Tarih : 22 - 28.06.2006
Yer : Doğubeyazıt / Ağrı
Rota : Klasik
Tırmanış Süresi : 3 gece 4 gün
Amaçlar : ANADOSK ATATÜK’ÜN 125. DOĞUM YILI ANISINA AĞRI DAĞINA TIRMANDI
Ekip Lideri : Hüseyin Dönmezoğlu
Katılanlar : Kemal Zurnacı,Arno Taşçıoğlu, Kazım Öztürk, Arkın Apak, Sezai Özgen, Nurcan Barcın Taşdemir, Özer Çakır, Hüseyin Dönmezoğlu, İsmet Bozkurt
Malzemeler : Çadır, Baton, Tozluk, Ocak, Kazma, Krampon, İp, Buz Burgusu
Rapor : Anadolu Üniversitesi Doğa Sporları Kulübü (Anadosk) 5137 m rakımlı Ağrı dağına çıkmak üzere 22 Haziran 2006 tarihinde 9 kişilik ekiple yola koyuldu. Eskişehir tren garından saat 13:40’ta Doğu treni ile yolculuğumuz başladı.
Okulların kapanmasıyla birlikte çoğumuzun Ağrı tırmanışına gelip gelemeyeceğinin kesin olmaması sebebiyle geciken otobüs rezervasyonu bizi maalesef Doğu treniyle yolculuk yapmaya mecbur kıldı.Yaklaşık 24-26 saat planladığımız yolculuk 36 saati buldu. 22.06.06 tarihinde 13:40’ta Eskişehir’den Doğu treniyle başlayan yolculuğumuz Erzurum’da 23.06.06 17:30’da son buldu. Daha sonra Doğubeyazıt’a gitmek üzere Erzurum otogarına gittik ve 18:15’te Doğubeyazıt otobüsüne bindik. Yolculuğumuz 24.06.06 gece 1:30'da nihayet son buldu.
36 saat süren yolculuğumuz esnasında ülkemizin adım adım değişen yüzlerini görme şansına, bol bol zirveler hakkında muhabbet etme fırsatına sahip olduk fakat vücutlarımız yorgunluktan bitap düşmüştü.
Saat 1:30’da nihayet otelin yolu gözüktü. Önceden de bildiğimiz,geceliği 10 YTL olan Tahran Oteli bize kapılarını açtı. Otele varışımızla birlikte, lobide ertesi gün başlayacak faaliyetimiz ile ilgili toplantı düzenledik ve sabah 6:00 gibi lobide buluşmayı kararlaştırdık.
24.06.06 saat 6:00 gibi lobide buluştuk, o gün içinde ne yapılması gerektiği konusunda konuştuk ve görev dağılımı yaptık:
Kemal kameradan sorumlu,
Kazım mali işlerden,
Hüseyin ve Arkın jandarmadan izinlerle sorumlu,
ben(İsmet) ve Nurcan da alış verişten sorumlu olduk.
İlk iş olarak uygun bir yerde bol karbonhidrat içeren kahvaltımızı yaptık, bir gün önceden de başladığımız su içme olayına devam ettik. Saat 8:00 civarı alış veriş için yola koyulduk, oldukça hafif olmaya özen gösterdik. Saat 9:30'da Tahran Otel sahiplerinin de yardımı ile 175 YTL'ye Eli köyüne gidiş dönüş ayarlamış olduğumuz dolmuşa bindik ve yolumuzun üstündeki komando topçu tugayından tırmanış için izin almaya gittik. Kısa bir nüfus cüzdanı kontrolünden sonra nihayet zirve yolunda ilerlemeye başladık.
Saat 11:20'de son rötuşlar yapıldıktan sonra yürüyüşümüz başladı. Kısa bir süre Ağrı’nın dik yamaçlarında tempoyu sağlamakta zorlansak da, tempoyu tutturmakta gecikmedik. 30 dakika aralarla su molası verdik. Yürüyüşümüz esnasında SOBEK turizm şirketinin ekibiyle karşılaştık, kalabalık olan grubun yaş ortalaması oldukça ilgimizi çekti, 60 yaş üstü, ne kadar yüklerini atlar yardımıyla çıkartsalar da, yaptıkları faaliyet takdire şayandı.
Ara sıra atları beklemek zorunda oluşumuz tempomuzu düşürse de her şey yolunda gitti ve saat 16:10'da 3200m Yeşil kampa vardık. Oldukça yorgun olan ekibimiz güzel havanın bize sunduğu güzellikle 35 dakika dinlenme imkanına eriştik. Saat 6:45'te çadırları kurmaya koyulduk, 2 U4 çadır kurduk, malzemelerimizi yarın için hazırladık ve 17:20'de yemek için işe koyulduk. Yemekten sonra yarınki kalkış saatimizi ve rotamızı belirledikten sonra 20:30 gibi uyumak için çadırlara dağıldık.
25.06.06 saat 7:00'da uyandık ve kahvaltıdan sonra ekipmanlarımızı topladık. Saat 9:20'de 4200m kampı yönünde ilerlemeye başladık, havanın da hafif parçalı bulutlu oluşu yürüyüşümüzü oldukça kolaylaştırdı. 30 dk aralarla verdiğimiz su molaları ve saat 10:45 3800m kum kampında on dakikalık moladan sonra enerji verici bir şeyler yedik ve 4200m kampı yolunda ilerlemeye başladık. Saat 12:40'ta 4200m kampına ulaştık, yükseklikle birlikte iklim yapısının bu kadar hızlı değişmesi bizim için oldukça ilginçti, 4200m kampında bitki örtüsünden eser kalmamıştı, kayalıklar ve taşlar arasında çadırımızı kurmakta biraz zorlandık.
Kampımız Cehennem Vadisine oldukça yakındı, bu yüzden gece gündüz sıcaklık farkından ve rüzgardan kaynaklanan kayaların parçalanarak vadiye düşüşü bizi ilk önce oldukça irkti ama buna kısa sürede alıştık, ayrıca rüzgarın kayalara çarparak şimşek gibi gökyüzünde parlaması da bizim için oldukça yeniydi. Saat 13:40 gibi öğle yemeğimizi yedik ve dinlenmek için çadırlara çekildik. İlerleyen saatlerle birlikte havanın da soğumasıyla birlikte 3200m kampı boyunca rahat ulaştığımız su kaynakları dondu ve su ihtiyacımızı önceden doldurduğumuz termoslardan gidermek zorunda kaldık.
Saat 16:00'da ekip liderimizin kararıyla aklimitizasyon için 300 metre yükseldik ve bir süre bu yüksekliğe uyum sağlayabilmek için bekledik. 4200m kampına yaklaşık 18:00 gibi geri döndük. Bir an evvel zirve tırmanışı için hazırlıklarımızı yaptık, kramponlarımızı ve kazmalarımızı kontrol ettik, zirve tırmanışı için kalkacağımız saati konuştuktan sonra 8:40'ta çadırlara dinlenmek ve uyumak için çekildik.
26.06.06 saat 1:00'da uyandık, kamp sorumlusu Sezai kendini iyi hissetmediğini ve zirve yürüyüşünde bize eşlik edemeyeceğini söyledi. Havanın soğuk oluşu nedeniyle üşümemek için bol miktarda sıcak sıvı aldık, ve kahvaltı yaptık. Saat 3:00'te zirve tırmanışımız başladı. Karanlıkta başlayan yürüyüşümüz yaklaşık 4 saat sürdü, önümüzde yürüyen deneyimli ekip bize rota konusunda oldukça yardımcı oldu, zaman zaman düşen tempomuz ekibi yorsa da zaman konusunda çok fazla sıkıntımız olmadı.
4900m'de buzulun başlamasıyla birlikte kramponlarımızı takmak ve biraz dinlenmek için mola verdik. Ekip liderimiz önceden planlamış olduğumuz ip hattını kurmaya gerek olmadığını söyledi ve böylece yola tekrar koyulduk.
Oksijen azlığı ve yükseklikle birlikte yorulan vücutlarımızla saat 7:18'de kendimizi zirvede bulduk. 8 kişilik ekiple zirve tırmanışını tamamladık,
Atatürk için bir dakikalık saygı duruşunda bulunarak İstiklal Marşını zirvede söyledik. Şiddetli rüzgar yüzünden zar zor ayakta duruyorduk. Bir an evvel zirve fotoğraflarımızı çekerek inişe geçtik. İniş esnasında oldukça yorgun düştük. Bunun bir sebebi de iyi aklimitize olmayışımızdan kaynaklanıyor olsa gerek. Bu sebeple ben iniş sırasında oldukça fazla baş ağrısı ve bitkinlik hissettim.
Ekipten çoğu arkadaşım da baş ağrısı hissetti, irtifa kaybettikçe azalan baş ağrısı saat 10:30 4200m kampında son buldu, zirve sevincimizi kampta bizi dört gözle bekleyen Sezai arkadaşımızla paylaştık. Çok fazla yorulduğumuz için bir an evvel çadırlara girdik ve dinlendik.
Saat 15:55 gibi 3200m kampı yönünde ilerledik, yine havanın hafif bulutlu olması ve eğim sayesinde inişimiz kolay oldu. 2 saat içinde 3200m kampına döndük. Burada tekrar çadırlarımızı kurduk ve yemek için hafif aperatif bir şeyler atıştırdık. 3200m kampında çok fazla kaybettiğimiz suyu tekrar alma imkanı bulduk. Saat 20:00 civarı uyumak için çadırlara dağıldık.
27.06.06 sabahı saat 9:00'da dönüşe geçtik, 2 saatlik kesintisiz yürüyüşle saat 10:45'te kendimizi Eli köyünde bulduk. Önceden ayarlamış olduğumuz kamyon bizi otele götürmek için hazır bekliyordu. Faaliyet birkaç aksaklık dışında havanın da uygunluğuyla sorunsuz bir şekilde bitti.
Faaliyet sonrası Doğubeyazıt’ta bir gece daha kaldık, bu esnada İshak Paşa sarayını görme imkanı bulduk.
Sonuç olarak bu faaliyet bizim için oldukça eğitici ve güzel geçti.
Ardımızda bir çok güzel anı önümüze nice nice zirveler...
Faaliyete katılan arkadaşlara sonsuz teşekürler...
Yer : Doğubeyazıt / Ağrı
Rota : Klasik
Tırmanış Süresi : 3 gece 4 gün
Amaçlar : ANADOSK ATATÜK’ÜN 125. DOĞUM YILI ANISINA AĞRI DAĞINA TIRMANDI
Ekip Lideri : Hüseyin Dönmezoğlu
Katılanlar : Kemal Zurnacı,Arno Taşçıoğlu, Kazım Öztürk, Arkın Apak, Sezai Özgen, Nurcan Barcın Taşdemir, Özer Çakır, Hüseyin Dönmezoğlu, İsmet Bozkurt
Malzemeler : Çadır, Baton, Tozluk, Ocak, Kazma, Krampon, İp, Buz Burgusu
Rapor : Anadolu Üniversitesi Doğa Sporları Kulübü (Anadosk) 5137 m rakımlı Ağrı dağına çıkmak üzere 22 Haziran 2006 tarihinde 9 kişilik ekiple yola koyuldu. Eskişehir tren garından saat 13:40’ta Doğu treni ile yolculuğumuz başladı.
Okulların kapanmasıyla birlikte çoğumuzun Ağrı tırmanışına gelip gelemeyeceğinin kesin olmaması sebebiyle geciken otobüs rezervasyonu bizi maalesef Doğu treniyle yolculuk yapmaya mecbur kıldı.Yaklaşık 24-26 saat planladığımız yolculuk 36 saati buldu. 22.06.06 tarihinde 13:40’ta Eskişehir’den Doğu treniyle başlayan yolculuğumuz Erzurum’da 23.06.06 17:30’da son buldu. Daha sonra Doğubeyazıt’a gitmek üzere Erzurum otogarına gittik ve 18:15’te Doğubeyazıt otobüsüne bindik. Yolculuğumuz 24.06.06 gece 1:30'da nihayet son buldu.
36 saat süren yolculuğumuz esnasında ülkemizin adım adım değişen yüzlerini görme şansına, bol bol zirveler hakkında muhabbet etme fırsatına sahip olduk fakat vücutlarımız yorgunluktan bitap düşmüştü.
Saat 1:30’da nihayet otelin yolu gözüktü. Önceden de bildiğimiz,geceliği 10 YTL olan Tahran Oteli bize kapılarını açtı. Otele varışımızla birlikte, lobide ertesi gün başlayacak faaliyetimiz ile ilgili toplantı düzenledik ve sabah 6:00 gibi lobide buluşmayı kararlaştırdık.
24.06.06 saat 6:00 gibi lobide buluştuk, o gün içinde ne yapılması gerektiği konusunda konuştuk ve görev dağılımı yaptık:
Kemal kameradan sorumlu,
Kazım mali işlerden,
Hüseyin ve Arkın jandarmadan izinlerle sorumlu,
ben(İsmet) ve Nurcan da alış verişten sorumlu olduk.
İlk iş olarak uygun bir yerde bol karbonhidrat içeren kahvaltımızı yaptık, bir gün önceden de başladığımız su içme olayına devam ettik. Saat 8:00 civarı alış veriş için yola koyulduk, oldukça hafif olmaya özen gösterdik. Saat 9:30'da Tahran Otel sahiplerinin de yardımı ile 175 YTL'ye Eli köyüne gidiş dönüş ayarlamış olduğumuz dolmuşa bindik ve yolumuzun üstündeki komando topçu tugayından tırmanış için izin almaya gittik. Kısa bir nüfus cüzdanı kontrolünden sonra nihayet zirve yolunda ilerlemeye başladık.
Saat 11:20'de son rötuşlar yapıldıktan sonra yürüyüşümüz başladı. Kısa bir süre Ağrı’nın dik yamaçlarında tempoyu sağlamakta zorlansak da, tempoyu tutturmakta gecikmedik. 30 dakika aralarla su molası verdik. Yürüyüşümüz esnasında SOBEK turizm şirketinin ekibiyle karşılaştık, kalabalık olan grubun yaş ortalaması oldukça ilgimizi çekti, 60 yaş üstü, ne kadar yüklerini atlar yardımıyla çıkartsalar da, yaptıkları faaliyet takdire şayandı.
Ara sıra atları beklemek zorunda oluşumuz tempomuzu düşürse de her şey yolunda gitti ve saat 16:10'da 3200m Yeşil kampa vardık. Oldukça yorgun olan ekibimiz güzel havanın bize sunduğu güzellikle 35 dakika dinlenme imkanına eriştik. Saat 6:45'te çadırları kurmaya koyulduk, 2 U4 çadır kurduk, malzemelerimizi yarın için hazırladık ve 17:20'de yemek için işe koyulduk. Yemekten sonra yarınki kalkış saatimizi ve rotamızı belirledikten sonra 20:30 gibi uyumak için çadırlara dağıldık.
25.06.06 saat 7:00'da uyandık ve kahvaltıdan sonra ekipmanlarımızı topladık. Saat 9:20'de 4200m kampı yönünde ilerlemeye başladık, havanın da hafif parçalı bulutlu oluşu yürüyüşümüzü oldukça kolaylaştırdı. 30 dk aralarla verdiğimiz su molaları ve saat 10:45 3800m kum kampında on dakikalık moladan sonra enerji verici bir şeyler yedik ve 4200m kampı yolunda ilerlemeye başladık. Saat 12:40'ta 4200m kampına ulaştık, yükseklikle birlikte iklim yapısının bu kadar hızlı değişmesi bizim için oldukça ilginçti, 4200m kampında bitki örtüsünden eser kalmamıştı, kayalıklar ve taşlar arasında çadırımızı kurmakta biraz zorlandık.
Kampımız Cehennem Vadisine oldukça yakındı, bu yüzden gece gündüz sıcaklık farkından ve rüzgardan kaynaklanan kayaların parçalanarak vadiye düşüşü bizi ilk önce oldukça irkti ama buna kısa sürede alıştık, ayrıca rüzgarın kayalara çarparak şimşek gibi gökyüzünde parlaması da bizim için oldukça yeniydi. Saat 13:40 gibi öğle yemeğimizi yedik ve dinlenmek için çadırlara çekildik. İlerleyen saatlerle birlikte havanın da soğumasıyla birlikte 3200m kampı boyunca rahat ulaştığımız su kaynakları dondu ve su ihtiyacımızı önceden doldurduğumuz termoslardan gidermek zorunda kaldık.
Saat 16:00'da ekip liderimizin kararıyla aklimitizasyon için 300 metre yükseldik ve bir süre bu yüksekliğe uyum sağlayabilmek için bekledik. 4200m kampına yaklaşık 18:00 gibi geri döndük. Bir an evvel zirve tırmanışı için hazırlıklarımızı yaptık, kramponlarımızı ve kazmalarımızı kontrol ettik, zirve tırmanışı için kalkacağımız saati konuştuktan sonra 8:40'ta çadırlara dinlenmek ve uyumak için çekildik.
26.06.06 saat 1:00'da uyandık, kamp sorumlusu Sezai kendini iyi hissetmediğini ve zirve yürüyüşünde bize eşlik edemeyeceğini söyledi. Havanın soğuk oluşu nedeniyle üşümemek için bol miktarda sıcak sıvı aldık, ve kahvaltı yaptık. Saat 3:00'te zirve tırmanışımız başladı. Karanlıkta başlayan yürüyüşümüz yaklaşık 4 saat sürdü, önümüzde yürüyen deneyimli ekip bize rota konusunda oldukça yardımcı oldu, zaman zaman düşen tempomuz ekibi yorsa da zaman konusunda çok fazla sıkıntımız olmadı.
4900m'de buzulun başlamasıyla birlikte kramponlarımızı takmak ve biraz dinlenmek için mola verdik. Ekip liderimiz önceden planlamış olduğumuz ip hattını kurmaya gerek olmadığını söyledi ve böylece yola tekrar koyulduk.
Oksijen azlığı ve yükseklikle birlikte yorulan vücutlarımızla saat 7:18'de kendimizi zirvede bulduk. 8 kişilik ekiple zirve tırmanışını tamamladık,
Atatürk için bir dakikalık saygı duruşunda bulunarak İstiklal Marşını zirvede söyledik. Şiddetli rüzgar yüzünden zar zor ayakta duruyorduk. Bir an evvel zirve fotoğraflarımızı çekerek inişe geçtik. İniş esnasında oldukça yorgun düştük. Bunun bir sebebi de iyi aklimitize olmayışımızdan kaynaklanıyor olsa gerek. Bu sebeple ben iniş sırasında oldukça fazla baş ağrısı ve bitkinlik hissettim.
Ekipten çoğu arkadaşım da baş ağrısı hissetti, irtifa kaybettikçe azalan baş ağrısı saat 10:30 4200m kampında son buldu, zirve sevincimizi kampta bizi dört gözle bekleyen Sezai arkadaşımızla paylaştık. Çok fazla yorulduğumuz için bir an evvel çadırlara girdik ve dinlendik.
Saat 15:55 gibi 3200m kampı yönünde ilerledik, yine havanın hafif bulutlu olması ve eğim sayesinde inişimiz kolay oldu. 2 saat içinde 3200m kampına döndük. Burada tekrar çadırlarımızı kurduk ve yemek için hafif aperatif bir şeyler atıştırdık. 3200m kampında çok fazla kaybettiğimiz suyu tekrar alma imkanı bulduk. Saat 20:00 civarı uyumak için çadırlara dağıldık.
27.06.06 sabahı saat 9:00'da dönüşe geçtik, 2 saatlik kesintisiz yürüyüşle saat 10:45'te kendimizi Eli köyünde bulduk. Önceden ayarlamış olduğumuz kamyon bizi otele götürmek için hazır bekliyordu. Faaliyet birkaç aksaklık dışında havanın da uygunluğuyla sorunsuz bir şekilde bitti.
Faaliyet sonrası Doğubeyazıt’ta bir gece daha kaldık, bu esnada İshak Paşa sarayını görme imkanı bulduk.
Sonuç olarak bu faaliyet bizim için oldukça eğitici ve güzel geçti.
Ardımızda bir çok güzel anı önümüze nice nice zirveler...
Faaliyete katılan arkadaşlara sonsuz teşekürler...