Binlerce yıl önce, insanoğlu'nun Anadolu'da kayalara çizdiği çalgı resimlerinin bir gün tabiri caizse ete kemiği bürünüp ses vereceği kimin aklına gelirdi! Bu uzak hayal gerçekleşti ve yaşadığımız toprakların eski sakinlerinden Hititler'in müzik aletleri, bize seslerini duyurmak için gün sayıyor.
'KaleidoscopEurope' projesi kapsamındaki Hattuşa etkinliği ile 3 bin 700 yıl öncesine ait unutulmuş 11 Hitit çalgısı yeniden ses verdi. Büyük-küçük lir, arp, bağlama-tar, davul, darbuka, çalpara, kaval, çifte kaval, boru çalgıları arkeolojik belgelerden tespit edilerek yeniden tasarlandı. Ayrıca bu çalgılardan çıkan özel seslere göre Ertuğrul Bayraktarkatal tarafından bir de senfonik bir beste yapıldı. Yeniden yapılan çalgılar ve senfonik beste, 26 Eylül'de Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde verilecek konserle dünyaya tanıtılacak. Türk, İtalyan, Macar ve Portekizli müzisyenlerden oluşan 'Hattuşa Orkestrası' 28 Eylül'de Hitit kalıntılarının bulunduğu Çorum'da ve 2 Ekim'de de Portekiz'de bir konser verecek. Hattuşa etkinliğinde ayrıca Anadolu'da (M.Ö. 1720-1190) yılları arasında hüküm süren Hititlerin, dünya kültür hayatına kazandırdığı değerleri konu alan atölye çalışmaları ve sergiler de düzenlenecek.
12 YIL SÜREN HAZIRLIK
Hattuşa adlı etkinlik, müzik tarihçisi Oğuz Elbaş'ın yaklaşık 12 yıldır sürdürdüğü Hitit müziği araştırmaları temel alınarak hazırlandı. Hattuşa'yı hazırlayan da yine Oğuz Elbaş. Ona bu çalışmada, Okan Murat Öztürk, Cihat Aşkın, Ertuğrul Bayraktarkatal, Ertuğ Korkmaz gibi isimler eşlik ediyor. Oğuz Elbaş, projeyi şöyle anlatıyor: "Hattuşa'ya müzik tarihi ve çalgı bilimi açısından oldukça önemli deneysel bir çalışma diyebiliriz. Bu tür çalışmalar, tarihsel süreci daha iyi algılamamızı sağlamaktadır. Bu sayede 3 bin 700 yıl öncesine ait çalgılar yeniden hayat buldu."
Çalgılar üretilirken aslına sadık kalınmaya çalışılmış, bir taraftan da senfonik yapıdaki bir orkestra ile birlikte çalınacakları göz önüne alınmış. Öncelikle ODTÜ'de görevli bir grup akademisyen tarafından kabartmalı vazolar, ortostatlar ve orijinal örneklerden yararlanarak çalgıların orijinal boyutları belirlenmiş. Daha sonra İTÜ Türk Müziği Konservatuarı Çalgı Yapım Bölümü hocalarından Tunç Buyruklar, Şafak Köksal, İbrahim Coşkun büyük-küçük lir, arp, kaval, davul, çalpara ve borunun; çalgı yapımcısı Özay Önal ise bağlamaların projelerini hazırlamış ve imalatlarını yapmış. Davul, arp, çalpara ve borunun imalatları ise Feridun Obul tarafından gerçekleştirilmiş. Hitit çalgıları için hazırlanan müziklerde Hattuşa'nın günümüzdeki yüzü Çorum'un geleneksel müzikleri temel alınmış. Elbaş, elimizde bir Hitit müziği kaydı ya da notası olmadığı için bölgede günümüze kadar yaşama imkanı bulan geleneksel şarkıların, özel düzenlemelerle Hitit çalgıları ve modern çalgılarla seslendirildiğini ifade ediyor. Dönemin daha iyi anlatılması amacıyla orkestrada görev alan müzisyenler için özel Hitit giysileri üretilmiş.
Bu çalgılardan çıkan seslere göre hazırlanan beste için şair ve edebiyatçıların da desteği alınarak sözler de yazılmış. Bestelenen eserin birinci bölümünde, Hititlerin dünya için önemi vurgulanıyor. İkinci bölümde, Hitit kültürü ve günümüz modern dünyasına yansımaları işleniyor, üçüncü bölümde Hitit yaşamından kesitler veriliyor ve son bölümde ise yok oluşları anlatılmaya çalışılıyor. ZAMAN
ALİ PEKTAŞ İSTANBUL
'KaleidoscopEurope' projesi kapsamındaki Hattuşa etkinliği ile 3 bin 700 yıl öncesine ait unutulmuş 11 Hitit çalgısı yeniden ses verdi. Büyük-küçük lir, arp, bağlama-tar, davul, darbuka, çalpara, kaval, çifte kaval, boru çalgıları arkeolojik belgelerden tespit edilerek yeniden tasarlandı. Ayrıca bu çalgılardan çıkan özel seslere göre Ertuğrul Bayraktarkatal tarafından bir de senfonik bir beste yapıldı. Yeniden yapılan çalgılar ve senfonik beste, 26 Eylül'de Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde verilecek konserle dünyaya tanıtılacak. Türk, İtalyan, Macar ve Portekizli müzisyenlerden oluşan 'Hattuşa Orkestrası' 28 Eylül'de Hitit kalıntılarının bulunduğu Çorum'da ve 2 Ekim'de de Portekiz'de bir konser verecek. Hattuşa etkinliğinde ayrıca Anadolu'da (M.Ö. 1720-1190) yılları arasında hüküm süren Hititlerin, dünya kültür hayatına kazandırdığı değerleri konu alan atölye çalışmaları ve sergiler de düzenlenecek.
12 YIL SÜREN HAZIRLIK
Hattuşa adlı etkinlik, müzik tarihçisi Oğuz Elbaş'ın yaklaşık 12 yıldır sürdürdüğü Hitit müziği araştırmaları temel alınarak hazırlandı. Hattuşa'yı hazırlayan da yine Oğuz Elbaş. Ona bu çalışmada, Okan Murat Öztürk, Cihat Aşkın, Ertuğrul Bayraktarkatal, Ertuğ Korkmaz gibi isimler eşlik ediyor. Oğuz Elbaş, projeyi şöyle anlatıyor: "Hattuşa'ya müzik tarihi ve çalgı bilimi açısından oldukça önemli deneysel bir çalışma diyebiliriz. Bu tür çalışmalar, tarihsel süreci daha iyi algılamamızı sağlamaktadır. Bu sayede 3 bin 700 yıl öncesine ait çalgılar yeniden hayat buldu."
Çalgılar üretilirken aslına sadık kalınmaya çalışılmış, bir taraftan da senfonik yapıdaki bir orkestra ile birlikte çalınacakları göz önüne alınmış. Öncelikle ODTÜ'de görevli bir grup akademisyen tarafından kabartmalı vazolar, ortostatlar ve orijinal örneklerden yararlanarak çalgıların orijinal boyutları belirlenmiş. Daha sonra İTÜ Türk Müziği Konservatuarı Çalgı Yapım Bölümü hocalarından Tunç Buyruklar, Şafak Köksal, İbrahim Coşkun büyük-küçük lir, arp, kaval, davul, çalpara ve borunun; çalgı yapımcısı Özay Önal ise bağlamaların projelerini hazırlamış ve imalatlarını yapmış. Davul, arp, çalpara ve borunun imalatları ise Feridun Obul tarafından gerçekleştirilmiş. Hitit çalgıları için hazırlanan müziklerde Hattuşa'nın günümüzdeki yüzü Çorum'un geleneksel müzikleri temel alınmış. Elbaş, elimizde bir Hitit müziği kaydı ya da notası olmadığı için bölgede günümüze kadar yaşama imkanı bulan geleneksel şarkıların, özel düzenlemelerle Hitit çalgıları ve modern çalgılarla seslendirildiğini ifade ediyor. Dönemin daha iyi anlatılması amacıyla orkestrada görev alan müzisyenler için özel Hitit giysileri üretilmiş.
Bu çalgılardan çıkan seslere göre hazırlanan beste için şair ve edebiyatçıların da desteği alınarak sözler de yazılmış. Bestelenen eserin birinci bölümünde, Hititlerin dünya için önemi vurgulanıyor. İkinci bölümde, Hitit kültürü ve günümüz modern dünyasına yansımaları işleniyor, üçüncü bölümde Hitit yaşamından kesitler veriliyor ve son bölümde ise yok oluşları anlatılmaya çalışılıyor. ZAMAN
ALİ PEKTAŞ İSTANBUL