Ünal ÇELİK'in Dikkatine!

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan seyit Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 21
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 7,145

seyit

Kamp III
Mesajlar
723
Tepkime Puanı
1
Ünal bey bağışla,özelden mesaj yollamak yerine açık forum sayfalarını tercih etme nedenim konuya ilişkin farkında olmadığımız,atladığımız bazı bilgilere sahip üyeler varsa onlarında belki katılımıyla farklı bir sonuca daha ulaşırmıyız acaba? düşüncesiydi.
Bir ara Kırıkkale MKE Hurdalığında preslenip eritilmeyi bekleyen(belki çoktan gerçekleşti bile) o güzelim M38 ler ve bir de dışarıdan jeep motoru ithal konusu ile ilgilenmeştin.
Geçen hafta Texas ABD den eBay üzerinden de jeep ve Dodge parçaları satan bir Amerikalı aradı.Bazı isimleri unuttuğu için kesin yer ve adresten söz edemedi ama Ankara yakınları diye tarif ettiği yerin Kırıkkaledeki MKE Hurdalığı ve Ankara'da diye bahsettiği yerlerin de İvedik ve Ostim olduğunu hemen anladım.Bu adam üç yıl önce Türkiye ye gelmiş ve buralardan 100 adet jeep motoru alıp ABD ye götürmüş.
Bu ne iştir? Biz bunları bu şekilde ya bulamıyoruz veya bunları satın alıp kullanamıyoruz.Elin Amerikalısı jeepin anavatanından kalkıp buraya geliyor ve bizim boynumuzu büküp izlediğimiz bu şeylerden yüz tanesini birden buradan alıp götürüyor.Daha fazlasını da almak için tekrar soruşturuyor.
Bilgi sahibi olanlar lütfen kulisden izlemeyip bildiklerini bize de anlatsınlar.
 

Etiketler
Ynt: Ünal ÇELİK'in Dikkatine!


Seyit bey merhaba ivedik ve yıldız sanayii müdavimi olarak böyle birşey duymadım ama buralardan parça almak işi bilmeyen vatandaşın harcı değil parçalar neredeyse yenisi ile aynı fiyat birde bulunmayan bir şey ise hapı yuttunuz tuturabildikleri fiyat
 

Ynt: Ünal ÇELİK'in Dikkatine!

dopamin' Alıntı:
Seyit bey merhaba ivedik ve yıldız sanayii müdavimi olarak böyle birşey duymadım ama buralardan parça almak işi bilmeyen vatandaşın harcı değil parçalar neredeyse yenisi ile aynı fiyat birde bulunmayan bir şey ise hapı yuttunuz tuturabildikleri fiyat

Ömer bey,ben kendi adıma İvedik'i iyi bilirim.Çok uzun yıllardan beri kendilerinden çıkma parça temin ettiğim esnaflarda var.Onlar da her nekadar geçmişte kendileri bir kısım aracı bizzat ve doğrudan devlet ihalesinden ve çok azını elindekini bir sebepten hurdaya ayırmış vatandaştan temin etmiş olsada ağırlıklı olarak gidip Kırıkkale MKE hurdalığından temin ederek biz nihai tüketicilere iletiyorlardı.Son yıllarda kendilerinden dinlediğim artık orada pek birşey kalmadığı ve daha komple yada parça halde jeep gelmediği.Dolayısıyla biz de eskisi gibi aradığımızı bulamaz olduk.Yoksa geçmişte bir defada kamyondan 30-40 şanzumanı,15-20 jeep şasesini,komple durumda 3-4 jeepi vs indirirlerken çok tanık oluyordum.
Türk Silahyı Kuvvetleri envanterinde çok sayıda M38 ve M606(CJ 3B nin-Yüksek kaputun askeri versiyonu) jeep vardı ve mükemmel durumda olanları sayılamayacak kadar çoktu.Hatta ta en başından üzerine ağır silah yerleştirilmiş olanlar günlük işlerde kullanılmayap sadece her devre yeni gelen askerlere o silahın tanıtımı için garajlarından çıkarıldıklarından daha henüz motoru hiç rektefiye dahi görmemiş olanları vardı.İşte bunlar ani bir karar ve çıkarılan belki bir yönetmelik sonucu birden bire envanterden düşülüp MKE Hurdalığına yollandı.
Ünal bey bu jeepleri orada bizzat görenlerden.Fakat kendisine söylenen bunların satılmayacağı ve preslenip eritileceği olmuş.Bunlara Dodge WC ve M 37 kamyonetleri de ekleyin.Yok olacak olağan üstü bir kaynak.
Sözünü ettiğim ABD linin yalan söylediğini sanmıyorum.Bu adam resmen üç yıl önce gelmiş buraları gezmiş dolaşmış ve 100 adet jeep motorunu alıp ABD'ye götürmüş.Benim anlamak istediğim Ünal beyin tesbiti doğrultusunda ve İvediktekilerin artık jeep gelmiyor açıklaması baz alındığında MKE deki o askeri jeeplerin şayet hala eritilmeden duruyorlarsa Amerikalı birinin alıp götürdüğü bir jeep motorunu ondan tekrar satın alıp Türkiye'ye getirmeden doğrudan MKE den alabilme olasılıklarımız varmıdır? Nelerdir? Yada biz neden alamıyoruz ? sorularına cevap aramak dır.
 

Ynt: Ünal ÇELİK'in Dikkatine!

Olayın dışında olduğum için gerçekten ilginç geldi bana konu. Konununda nereye gideceğini merak ediyorum..
 

Ynt: Ünal ÇELİK'in Dikkatine!

kesin cevabı ünal bey vericektir bi ara telefonda bu konuyu konuşmuştuk diye hatırlıyorum saygılarımla...
 



Ynt: Ünal ÇELİK'in Dikkatine!

Ülkemizin tarihi eserleri bu gibi yollarla yurt dışına kaçırıldıysa bunun olmaması için hiç bir neden yok....
 

Ynt: Ünal ÇELİK'in Dikkatine!

MKE'nin hassas döküm fabrikası Aliağa - Foça arasında. Ayrıca kendi hurdalığı da var. 2001 yılına kadar salı günleri açık saha ambarları açık pazar haline dönüşüyordu. Motor, şanzıman, aks vs. gibi parçaları açık parsellerde görüp satın alabiliyordunuz. Bu, o zamanki ticaret müdürünün önerisiyle, müessese müdürünün bir uygulamasıydı (her ikisi de yakın arkadaşım olduğu için biliyorum).

Tüm metal parçalar kilo olarak satılıyordu. Örneğin CJ7'im için şanzıman kapağını 99 yılında oradan aldım. Ustamla gitmiştim ve parsellerin birinde 258 motora bağlı olarak tertemiz buldum. Motorla birlikte almak pahalı geldiği için (kilo hesabıyla 218 lira tutmuştu) kapağı söktük ve tartıma sokarak aldık. Bu pazar işi ihaleye giren hurdacıların işine gelmedi, asılsız ihbarlarla arkadaşlarım görevden alındı ve ihale teklifi verme işi de Ankaraya bağlandı. Sonradan gelen görevliler de her gelen aracı önce tamamen parçalayıp (bu parçalama genelde pres veya balyozla oluyor, yani şaibe olmasın diye işe yaramaz hale getirmek için) sonra sahaya alıyorlardı. Hala aynı mı bilmiyorum ama parçaları veya hurda yığınlarını burada görüp genel müdürlüğe teklif veriyordunuz.

Ayrıca 2005 den sonra TSK'den gelen araçların tümü LR ve kamyon. CJ olayı bitti.

1999 yılından itibaren hangi parça nerede kaç liraymış, hepsini sorabilirsiniz. Tüm faturaları ve irsaliye fişlerini saklıyorum.
Hatta aracımın benden önceki sahibinin adına 79 Nisan ayına ait, Toledo/USA çıkışlı faturası, Baltimore-İzmir gemi konşimentosu, gümrük ve navlun belgeleri de elimde :smiley:

Image2
 

Ynt: Ünal ÇELİK'in Dikkatine!

öncelikle forumdaki tüm arkadaşlara şunu ifade edeyim ki amerikan yardımı olarak verilen m serisi tüm araçlar aliağa yada mke hurdalığında eriritilmişlerdir.tekrar piyasaya sürüldüklerini sanmıyorum bize söylenen oydu ozamanlarda.1992-1996 yılları arasında jeepler daha sonra ise reo dodge kaıser vs gibi arçlar hurdaya ayrıldı.aradan yıllar geçtiği için o araçların şimdi ne mke de ne de aliağada kalmış olması imkansız bişey.şase numaraları görünecek şekilde parçalar toplanıp abdye yollanıyordu bizim zamanımızda çünkü büyük abi öyle istiyormuşşşş.
 

Ynt: Ünal ÇELİK'in Dikkatine!

Hem Emin Hoca'ya ve hemde Özay beye verdikleri bilgiler için çok teşekkürler.MKE hurdalığı ve yapılan işlem türü hakkında daha önce bilmediğim detaylara da ulaşmış oldum.
 

Ynt: Ünal ÇELİK'in Dikkatine!

Konu ilginç, MKE muhtelif bloğu kırık motor hurdası, yada muhtelif şanzuman hurdası diye toplu satış yapar. Bu mallarda kabala 100 ton kadar gelir. İçlerinden ayıklama yapılıp gerisini piyasaya satmak lazım.MKE ticaret müdürlüğü ile iletişime geçmek lazım, ancak bir diğer hususta AB uyum yasaları gereği hurda alım satımı yapmak için lisans sahibi olmak gerekliliği getirildi bildiğim kadarıyla,buda zaten olan tekeli iyice kuvvetlendirir.
 



Ynt: Ünal ÇELİK'in Dikkatine!

yavuz-çelikel' Alıntı:
Konu ilginç, MKE muhtelif bloğu kırık motor hurdası, yada muhtelif şanzuman hurdası diye toplu satış yapar. Bu mallarda kabala 100 ton kadar gelir. İçlerinden ayıklama yapılıp gerisini piyasaya satmak lazım.MKE ticaret müdürlüğü ile iletişime geçmek lazım, ancak bir diğer hususta AB uyum yasaları gereği hurda alım satımı yapmak için lisans sahibi olmak gerekliliği getirildi bildiğim kadarıyla,buda zaten olan tekeli iyice kuvvetlendirir.

Yavuz bey,zaten otomotiv alanında bugün etrafımızda iyice daraltılan çemberin altında AB Uyum Yasaları adı arkasında gizlenen Almanya ve ikinci sırada Fransa var.Artık ekonomileri büyük ölçüde bu sektöre endekslenmiş olan bu ikili kendi çıkarları için yaptıkları dayatmalar sonucu o kendi birlikleri içerisinde de yani birliğe üye ülke halkları arasındada huzursuzluklara sebep oluyorlar.Ortada olan yasalar birlik yasası falan deyil,Merkel yasaları.Onun da tek derdi hergün bir adet daha fazla araç satabilmek.Bunun için de karşı taraftakinin elindeki potansiyeli olabildiğince ortadan kaldırmak gibi bir yol izliyor ve dayatıyor.Konuyu dağıtmamak için sadece jeep ile sınırlamak istiyorum; Bir dönem kendi topraklarında Willys den aldığı lisans ile jeep üretmiş ülkelerden biri olan İspanya'nın Camprodan( yazım hatası olabilir) Vadisi halkının bu Merkel yasalarıyla nasıl köşeye sıkıştırılıp isyan ediyor olduğunu belki biraz araştırma yapanlar bulacaklardır.Hiç merak etmeyin adım adım üzerimize geliyor.Tıpkı bizim Karadeniz Bölgesi fındık bahçeleri yada Ege Bölgesi zeytinlik sahibi insanların bu yerlerle başadebilmek için kaçınılmaz olarak edindikleri bu araçları,onlarda aynı nedenlerden dolayı yıllar öncesinden edine gelmişler.Adamın bağına bahçesine ulaşabilmesinin tek çaresi olan bu araçları Ticari araçlar sınıfına sokturup yine tıpkı bizdeki TUV sistemi ile her altı ayda bir sahiplerini canından bezdirip hurdaya ayırtacak kadar sıkıştıran Merkel yasalarına isyan ediyorlar.İngiliz Halkı yine öyle.Restore ettikleri 2.Dünya Savaşı dönemine ait araçlarını ( Willys,Dodge,Commer,BedFord vs) biryerdeki herhangibir etkinliğe götürebilmek için sadece bir TIR'a yükletmekle kalmıyor taşıma sırasında yüklü sigorta ödetiyorlar.Elbette toplum güvenliği göz ardı edilmemelidir,fakat burada söz konusu araçların güvensizliği falan yok.Amaç eskiyi tamamen yok edip yenisini oraya doldurmak.İngiltere'nin Landrover dışında doğru dürüst bir oto markası var mı?Herkes orada sadece bu araca mı biniyor? deyilse onlar sizce hangi araçlar?Zaten İngilizler artık yolun sonuna gelmiş görünüyor,bakalım sonu ne olacak?Dün birliğe giren Macaristan Merkel'e kafa tutmaya başladı ve direniyor,Yunanistan huzursuz.Biz ise biraz hevesli görünüyoruz ve MKE den çıkma bir şanzuman alma şansımızı böylece ortadan kaldırıyoruz.
ABD'nin o şase numarası istemesini falanda pek ciddiye almıyorum.Şu an 2.Dünya Savaş yıllarında devasa devlet depolarına stoklanmış jeep parçaları ve komple jeepler hala satılıyor.Hollanda aynı şeyi yapıyor.
Kaldı ki aynı ABD savaş yıllarında kullandığı hertürlü malzemeyi buna jeepler , Reo'lar Dodge'lar,jeneratörler,çadırlar,dozerler ve aklınıza daha ne gelirse kendi kullanımında bizdeki gibi ekonomik ömrünü doldurdu gerekçesiyle kızağa aldıktan sonra İkinci Kategori Malzeme adı altında gemilere doldurup önce Hollanda'ya gönderdi.Orada kurulan bir rehabilitasyon merkezinde yenilenen ve restorasyondan geçen tüm bu malzeme sivil yaşamı iyileştirmek gerekçesiyle birçok diğer ülkeye aktarıldı.Türkiye'yede bu yolla çok malzeme geldi.Piyade birliğindeki bir M38 in aynısı biryerin belediyesinde su deposuna gidip gelme aracı olurken bir diğer birlekteki M38A1 in aynısı da başka bir ilde gezici kütüphane oldu ve köylere kitap taşıdı.Sonraları bu araçlar ya o belediye yada o il valiliği tarafından alınan karalarla halka ihale edildi.Bunlar aynı "M" serisi araçlar deyil de neydi? Belediyede önce ambulans olup sonra halka satılan M37 Dodge pikap veye sırtına sonradan konulan damper ile yollara kum taşıyan ve daha sonra ihale ile satılan Reo aynı "M" serisi araç deyilmiydi?
Peki önce sivil olarak hayata geçen Tuzla'daki Verdi Ltd de bir süre sonra Silahlı Kuvvetler tarafından satın alınıp sivil versiyonu CJ3B olup askeri model M606 jeepler orada uretildiler,bunlar ne oldu?Bahane aynı.
Kısacası tezgah büyük.
 


Ynt: Ünal ÇELİK'in Dikkatine!

yavuz-çelikel' Alıntı:
Tezgah büyük ve kirli, dediğiniz gibi.

Aynı başlık altında bir başka örnek;
Öteden beri bu ülkede resmi kurumlardan motorlu araç dahil çeşitli malzeme halka ihale yoluyla satılagelmiştir. Ancak askeri malzeme bunun dışında tutulmuştur.Silah niteliği taşısın veya taşımasın.Tamamen sivil bir kuruluş tarafından üretilen ve Silahlı kuvvetlere teslim edilen siyah renkli ,uzun boğazlı kimine göre postal,kimine göre bot denilen şeyi geçmişte ayağınıza giyip ortalıkta dolaşmak yürek isterdi.Çünki askeri malzeme kullanmaktan soluğu hakim karşısında alırdınız.Veya avcılığa meraklı birinin av çantası içerisinde nakledip,dağda taşta susadığı zaman içinden su içmek için bir şekilde edinebildiği bir matara bir çevirme sırasında yapılan üst ve araç aramasında çantanızdan çıktığı zaman gözünüz aydın demekti.Hal böyle olunca niteliği ne olursa olsun hiçbir askeri malzeme satışına izin yoktu.Bu durum ne ABD,ne NATO ne de başka herhangi bir dış etkenden deyil tamamen Türkiye'nin kendi iç dinamiklerinden ve yasalarından kaynaklanıyordu.Yanılmıyorsam ve detayları aklımda kalmamış olmakla birlikte 1980 li yıllarda Özal Hükumeti zamanında çıkarılan bir yasa,veya Kanun Hükmünde Kararname ile birkısım askeri malzemenin halka arzına olanak verildi.Elbetteki doğrudan silah niteliği taşıyan malzeme kapsam dışı bırakıldı.İşte o yasa veya kararname sonucu Tuzla'daki Jeep fabrikasının en azından yedek parça düzeyinde sivil halka hizmet verebildiğini de okumuştum.Bu ne denli doğrudur? Açıkçası okuduklarımı aktarıyorum ve kişisel bir deneyimim olmadı.
ABD den hibe olarak gelenler dışında burada üretilen çok sayıda jeepin üzerine ABD hükumetinin halka satışını engelleyecek bir ipotek koyacağına siz ihtimal veriyormusunuz?Üstelik ülke hükumeti bu malzemenin satışının önünü açacak yasalar çıkarmışsa.Ve sadece birinin rengi haki diğerininki mavi olarak kendi topraklarında,kendi tesislerinde,kendi hammadesini kullanarak ürettiği iki maldan sırf rengi haki olanını engellemek gibi durum olabilir mi?Haydi hibe olanları anladık.Ben hala M606 ları çözemedim.
Kısacası şahsen bu rüzgarın Atlantiğin öte yakasından bu yana estiği kanaatinde deyilim.Bu yüksek basınç Avrupa'nın bir bölümünde oluşup bu yana üflüyor. Üflüyor da,benim Unimog 404 S modele dizel motoru koymamı engelledikleri iddia edilen Almanlardan bir tanesinin oto mezarlığından satın aldığı ve üzerinde 300D motor bulunan bir aracı evinin önüne getirip,telefon direğine benzer tomruklardan yaptığı bir tür darağacı benzeri şey yardımıyla söküp üzerindeki motoru aynı yöntemle bendeki Unimog'un aynısının üzerine üstelik bir yerleşim sitesi içerisinde ulu orta yerde koyması ve yaptığı işleri ballandıra ballandıra anlatması,daha sonra o araçla trafiğe çıkması da beni kahretti.Yani kendilerine batırmadıkları toplu iğne ucuna karşılık bize İngiliz mıhı nı onlar mı batırıyor?Yoksa bize gösterdikleri 5 lik çiviyi bizde birileri alıp cebine koyduktan sonra öbür cebinden çıkardığı İngiliz mıhı nı " Onlar verdi" deyip bize mi batırıyor?Bunu da çözemedim.
 

Ynt: Ünal ÇELİK'in Dikkatine!

Seyit hocam bizim millet demeyelim bazılarının kemikleri sızlar bizim hükümetlerin politikaları hep kraldan çok kralcılık üzerine olup ağabey ve ablalarının gözüne şirin görünmek üzerine olduğu için iç dinamiklerin talep ve ihtiyaçlarının hiç önemi yoktur kokuşmuş avrupa birliği uyum yasaları elbisesi bu millete dardır cebinde bir dolar taşımanın suç olduğu baskıcı rejimlerde vatana millete faydalı birşeyler yapmak yürek isterdi destek şöyle dursun elden gelen her türlü köstek olunurdu sonuçta bir şekilde adamlar kendi değerlerini koruma peşinde yapılsaydı şu memlekette iyi kötü bir araç bizde ona sahip çıksa idik el alemin değerleri için çenemizi yormasak fena mı olurdu?
 

Ynt: Ünal ÇELİK'in Dikkatine!

dopamin' Alıntı:
Seyit hocam bizim millet demeyelim bazılarının kemikleri sızlar bizim hükümetlerin politikaları hep kraldan çok kralcılık üzerine olup ağabey ve ablalarının gözüne şirin görünmek üzerine olduğu için iç dinamiklerin talep ve ihtiyaçlarının hiç önemi yoktur kokuşmuş avrupa birliği uyum yasaları elbisesi bu millete dardır cebinde bir dolar taşımanın suç olduğu baskıcı rejimlerde vatana millete faydalı birşeyler yapmak yürek isterdi destek şöyle dursun elden gelen her türlü köstek olunurdu sonuçta bir şekilde adamlar kendi değerlerini koruma peşinde yapılsaydı şu memlekette iyi kötü bir araç bizde ona sahip çıksa idik el alemin değerleri için çenemizi yormasak fena mı olurdu?
özellikle son cümle çok manidar, katılıyorum.
 



Ynt: Ünal ÇELİK'in Dikkatine!

dopamin' Alıntı:

Onlarda kendilerini kandırıyor olduklarının artık iyice farkındalar.Ortada birlik falan yok.Sadece Ana erkil bir tür Totaliter topluluk var.Bu onların sorunu.Ben oraya dahil olma çabalarımız sürerken kendime şu soruyu soruyorum," AB Parlementosunda yarın birgün alınacak bir karar sonucu tek bir bayrak konusunda oy çokluğu ile bir karar çıkarsa ve ayrıca bir de AB Ulusal Marşı icat ederlerse ben Türk Bayrağı önünde İstiklal Marşı okumak yerine belki bir köşesine de Haç işareti konulacak olan o bayrak önünde o marşı okuyabilecekmiyim?"

Biraz siyasi bir platforma kaydırmış olduğumuz konuyu artık bu sayfalar üzerinden daha ileri götürmemek için arkadaşların aynı yada benzer özellikte yorum göndermemesini ve hatta gerekirse moderatör arkadaşlardan da buna bir kilit koymasını özellikle rica ediyorum.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,476
Mesajlar
1,518,505
Kayıtlı Üye Sayımız
172,127
Kaydolan Son Üyemiz
agalandarli

SON KONULAR



Geri
Üst