! ) diye naralar atarlar. Kurtuluş anıtı mahiyetinde her asker bir taş getirip burada bir taş yığını yaparlar ve bu tepeye “Thekes(Maçka İskobel Yaylası) Tepesi’ tepesi adını verirler. Thekes Tepesinden Maçka’ya inen ordu buradan Trabzon’a giderek denize ulaşır.
Yürüyüş turları doğa kampı için 0505 821 2579 (Livera Camping)
Maçka şehir merkezinden başlayan parkur, öncelikle Yazlık (Livera) Köyü’ne ulaşıyor. Yazlık (Livera) Köyü’nde; Aşağı Kale (Makri Kaya), Aya Yannis Kilise Kalıntısı, İzzet pehlivan konağı, Anıt Ağaçlar, Aya Georgi Kilise Kapısı (Bu günkü Yazlık Köyü Camii), Livera Özel Kütüphanesi gibi kültürel varlıkları geride bırakarak Livera kalesine uzanıyor. Devamında yöre ağzında Sultan Murat Suyu adıyla anılan çeşmeyi geçerek Düzler mezrasına ulaşıyor. Düzler mezrası Yazlık(Livera) Köyü ve Maçka İlçesi geniş açıyla görebilirliği, mantar çeşitliliği ve orman kampı yapılabilirliği özellikleri ile önem arz etmektedir. Düzler mezrasından ilerleyen parkur bölgenin güney doğusunda yer alan Ziya Kayalıklarını seyir halinde Raşi Mezrası istikametinden doğu ladin ormanlarının eşsiz güzellikleri eşliğinde Aya Pavlos boğazına varılıyor.
Aya Pavlos sapağı aynı zamanda Anabasis Yoluna bağlantı rotası olan “Sumaha Tepesi-İspanyol Anıtı-Kuştul Manastırı yürüyüş parkurunun” başlangıç noktasıdır. Aya Pavlos sapağı geçildikten sonra sırasıyla Rışk Yaylası, Saveriksa Yaylası, Kusal Yaylası, Kebi Yaylası, Sesli Kaya Mevkiinden devam ederek Kofrakol Yaylasına ulaşılıyor. Kofrakol Yaylası (2000m) Sümela Manastırı karşı noktadan görebilen mükemmel bir açıya sahip olup Meryemana ve Galyan Vadilerine hakim bir noktada yer almaktadır. Yayla, kayalık yapısının etrafında barındırdığı sarı çiçekli ormangülleri ile beraberinde yapraklı ve ibreli karışık orman ağaçları çevrenin panoramik olarak algılanmasına imkân sağlayan önemli bir fotoğraf noktasıdır. Ayrıca bu bölge, doğa eğitimi için uygun bir platform olup bu alan Kafkasya Huş Tavuğu, Çengelboynuz Dağ Keçisi, domuz, ayı gibi yaban hayvanlarının beslenme, üreme ve yayılma alanıdır. Kofrakol Yaylasının devamında dağ sırtından Sümela Manastırı seyir eşliğinde Mühirci ve Omela Yaylalarını geçilerek İskobel Yaylasında parkur sona eriyor. İskobel Yaylası (Tehekes Tepesi), Anabasis’te bahsi geçen (Türkçeye Onbinler’in Dönüşü olarak çevrildi) Xenophon ve arkadaşlarının MO 4. yüzyılda, günümüzdeki İzmir’den İran’a, İran’dan da Karadeniz’e varmak için çıktıkları yolda denizi ilk gördükleri ve sevinç çığlıklarının atılarak küçük bir kurtuluş anıtı oluşturdukları mevkidir. Ayrıca bu yayla bulunduğu konum itibarıyla Santa Harabeleri, Çakırgöl, Cami bozağı ve Kromni gibi diğer turizm merkezlerine ulaşım kolaylığı sağlamaktadır.
Tavsiye edilen yürüyüş zamanı ve süresi: 25km uzunluğunda olan parkuru çok keyifli bir şekilde yürümek isteyenler üç günlük bir plan yapabilirler. Profesyonel yürüyüşçüler için ise iki günde aşılabilir. Bölgede görülecek çok sayıda yayla, yaylacı, yayla evleri mevcut. Flora ve fauna bakımından oldukça zengin ve fotoğraf meraklıları için sonsuz fırsatlar bulunuyor.
Parkurun yapısı: Parkurun büyük bir bölümü patikalardan oluşuyor.
İdeal yürüyüş mevsimi: Parkurun yürünmeye engel zor bir yapısı yok. Mayıs ayı ile Kasım ayı arasında rahatlıkla yürünebilir. Ama her yürüyüşte mutlaka yağmurluk bulundurmak gerekli.
Parkurun Diğer Özellikleri: Parkur üzerinde bulunan Düzler Mezrası, Kursal Yaylası, Kofrakol Yaylası ve İskobel Yaylası kamp yapmak için önemli yerlerdir. Kursal ve İskobel Yaylası dışındaki yaylalarda elektrik bulunmamaktadır. Tuvalet ve su kaynakları mevcuttur. Ayrıca Livera Köyü Düzler Mezrasında Livera Doğa Kampı bulunmaktadır. Ayrıca güzergah üzerinde ki Yazlık (Livera) Köyünde Turizm Köy İşletmeciliği ve Köy Pansiyonculuğu yapılmaktadır.
Anabasis Yolunun hikayesi, M.Ö 400 yılında Pers kralının ölümü üzerine iktidara sahip olmak isteyen iki prensin savaşı ile başlar. İki velihatın savaşını konu alan bu olay Xenophon’un Anabasisi veya On Binlerin Dönüşü diye Türkçeye de çevrilmiştir. Pers prensi Kyros, ağabeyi kral Artakserkses'e karşı Grek paralı askerlerini de içine alan bir orduyla Lidya'nın Sardes kentinden yola çıkar. Fırat üzerinde Kunaksa'da yapılan savaşta Kyros ve generalleri öldürülünce, yurtlarından 2400 km. uzakta, sarp ve düşman bir ülkede kalan gönüllüler; Ermenistan üzerinden Karadeniz’e ulaşmak için çok zahmetli ve oldukça ümitsiz bir yolculuk içerisine girerler. Bayburt’a kadar gelen ordu denize ulaşmak istediklerini belirterek Bayburt’tan bir rehber ile birlikte denizi görmek istedikleri noktaya yani Thekes (bu günkü Maçka İskobel Yaylasına) tepesine varırlar. On binlerin yaşam pınarları fışkırır. Sevinç gözyaşları içerisinde hıçkıra hıçkıra ağlayarak Thalassa! Thalassa!( Deniz! Deniz! ) diye naralar atarlar. Kurtuluş anıtı mahiyetinde her asker bir taş getirip burada bir taş yığını yaparlar ve bu tepeye “Thekes(Maçka İskobel Yaylası) Tepesi’ tepesi adını verirler. Thekes Tepesinden Maçka’ya inen ordu buradan Trabzon’a giderek denize ulaşır.
Yürüyüş turları doğa kampı için 0505 821 2579 (Livera Camping)