Ertan Bey, dediğinizi yaptım, iki dakika bekledim... ;D (Kuşkusuz şaka yapıyorum..)
İlkönce, kendi adıma (belki başka arkadaşlar adına da...) üzüldüğümü söyleyeyim. Yaşadığınız bir iki küçük tartışma, sizi biraz defansif yapmış olmalı ki günah keçisi olmak, taşlanmak ...vb diyorsunuz. Öyle şey olur mu hiç?
Yazıp yazmama kararsızlığı, bu ruh durumunuzun bir göstergesi. Demek ki, içinde bulunduğumuz forum ortamı, size bu güveni verememiş ya da siz, öyle algılamamışsınız.
Aykırı sesler, karşıt görüşler olmasa, demokrasi nasıl olacak? Demokrasi dediğimiz şey, yanlışların ayıklanıp doğruların, güzelliklerin egemen kılınabilmesidir bir yönüyle. Herkesin evet dediği, itirazın olmadığı bir yerde, gelişme ve iyiye gidiş durur, çürüme başlar. Siz, sizce doğru olan şeyleri söylemeyi sürdürün lütfen; yanlışsa, tartışılır, karşı çıkılır, doğrusu ortaya konulur, bazen sonuca bile varılmayabilir ama en doğru yöntem de budur. Kendi adıma bir kez daha belirtmeliyim ki, "aykırı ses" benim için çok değerlidir ve zeka da içerir söz aramızda!...
(Birbirimize hakaret etmeden, kırıcı olmadan, kötü söz söylemeden ... tartışabilmek, uygar olmanın en basit gereklerinden; bunu tümümüzün gözardı etmemesi gerek
)
Siz, konunun bir başka cephesine bakmışsınız; o da konuşulabilir, belki de başka bir başlık altında...
Kendi kendimizle yüzleşebilmek (birey ve toplum olarak), olgunluk göstergesidir ve beş-on fırın ekmek yemeyi gerektirir; toplumumuz daha o noktaya gel(e)medi.
Bu yazıya herkesin gülmesi, bizi biraz abartarak anlatmasındandır ki bu yazma, anlatma yöntemidir bilirsiniz. Tvde, tiyatroda, skeçlerde... hep bu yöntem kullanılır. Bizler, kanıksadığımız şeyleri, böyle bir anda aynada gördüğümüzde şaşırır ve basarız kahkahayı. ;D
"Biz" ile "yabancı" arasındaki ayrım da çok doğal. (Yanlışlarımızı kabul ediyorum anlamı çıkarılmasın) Bizi biz yapan şeyler bu kültür dediğimiz; eğrilerimiz, doğrularımız, kabullerimiz, hayallerimiz, dilimiz, mimarimiz, şarkılarımız-türkülerimiz, yemeklerimiz.... Türk/Türkiyeli ile yabancıyı, örneğin Fransız'ı ayırt eden de bu. Biz, blue-jean pantalon üzerine en pahalı mücevherleri takar, en ağır makyajı yaparız!...
;D
Kültürel değişim, biraz yavaş gerçekleşir; keşke daha hızlı olabilse ama olanaksız. (Yozlaşmayı, kirlenmeyi, geriye, kötüye doğru değişimi kastetmediğimi herkes kabul eder kuşkusuz.) Maddi değişim, anında gerçekleşebilir. Örneğin, bir binayı yıkar, çok kısa sürede, yeni ve değişik mimaride, yapabilirsiniz. Sözgelimi, kıyafetinizi, saç şeklinizi anında değiştirebilirsiniz ama geleneklerinizden, göreneklerinizden birden vazgeçemezsiniz.
Aykırılığınızın bitmemesi dileğiyle...
Cavid Sezen