Özgür Datvi !

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan YOL Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 458
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 123,258
Ynt: Özgür Datvi !

inşallah berrincim...hapisliği hiç bir canlı hak etmiyor...ancak sakin olmak en akıllıca olanı...bu duyguya benzer bir duyguyu kaş da yaşamıştım...dalış eğitimi için gittiğim o yıl burnumdan geldi...ruslar yunus gösterisi düzenlemişler...3 yunus 1 fok hallerini bir görseydin...canavar herifler...henüz dalış konusun da tecrübeli değildim...yoksa yalnız başıma da kurtarmayı düşünmüştüm yunusları...ama canavarlar zavallı yunusları 24 saat gözetliyorlar...ve benden de anında şüphelendiler...tuğaf bir türkçeyle gazetecimisin diye hemen sordular bana...tanıdığım herkezle konuştum dalış hocamıza rica ettim..ne olur kurtaralım denize özgürlüklerine yüzsünler dedim...ama o pis ruslardan çok korktular...hepsi iri iri heriflerdi...mafyamıymış neymiş..benim vatanımda inanılır gibi değil...gücüme ne gitmişti biliyormusun ...? broşürler bastırmışlar kaşın içinde dağıtıyorlar..müşteri topluyorlar...müşteri kitlesi de kim biliyormusun...çocuklar...şerefsizler...çocuklarımızı hedeflemişler...onların minnacık yüreklerinden para kazanıyorlardı..çok cocuk gördüm broşüre bakıp anne nolur...baba nolur...diyeni...broşür dağıtan kız benden kaçıyordu çünki bulduğum bütün broşürleri yırtıyordum...anladın mı canım..bu işler göründüğü gibi kolay değil...çok iyi organize olmak lazım...eğer bu grup o zaman kaş da karşılaşmış olsaydık...3 yunus ve bir fok özgürdü...şimdi karşılaştık...neden olmasın...?datvinin özgürlüğü cok uzakta değil...yeterki isteyelim...
 

Etiketler
Ynt: Özgür Datvi !

Sevgili Kamer,
Biliyorsun tek hedef yavrumuzu geri almak değil. Kaçkarlarda Milli Park sahası içinde bir rehabilitasyon merkezi kurmak da muhteşem olur. Sadece Datvi nin cinsinden olan değil bütün hayvanlar için. Böyle bir yeri hayal ediyorum.

AB hibe fonları var. Bu önemli bir kaynak. AB sağlık, tabiatın iyileştirilmesi, hayvanlar, su kaynakları gibi konularda iyi hazırlanmış ve gerçek projelere hibe şeklinde para veriyor. Uluslararası anlaşmalar çerçevesinde. Bu bizim devletinde işine gelir.
Milli park içinde bir rehabilitasyon projesine para ayırmak zorunda kalmaz. Karşı çıkanlar mutlaka olacaktır. Kaçak avcılar bundan nefret edeceklerdir. Çünki o zaman bölge kontrol altında göz önünde olacaktır. Dikkat çekilen bir yerde kaçak avlanmak zorlaşır.

Farklı ülkelerden yabancı yatırımcılarla çalışıyorum, pek çok konuda ciddi ve geniş katılımlı organizasyonlar düzenledim. Tecrübem çok fazla. Ama bu güne kadar çok sevdiğim hayvanlar için böyle bi şey yapmamıştım.
Çalışmaya başladım bile... pazar akşamı bitirmeyi hedefledim. Gelecek hafta Ankara ya gideceğim. Nabız yoklamak, destek beklediğim kuruluşlarla, basındaki dostlarla ön görüşmeler yapmak için.

Çok heyecanlanıyorum. Gelecek hafta belki yüzyüze de görüşebiliriz. Aklımda o kadar çok şey varki... düşünce hızım çok süratli... yazma hızım buna yetişemiyor.
 

Ynt: Özgür Datvi !

sevgili berrin..inan heyecanın ve enerjin bana kadar ulaşıyor...organizatör olmana çok sevindim...hayvanlarımızla ilgili bir organizasyon yapmamızın zamanı geldi...bu konu da bende sana elimden gelen her türlü yardımı yaparım..ancak ankara da değilim..ankaraya geldiğin de yüz yüze görüşemiyeceğiz...ben de buradan kalkıp ankaraya seninle buluşmaya gelmeyi orada ki işleri beraber takip etmeyi çok isterdim...ama bakmak zorunda olduğum 3 v4 yaşlarında iki küçük kızım var..anlıyacağın..şu an biraz özgürlük problemi yaşıyorum...kuşadasına yakın küçük bir köyde oturuyorum...sana ancak buradan destek olabileceğim...
 

Ynt: Özgür Datvi !

Sevgili Kamercim,
3 yunusla 1 fok a yardım edemedik. Ama bundan sonra artık birlikteyiz. :smiley:
Sonra sizin derneğinizin çalışmalarına destek için neler yapabiliriz ona bakalım.
İçinde bulunduğun mücadelede zaman zaman umutsuzluğa düşersen lütfen hemen bana yaz..
Ben sana hemen enerji, moral takviyesi yaparım.
Kilometreler olarak uzak olabilirsin.. bu hiç önemli değil. Bakarmısın gece nin bir saatinde
ne güzel duyguları paylaşıyoruz. 2 şeker yavrun şu anda uyuyorlardır. Lütfen benim için
onları usulca öp.. Berry teyzeniz istedi de...
Mesajlarının bize güç verir. Ben İstanbul da yaşıyorum. Ankara ya konumuz için gidip geleceğim.
Çocuksuz bekar özgür biri olmanın avantajını oragnizasyonumuz için kullanacağım. :smiley:

Bizler örnek olmalıyız. Böyle organizasyonlar da bazı handikaplar vardır. Buna çok dikkat edecez
Bizim amacımız belli. Sözüm ona bize destek olmak için yanımızda yer alacak kişi ve kuruluşların
başka amaçları için bizi kullanmalarına izin vermicez. O zaman hedefimiz sapar.
Kendi rekamlarını yapmak için, kendi projelerine taraftar toplamak için bizi kullanmak isteyenlere
karşı uyanık olucaz. :smiley: ..

Ayrıca bize yakışan.. mücadelemizde saygın ve zarif intibaa vermek. Kararlıyız, güçlüyüz aynı zamanda
DİŞLİYİZ. Ama mücadelemize asla seviyesiz görüntü vermeyecez. Kavgada zerafet olur mu ? Bizde olur.
Büyük bir haksızlıkla karşı karşıyayız. Yapılan tam bir zülum. İçimiz parçalansa da... Yavrumuzun hasretinden
ölsek de kontrolü elden bırakmıcaz.
Hayvanlara yapılan zulumlar ile ilgili haberleri tv de seyrediyoruz. Sürekli gördüğüm ve rahatsız olduğum konu bu.
Seviyesiz, ucuz ve terbiye sınırlarını aşan görüntüler,konuşmalar, davranışlar rahatsız edici.

Bu tür mücadelelerde başarının 3 önemli noktası vardır.
ÇOK İYİ PLANLAMA ( ALTERNATİF B VE C PLANLARI İLE BİRLİKTE )
KONTROLÜ KAYBETMEMEK
TOPLUMA ÇIKARSIZ MÜCADELE İÇİNDE OLDUĞUMUZU ANLATMAK

Bunun üstüne SEVGİNİN GÜCÜ de eklendi mi.. Oy oyy oy ... :smiley:
 

Ynt: Özgür Datvi !

ah berrincim kurtaramadıklarımızın yanın da kurtardıklarımız bizim tesellimiz olsun...dün haytap la ilgili bilgileri sayende aldım üye oldum...orada ki görüntüler hiç iç açıcı değil ama çalışmalar çok umut verici...inan biz de burada ki çalışmalarımıza küçük bir umutla başladık..önümüze ne engeller çıktı...hepsini bir bir aştık...halada çıkıyor ve biz hala aşmaya devam ediyoruz...ve daha aşacağımız engeller çok...burada yapılması gereken en önemli şey şu...diye düşünüyorum...asla umudumuzu kaybetmemek...bence işin büyüsü burada...ondan sonra..hokus pokus...
mesela biz bu inançla öce dernek kurduk..bir tane düşünüyorduk ki şimdi iki ayrı bölgede iki dernek oldu...derneğimizin birinin bulunduğu belediyenin veterineri vardı...ama inanmıycaksın belediye küçük bir oda bile tahsis etmemiş...zavallı veteriner gelen hastaları sokakta muayene ediyordu...şimdi bir muayenehanemiz var...açılışı da belediye başkanları yaptı...(sıkılmadan)inşallah birşeylerin farkına varmışlardır...çok fazla aç hayvan var...yavrulama çok...kısırlaştırmak ne kadar doğru bilmiyorum ama kedi ve köpek nufusu çok fazlalşıyor...sonra bir anda hepsi yok...ne oluyor biliyormusun...zehirleniyorlar...acımasız insan görünüşlü yaratıklar onları zehirliyor...
daha anlatıcak okadar çok şey var ki berrin...neyse sonunda biz bir araya geldik ve elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz arkadaşım...
diğer bütün yaşayan canlılar, yardıma muhtaç herkez,hayvan,cocuk,kadın,erkek herkeze kucak açtık...hayvanlarımızla yola çıktık...şimdi artık muhtaç olan herkez var...
 



Ynt: Özgür Datvi !

Kalbi Güzel Arkadaşım,
Asla ümitlerini kaybetme.. ilk fırsatda seni ziyarete geleceğim. Çaresiz hiç bir dert yoktur.
Yeterki doğru adres ve kişilere gidelim. Aşarız çözeriz.. çünki biz zalimlerden daha güçlüyüz.
Tanrı iyilere mutlaka yardım ediyor.
Birlikte Kaçkar larada gideceğiz. Hem de çocuklarınıda alarak. Onlara da bildiklerimizi öğretmeliyiz.
Ama;
Mağrur, aşılmaz, erişilmez büyüleyici güzellikteki Kaçkar' lara başımız dik, göğsümüzü gere gere gitmek için ...
onun koynundan aldığımız yavrusunu geri vermeliyiz.
Yoksa hangi yüzle gideriz ? Ne diyecez ağaçlara, şelalere, tepelere ? Datviyi aldık hapsettik. Egomuzu tatmin
ediyoruz mu dicez ?

Gece tepelere uzanıcaz.. gökyüzünde yıldız kaymasını bekleyeceğiz .. dilekler tutacağız..
Rüzgarlarla dans edip, yağmurlarla ruhumuzu arındıracağız. Toprağa minnettarlığımızı ifade edecez.
Hadi vakit geç oldu.. sen uyu artık.. kızları benim için öpmeyi unutma.
Ben mi?
Bir kaç saat daha çalışacağım. yapılacak çok iş var. Zalimlerde boş durmuyordur.
 

Ynt: Özgür Datvi !

ahh berrin ahh...ben yine ağlıyorum biliyormusun...?şu yaşadığımız güzelim dünyada yaşanacak bunca güzellik varken...kötülükler beni kahrediyor...ama sakın üzülme ağlıyorum diye..bunlar umut gözyaşları...ben bana ellerinde bir torba kullanmadıkları kıyafetleri toplayıp gelmiş, okumadığı hikaye kitaplarını getirmiş o güzel insanlar buraya yardıma gelen herkezi görüncede ağlıyorum...
ama üzüntüden değil...mutluluktan...dünyamızın henüz umutsuz olmadığını görmek beni okadar mutlu ediyor ki...senin gibi,cmal gibi,bu sitede tanıştığım ve tanışacağım daha onlarcası gibi...
çok mutluyum berrin...kötülerin bütün kötülüklerine rağmen, bizlerin umudumuzu yitirmediğimize çok mutluyum...
birlikte kaçkarlara gideceğimiz günü şimdiden hayal etmeye başladım...kızlarımla beraber...yarattığımız bütün güzellikler yavrularımıza miras...para pul hikaye...
seni o güzel kalbini en kısa zamanda bekliyorum arkadaşım...yıldızları seyredip tutulacak çoook dileğimiz var...
kendine iyi bak...iyi geceler...
 

Ynt: Özgür Datvi !

Güzel Arkadaşım,
Gözyaşlarını siliyor.. sevgiyle yanaklarından öpüyorum. Rahat uyu. yarın daha güzel olacak.
Ve sen gerçekten güçlü cesur bir anasın. kızlarında senin gibi olacaklar.
Bu site ve organizasyonumuz vesilesi ile pek çok özel insanla tanışacağız.

Cemal Gülas 'a gelince, söylediğin gibi onu tanımak mutluluk.
O gezgin, belgesel yapımcısı, fotoğrafçı ... daha pek çok ünvanı olabilir..
Onu tam ifade edecek kelime bulmakta zorlanıyorum.
Bana göre en önemli özelliği " gerçek bir doğa savaşçısı " ...
Onun yüreğinde ki merhamet ve tabiat ana' ya saygısı herkese örnek olsun.

Farkındamısın bu organizasyonu başlatan sanki bizmişiz gibi görünüyor.. ama öyle değil işte ..
Onun bu satırlarda cümlelerinin arasında verdiği mesajlar bizi ateşledi... içimizde ki DEV'i uyandırdı.
Şimdi ise ; artık bizi kimse tutamaz.. Cemal Gülas bile...

Datviyi de yanımıza alıp çay'a gelicez..


Clip image001
 

Ynt: Özgür Datvi !

(http://www.peta.org/ bu siteye ara sıra bakın )

sakin düşünüp doğru karar vermek gerekir, onlar ve biz kavramı beni hep üzer, bence onlar ve biz yokuz sadece olaylara faklı açılardan bakıyor olabiliriz. benim dünyamda kasıt yoksa suç masumdum yanı kızgınlığı değil kırgınlığı hak eder. evet çok kırgınım kırgınlığımı besleyen birçok konu ve olay var ancak çaresiz değilim; değiliz bunu bilmek gerekir, düşündüğüm fikirlerin çatıştığı kişilere karşı her sesimi yükseltmek istediğimde rahmetli dedemin bir sözü beni derhal durdurur o derdi ki "oğul ne hamza ne ömer önceden müslüman idi ve müslümanlar en çok onlardan çekinirdi, ama sonra ne oldu onu düşün" evet sonra ne oldu... değerli gönül dostlarım sessizliğimizi sabrımıza ezikliğimizi tevazuumuza verin, yeri geldiğinde ne sesiziz nede korkak, unutmayın kötü dediklerimizin iyi dediklerimizden daha fazla yardıma ihtiyacı var. bizler gerçekten bir şeyleri yapmak için yola çıktıysak bunu yıkarak yapamayız, yapmamalıyız. hastasına tahammül edemeyen doktor olmamalıyız kızgınlıklarımızı sonuçlara ve onların mağdurlarına değil sebeplere yönlendirmeliyiz, yaratanın birçok emrinde barışa hizmet edin der bakmayın bu günkü putperestlere, onlar bütün barışa hizmet edin emirlerini görmez sadece malınızla canınızla cihat edin le saldırırlar, yaratanın kullarının tıpkı fırka fırka olmayı nı görmeyip mezheplere tarikatlara bölündükleri gibi. şimdi onlar ve bize bölünüp kavga etmek yerine yanlış yapana ortak akıl ve sabırla doğruyu tarif etmeli yanlışı sürdüreni de vicdanı ile baş başa bırakmalıyız… gerçekten savaş barıştan daha zor ve pahalı bir seçenektir. biz yurtta sulh cihanda sulh demiş savaşları çok iyi bilen aziz atası olan bir milletiz sakin ama kararlı ve planlı olmalıyız.
 




Ynt: Özgür Datvi !

Gönül dostlarım bu güne kadar türkçe yazdıklarım aşağıda, belki hafıza tazelemek istersiniz diye...
bu arada başka sitelerde de de yazışmaların olduğunu öğrendim ve bazi yazılar benim ağzımdanmış gibi aktarılmış ben gezenbilir dışında hiç bir sayfada yazmadım yada görüş belirtmedim bilginiz olsun diye paylaştım...


Cemal Gülas'dan haber var...

Değerli gönül dostlarım…
Süreci ve olanları uzun uzun tartışmayacağım çünkü bu gereksiz ve yorucu.
Oysa bizim amaçladıklarımız ve temennimiz belli. Bu amaçlanan şey ne bir şov nede kimseyi karalamak…
Ben ayı beslemeye meraklı biri hiç olmadım ama ülkemizde doğadan alınan vahşi hayvanların doğaya kazandırılamayışından hep üzüntü duyup acı çektim.
Bizleri bir araya getiren ve yurt dışından da katılımlarla boyutu büyüyen datvi hikâyesini aslında şu an iyileştirme merkezi adı altındaki açık ceza evinde ölümü bekleyen diğer ayıların da kurtuluşuna bir vesile sayıyorum.

Ben sadece datviyi değil orada hapis tutulan tüm ayıların vahşi doğa ile teması edebileceği ve dünyada örnekleri olan bir koruma alanına kavuşturulmasını istiyorum.
Bu hayvanların hadım edilip gen havuzundan çıkarılmamasını istiyorum.

Basında Prof. Nilüfer Aytuğ hanımın şahsımla ilgili beyanlarını üzülerek okudum çünkü benim ülkemde yetişmiş bir bilim insanının bu kadar sığ ve art niyetli olacağına hala inanmak istemiyorum.
Benim bir vatandaş olarak ondan beklediğim ülkemize yaraşır ve yeniden doğaya kazandırmayı amaç edinmiş bir merkez için bunu bir fırsat olarak görerek şu anki sahip olduğumuz merkezin durumunu açık yüreklilikle itiraf etmesiydi…

Onun yaptığıysa datvi üstünden benim şov yaptığımı onu zincire vurduğumu hatta (köpeğimi vuran şahısın ağzı ile) datviyi dövdüğümü iddia etmesi oldu ve elini emmesini buna bir kanıt olarak gösterdi bu tutumu bile konudan habersizliğinin işareti idi.

Çok üzgünüm tüm söylenenler benim yüreğimi acıtıyor…
Şimdi dedim dedi zamanı değil Çevre ve orman bakanımızı milli parklar genel müdürlüğümüzü Rize valimizin ve bu olaylar başladığı anda itibaren bizlerle üzülen tüm gönül dostlarımızın baştanda söylediğim gibi ülkemize yaraşır vahşi doğadan koparılmamış gerçek bir iyileştirme merkezi için bir araya gelmesini diliyorum…
Bu konuyla ilk görüşmeleri yaptığım Rize valimiz ve milli parklar ve yaban hayatını koruma genel müdürümüzün gerçekten benim kadar üzgün ve bir koruma merkezi için arzulu olduklarını gördüm.

Sayın çevre ve orman bakanımızın da Fotoğraf tutkusu nedeni ile birkaç kez yollarımızın birleştiğini biliyorum; güzele vereceği katkıdan dolayı kendisine şimdiden teşekkür ediyorum…
Nilüfer hanımda iddialarını sürdürüyorsa kendisinden rica ediyorum “söylediklerinin arkasında dursun” ve bu söylediklerini ulusal kanallarımızın birinde gözlerime bakarak söylesin.
Eğer hatalı olan bensem bir bilim insanından özür dilemekten şeref duyarım. Çünkü ben cürümüm kadar yer yakabilirim oysa yanlışta ısrar eden bir bilim insanı bir ülkeyi bedbaht edebilir.

Bulunduğum yerin şartları sebebi ile sizlerle Sevgili Sedat ve huysuz İhtiyar (mesut) aracılığı ile irtibat kuruyorum sanırım bu durumumuz biraz daha böyle sürer her şey için sağ olun…

Cemal Gülas
Değerli gönül dostlarım,

İnsanın kurduğu kantarda hayatı insanın dirhemiyle tarta tarta her şeyin sonunu getirmeyi becereceğiz sonunda.
Bu gün NTV de datvi ile ilgili bir haber izledim ve oradaki altmış kusur canlının kapatıldıkları tel kafesleri doğal ortam olarak anlatan Nilüfer Aytuğ hanımın hala sebep olduğu trajediyi gözümüze baka baka savunması içimi açıttı; oradaki canlılar nesilleri risk altında olan dört memelilere ait değildi sanki.

Hayat dinamik bir şeydir, o dinamizmi yakalayamayanlar oradaki canlılara eziyetlerini fark edememişler ve bilimsel olarak da gelişememişler.
Eğer gelişmiş olsalardı orada hapis tuttukları canlıların gerçekte nasıl yaşadıklarını bilir ve söylediklerini söylemeye utanırlardı…
Doğayı bilmeyenler saksıdaki sardunyalarını tropikal orman sanmaya ve ısrarla yanlışlarını sürdürmeğe devam ediyorlar…
Onlar doğal ortam diyordu: Oysa benim gördüğüm koyun sürüsü gibi bir araya toplanmış ve tamamen insana bağımlı zavallılaştırılmış canlılardı…

Datvi barınaktaki en muhlis ayıdan kaçıyormuş da insana bağımlıymış da vs vs…
“Nilüfer hanım doğada da ayılar ayılardan kaçarlar yavru ayılar sadece annelerinden kaçmazlar datviyi de siz götürene kadar insanlığından utanan bir adam tarafından bakılıyordu…”

Değerli gönül dostlarım sanal ortamda dedi dediler sürüp giderken zaman da geçiyor ve orada bu canlılar hapis hayatı yaşamaya devam ediyor.
Görebildiğim kadarı ile bu iş soğutulmaya çalışılıyor, huysuz ihtiyar yurtdışından da insanların konuya ilgisinden bahsetti, oradaki insanların elinde istatistik ve yaban hayatı ile ilgili gerçek bilgiler vardır, Rusya’da Kanada’da bu işin gerçek boyutları ile bilindiğini düşünüyorum.
Bizdekiler belli ki bu canlıları sadece o hapishanede görmüşler ve bilgilerinin çoğu kendilerine ait değil…

Bu işi duygusallıktan uzak hakkıyla değerlendirebilmemiz için yurtdışındaki ilgililerden konuya vakıf bir bilim adamı bulalım ve hem bizim hem de bu kadının saçmalıklarının etkisinden kamuoyunu kurtarıp bilgi eksikliğimizi tamamlayarak bu hayvanların gerçek doğal bir ortama kavuşmalarına yardımcı olalım.

Şahsen ben gelecek uzmanları datvinin yetiştiği alanda misafir edip düşündüklerimi paylaşıp bilmediklerimi öğrenmek arzusundayım.
Böylece yıllar önce dansçı ayılar için yapılan ve yapıldığı gibi kalan sahamızda bu vesile ile iyileştirilmiş olur…

Arkadaşlar hayalî ve fevri olmanın kimseye faydası yok. Şu veya bu datvi mevcut yasalar gereği oraya götürüldü, mevcut yasalarımız maalesef bu konuda şu ana kadar gelişmeye ihtiyaç göstermemiş, ancak şu an doğadan alınan vahşi hayvanların tamamı için bir düzenleme yapılmasının gerekli olduğunu görmeliyiz. Yaratılanları önemsemezsek yaradılışımıza ihanet etmiş olduğumuzu düşünmekteyim…

Bu vesile ile başta Çevre ve orman bakanımızı milli parklar genel müdürümüzü ve konuyla ilgili herkesi gereğini yapmaya davet ediyorum.

Cemal Gülas

Değerli gönül dostlarım,

Başından beri söylediklerimizi tekrarlamayacağım... Karacabey danscı ayılar için kurulmuş eski bir merkezdir ama datvi ve oradaki bazı ayılar özgür doğduktan sonra insanların eline düşmüştür bunda herkesin hemfikir olduğunu sevinerek görüyorum...

Benim datviyi oraya göndermek istememem buradaki şartların özgür doğmuş bir canlıya göre olmayışındandır...
Lutz Stamm PROANIMALE yetkilisi hala konuyu anlayamamış, burada kişisel bir kavga ya da onlara karşı bir kampanya yürütmüyorum...

Burada sorun şu : "Türkiye de maalesef kaçak avcılık nedeni ile her yıl onlarca canlı öksüz kalıyor ; bir bölümü yuvalarında açlık ve susuzluktan ölürken bir bölümü de insanların eline geçerek sıkıntıya düşüyor..."
Bu hayvanların gerçek bir iyileştirme merkezine ihtiyacı var...

Karacabeydeki hanfendinin ayıları anlayacak bilgi ve deneyimde olmadığını maalesef üzülerek görüyorum ,eğer o bu ülkenin kendisine verdiği unvanını hak eden biri olsaydı bu sorunları bizler ne yaşardık nede konuşması gerekirdi ; o görevini yapmadığı için ve gelişemediği için sorun bizlere kadar ulaştı ve vicdan sahibi herkesi rahatsız ederek konunun içine çekti... Şimdi olaya onlar ve biz açısından değil hepimiz açısından bakalım lütfen...

Doğadan alınan yavruları hadım edip danscı ayılarla aynı kafesemi koyacağız yoksa onların hayatlarını sürdürmelerine fırsat verecek bir ortam hazırlayabilecekmiyiz?

Karacabeydeki hanfendi datvi konusunda beni suçlu ilan ediyormuş haklıdır ben suçluyum çünkü ben bir fotoğrafcıyım ve onu yetiştirme yöntemim yanlış seçilmiş olabilir, ama o kendisine teslim edilen diğer yedi yavruyu nasıl yetiştirdi? doğal ortama hazırladımı? insana muhtaç olmadan beslenmeyi öğrettimi?.. öğrettiyse datvıyle birlikte getirip ormana salsın bakalım hangısı doğada var olmayı başaracak...

Biz bu soruları hem kendimize hemde konu ile ilgilenenlere soralım ortak akıl doğruyu mutlaka bulacaktır... Nilüfer hanım eğer benden beklediğini o yavrularea veremediyse bence mesleğinden ve unvanından feragat etmeli... Çünkü bu sorunun sahibi o dur bu onun işidir; tutumunu bu şekilde sürdürdüğü sürece onun yüzünden başka canlılar acı çekecektir...

Cemal Gülas

zaman geçtikçe aklımı kurcalayan bir şey sorulan sorular ışığında beynimde büyümeye başladı buna komplo teorisi diyebilirsiniz ama beni yakinen tanıyanlar buna gülüp geçecektir...
son zamanlarda israilli birkaç araba benim kapıda peydah oluyordu birinde oğlum birinde çalışan arkadaş iki seferde ben bu araçlara şahit oldum en sonunda kapıda ne aradıklarını sordum buraya niye yönlendiklerini bir ayının buralarda yaşadığını ve onu görmek istediklerini söylediler bende burası özel mülk ev müze değil birdaha bu araziye girmeyin şimdi geldiğiniz yoldan geri dönün dedim. adam ısrarla bana para teklif edip burada biraz kalmak istediğini söyleyince lütfen buradan gidin geldiğiniz gibi gidin dedi adamlar gittiler...
nilüfer hanım datviyi almaya geldiğinde bu olaydan bahsetti burada israilli türistleri tehdit etmişsiniz bana konuyla ilgili çok mail geliyor dedi. ikinci olay ise internette karşıma çıktı deri ceketli bir adam datvinin benim eve gelen yolda datvinin boynuna zincır takmaya çalışıyor ancak pars olaya mudahale deiyor ve adam bu eyleminden vaz geçiyor bu deri ceketli adam nilüfer hanımın yanındaki tiplerden biri çünkü haber ajansından çocuklar bana geldi abi datviyi sana görünmrden almağa çalıştılar dediler bunu dha ve iha nin rize muhabirleri doğrulayacaktır ve o görüntüleri datvi doğal ortama böyle hazırlanıyor diye siteye koymuşlar.
tüm bu olanlar ışığında iki soru aklıma takılıyor israilliler nulüfer hanıma niye maille beni şikayet etsinler bu yakınlığı nereden görsünler ikincisi ben en son arabayı kovduktan üç gün sonra nilüfer hanım niye hırsız gibi gelip datviyi almak istesin...
mesajları cep telefonumdan yazıyorum çok zorlanmasam uzun yazacağim ama çok zamanımı alıyor...
gönül dostlarım,
su an yağan bir havada diş mekanda mesajlarımın inmesini bekliyorum (insallah bilgisayarımın pili yeter)mail kutumda 522 mail var... sonra gidip okuyacağım ama mesajlarım inerken birkaç konuyu yazayım. bunlardan biri yaban tv konusu o korsanlardan ne beklenirki öldürmeyi spor sayan birileri hakkımda iyi konuşsa şüphe ederdim kendimden. sizde ciddiye almayın bunları. dilerim ömer borovalı ağabey oradadadır bu konuya mudahale eder... biz kendisini dost biliriz çünkü. birazdan tv 24 de canlı bağlantıya geçeceğiz bu nedenle telefonun çektiğı bu yerede beklemem birazdaha sürecek ,herkese hasret ve muhabbetle teşekkür ederim.
yol uzunsaadımlar yavaş ve temkinli olmalıki erken yorulmayalım...
Değerli gönül dostlarım,
Nedense herkes bu filmi girdiği yerden seyretmeğe başlıyor ve ona göre yorumlar yazıyor.
Yazılan yorumların ve yanlışların bizler farkında değilmişiz gibi cak cuklar havada uçuşuyor konuşmak kolay yapmak zordur ama zor olanı yapacak kudret insanda vardır...
Ben bu boz ayı yavrusunu bir gazete haberinden öğrendim Karacabey’e götürülmek üzere ikin müdahale ettim çünkü Karacabey bir iyileştirme merkezi değil dansçı ayılar için kurulmuş bir barınaktı.
Ne yapabilirim diye düşündüm ve hayvanın bakımını üstlendim. Hüseyin arkadaşım bu hayvanın nasıl bakıldığını hiç öğrenmeden yorumlar yapmış…
Sağ olsun onun tespiti olan yorumları biz hayvanı teslim almadan araştırmış ve nasıl bakacağımızla ilgili bir karara varmıştık zaten…
Hayvan bana geldiğinde 35 cm ve insan için fena sayılacak kokular içindeydi, ellerinin üzeri kendi tarafından ısırılmaktan yaralıydı; çünkü Rize orman bölge müdürlüğü hayvanı birkaç gün artık kaç günse bir bodrum katında demir kapılı bir odada tutmuştu.
Sorumluluk bize geçtikten sonra hep aynı giysileri giyen üç insan tarafından sadece sütle beslendi ve herhangi bir kapalı ya da sınırlı sahaya bırakılmadı…
Tamamen orman içinde serbest yaşama sahasında ilk gecelerini ki bu bir ay kadar benimle uyuyarak ve benim elimden süt içerek geğirdi…
Bunun dışındaki yiyeceklerini yine birlikte ormandaki otlar ve köklerden yemek koşulu ile zahmetli bir süreç balladı...
Bu süreç ben ve ona bakan diğer iki görevli tarafından aksatılmadan sürdürüldü...
“peki, biz nerede hata yaptık”… Tabi birçok hata yaptık bunlardan biri de diş etkilemeden hayvanı koruyamamak oldu… Bu hayvanın bizim yanımızda olduğunu bilen herkes etrafa gelmeğe başladı biz çoğuna çevreye girmeye izin vermedik, ancak köyden bazı dostlarımız hayvana yiyecek verip şefkat gösterdi bunlara durumu anlattık…
Bu şimdi bebek ama daha sonra 300 kiloluk bir dev olacak lütfen bu hayvana bu ilgiyi göstermeyin diye rica ettik ancak bu yumuşak üslubumuz anlaşılamadı ve ilgi bizim görmediğimiz zamanlarda da sürdü…
Çünkü hayvanı herhangi bir sınır içinde tutmuyorduk canı nereye isterse gidiyordu. Sonuç olarak ben bakıcılardan işi devralıp onunla ormanda yaşamaya başladım o da köye gitmeden zaman geçiriyordu…
Bazı zamanlar dört veya beş gün hiç süt içmeğe bile gelmiyordu, sonra gelip sütünü içip tüm gündüzü uyuyarak geçiriyor ya da sabah 02 05 arasını köpeğim parsla oynayarak geçiriyordu, bu arada beraber süren oyunlarımızda tabii oluyordu…
Bunu ben yanlış olarak görmüyorum ve görmeyeceğim çünkü o bir çocuk gibi oyuna şefkate ve öğrenmeye ihtiyacı vardı, doğada bu ihtiyacını annesinden karşılıyordu burada da anne yerine beni koymuştu; sakallı anne olur mu demeyin ayılar traş olmaz değerli araştırmacı kardeşlerim bunu ben öğrendim...
Başından beri söylediğim bir şey var bu ilke biyolojik çeşitlilik açısından Avrupa kıtasından daha zengin ve bu topraklarda cahillikten kasıttan meraktan doğadan vahşi hayvan yavruları koparılmaya devam edecek…
Üzerinden bir sektör kurulduğu için avcılıkta devam edecek ve yeni datviler öksüz kalacak.
Şimdi etrafta bu konuyla ilgili araştırmacı uzman vs toplanmışken gerçekten bir arazi tecrübeniz varsa bu tecrübeden yararlanılacak bir zemine sizleri davet ediyorum bu tecrübenizi konuşturun; kısacası cak cuk lara benimde bu konudan gerçekten rahatsızlık duyanlarında ayıracak zamanı yok…
Bir kez daha dostlarımdan rica ediyorum bana söylenen kem sözler umurumda değil çünkü ben söyleyenleri uzaktan ya da yakından tanımıyorum; onlarında beni tanıdığını sanmıyorum ancak eleştirilerinden ders alabilmeyi de umuyorum.
Bunu niye yazdım çünkü düm 500 küsür mailin çoğu hakkımda yazılanların bazılarından benden fazla üzülen gönül dostlarım tarafından yazılmıştı... Sif konuşmak için konuşanlara söyleyecek bir şey yok…
Anadolu da güzel birkaç laf var bunları hepimiz biliyoruz ama birini bir kez daha tüm gönül dostlarıma hatırlatmakta yarar görüyorum… .. …. kervan yürür… Hepinize hasretle selam…

Not :
burada yetkilileri ve avcıları korkutan şey ayıların insandan daha sevgi dolu olduğu ortaya çıkarsa bunca yıl ayı öldürenler ve öldürtenler katıl muamelesi görüp yargılanırız diye telaştalar...
cemal
Değerli gönül dostlarım,
bu gün ankaradayım ilgililerin konuya ilgisi beklediğimden de iyi gelişti, bunu sizlerin desteği sağladı,şu an bir takvim üzerinde çalışıyoruz; ilk anda datvi dahil diğer yavruları sahaya nakletmek konusunda çok olumlulular , umut ederim bahardan önce bu yapının şekli netleşmiş olacak, ilginizi ve desteğinizi kaybetmeyin. burasını dünyaya örnek bir yer yapmak hepimizin katkısıyla olur, böylece datvinin talihsizlikleri onun cinsleri için bir kurtuluşa sebep olmuş olacak datvi ve arkadaşları özgürlüklerini geri alacak ayrıca oluşturulacak sahada diğer birçok yabanil tür de yararlanacak.
datvinin adına hepinize ayrıca teşekkür ederim...
c.g
cıddiyeti olomayan insanları ciddiye almak saygı duyup özlediğimizi yapma arzumuza saygısızlıktır can dostlar bana sorarsanız ne idüğü ve niteliği ispatlanmamış asalakları dikkate alıp tepkinizi gereksiz kullanmayın derim, biraz sabır çokça sebat ve sonuç gönül dostlarım .
gönül dostlarım,
sessizliğimi rehavetime değil meşkuliyetime verin 01.01.2008 de herkes için çok mutlu bir haberle geri döndüm. bilmeyenler için söylüyorum ben anadolu leoparı ile de ilgileniyorum dört yıl sonunda leoparı görüntülemiştik bu sefer dostumuzu daha yakın gözleme şansım oldu şimdi datviden başka bir derdimiz daha var bu hayvanı kaçak avcılara kaptırmamak çünkü maalesef yayılma sahasını bazı yaylaların çok yakınına kadar getirmiş, cuma günü rize valiliğinde datvi için toplantı var bu konuyu da gündeme getireceğim... tüm gönül dostlarımın yeni yılını kutlar korkularına uzak umutlarına yakın olmalarını dilerim...
ayıcık şekerleri müthiş olur biz benden akıllıdır aramızda bir komite kuralım milliparklar ve valilik görüşmelerinde ve konunun aktıf hale gelişinde gerçekten desteğe ihtiyaç var ben bu konuda kabul ederse sevgili sedat ı bu yüke reva görüyorum..
________________________________________
değerli gönül dostlarım,
olanları benden daha iyi takip edebildiğinizi biliyorsunuz. bende koşturmacalarımı biraz olsun rahatlattım. hakkımızda iyi yada kötü bir çok söze açıktı sinemiz, kötü diyenlerin ekmeklerini ellerinden almadık iyi diyenlere arpa çuvalı göndermedik,kötü idi isek bunu bilmeden yaptık eksiğimizi söyleyenlere teşekkür ederiz iyi idiysek bunu vazife bildik beklentimiz hiç olmadı.
iki gündür datvinin bana geldiği günden itibaren tutulan kayıtlarını inceliyorum ve burada benimle olanlar dahil iki gözümüz iki çeşme... bu güne kadar bize söylenen kem sözün binde birini soylemedim söyleyenlere ;ama şimdi diyorumki hayvanın özgürlüğüne kast edenler dilerim ondan kötü olsunlar. ve ondan daha zeki olmayanlar artık haddini bilsinler çünkü o hayvanın hayatı onun durumuna düşenlerin bir daha aynı acıları çekmemeleri için diğerlerine öncü oldu...
ancak son yazıdan içim sıkıldı datviye birşeymi olmuş? bahsedilen rapor nedir. datvi burdan gidene kadarki görüntüleri kesintisiz yorumsuz olarak herkesle paylaşacağim. ona bir şey yaptılarsa ve buradan giderken bana burdakinden iyi bakacağına söz verenler sözlerinde durmadılarsa işte o zaman ayrıca konuşacağız...
ey insanlar, bir vahşi ayı 3 yaşına kadar kendisini diğer ayıların yanında mutlu yada güvende hissetmez. çünkü 3 yaşına kadar kendisini yanında güvende hissettiği annesiyle birlikte yaşar. ayıları sadece dansçı ayılarla tanıyan nilüfer hanımda bunu anlasa işler daha kolay olacak...ayılar koyun sürüsü değildir. karşılaştıklarında birbirlerine saldırmasalar da her birey kendi sahasında yanlız yaşar ve birbirlerine karşı temkinlidirler. dolayısıyla o kadar küçük bir alanda ayıların birarada bulunup nasıl bir davranış sergilemesini bekliyor acaba nilüfer hanım? bir de korku reaksiyonlarından bahsediliyor. bu hayvanın başına gelenler hangi canlının başına gelseydi korku reaksiyonları göstermezdi?
yanlışlardan doğru sonuç çıkmaz bir hayvanat bahçesinde doğan kutup ayısının doğal ortanından çıkıp piskopat oldu sözünü kim söylüyor... o hayvanları doğal ortamından koparıp hapishanelere kapatan suçlular.
uzun zamandır düşünüyorum neden bu ayıları koruyor bu insanlar... yada koruduğunu söylüyorlar.
NESLİ TÜKENEN TÜRLERDEN OLDUĞU İÇİN Mİ?
öyleyse niye üremesin diye hadım ediyorlar...
yoksa olayda bizim bilmediğimiz bir şeymi var...
nilüfer hanım gerçekten söyledilkerinde samimiyse karacabeydeki poyraz denen yavru ayı ile datviyi bir ormana götürüp bıraksın bakalım hangisi insana bağımlıymış? hangisi ormanda karnını doyuracak hangisi insana bağımlı kalacak.
birde utanmadan ona ayı olmayı öğrettiklerini söylüyor... ölene kadar tel örgülerle çevrili bir yerde yaşayacaksa ayı olsa ne olur kedi olsa ne olur...
şimdi tekrar soruyorum bu ayılardan ne istiyorsunuz insanlar yoksa söylemediğiniz bir sırmı var...
hem dağlarda avlatacaksınız hemde bazı ayıları koruyorum diye hadım edip hapsedeceksiniz siz neyi koruyorsunuz sahi...
bala bala bala :-((( söz konusu dört memeli hayvan bir ömnivor, yanı sindirim sistemi insana yakın... bu günki tıp en büyük gelişmelerini nazı soykırımına borçludur diye soykırımı doğrumudur diyelim yanı... daha derin düşünün lütfen dostlar daha derin... eğer onları doğaya kazandıramayıp hapis tutacaksak ve gen havuzundan çıkaracaksan niye ayı gibi yaşasınlarki... o zaman bırakalım insan gibi yaşayabiliyorlarsa öyle yaşasınlar...
aynı devinimler aynı sonuçla biter; aynı devinimden farklı sonuç beklemek aptalların yada art niyetlilerin tarzı olabilir ancak...

sevgili yaşar temiz yüzün ve doğu sözün var. ama söylediklerimi kişisel alacak sebebin yok ve olmasınada sebep yok, çerçeve içine aldığın söze katılmadığını da düşünmüyorum ayrıca o bir tespittir kişilere yönelmiş küfür değil... lütfen empati yap ve söylediklerimin anlamını kavramaya çalış, ben beceriksizce tarif edememişsem yeniden sor ama kişisel alma gerçekten üzülürüm...,sana ne garazım olabılır, yada senin bana... insanlar arasında ekmeğimi hiç sorgusuz bölüşeceğim insanlar katılımı ve fikri olanlardır kı bu kişi bana karşı bile olsa. ben karşı sözleri kişilik kırmak için deyil geliştirmek işin vesile bilirim, bildiğimin ve inandığımın aksini söyleyenlere değer vermeseydim hayatımda değerli bulduğum fikirler edinemezdim; şimdi yazdıklarımı bir daha oku ben hiçkimseyi karşı taraf olarak görmüyorum ortak aklın ortağı olarak görüyorum tüm samimi muhabbetimle katılımı ve fikri olanları gerçekten seviyorum...
değerli gönül dostlarım,
on dört gün şehirlere tahammül ettikten sonra gerçekten yüreğinde her canlıya bir oda ayıracak insanlar için sevindirici sonuçlarla inime dönüyorum. yoğunluğumun inimde daha da fazla olacağından eminim. buna rağmen hepinize kapımın sonuna kadar açık olduğunu bilmenizi isterim... kentte geçen günlerde aldığım övgüler bana sorumluluklarımı defalarca hatırlattı umarım bize gönül veren dostlarımızı utandırmayız. bu sayfayı takip eden sekiz bine yakın gönül dostumuzun da bu övgüde payı olduğunu biliyorum ve hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum... umarım mart sonu gibi birkaç güzel haberi sizinle bu sayfa ve coğrafi geziler aracılığı ile paylaşacağım.
Gönül dostlarım,
Bu gün ihtiyaçlarımı görmek ve anakaradaki bir toplantıya katılmak için kente indim yığılan mesajları temizlemem birkaç saatimi aldı… Çoğu içten yazılar gönderenlerin çoğunu kişisel olarak hiç tanımıyorum ama yazılanlardan gerçekten çok etkileniyorum. Bazen kendi kendime bir kuruntuya bir vesveseye kapılıyorum ve korkuyorum o yazılanları ben nasıl temsil edebilirim bu sorumluluğu nasıl taşırım tanrım diye serzenişte bulunuyorum.
Önemsizleşerek kimsesiz bir dağda çoban olmak isterken yanlış bir şey mi yaptım ki birçoğunuz beni hayallerinize çoban seçtiniz diye çığlık atmak geliyor içimden.
Bir kitap yazıyorum gönlümün gölgeleri diye; son zamanlarda yaşadıklarımdan sonra ve hiç tanımadığım insanlardan aldığım yazılardan sonra bu kitabi biraz daha erteleyerek inimden mektuplar diye bir kitap yazacağım.
İn demişken aklıma Datvi geliyor nasıl bir özlem duyduğumu tarif edebileceğimi sanmıyorum ancak içimdeki duyguların çok net ayrıştığını ve neler yapabileceğimi biliyorum. Bu ayrışmayı sağlayan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum buna karaca beydekilerde dâhil hatta onlara fazladan minnet duyduğumu da belirtmeliyim çünkü onlar olamasaydı bu ayrışma asla olmayacaktı…
Lütfen yazmaya ve eksiklerimizi öğrenerek tamamlamaya devam edelim benim kişisel mailim bilgi@cemalgulas. com lütfen yazın çünkü sizin yazdıklarınıza bundan böyle inimden mektuplarla buradan cevap vereceğim; unutmayalım mükemmeli ben değil biz bulacağız biz…
“Çünkü biz benden akıllıdır”…
Bu gözyaşları insanların onlara yaptığı zulmü durdurabilecek mi?
Sanmıyorum, durdurabilsin diyenleriniz vardır mutlaka;insanın insana zulmünü durduramayan göz yaşları bu hayvanın gözyaşlarıyla mı duracak diyenleriniz...
Ama istemezmisiniz bu yaşların bir umut olasını, istemezmisiniz insan eliyle gelen zulmün durmasını...
İstemezmisiniz doğanın kanser mikrobu insan neslinin artık iflah olmasını; kapıları sıkı sıkıya kilitlenmemiş güvenlik kameraları ile donatılmamış bir dünyada insanın da huzur içinde uyumasını...
.........
Bir daha düşünün ve bu düşünce için lütfen sizlerde bir adım atın, göreceksiniz barışa talip olmak şavaştan daha kolay inşa edilecektir...

Cemal Gülas

hey siz...
bunca yıldır ateş kenarında yürüyen çocuğunu seyreden ana gibi seyrettiğim bu toprağın anaları. bunca yıldır zihninizi bulandırmak için bizleri bombardımana tutan cehaletin ve sorumsuzluğun ürünü sabah şekerlerine kanmamış, günün sahte sultanlarına aldanmamış tüketim toplumuna hizmet etmek için planlanan bu sellerden ıslanmamış analar sesinizi duymak ne güzel...
biz erkekler iyi avcıyız sizin için ölür öldürür dünyayı ateşe veririz ama ne yazık ki yaşayacağımız dünyayı siz olmadan inşa edemeyiz... ne güzel sesinizi duymak... nene hatunların, karafatmaların ve daha nicelerinin toprakları sahipsiz bırakılıyor diye nicedir sessizce akan yaşlarım şimdi umut için coşsun mu?
kadınla erkeğin omuz omuza yürümediği sözde müslüman ülkelere şöyle bir bakın, hangisinde huzur var; hangisi medeniyette teknolojide ve ilimde insana hizmet edecek bir mecra yarattı.
bana göre sirkte bisiklete bindirilen canlılardan farkları yok. onlar dünyayı yönetenlerin kendileri için kurduğu hasan sabahın zevk bahçelerinde sefahat sürerken onarı o bahçeye hapsedenler çoluk çocuk demeden bir milyondan fazla insanı katletmekteler. anadoluyu yurt tutan bizler; tarihten bile eski tarihimizde analarımız ,bacılarımız, kadınlarımız hep soframızda söz sahibi ve buyuran oldu, bundan sonra da olacağına inancım sizlerle pekişsin isterim bu yurt bu evlatlar siz olmadan olmaz emrinizdeyim...


sakin düşünüp doğru karar vermek gerekir, onlar ve biz kavramı beni hep üzer, bence onlar ve biz yokuz sadece olaylara faklı açılardan bakıyor olabiliriz. benim dünyamda kasıt yoksa suç masumdum yanı kızgınlığı değil kırgınlığı hak eder. evet çok kırgınım kırgınlığımı besleyen birçok konu ve olay var ancak çaresiz değilim; değiliz bunu bilmek gerekir, düşündüğüm fikirlerin çatıştığı kişilere karşı her sesimi yükseltmek istediğimde rahmetli dedemin bir sözü beni derhal durdurur o derdi ki "oğul ne hamza ne ömer ilkin müslüman değildi ve müslümanlar en çok onlardan çekinirdi, ama sonra ne oldu onu düşün" evet sonra ne oldu... değerli gönül dostlarım sessizliğimizi sabrımıza ezikliğimizi tevazuumuza verin, yeri geldiğinde ne sesiz iz nede korkak, unutmayın kötü dediklerimizin iyi dediklerimizden daha fazla yardıma ihtiyacı var. bizler gerçekten bir şeyleri yapmak için yola çıktıysak bunu yıkarak yapamayız, yapmamalıyız. hastasına tahammül edemeyen doktor olmamalıyız kızgınlıklarımızı sonuçlara onların mağdurlarına değil sebeplere yönlendirmeliyiz, yaratanın birçok emrinde barışa hizmet edin der bakmayın bu günkü putperestlere onlar bütün barışa hizmet edin emirlerini görmez sadece malınızla canınızla cihat edin le saldırırlar, yaratanın kullarının tıpkı fırka firka olmayı nı görmeyip mezheplere tarikatlara bölündükleri gibi. şimdi onlar ve bize bölünüp kavga etmek yerine yanlış yapana ortak akıl ve sabırla doğruyu tarif etmeli yanlışı sürdüreni de vicdanı ile baş başa bırakmalıyız… gerçekten savaş barıştan daha zor ve pahalı bir seçenektir. biz yurtta sulh cihanda sulh demiş savaşları çok iyi bilen azız atası olan bir milletiz.
 

Ynt: Özgür Datvi !

sevgili cemal...
ne diyeyim..allah senin gibi adamları başımızdan eksik etmesin...
çok haklısın...sabırsızlık kadar hayatta tehlikeli bomba yok...vatanı bölmek isteyenlerde zaten sürekli bu bomba üzerine çalışıyorlar...bizim sakin ve emin adımlarla ilerlememiz sonuca sağlıklı ulaşabilmemiz açısından çok önemli..
benim de köyümde kurduğum bu kücücük dünyamda o kücücük hayvanları koruyabilmek adına izlediğim yol sabır...belediye başkanlarıyla kavga ederek bir yere gelemeyiz biliyorum...
her geçen gün büyüyen güzel gönüllü insanların dualarının mutlaka gideceği merkeze ulaşacağını düşünüyorum...
sakın yanlış anlama bizim burada berrin hanımla yapmak istediğimiz kimseye saldırmak,ferya figan etmek değil...zaten bu sorunun çözümü de değil...seninde arz ettiğin gibi neler yapılabiliri sakince aramak...çorbada tuz olmak...
bizler gözlerimizden o yaşları akıtırken...eminim dugularımızın frekansı ulaşması gereken yerlere ulaştı...
burada sizinle aynı ortamı soluyor olmak ne güzel...öğrenilecek çok şey var...biliyorum...sabırla bekliyorum..ne mutlu sabreden kuluma....öğreneceğiz cemal bey sizden daha çok şey öğreneceğiz inşahallah...
çalışmalarınızda başarılar dilerim...
 

Ynt: Özgür Datvi !

Slm herkese merhaba ben de Boğaziçi 3 oluo dimi kuzen ole Boğaziçindenim:D
Sunu söylemek için burdaım ilk duyduğumda yani Bursaya gonderildiğini biraz hayal kırıklığıydı yani hayvan zaten da kendini anlamamıstı bide ordaki kotu olduğu bilinen ortama yerlestirilince artık hepten çorba oldu, orda ortam mükemmeldi yani elinin altında azcık çabayla herseyi vardı bakımı bile superki benim hayatımda yediğim meyveleri 3e 5e bile katlar oyle soylenebilir::D
Şahsen onunla 2 ay bile guzeldi en icten: herkes mutlu olduğu yerde yasamalı diyorum yani benim bilgisayarımın başında onunsa poginada kalması hersey icin en iyisi olur heralde koy biraz mutsuz olur ama olsun inat değilmi:D

İnsanları PC lerden ayırmayalım en Azından bi süre:...
 


Ynt: Özgür Datvi !

MerhabA....Yani O bana göre bi hayvan olmaktan cıktı arkadasım hatta kardesim gibi oldu okul dolabıma bile resmini astım cok ozledim onun icin hangisi iisie o olsun:d
 




Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,438
Mesajlar
1,517,957
Kayıtlı Üye Sayımız
172,091
Kaydolan Son Üyemiz
Engin Koygun

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst