2011 yılında aracımı almadan önce araştırırken bu forumu okumuştum. Bilgi paylaşımı güzel. Bugün yarın ben de yazayım katkım olsun derken beş sene olmuş, sanırım daha uzun soluklu bir tecrübe paylaşımı olacak. 99 model aracımı ilk sahibinden aldığımda zaten oldukça iyi kondüsyondaydı. Triger kayış değil zincirli. İkinci el alınacaksa sıcak motorda zincir sesi olmamasına dikkat etmeli. Zincir değişirse biraz pahalıya mal olur, ne kadar gider acaba derken yağ seçimini doğru yapılıp bakımı aksatılmaz ise çok uzun süre dayanacağı izlenimi bıraktı bende. Tüm japonlar gibi küçük bir sorun büyüyecek kadar ilgisiz kalmazsa oldukça güvenilir bir araç Grand Vitara.
İlk aldığımda LPG kiti taktırdım. O zaman Landirenzo markası yerli kitten biraz daha pahalı da olsa değer diye düşündüm. (Zaman içerisinde Atiker de oldukça geliştirdi, şu an sıfırdan taktırsam tercih edebilirim.) 70 bin kilometre oldu. LPG filtresi değişimi her 10.000 km'de yapıldı, büyük bir sorun yaşadım diyemem. LPG enjektörleri motorun iki yanında metal sabitleme parçalarına vidalarla bağlanmıştı ancak fiberli somunla sıkılmadığı için seneler içerisinde sallantı sonucu gevşemiş, manifolda giren hortumlar birleşme yerlerinden hava almış. Bir ara teklemeler oldu. Vidalar sağlamlandı, sıvı conta ile birleşim noktaları sızdırmaz hale getirildi, sorun çözüldü.
Aracı kullanması biraz bağımlılık yapıyor. Arazi için modifiyeye ihtiyaç duymadım. H25A kodlu 6 silindir motor 144 beygir güç üretiyor. Hafif sayılmayacak bir arazi aracı için performans oldukça iyi. Lastikler orjinalde 235 60 16. Orjinal lastik varken şehir içi 14 lt/100 km LPG yakıyordu. Çoğunlukla asfaltta kullanıyorum. H/T lastik takıp sessiz gitsin daha az yaksın da diyebilirsin. Kışın ve baharda sağlam çamur birikintileri A/T lastik varsa sorun olmuyor, doğaya sık gitmesen de bu yeteneğini korumak istiyorsun. 215 70 16 Cooper Discovery ATR lastik aldım daha küçük boyut mevcut olmadığından. Kabul edilebilir gürültü düzeyi artışı ile Tüketim yaklaşık ortalama 15 lt/100 km 'ye çıktı ancak km. saati GPS ile birebir oldu. Bu bence yükseltme kiti taktırmadan kullanılabilecek en büyük ebat. 4 kişi uzun yolda dahi davlumbaza en ufak sürtme yapmadı. Ayrıca yerden 2-3 cm daha yükseldi ki patika ve toprak yolda her bir santimin önemini görüyorsun. Aracın takviye vitesinde tutunabildiği ve çıkabildiği eğimde ayakta durmak bile zor olabiliyor. Araç kendi içerisinde oldukça tutarlı ve dış görüşünüşünde ne görüyorsan onu elde ediyorsun. Yetenekleri konusunda abartılı da görünmüyor, sadece gösterişte de kalmıyor. Bugün piyasada arazi aracıymış gibi görünen ancak ıslak yonca üzerinde ilerlemekte zorlanacak birçok crossover mevcut.
Çok fazla sorunu yok diyebilirim. Çok hafif bir yağ sızıntısı oluştu motorla şanzımanın birleşim noktasındaki contadan. Servis sorunun kronik olduğunu belirtti. Zaman içerisinde diğer kullanıcılardan yeni modellerde de rastlandığını duydum. Yağ değişimleri arasında yaklaşık 0.75-1 litre yağı bu noktadan aşağı damlatıyor. Üç kuruşluk conta değişimi için bir-iki günlük işlem gerekiyor diye yaptırmadım. Şimdilik daha sık kontrol ediyorum yağ seviyesini.
Parçaları sıklıkla bozulup kırılmadığı için ciddi bir sorun yaşamadım. Motor ve yürüyen aksamda bulunmayan fazla parça yok, fiyatı eski yerli araçlara göre tabi biraz pahalı ancak Japon ve kore yapımı araçlar içerisinde bir istisna değil. Bir sorun varsa yabancı forumlardan da çözüm arıyorum. Şanzıman otomatik, eski bir amerikan arabası gibi. 3 ileri ve 1 overdrive vites var. Bir kez vites kolunun gereksiz ısındığını hissettim ve şanzıman yağını değiştirmeye karar verdim. Yabancı forumlarda Mobil ATF 3309 yağ koymanın önemine vurgu yapılıyordu. Internetten bulup sipariş ettim, serviste değişim yapıldı ve çözüldü. Bu konuda yazılı bir referans bulamadım ancak bence otomatik transmisyon yağı normal kullanımda her 30-40 binde bir değişmeli. Isınma oluyorsa beklenmeden değişim yapılmalı.
Zaman içerisinde suzuki jimny, grand cherokee, 4x4 kamyonet (Hilux, L-200, amarok) ve arazi şanzumanı olmayan ancak awd sistemi olan SUV'ler (Duster, CRV, rav4) ile kıyaslama şansım oldu.
Grand vitara şehir içerisinde ebat açısından çift kabin kamyonetlerden avantajlı. Pek çoğundan asfalt konforu ve yol tutuşu konusunda da iyi diyebilirim. Ağır yük taşımadan gezi ve kişisel ulaşım için kullanılacaksa yeterli. Bagaj ihtiyacı yoksa ve tek amaç arazide ilerlemek ise kısa şase araçlar daha isabetli olabilir. Her kişinin ihtiyacına göre araç ihtiyacı farklı olduğundan konu ile ilgili kesin fikirler ortaya konması oldukça zorlaşıyor. Suzuki'nin bu modeli, azdan fazla doğa koşulları içerisinde araç kullanmayı arzu eden ama asfaltta da binek araç konforuna yakın bir beklentisi olan birisinin tercihi olabilir. Tek handikapı biraz fazla yakıt tüketmesi. 8 silindirli eski amerikanlarla her ikisi de modifiyesiz kıyaslanırsa onların yarısından biraz fazla yakıyor ama asfaltta ve arazide yakın performansı var.
Awd SUV lerin bazıları asfaltta daha konforlu ama aynı arazi şartlarında aynı sürede Grand Vitara kadar diri kalamayacaklarını sanıyorum beş senelik kullanımın sonunda.
Zamanla kırıcı olabilecek yerlerden sakınmaya başladım nasılsa. Yapabileceklerini tasavvur ediyorsun ama gerekli değilse bir çamur birikintisinin etrafından dolaşmak, bir tepeciğe bakıp nasılsa çıkacağını bilip uzak durmak daha keyifli gelmeye başlıyor. Herkese doğa ile iç içe güzel geziler diliyorum.