Türkiye'nin İlk Uçak Fabrikatörü; Mehmet Nuri Demirağ

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan YOL Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 17
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 15,860

YOL

SEDAT AÇIL
Mesajlar
10,389
Tepkime Puanı
510
Yer
İstanbul, Acıbadem
Web
www.sedatacil.com
Telsiz Çağrı Kodu
TB2FKL
Türkiye Cumhuriyeti demiryolları inşaatının ilk müteahhitlerinden ve cumhuriyet devrinin ilk sayılı milyonerlerinden, kardeşi Abdurrahman Naci Demirağ ile birlikte servetlerini Türkiye'nin sanayi kalkınmasında büyük işlere yatırmış ve iş hayatının yanında geniş ölçüde hayırsever insan olarak tanınmış bir kişi.

1886 yılında Sivas'ın Divriği kasabasında doğdu. Bu kasabanın eşrafından Mühürdarzade Ömer Bey'in oğludur, annesinin adı Ayşe Hanımdır. Babasını henüz üç yaşında iken kaybetmiş, annesinin himaye ve teşvik kanadı altında otodidakt olarak yetişmiştir. Rüşdiye tahsilini memleketinde yapmış ve aynı rüşdiyeye muallim tayin edilmiş, Ziraat Bankasının açtığı bir müsabaka imtihanını kazanarak, bu bankanın önce Kangal, sonra Koçkiri şubelerinde çalışmıştır. Maliye Bakanlığının açtığı bir imtihanı da kazanarak, bankacılıktan maliye hizmetine geçmiş, İstanbul'a gelerek Maliye'nin her kademesinde seçkin bir memur olarak calışmış ve 1918-1919 arasında 32-33 yaşlarında iken Maliye Müfettişi olmuştur. Divriği ile alakasını kesmeyerek, İstanbul'da Beşiktaş'a yerleşmiştir.

Kendi kaydına göre 56 altın (252 kağıt lira) birikmiş parası ile sigara kagıtçılığına başlamış ve "Türk Zaferi" adını verdiği bir sigara kağıdı çıkarmıştır. O acı ve karanlık günlerde " Türk Zaferi Sigara Kağıdı" fevkalade rağbet görmüş, o zamanki soyadı ile Mühürdarzade Nuri Bey'e hayli para kazandırmış, 252 lirasi üç sene içinde 84 000 lira olmuştur. Daha sonra, Cumhuriyet hükümeti'nin Türkiye Demiryolları ve şoseleri ile başladığı büyük imar işini benimseyerek, devlete en uygun tekliflerle müteahhitlik hayatına atılmıştır.(1)

"İlk Türk Demiryolu Müteahhidi, ilk kazmayı vurduğu yerden itibaren azminin ve imanın bütün kuvvetiyle ilerlemeye ve bütün geçtiği yerleri, demir ağlarla örmeye başladı." Fakat Nuri Bey'in muvaffakiyeti, Samsun'dan Erzurum'a kadar geçtiği yerleri demir ağlarla örmekten ibaret kalmadı. O büyük iddiasının tahakkukuna calıştı. Samsun'dan başlayan ilk tahakkukuna müteaakip (Fevzipaşa-Diyarbakır) (Afyon-Antalya) (Sivas-Erzurum) (Irmak-Filyos) hatlarında 1012 kilometrelik demiryolu yaparken, diğer büyük inşaat işlerine de atıldı. Bursa'da Sümerbank'in Merinos, Karabük'te Demir ve Çelik, Izmit'te Selüloz, Sivas'ta Çimento fabrikalarıyla, Istanbul'da Hal binasını ve Eceabad - Hava soşesini de yapti. Şunu da ilave etmek lazımdır ki Nuri Bey, bütün bu büyük eserlerinin önünde ve muhitlerinde, hayrat ceşmeler yapmayı unutmamıştı, nitekim bu ceşmelerin adeti kırk sekizi aşmıştır" (2)

Nuri Demirağ, 1936 yılında havacılık sanayiinin ilk temellerini atmaya başladı. İlk iş olarak 10 yıllık devreyi kapsayan bir plan - program hazırlattı. Bu program gereği, Besiktaş Barbaros Hayrettin İskelesinin yanında Tayyare Etüd Atölyesini kurdu. Bu tayyare atölyesi kısa bir sürede dev bir fabrika haline geldi. Yeşilköy'de Elmas Paşa çiftliğini tayyare meydanı yapmak için satın aldı. 1000 X 1300 metre boyutlarında düz bir tayyare alanı yaptırdı. Bunun bir örneği de o sıralar Avrupa'nın en modern havaalanı olan Amsterdam'da vardı. 1937-1938 yılı içinde Türk Hava Kurumu 10 okul uçaği ve 65 planör siparişinde bulundu. İstanbul fabrikalarında yapılan ilk yerli Türk uçağı, 1941 yılı ağustosunda Nuri Bey'in doğduğu yer olan Divriği'ye uçarak gidip gelmişti. Halkı da heyecanlandıran bu tür gösterilerin yararlı olduğunu düşünen Nuri Bey, Eylül ayında 12 uçaklık bir filoyu, Bursa, Kütahya, Eskişehir, Ankara, Konya, Adana, Elazığ ve Malatya rotasında uçurarak halka kendi tayyarelerimizle göklerimizi kendimizin koruyabileceğini göstermek ve onlara inanç vermek istemiştir. Nu.D.38 tipi yolcu ucağı, tamamen Türk mühendis ve işçilerinin ortaya çıkardıkları Türk tipi bir uçaktır. 6 kişilik yolcu ucağının çift pilot kumandası bulunmaktadır. Saatte 325 kilometre hız yapabilmekte ve 1000 KM uçabilmektedir. Türk Hava Kurumu, Nuri Demirağ'ın fabrikalarına sipariş vermiş olduğu bu uçakları almaktan vazgeçmiştir. (3)

"Nuri Demirağ, Cumhuriyet Tarihinde üçüncü kez çok partili hayata geçişte (1945) ilk muhalefet partisi olan Milli Kalkınma Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı ve genel başkanlığını üstlendi"(4) Partinin resmi muamelesi 26/8/1945'te ikmal edilmiş olmakla birlikte, Nuri Demirağ 'artik yeter' sloganı ile 6/7/1945'te ortaya atılmış ve bir siyasi parti kurma teşebbüsüne fiilen o tarihte geçilmiştir. "Böylece Nuri Demirag sadece memleketin iktisadi kalkınmasında değil, siyasi hayatta tek partili rejimi yıkım işinde de öncü ve liderdir (5)" 1946 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi ile Demokrat Parti'nin çetin seçim mücadelesinde Nuri Demirağ'ın Partisi seçimde kazanamadı ve Milli Kalkınma Partisi günden güne eriyerek siyasi sahadan tamamen silindi ; fakat 1954 seçimlerinde Nuri Demirağ Demokrat Parti'den Sivas'ta müstakil aday gösterildi ve Nuri Demirağ bu suretle Sivas Mensubu olarak Büyük Millet Meclisine girdi. Meclisteki hayatı uzun sürmedi, 13 kasım 1957'de vefat etti (1) ve Istanbul'da Zincirlikuyu Mezarlığında defnedildi. Mesude Demirağ'la evli bulunan Nuri Demirağ'in Galip ve Kayı Alp adli iki oğlu, Mefkure, Şukufe, Süveyda, Suheyla, Gülbahar ve Turan Melek adlarında kızları bulunmaktaydı.
Kaynaklar: (1) "İstanbul Ansiklopedisi", Reşat Ekrem Koçu, Sayfa 4736, (2) "Nuri Demirağ Kimdir?", Ziya Şakir, Sayfa 50, (3) "Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Bülteni", Yıl:1 sayı: 4 sayfa: 27, (4) "Büyük Larousse Sözluk ve Ansiklopedisi, sayfa 2994 (5) "Nuri Demirağ'ın Hayat ve Mücadeleleri, N.Necmettin Deliorman, sayfa 68



Nuri Demirağ ve Cumhuriyet Tarihi

Türkiye'de Havacılık Sanayii'nin Önderi

Seri Üretim olarak 1936'da ilk Türk uçağını yaptı.

Çok partili rejimdeki ilk muhalafet partisini kurdu.

Ankara'nin doğusuna ilk demiryolunu yaptı.

İlk yerli paraşütü yaptı.

1922'de ilk Türk sigara kagidini üretti.

Bursa'da Sümerbank'in Merinos fabrikasını kurdu.

İstanbul Boğaz'ina üzerinden tren de gidebilen özel köprü yaptırmayı projelendirdi.

İlk şehir ve köy planlarını hazırladı.

Karabük'te demir ve celik fabrikasını kurdu.

İzmit'te selüloz fabrikasını kurdu.

Sivas'ta çimento fabrikalarını kurdu.

İstanbul'daki büyük hal binasını yaptı.

http://www.nuridemirag.com
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=nuri+demira%F0

Uçaklar alınmış,
"Bu uçakları nereye indirip kaldıracağız?" demişler.. Nuri Demirağ bir çiftlik olan Yeşilköy civarını satın almış ve Türk Hava Kurumu'na tahsis etmiş.

"Bu uçakları kim uçuracak?" demişler.. Havacılık dersleri verilmeye başlanmış, kurulan Nuri Demirağ Pilot Okulu'nda..

"Biz uçak da yaparız!" demiş Nuri Demirağ.. Uçak da yapmışız biz.. Ama Nuri amcanın NUD marka uçaklarını almamışız, yabancılardan uçaklar almışız.. Kapanmış Nuri amcamın fabrikası..

Nuri amca bizi lanetlemesin.. Babalarımız ona layık evlatlar olamamışlar ama biz ona layık torunlar olacağız.. "
 

Etiketler
Ynt: Türkiye'nin İlk Uçak Fabrikatörü; Mehmet Nuri Demirağ

Resim 30

Nuri Demirağ, Nu.D 38 ile Yeşilköy, Nuri Demirağ Havaalanına inmiş durumda.

Resim 39

Gök Okulu öğrencileri ve Kayı Alp Demirağ.

nd38.jpg

Saatte 325 KM yapabilen 5000 fite kadar yükselebilen 1000 KM uçabilen çift pilot kumandası bulunan Nu.D 38 havalanıyor.

15
Galip Demirağ, Ömer İnönü, Nuri Demirağ, Erdal İnönü, Mehmet Kum.

8
Burası Yeşilköy Nuri Demirağ Havaalanı (İnönü tarafından kamulaştırılmış şu anda "Yeşilköy Atatürk Havaalanı" ismiyle kullanılmaktadır) yüzlerce kişi her yıl Nuri Demirağ'ın düzenlediği "Gök Bayramı"nı kutlamak için Demirağ havaalanına akın etmektedirler.

Resim 37
Gök Okulu öğrencisi mezuniyet yemini ediyor.

Resim 40
Mısırlı bir kafile sipariş vermek için Nu.D uçaklarını incelemeye alıyorlar.

Resim 13
Genç izcilerin Nuri Demirağ Havaalanına olan ziyareti.

Resim 88
Nu.D 36'lar Nuri Demirağ Havaalanına platformunda dizilmiş, uçuş sıralarını bekliyor.

7
Nu.D uçak fabrikasının ARGE'sinden 1944 yılında çıkan bir %100 yerli malı çift motorlu Nu.D marka uçak. Seri olarak üretilmemiştir.

9
Gök Okulunun ilk mezunlarından, şu anda Türkiye'nin en yaşlı pilotu olan Mehmet Kum, Nu.D marka uçakların motorlarını gözden geçirirken.

Resim_26.jpg

Nu.D 38'in yapım aşamaları.

6AB
Nuri Demirağ, çoçukları ve karısı Mesude hanımla Üsküdar Sultantepedeki Demirağ korusunda poz veriyor.

8AB
Nuri Demirağ ve yakın dostları Neyzen Tevfik ve Filozof Ali Rıza Bölükbaşı. Nuri Demirağ sık sık edebiyatçı ve düşünürlerle biraraya gelir, fikirlerini paylaşırdı.
 

Ynt: Türkiye'nin İlk Uçak Fabrikatörü; Mehmet Nuri Demirağ

[youtube=600,470]3DDziMu1QgY[/youtube]
http://www.youtube.com/watch?v=3DDziMu1QgY

[youtube=600,470]Mus26k6LocY[/youtube]
http://www.youtube.com/watch?v=Mus26k6LocY
 

Ynt: Türkiye'nin İlk Uçak Fabrikatörü; Mehmet Nuri Demirağ

Kayseri uçak fabrikası da "Biz size daha ucuz uçak veririz" diyenler yüzünden kapatılmamışmıydı. Yazık ne fırsatlar kaçırmış ülkemiz.
Havacılığa o kadar katkısına rağmen neden adı bir havaalanına verilmemiş acaba? Bu kadar mı vefasız olmak lazım...
 




Ynt: Türkiye'nin İlk Uçak Fabrikatörü; Mehmet Nuri Demirağ

Özel girişimcinin yok denecek kadar az olduğu, sermaye birikiminin neredeyse sıfır olduğu, devletin yatırım, ekonomik gelişme diye çırpındığı bir dönemde biz destek olacağımıza köstek olmuşuz. Çok garip bir ülkeyiz çoook...
 

Ynt: Türkiye'nin İlk Uçak Fabrikatörü; Mehmet Nuri Demirağ

İster inanın, ister inanmayın fakat Nuri Demirağ'ın yaptığı (kimisi Beşiktaş der, kimisi Yeşilköy der, yani fabrikanın yeri) Nu.D.36 tipi uçakların altı tanesi 2000 yılına kadar Yeşilköy'de bir hangarda muhafaza edildiğini biliyor muydunuz? O tarihteki Yeşilköy Hava Muzesi Komutanı bunların peşine düşmüş fakat üç ay geç kalmış. Uçakların hepsini Sefaköy'e bir hurdacıya satılmıştır.

Stuart Kline
 

Ynt: Türkiye'nin İlk Uçak Fabrikatörü; Mehmet Nuri Demirağ

Sağol Sedat hocam bu bilgileri bizlere aktardığın için...Ben ismini dahi ilk kez duyuyorum...Birçok insanın da benim gibi ilk kez duyduğunu tahmin edebiliyorum...Bu kadar hizmetleri olan birinin ismini dahi bilmemek ne kadar kötü olsa gerek...Sanırım Nuri amcamızın kemikleri sızlıyordur...

Benzer bir konuyu da daha önce ben açmıştım;

Başarılı Olan İlk Türk Füzesi'nin Akibeti
http://www.gezenbilir.com/index.php/topic,6318.0.html

Sanırım bu ve benzeri o kadar bilmediğimiz şey var ki geçmişimizden gelen...Anlaşılan en şanslısıda hep ahh vahh ettiğimiz Anadol marka otomobilimiz...
 

Ynt: Türkiye'nin İlk Uçak Fabrikatörü; Mehmet Nuri Demirağ

Aşağıdaki yazı Uçak Teknisyenleri Derneği Dergisi 2006 Temmuz ve Ağustos Sayılarından alınmış,resimler internetten derlenmiştir.

"Madem ki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfünden beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim.”

Nuridemira


1932'de bu sözleri söyleyerek Türkiye'de ilk uçak fabrikasını kuran Nuri Demirağ, o yıllarda Türkiye'de dünya standardında uçak yapmış; ama siyasi çarkları aşmasına müsaade edilmemişti. Türkiye için son derece hayati önemi sahip bu ilk uçak sanayi girişimcisinin şimdiye kadar bilinmeyen hayat hikayesini hepimize örnek olması ve ufkumuzu açık tutması için aşağıda veriyoruz.

Montaj sanayi mantığına karşı çıkarak, kendi teknolojimizle birlikte kendi sanayimizi de kurmamız gerektiğini söyleyerek, hem ne kadar ileri görüşlü olduğunu gösteren ve hem de bu yönüyle o devrin zenginlerinden ayrılan Nuri Demirağ şöyle konuşuyordu: "Avrupa'dan, Amerika'dan lisanslar alıp tayyare yapmak kopyacılıktan ibarettir. Demode tipler için lisans verilmektedir. Yeni icat edilenler ise bir sır gibi, büyük bir kıskançlıkla saklanmaktadır. Binaenaleyh kopyacılıkla devam edilirse, demode şeylerle beyhude yere vakit geçirilecektir. Şu halde Avrupa ve Amerika'nın son sistem tayyarelerine mukabil, yepyeni bir Türk tipi vücuda getirilmelidir." Milli sanayi ve milli kalkınma konusundaki tavizsiz çabaları Nuri Demirağ'a pahalıya mal olacak ve bir süre sonra önü inanılmaz bir şekilde kesilecektir.

Nuri Bey 1886 yılında Sivas'ın Divriği kazasında doğar. Üç yaşında babasını kaybeder. Beş yaşında okula başlar. 1903 yılında, 17 yaşındayken, Ziraat Bankası'nın açtığı sınavda başarı göstererek bankanın Kangal kazasındaki şubesine tayin edilir. Uzun yıllar bu vazifeye devam eden Nuri Bey, Maliye Bakanlığı'nın sınavını kazanarak Maliye Şubeleri Müfettişi olarak İstanbul'a gelir.

O yıllarda Birinci Dünya Savaşı'nda hüsrana uğramamızın neticesiyle Nuri Bey de, hüsrana uğramış bir devletin gariban bir memuru olarak, azınlık gruplar ve işgalciler tarafından bir çok hakarete maruz kalmıştı. Bu ağır hakaretleri içine sindiremeyen Nuri Bey "Milli haysiyet ve şerefi, üçbuçuk Palikaryanın ayakları altında çiğnenen bir hükümete memurluk edemem" diyerek 1919'da görevinden istifa eder.

Müteşebbisliğe İlk Adım

Nuri Bey, bundan sonra ne yapacağını düşünürken, cepte 252 lira sermayeyle, Ketenciler'de küçük bir dükkanda, "Türk Zaferi" isminde sigara kağıdı üretmeye başlar. İstanbul ve Anadolu, o zamana kadar azınlıkların tekelinde olan yerli malı sigara kağıdını kapışır. Bu sayede Nuri Bey'in kazancı günden güne artar. Bu teşebbüsün üzerinden henüz üç buçuk sene gibi kısa bir süre geçmesine rağmen 252 lira ile işe başlamış olan Nuri Bey'in elinde tam 84.000 liralık büyük bir kazanç vardır. Nuri Bey kazandığı paraya, kendi şahsi parası olarak bakmıyor, "Ben bu parayı cemiyetten kazandım, onu cemiyete faydalı işlerde kullanmalıyım" diyordu.

İlk Büyük Müteahhitlik

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında demiryollarını millileştirme politikası gereği Samsun-Sivas demiryolu hattının inşasının Türk müteahhitlerine verilmesi kararlaştırılmıştı. Nuri Bey, bunu duyunca hiç vakit kaybetmeyerek ihaleye girer ve toplam 1250 kilometre demiryolu yapar, ki günümüzde yaklaşık olarak 10.000 kilometre demiryolu olduğunu düşünürsek bu rakamın ne kadar önemli olduğu anlaşılır. Tabii sadece rayların döşenmesi değil, köprü ve tünellerin yapılması, engebeli arazide dağların delinerek, çok büyük kayaların kırılarak yapıldığı zor bir demiryoludur bu... Nuri Bey'in üstlendiği Samsun'dan Erzurum'a kadar uzanan bu demiryollarının yapımı işinde o çevrenin halkı çalışır.

Nuri Bey'in başarısı, Samsun'dan Erzurum'a kadar demiryolu döşemekle kalmamıştır. Samsun'dan başlayan ilk taahhüdüyle birlikte, Fevzi paşa - Diyarbakır, Afyon - Dinar, Sivas - Erzurum, Irmak - Filyos hatlarını yaparken, bir yandan da büyük inşaat işlerine atılarak, Bursa'da Sümerbank'ın Merinos, Karabük'te Demir Çelik, İzmit'te Selüloz, Sivas'ta Çimento fabrikalarıyla, İstanbul'daki büyük hal binasını ve Eceabat - Havza şosesini yapmıştır. O sıralar soyadı kanunu yeni çıkmıştı. Atatürk, Türkiye'nin bir çok yerini demir ağlarla ören Nuri Bey'e "Demirağ" soyadının verilmesinin uygun olacağını söyleyince, o da Demirağ soyadını almıştı.

T.C' nin İlk Uçak Fabrikası Kuruluyor

1930'lu yıllara gelindiğinde dünyada ve Türkiye'de ekonomik sıkıntı had safhadaydı. Bu yüzden orduya uçak ve benzeri ihtiyaçlar ancak halkın himmetleriyle alınabiliyordu. O yıllarda ilginç bir kampanya düzenleniyor ve her ilden toplanan paralar ile bir uçak alınıyor ve alınan uçağın kuyruğuna da o ilin ismi yazılıyordu. Bunun yanında zengin işadamları da tek başlarına uçak alarak devlete hibe ediyorlardı. O zaman da, uçağın kuyruğuna o işadamının ismi yazılıyordu.
Nuri Demirağ'a da gelir ve durumu izah ederler. Nuri Bey de “Siz ne diyorsunuz? Benden bu millet için bir şey istiyorsanız, en mükemmelini istemelisiniz. Madem ki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfünden beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim” der. Sonra da hazırlıklara başlar.

Nuri Bey, "Göklerine hakim olamayan milletler, yerlerde sürünmeye, yerin dibinde çürümeye mahkumdur" diyerek önüne çıkan bu fırsatı değerlendirir ve yanına aldığı mühendis ve teknisyenlerle seyahatlere çıkarak incelemelerde bulunmaya başlar. Almanya, Çekoslovakya ve İngiltere'deki uçak fabrikalarını gezer.
Nuri Demirağ, 1936 senesi ortalarına doğru uçak fabrikası için hazırlıklara başlamış ve ilk etapta on senelik bir program yapmıştı. Bir Çekoslovak firması ile anlaşarak Beşiktaş'ta Hayrettin İskelesi'nde, bugün Deniz Müzesi olarak kullanılan, o zamana göre modern bir bina yaptırdı.

Türkiye'nin ilk uçak mühendislerinden Selahattin Alan, Nuri Demirağ'in en değerli iş arkadaşlarından biriydi. Fransa'da uçak mühendisliği eğitimi yapan Selahattin Alan, Nuri Demirağ ile çalışmaya başlamadan önce, Türk Hava Kuvvetleri'nin Eskişehir'deki uçak bakım ve tamir atölyelerinde görevliydi. Fransızca, İngilizce ve Almanca'yı çok iyi bilen bu genç mühendis, ilk "Türk tipi" uçakların planını çizmiş ve yapımını sağlamıştı. Nuri Demirağ ve Selahattin Alan, birlikte kolları sıvayarak modern bir uçak fabrikası meydana getirmişlerdi. Ayrıca Nuri Demirağ İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde bir uçak mühendisliği bölümü açılması için öncülük etmiştir.

THK, Beşiktaş'taki fabrikaya ilk olarak 65 adet planör, sonrasında 10 adet başlangıç eğitim uçağı sipariş etti. Planörler, 1937-1938 yıllarında tamamlanarak teslim edildi. Bu dönemde Selahaddin Alan'ın Eskişehir'de prototipini yaptığı, NuD-36 rumuzuyla 24 adet uçak imal edildi. 1938 yılında, Alman uzmanların da yardımıyla, NuD-38 rumuzlu, çift motorlu ve madeni gövdeli, 6 kişilik yolcu uçağının dizaynına başlandı.

Insa


Nuri Demirağ'ın Beşiktaş'taki fabrikada yapılan ve hiç bir bozukluk göstermeden başarılı uçuşlarına devam eden uçakları, Türkiye'de olduğu kadar yurtdışında da büyük yankılar uyandırmıştı. Hele çift motorlu, barışta yolcu uçağı, savaşta istenildiği zaman eksiksiz bir bombardıman uçağı görevini görecek şekilde yapılan ve saatte 270 kilometre hıza ulaşan, 5 bin 500 metre yükseğe çıkabilen NuD-38 ‘in yapılması, dünya uçak sanayicilerinin dikkatini birden Türkiye'ye ve Nuri Demirağ'ın uçak fabrikasına çekmişti. Ürettiği NuD-38 adını taşıyan çift motorlu 6 kişilik yolcu uçağı yurt dışında büyük ilgi gördü ve bu uçaklar Dünya havacılığı yolcu uçakları A sınıfına alındı.

Nud32


Türklerin kendi uçaklarını kendilerinin yapması belli başlı uçak fabrikalarını endişelendiriyordu. İngiliz ve Almanlara göre Amerika'nın endişeleri daha büyüktü. Gerçi Türklerin bu işin altından kalkabileceklerine inanmıyorlardı; fakat bu iş gerçekleşirse, ileride bir pazar kaybetmenin endişesi içerisindeydiler. Bu düşüncedeki Amerikan Uçak İmalatçıları Birliği, Türkiye'ye incelemelerde bulunmak üzere birliğin başkanı Mr. Todd'u göndermişti.

Pilot Yeti ştirecek ‘Gök Okulu' Yapılıyor

Artık iş büyüyor; faaliyetlerin sınırları genişliyordu. Nuri Demirağ atölyede yapılan uçakların testleri için bir piste ihtiyaç duyuyordu. Bu yüzden, Yeşilköy 'de, şu anda Atatürk Hava Limanı olarak kullanılan Elmas Paşa Çiftliği'ni satın alarak, burada 1559 dönümlük geniş arazi üzerinde 1000x1300 metre ölçülerinde bir uçuş sahası yaptırdı. Bu sahanın üzerine ayrıca, Nuri Demirağ Gök Okulu , uçak tamir atölyesi ve hangarlar yapıldı.

Bu tesisleri yaptıran Nuri Demirağ, "Türk'ün yaptığı uçakları elbette Türkiye'de yetişen pilotlar uçuracaktır" düşüncesiyle hareket ediyordu. Bu yüzden havacılık üzerine eğitim verecek, 150 yataklı bir yurdu da bulunan Gök Okulu'na, üniversitede okuyan veya mezun olmuş öğrenciler alınıyor ve uçuş eğitiminin yanı sıra uçağın teknik yapısıyla ilgili eğitimler de verilerek pilot yetiştiriliyordu.

Insa3


Yeşilköy'deki okuldan önce, Sivas' ın hiçbir ilçesinde ortaokul yok iken doğduğu yer olan Divriği'nde de bir Gök Ortaokulu açan Nuri Demirağ, Türk gençlerine havacılığın zevkini aşılıyordu. Öğrencilerin yemek, içmek, yatmak, öğrenim gibi bütün masraflarını karşılıyordu. Öğrencileri Ortaokul tahsilini yaptıktan sonra da, lise ve yüksek okul tahsili yaptırmak için İstanbul'a götürüyor; kalacak yer, okuyacak okul ayarlıyordu. Bu yüzden içlerinden bir çoğu pilot olmuştu. Hepsiyle ayrı ayrı ilgileniyor, her birine ayrıca ayda 150 lira burs veriyordu. Gök Okulu öğretmenlerinin aylığı ise 350 liraydı.

Demirağ 'ın İşleri Ters Gitmeye Başlıyor

1939'da THK, sipariş ettiği 65 adet uçak için imal edilen prototipe uygun olmaması, uçakların akrobasi kabiliyetinin bulunmaması ve zamanında teslimat yapılmaması gerekçeleriyle sözleşmeyi feshetti. Nuri Demirağ'ın THK'ya açtığı davada iki ayrı bilirkişi raporunun olumlu olmasına rağmen, siyasi baskıların etkisiyle Ankara Ticaret Mahkemesi Demirağ'ın aleyhine karar verdi ve bu karar Demirağ'ın havacılık konusundaki faaliyetlerine büyük ölçüde sekte vurdu. Nuri Demirağ çalışmalarına bir süre daha devam etti. II. Dünya Savaşı sırasında fabrikaya Westland Cysander tipi keşif/irtibat uçaklarının onarım ve yedek parça üretimi verildi. Fakat 1943'te fabrika faaliyetlerini durdurdu. Demirağ'a İspanya, Irak ve İran'dan gelen teklifler hükümet tarafından engellendi. Gök Okulu kapatıldı. Yeşilköy'deki üzerinde fabrika ve uçuş etüd merkezi olan tesisler havaalanı yapılmak üzere ‘yok fiyatına' istimlak edildi. Elde kalan uçaklar ise devredilemeyip hurdacıya satıldı. Soyadını vererek, tüm çalışmalarını desteklediğini açıklayan Atatürk, o sırada hayatta değildir.

Türk Hava Kurumu ile olan davasını kaybeden Nuri Demirağ, başta o devrin Cumhurbaşkanı olmak üzere bütün hükümet üyelerine sayısız mektuplar yazarak, bu yanlışlığın düzeltilmesini ister. Ama kapılar bir kez daha yüzüne kapanır, ne kadar zorlasa da fabrika açılmaz. Nuri Demirağ 10 milyonluk zararı sineye çeker ( O yıllarda devlet bütçesi 200 milyon liradır).

Ne gariptir ki THK' nın almadığı bu uçaklar 16.000 uçuş yapar, senelerce uçar ve bir tek kaza dahi olmaz.
Uçakların kifayetsiz oldukları için siparişin iptal edilmesi görünürdeki sebeptir. Nuri Bey'in tüm atılımları karşısında, kendisini siyasi rakip olarak gören o dönemin devlet adamları hep engel olmaya çalışmışlardır. Uçakların siparişini iptal eden Türk Hava Kurumu, bunların yerine Fransız Henrio uçaklarını alır. Ancak bu uçaklar satın alındığı zaman serisinden kalkmış, hurdaya ayrılmışlardır. Zaten Türk Hava Kurumu da uçakları kısa bir süre kullandıktan sonra, kullanılmayacak halde bir kenara bırakır.

Fabrika kapatı ldıktan sonra, Nuri Demirağ kendisine yapılan bu haksızlıktan dolayı, haklı davasını savunabilmek için, bu ortamın değişmesi lazım diyerek politikaya atılmaya karar verir. Mücadelesine politikacı olarak devam edecektir ve bu sebeple 1945 yılında Türkiye'nin ilk muhalefet partisini kurar. Ekonomik alandaki atılımları engellenen Nuri Demirağ siyasal yaşamda da dürüstlüğü ve ilkelerinden ödün vermezliği ile esen rüzgara karşı durdu. Radyo kurmak istedi fakat ilk özel radyoyu kurmasına izin verilmedi. Daha sonra 100.000 gazete basacak bir tesis kurmak istedi, bu da engellendi. Demirağ, seçimlerde kendi partisi ile yeteri kadar başarı gösteremez ve daha sonra 1954 yılında milletvekili seçilerek meclise girer.

Nuri Demirağ açık sözlü ve doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen bir kişi olarak bir dönem milletvekilliği yapar ve mecliste çok büyük mücadeleler verir. Çölleşme, tarım ve hayvancılıkta gerileme, enerji, barajlar, köprüler, limanlar, körfezler ve uluslararası işbirliği meclis kürsüsünden ulusun temsilcilerine aktarmaya çalıştığı gerçeklerden bazılarıdır. Bir çok yasa önerisini meclise sunar.

Nuri Demirağ ' ın en büyük kızı Mefkure Azak, babasının yaptığı tüm atılımlarda önüne geçmek istendiğini şöyle ifade ediyor:

“ En büyük engel devletin başındakiler ve çevresiydi. Nuri Demirağ parlar da benim yerime geçer diye endişelenirlerdi. Bu yüzden tüm işlerine engel olmaya çalıştılar. Uçak fabrikasının en iyi çalıştığı zamanlarda İran'dan, Irak'tan uçak siparişi geliyordu; ancak ‘Yakarız yine de kesinlikle sattırmayız' diyorlardı. Bir de köprü olayı vardır. Köprünün yapımına Ali Çetinkaya karşı çıkıyordu. Kesinlikle yaptırmam diyordu. Babam da köprüyü yapacağım, girişine de Ali Çetinkaya geçemez yazacağım diye espri yapardı. Babam, bir doğum hastanesi yaptıracağım diyordu. Hatta projelerini de yaptırmıştı. Onu belediyeye tatbik ettiremedi. O zamanki belediye şehrin içerisinde bu kadar büyük hastane olmaz diye imar vermedi. Tabii bunun arkasında büyük ihtimalle başka sebepler vardır. Çok şeyler yaptı bu memlekete, ancak hep baltalandı. Babam ölümüne yakın bana şöyle demişti. ‘30 sene erken gelmişim kızım, 30 sene sonra gelseydim bütün projelerimi yerine getirebilirdim. Onun için her istediğime muvaffak olamadım' derdi. Benim bildiğim babam; hep memlekete ne yapabilirim, neyi ilerletebilirim diye düşünür ve çaba sarf ederdi”

Nuri Demirağ , ilk kez boğaz köprüsü düşüncesini ortaya atarak 'yap-işlet-devret' modelini önermiştir. 1931 yılında Asya'yı Avrupa ile birleştirmeyi düşündü. Amerika'dan uzmanlar getirtti. 4 yıl süren etüd çalışmaları sonucunda Amerika'nın en büyük çelik fabrikası ile de görüşerek bugün dahi sahip olamadığımız, içinden demiryolunun da geçeceği bir köprü yapmak istedi ve hazırladığı projeleri hükümete götürdü. Projeler Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya tarafından “Olmaz bu iş, kentin güzelliğini bozar” denerek geri çevrildi. Divriği'de yapmayı planladığı Gök Üniversitesi ve 100.000 kişilik sanayi kenti projesi engellendi. Nuri bey, ilk paraşüt imalatını ve prefabrik ev imalatını gerçekleştirmiştir. Yabancıların cirit attığı çimento tekelinin kırılmasını sağlamış, 1000 km.den fazla demiryolu döşemiştir. 1942'de Keban'a baraj yapılmasını gündeme getirdiğinde ileri görüşü anlaşılamamıştı.

Kırılıp örselenmesine rağmen inancına, azmine, fedakarlığına ve ülke ihtiyaçlarını tespit edebilme yeteneğine hayran kaldığımız ve yaşadığı çağa sığmayan Nuri Bey, uzun engelli bir koşu gibi geçen yaşam savaşımında yorgun düştü ve 1957 yılında bayrağı yarının gençlerine yani bize uzatarak aramızdan ayrıldı. Bu ülkeyi yüceltmek için bilgisini, yıllarını, hayatını ve ailesine mütevazı bir yaşam için yetecek kadarını ayırarak tüm kişisel servetini feda etti.

Nuri Demirağ , uçak sanayinde destek görse veya önü kesilmeseydi, Türkiye ekonomisi, globalleşme sürecinin neresinde olurdu acaba?

Unutmayalım ki bu topraklar da daha nice Nuri DEMİRAĞ'lar ve onları yetiştirecek aziz Türk evlatları var.


Nuri Demirağ neler yaptı ?

* 1922'de ilk Türk sigara kağıdını üretti.
* Ankara'nın doğusunda ilk demiryolunu yaptı.
* 1936'da ilk Türk uçağını yaptı.
* İlk yerli paraşütü yaptı.
* 1942'de Keban'a baraj yapılmasını gündeme getirdi.
* İstanbul Boğazı'na ilk özel köprü yaptırmayı projelendirdi.
* Bursa'da Sümerbank' ın Merinos Fabrikası'nı kurdu.
* Karabük' te Demir-Çelik Fabrikası' nı kurdu.
* İzmit'te Selüloz fabrikasını kurdu.
* Sivas'ta Çimento fabrikalarını kurdu.
* İ stanbul'daki büyük hal binasını yaptı.
* Eceabat-Havza Şosesini yaptı .
* İlk Şehir ve Köy Planlarını yaptı.
* İlk Muhalefet Partisini kurdu.



Kaynaklar:

Semih İNCEÖZ, "Türkiye'nin İlk Uçak Fabrikasını Kuran Adam Nuri Demirağ", 1996.

Dr. Muhittin ŞiMŞEK, “ Endüstrileşmemizin Engelleri ve Demirağ Olayı” , 2004.

Ziya ŞAKİR, “Nuri Demirağ Kimdir?”, 1947.

Nud 1


Nud366


Ucus


Filo2
 




Ynt: Türkiye'nin İlk Uçak Fabrikatörü; Mehmet Nuri Demirağ

Ve benim notum:
Ahh bu Truman doktrini ve Marshal yardımları bizi bunlar yakmış. Gelmişler ülkemize bir şey yapmaya kalktığımızda aman efendim ne gerek var siz yormayın kendinizi bizde hazır yapılmışı var, buyrun size bedava verelim demişler. Yalnız bakımını biz yapalım demişler. Yüzümüze gülmüşler.
Bizde vay ne fedakar cefakar adamlar kendileri yememiş bize yediriyorlar demişiz minnettar kalarak almışız. Sanırım bugün hala ordunun elinde o yıllardan kalma jeep lerin mecburen kullanılma nedeni bu olsa gerek. Atsan atılmıyor satsan satılmıyor.
O yıllarda bunca atılıma-yatırıma rağmen (Ankara Rüzgar Tüneliyle birlikte) bugün geldiğimiz durum çok düşündürücü. Aynı yıllarda yeni yeni uçak sanayini kurarak (ispanya -italya gibi) üretime başlayan ülkelerin uçaklarını satın alıyoruz bugün. (Casa ları hatırlarsınız) Bugün gelebileceğimiz potansiyeli düşünün...
Çok yazık...
 

Ynt: Türkiye'nin İlk Uçak Fabrikatörü; Mehmet Nuri Demirağ

Yukarıdaki fotoğraflar ve daha fazlası için:

http://www.nuridemirag.com/tfa.html
 


Ynt: Türkiye'nin İlk Uçak Fabrikatörü; Mehmet Nuri Demirağ

Nuri DEMİRAĞ gerçeğini her okuduğumda inanın içim sızlıyor tıpkı devrim otomobili ve anadol markası gibi batırmak için ellerinden geleni yapmışlar.
mekanın cennet olsun Nuri DEMİRAĞ. :'(
 

Ynt: Türkiye'nin İlk Uçak Fabrikatörü; Mehmet Nuri Demirağ

Maalesef bu günde aynı sıkıntıları yaşıyoruz. Değişen pek bir şey olmadı. Bu başarılı insanın sekteye uğradığı yıllara dikkatinizi çekmek istiyorum. Atatürk'ün öldüğü ve Batı dan yardımların başladığı yıllar.
Hala aynı senaryo oynanmakta hal Türk milleti. Eline tutuşturulan oyuncaklarla vakit geçirmekte.
 



Ynt: Türkiye'nin İlk Uçak Fabrikatörü; Mehmet Nuri Demirağ

bir hava alanımıza nuri demirağa hava alanı ismini veremedik gündeme geldi ama sessizce kapatıldı 80 yıl önce hangi kafa ise bugünlerde değişme olmadığının kanıtı bence
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,453
Mesajlar
1,518,129
Kayıtlı Üye Sayımız
172,106
Kaydolan Son Üyemiz
Ahmet AKGÜN

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst