Uzun zamandır takip ettiğimiz ihalenin resmi olarak sonucu yayınlanmasa da, görünen o ki Sakarya da sergilenen ve satışa sunulan araçlar bu ihaledeki Defenderların büyük kısmını oluşturuyor.
600 adet Defender aracın ihale listesine göre 85 tanesi kapalı kasa 110 dan , 10 tanesi 130 kasa'dan, kalan kısmı da tek kabin araçlardan oluşuyordu.
Sakaryada satışa sunulan kapalı kasa araçlar liste fiyatları 200 bin TL den başlıyor daha da yukarılara gidiyor. Hal böyle olunca da birileri zengin olurken, maalesef millet yine ya fahiş fiyatlar ödemek zorunda kalıyor, ya da sadece fotoğraflara bakmakla yetiniyor.
Bu ihale baştan sona yanlış bir yöntemle yapıldı ve maalesef kaybeden normal sıradan vatandaş oldu.
Bu fiyatlara alan varsa da alsın, binen varsa da binsin, fakat bu fiyatlar ne binmek için ne de ticaretini yapmak için doğru değil.
Elbette ticaret kar için yapılır, ihaleyi alan firmaya niye bu kadar yüksek fiyata satıyorsun deme hakkımız yok. Benim sitemim kamunun/devletin karını düşünmeyen kamu/devlet yetkililerine.
Bu araçlar ihale edilirken, yıllardır MKEK tarafından yapılan tek tek açık arttırma usulu ile yapılmayıp, toplu bir şekilde mübadele yoluyla yapılmış, normal vatandaşın ihaleye girmesinin önü kapatılmış ve rekabet ortamı engellenmiş, tam rekabet ortamı oluşmadığı için de devletin kasasına girebilecek paralar ciddi oranda az bir miktar ile sınırlı kalmıştır.
Zira 600 araç için ihale bedelinde ortalama araç başına 35-40 bin TL tekabül ederken, şu an satışa sunulan araçlar bu rakamın ortalama tek kabinde 4 katı, kapalı kasada ise 6 katı civarında olduğu görünmektedir.
Kamu/Devlet bu işten kar değil zarara uğratılmıştır, asıl düşünülmesi ve sorgulanması gereken de budur.
Çünkü devlet/kamu kaynakları vatandaştan alınan vergilerden karşılanmaktadır.
Bu satıştan devlet/kamu ne kadar fazla kar etseydi, bizim devletimiz de o kadar fazla ek kaynak elde etmiş olurdu.
22 milyon liraya değil, 100 milyon liraya vatandaşa satılsaydı bu araçlar, ne ben ne de bir başkası bunu dert edinmez, hatta para devletimize gitti diye sevinirdi.
Bu ihale üzülerek bir kez daha gösterdi ki, maalesef bizler hakkımızı aramıyor, haksızlıklara da ses çıkarmaktan geri duruyoruz.
Bu da haksızlığa uğramamıza kapı açıyor, bunu yapmaya da birilerini teşvik ediyor.
Şimdi siz isterseniz bunu sadece basit bir ihale ve araç alım satımı olarak görmeye devam edebilirsiniz veya biz sade vatandaş olarak bunu hak ediyor muyuz diye sorup, çözümün aslında kendimizde olduğunu idrak edebilirsiniz.
Ben ülkemi, milletimi seven bir vatandaş olarak bu durumu kabullenemiyorum, dert ediniyorum, çözüm üretmeye çalışıyorum, hiç olmadı gördüğüm yanlışı dile getiriyorum, haksızlığa karşı susmamayı tercih ediyorum.
Aynı duyarlılığı paylaşan herkese saygılarımı sunuyorum.