HIDRELLEZ NEDİR?
“Doğa”nın her baharda “canlanışı”, dünyanın her yerinde yaşayan insan toplulukları tarafından, kendi kültürlerine uygun biçimlerde kutlanır. İnsanlar, kışın getirdiği karamsarlıktan kurtuldukları için sevinirken, her bahar yeniden canlanan doğaya umut bağlar, düşlerinin, dileklerinin gerçekleşmesi için -genellikle Nisan - Mayıs aylarında ve belli tarihlerde- istekte bulunmanın “tam sırası” olduğunu düşünürler. Çoğu dini bayramların da kökeninde yer alan bu inanış, Türk kültüründe en yaygın biçimini “Hıdrellez şenlikleri”nde bulmuştur. Hıdrellez’de su kenarlarında bahar yemekleri yemek, en çok istenen şeyleri yazmak ya da resimlerini yapmak ve bunları genellikle bir gül fidanının dibine koymak, ateşlerin üzerinden atlayıp olumsuzluklardan arınmak, doğa ile kurulan ilişkinin ve iletişimin simgelerindendir. Hıdrellez kısaca insan ve doğa arasındaki iletişimi, baharı ve umudu simgeleyen bir kültürel gelenektir.
“HIDRELLEZ” SÖZCÜĞÜNÜN ANLAMI NEDİR?
Hıdrellez; Hızır ile İlyas sözcüklerinin birleşmesinden türemiştir. Türk kültüründe sıkıntıda bulunanların yardımına koşmalarıyla tanınan Hızır ve İlyas peygamberlerin 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece “buluştukları”, “dilekleri gerçekleştirdikleri”ne inanılır. Bu inanış, zaman içinde çeşitli kutlama biçimleriyle “Hıdrellez” denen şenliklere dönüşmüştür.
“AHIRKAPI’DA HIDRELLEZ” NEDİR?
Büyük kentlerde yaşayan insanlar, kentin eski özelliklerini yitirmesinden dolayı bir çok kültürel geleneğe uyamaz olmuşlardır. Hıdrellez de bunlardan biridir. “Ahırkapı’da Hıdrellez”, İstanbullu’ların her baharda tek başlarına yapamayacağı bir şenliği, tarihi yarımadanın tam da ortasında, denize yakın Ahırkapı Sokak’ta topluca yapmalarına olanak tanıyan, kültürel geleneklerin de unutulmamasını sağlayan bir sivil etkinliktir. Bu etkinlikte Hıdrellez geleneğinin tüm temaları yer alır. “Bahar yiyecekleri” sokaktaki tezgahlarda bulunur. “Eğlence” semtin kendine has ve günümüzde artık o kadar da bulunamayan “en eski İstanbullu”ları olan gruplar tarafından “müzik” ve “oyun”larla sağlanır. “Dilekler”, kağıtlara yazılıp yine Türk kutlama kültüründe önemli yeri olan ve “dilek ağacı”nı simgeleyen “Nahıl”lara ve çevresindeki gül fidanlarına asılır. Son olarak Hıdrellez’in “olmazsa olmaz” ögelerinden olan “ateşten atlama” da gece yarısı yakılan ateşlerle gerçekleştirilir.
NEDEN YAPILIYOR?
Amaç insanların hurafelere inanmasını, olmayacak düşlere kapılmasını teşvik etmek ya da dinsel veya kültürel telkinde bulunmak asla değildir. Bu etkinlik kent yaşamında bir geleneğin canlı tutulması, kıştan bunalan insanların rahatlayıp eğlenmesi ve umutlarını tazelemesi için yapılmaktadır. Bir yan amaç da “tarihi yarımada”nın İstanbullu’lar tarafından tanınması ve sevilmesini sağlamaktır. İstanbul’da yaşayıp da hayatında bir kere olsun bu semte uğramamış olanlar, bir kere Hıdrellez’e gelince “neleri kaçırdıklarını” daha iyi anlamakta ve sonra tekrar gelmektedirler. Bu da tıpkı “Eminönü Yürüyüş Yolları” projesi - http://eminonuplatformu.org/yuruyusyollari - gibi, tarihi yarımadadaki kültür mirasının korunabilmesi için önemli bir husustur. Çünkü bir şeyin “değerini bilmek” önce “tanımak” ve “sevmek”, sonra sonra da “sevdiği için korumak”la mümkün olup, “aklın bilmediğine yürek üzülemez”!
YERİ
-Şimdilik- Ahırkapı Sokak ve civar sokaklar...2007'de, Akbıyık Caddesi de etkinlik alanına eklendi.
“Doğa”nın her baharda “canlanışı”, dünyanın her yerinde yaşayan insan toplulukları tarafından, kendi kültürlerine uygun biçimlerde kutlanır. İnsanlar, kışın getirdiği karamsarlıktan kurtuldukları için sevinirken, her bahar yeniden canlanan doğaya umut bağlar, düşlerinin, dileklerinin gerçekleşmesi için -genellikle Nisan - Mayıs aylarında ve belli tarihlerde- istekte bulunmanın “tam sırası” olduğunu düşünürler. Çoğu dini bayramların da kökeninde yer alan bu inanış, Türk kültüründe en yaygın biçimini “Hıdrellez şenlikleri”nde bulmuştur. Hıdrellez’de su kenarlarında bahar yemekleri yemek, en çok istenen şeyleri yazmak ya da resimlerini yapmak ve bunları genellikle bir gül fidanının dibine koymak, ateşlerin üzerinden atlayıp olumsuzluklardan arınmak, doğa ile kurulan ilişkinin ve iletişimin simgelerindendir. Hıdrellez kısaca insan ve doğa arasındaki iletişimi, baharı ve umudu simgeleyen bir kültürel gelenektir.
“HIDRELLEZ” SÖZCÜĞÜNÜN ANLAMI NEDİR?
Hıdrellez; Hızır ile İlyas sözcüklerinin birleşmesinden türemiştir. Türk kültüründe sıkıntıda bulunanların yardımına koşmalarıyla tanınan Hızır ve İlyas peygamberlerin 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece “buluştukları”, “dilekleri gerçekleştirdikleri”ne inanılır. Bu inanış, zaman içinde çeşitli kutlama biçimleriyle “Hıdrellez” denen şenliklere dönüşmüştür.
“AHIRKAPI’DA HIDRELLEZ” NEDİR?
Büyük kentlerde yaşayan insanlar, kentin eski özelliklerini yitirmesinden dolayı bir çok kültürel geleneğe uyamaz olmuşlardır. Hıdrellez de bunlardan biridir. “Ahırkapı’da Hıdrellez”, İstanbullu’ların her baharda tek başlarına yapamayacağı bir şenliği, tarihi yarımadanın tam da ortasında, denize yakın Ahırkapı Sokak’ta topluca yapmalarına olanak tanıyan, kültürel geleneklerin de unutulmamasını sağlayan bir sivil etkinliktir. Bu etkinlikte Hıdrellez geleneğinin tüm temaları yer alır. “Bahar yiyecekleri” sokaktaki tezgahlarda bulunur. “Eğlence” semtin kendine has ve günümüzde artık o kadar da bulunamayan “en eski İstanbullu”ları olan gruplar tarafından “müzik” ve “oyun”larla sağlanır. “Dilekler”, kağıtlara yazılıp yine Türk kutlama kültüründe önemli yeri olan ve “dilek ağacı”nı simgeleyen “Nahıl”lara ve çevresindeki gül fidanlarına asılır. Son olarak Hıdrellez’in “olmazsa olmaz” ögelerinden olan “ateşten atlama” da gece yarısı yakılan ateşlerle gerçekleştirilir.
NEDEN YAPILIYOR?
Amaç insanların hurafelere inanmasını, olmayacak düşlere kapılmasını teşvik etmek ya da dinsel veya kültürel telkinde bulunmak asla değildir. Bu etkinlik kent yaşamında bir geleneğin canlı tutulması, kıştan bunalan insanların rahatlayıp eğlenmesi ve umutlarını tazelemesi için yapılmaktadır. Bir yan amaç da “tarihi yarımada”nın İstanbullu’lar tarafından tanınması ve sevilmesini sağlamaktır. İstanbul’da yaşayıp da hayatında bir kere olsun bu semte uğramamış olanlar, bir kere Hıdrellez’e gelince “neleri kaçırdıklarını” daha iyi anlamakta ve sonra tekrar gelmektedirler. Bu da tıpkı “Eminönü Yürüyüş Yolları” projesi - http://eminonuplatformu.org/yuruyusyollari - gibi, tarihi yarımadadaki kültür mirasının korunabilmesi için önemli bir husustur. Çünkü bir şeyin “değerini bilmek” önce “tanımak” ve “sevmek”, sonra sonra da “sevdiği için korumak”la mümkün olup, “aklın bilmediğine yürek üzülemez”!
YERİ
-Şimdilik- Ahırkapı Sokak ve civar sokaklar...2007'de, Akbıyık Caddesi de etkinlik alanına eklendi.