Osmanlı Hanedanı ve Saray Kadınları

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan mete Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 84
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 24,151
Ynt: Osmanlı Hanedanı; I.Selim (Yavuz)

Bel ki de taht ve iktidar hırsı ile boğdurulan tazelerin , hatta katledilmeleri yetmezmiş gibi bir de ırzına geçilenlerin vebalini bizler ödüyoruz.
16 devlet kurmakla övünürken 16'sını da gene bizim batırdığımızı ve bunların nedenlerini resmi tarih dışında açık yüreklilikle tartışmaya cesaret edebildiğimiz gün bir şeylerin de değişmeye başlayacağı gün olacaktır.
Mete Hocam benim aldığım hisse ; Devlet boyutundan İmparatorluk dönemine geçiş ve sonrasında yükselme devri de dahil olarak Osmanlının aslında sonunun başladığı günlermiş.
 

Etiketler
Ynt: Osmanlı Hanedanı; I.Selim (Yavuz)

Evet bende sizin gibi düşünüyorum İstanbulun alınışı bizim bitişimizin başlangıcı olmuş. Ama bunu dile getirdiğimizde vaaay Fatih'e hakaretmi ediyorsunuz deniyor.
Ne alakası var, sistemin değişmesiyle olup bitenler ortada. Fatih Yavuz Kanuni Büyük padişahlardı demek yetmiyor. Sistemi sorguladığınız zaman, yaşananları değerlendirdiğinizde ve sonuca baktığınızda görünen bu maalesef.
 

Ynt: Osmanlı Hanedanı; I.Süleyman (Kanuni)

10. I. SÜLEYMAN (Kanuni) (1520–1566)
(26 yaşında tahta çıktı) Yavuzun tek erkek evladı

Annesi
HELGA(Yahudi) Lakabı; Hafsa Sultan

Eşleri
ANNA (Polonyalı) Lakabı; Mahidevran
ROKSALAN (Rus) Lakabı; Hürrem Sultan (Rus Ortodoks Papazın Kızı)
ROZALİNA (Sicilyalı) Lakabı; Gülfem Sultan

9 Veziri azamın tamamı devşirme

Devre Özel Olaylar
•Kızılbaşların yenilmesinde büyük yararlılıkları görülen Kürtlere Emirlikler ihsan edilip bunların babadan oğul a geçeceği yönünde fermanlar verildi. Bu ayrıcalıklı durum sonraki padişahlar döneminde de değişmedi. Fermanda (Kürt emirleri şimdiye kadar Kızılbaşlara kılıç sallayarak Allah yolunda gaza ve cihat ede gelmişlerdir) denilmektedir. Kızılbaş olarak tarif edilenlerse Memleketin asıl sahibi olan Türkmen Alevilerdir.
•Rodos adası alındığında Sakız adasındaki Yahudileri daha iyi hayat şartı temin etmesi için Rodos’a getirdi. İncirli adasındaki kükürt madenlerinin işletme hakkı Yahudilere verildi. Budapeşte alındığında ise de burada kötü şartlarda yaşayan Yahudileri özel gemiler göndererek İstanbul’a getirdi. Büyük bir Yahudi gurubu da Edirne’ye yerleştirdi.
•Harem kâhyası Canfeda’nın himmeti ile kardeşi, Malatyalı Ermeni Deli İbrahim paşa Sivas’a vali olarak tayin edildi ve bölgeye dışarıdan çok sayıda Ermeni getirildi.
•Ülke ekonomisi bu dönemde tamamen Rumlar, Ermeniler ve Yahudilerin eline geçti.
•İlk önce Fransa’ya, ardından Venedik ve Leh krallıklarına ticari imtiyazlar verilerek bağımlılığın temelleri atıldı.
•Belgrat alındığında kale halkından bir kısmı Macaristan’a gitti. Aslen Sırp olanlar evlat, aile ve mallarıyla İstanbul’a naklolunarak Yedikule civarına iskân edilip Belgrat mahallesini kurdular.
•Budin’in alınmasından sonra da köylü ve şehirli halktan gerek Hıristiyan ve gerek Musevilerden birçok hane çoluk çocukları ile birlikte Tuna gemilerine konup iç memleketlere nakil oldukları gibi bunlardan bir haylisi İstanbul’da Yedikule taraflarına iskân edildi. Musevilerden bir kısmı Selanik’e ve bir kısmı da sair şehirlere gönderildiler.
•Kanuni Nahçivan seferi dönüşünde 20.000 akçe ve daha yukarı gelir getiren dirliklerin yalnızca devşirmelere verilmesini kanunlaştırdı. Böylece İstanbuldan sonra Anadoluda daTürklerin bu yolla toprak sahibi olmaları ve devlet görevine gelmeli engellenmiş oldu.
•Şehzadeler vakasında, önce en büyük oğul Şehzade Mustafa gözden düşürülerek öldürülmüş, sonra Hürrem Sultandan doğma iki oğul (Bayezid ve Selim) arasında kavga başlamıştı. Padişah bu iki oğluna haber salarak geçimsizlikte ısrar ederlerse saltanatı kız kardeşinin oğlu olan (Mora sancak beyi) Osman Şah Bey’e vereceğini, tehdit makamında oğullarına bildirmişti. Selim ile Konya ovasında çarpışan Bayezid yenilerek dört oğlu ile beraber İran’a sığındı ise de İran Şah’ına para ve hediyeler vermek suretiyle teslim alınarak oğullarıyla birlikte orada boğduruldu.
•Şehzadeler arasındaki kavgayı basit bir iktidar mücadelesinden çok, Anadolu-Saray çekişmesinin su yüzüne çıktığı, ekonomik ve sosyal dengelerin bozulmasının bir göstergesi olarak değerlendirmek gerekir. Kavgayı saray’ı temsil eden enderuniler (devşirmeler) kazanmış Sarı Selim’i iktidara getirmişlerdi ancak, Anadolu’daki kargaşa artarak devam edecektir.
 

Ynt: Osmanlı Hanedanı; I.Süleyman (Kanuni)

Kanuni döneminde devşirmelerin ve halkın durumunu gösteren bir-iki örnek vermek istiyorum.
Bu devşirmeler ki 10-15 yaşlarında evlerinden alınıp getirilmiş ocaklarda yetiştirildikten sonra Enderunda eğitimlerini tamamlamış hıristiyan çocuklardı ve 5-10 yıl içerisinde edindikleri servet aşağıda iki örneğini verdiğim boyutta idi.

•Defterdar İskender
İskender Çelebi zenginliği ve kölelerinin çokluğu ile meşhurdu. İskender Çelebi’nin kölelerinden olup vezir-i azam olan Ahmet Paşa müverrih Ali’ye: “Şimdi bu divanda yedi veziriz, hepimizin servetlerinin toplamı merhum efendi kadar değildir” demiştir. İskender asıldığında kul defterinde altı bin iki yüz köle satın almış olduğu görülmüştür. Köle ve cariyeleri için her sene Trabzon’dan bir gemi yükü bez gelir ve bununla kölelerine don ve gömlek yapılırmış. Irak seferine giderken silahları, atları, elbiseleri mükemmel bin iki yüz kişilik maiyetiyle hareket etmiştir.
Asıldıktan sonra yüzden fazla içoğlanı bulunup içlerinden seçilen on neferi saraya alınarak kalanı başkalarına verilmiş ise de Sultan Süleyman, bu çocukların fevkalade olan terbiyelerini beğenerek diğer yerlere verilenlerde toplattırarak saraya aldırıp yetiştirmiştir ki yukarıda adı geçen vezir-i azam Ahmet Paşa ile ikinci vezir Piyale Paşa ve Beylerbeyilerden Gülabi Paşa, Behram Paşa ve Rus Hasan Paşa bunlardandır.
Not: Ahmet Paşa’nın bahsettiği divandaki yedi vezir Sokullu Mehmet Paşa, Pertev Paşa, Piyale Paşa, Zal Mehmet Paşa, Hüseyin Paşa ve Ahmet Paşa’nın kendisidir.
•Rüstem Paşa’nın Serveti
Çok zengin olup vefatında bin yedi yüz kölesi, iki bin dokuz yüz harp atı, bin yüz altı devesi, yedi yüz bin sikke-i hasene (altın), beş bin dikilmiş kaftan ve elbise, bin yüz adet üsküf(yüksek rütbeli yeniçerilerin başlığı), altı yüz gümüş eğer, beş yüz altın eğer, bin beş yüz gümüş at başlığı ve yüz otuz üç çift altın üzengi kalıp nakit altın ve gümüş ile altın eşya ve mücevherat bunlardan hariçtir.

•Devşirmelerin yukarıda belirtilen servetleri edindikleri dönemde Anadolu halkının durumu Kitab-ı Müstetab’ta şöyle anlatılıyordu “ …halk fakir olup bir çift öküz koşmaya kudretleri yoktur… Mesela vilayet-i Sivas’ta bundan önce bir pahalılık dönemi olmuş idi ki halk kedi köpek eti yediğinden başka…. Meşhur olmuş idi”

Çokta detaya girip canınızı sıkmak istemiyorum
 

Ynt: Osmanlı Hanedanı; II. Selim(Sarı)

11. II. SELİM (Sarı) (1566–1574)
Kanuni’nin Küçük Oğlu (Devşirmelerin desteği ile 44 yaşında tahta çıktı)

Annesi
ROKSALAN (Rus) Lakabı; Hürrem Sultan

Eşleri
RAŞEL (Yahudi) Lakabı; Nurbanu Sultan


üç veziri vardır ve bunlardan ikisi damadıdır.
Sokullu Mehmet Paşa (Sırp, Selim’in kızı Esmahan ‘İsmihan’ Sultanla evli)
Lala Mustafa Paşa
Piyale Paşa (Selim’in kızı ile evli)


Devre Özel Olaylar
•Orta boylu, kumrala yakın sarışın ve gök mavisi gözlü, kumral sakallı kekeme idi. Annesi Roksalan’a (Hürrem Sultan) benzediği için Sarı lakabını almıştı
•Tenperver, zevk ve sefaya düşkün biri idi. Ordunun başında hiçbir sefere gitmeyen ilk Osmanlı hükümdarıdır.

Saltanatı devralmak üzere saraya geldiğinde yeniçeriler önünü kesmiş bahşiş vermediği için saraya almamışlardı. Padişah atın üzerinde beklemekteydi. Yeniçeriler vezirleri atlarından indirip önlerine katarak padişahın yanına getirdiler ve eski kanun üzere söz istediler. Bunun üzerine Sokulu tekrar padişaha yalvarıp: -“Şevketlû hünkârım, bunlar mübarek lisan-ı şerifinizden vergilerini işitmeyince yatışmazlar, iyilik yapın, fitne defolsun deyince padişah: -İçlerinde Türkçe bilir var ise gelsin söyleyelim” demiş fakat korkudan kimse gelmeyince Sultan Selim: -“Cümle bahşiş ve terakkiler verilsin , makbulümdür” deyince kapılar açılıp hükümdar ikindi ezanında saraya girebilmiştir.
•II. Selim, Sokullu’nun muhalefetine rağmen Lala Mustafa Paşa ve Yahudi Yasef Nasi’nin teşvikleri ve Müftü Ebussuud Efendi’nin fetvası üzerine şarabı ile meşhur olan Kıbrıs’ın alınmasına karar verdi.
•1571 Kıbrıs Fethedilerek yönetim Yahudi Yasef Nassi (Cariye Raşel’i Selim’e satan kişi) ye verildi. Ve Kıbrıs’a 10.000 yeniçeri ve Fransa’dan sürülen Yahudilerin yerleşmesi sağlandı.
•Kıbrıs’ta bulunup devlete ihanet eden erkek ve kadın yerli Hıristiyanlardan üç yüz neferi de Antalya’ya iskân edildiler.
•Sokullu Mehmet Paşa, kayın pederi olan II. Selim zamanında hiçbir kimseyi hükümet işlerine müdahale ettirmemiş ve bütün mesuliyeti üzerine alarak iş görmüştür. Bu münasebetle memleketinden getirttiği akrabalarını devletin önemli işlerine yerleştirmişti.
 



Ynt: Osmanlı Hanedanı; III. Murad

12. III. MURAD (1574–1595)
(29 yaşında tahta çıktı)

Annesi
RAŞEL (Yahudi) Lakabı Nurbanu sultan

Eşleri
(Venedikli Bafo ailesinden) Lakabı; Safiye Sultan
MONA (Polonyalı) Lakabı; Mihriban Sultan
NİNUŞKA (Macar) Lakabı; Nazperver Sultan
OLGA (Rus) Lakabı; Şahhuban Sultan
MERİ(Romanyalı) Lakabı; Fahriye Sultan

Şehzadelik döneminde (29 yaşına kadar) 130 kadından 112 çocuğu oldu iktidara gelince yukarıda adı geçen eşlerin dışındakiler, çocukları ile birlikte boğularak denize atıldılar.

7 Veziriazamın tamamı devşirme idi

Devre Özel Olaylar
•Babasının ölümü üzerine Sokullu, Manisa’da sancak beyi olan Murat’ı davet etmiş Murat saray’a geldiğinde Vezir-i Azam Sokullu ile ilk görüşmede Sokullu’nun elini öpmek istemiş, fakat Sokullu padişahın ayağına kapanarak eteğini öpmüştür.
•Cülus un’dan sonra bir gecede on yedi kardeşini boğdurdu.
•Padişahın annesi Nurbanu Sultan(Yahudi Raşel) ve eşi Safiye Sultan(Venedikli Bafo) birbirine rakip konumunda ve idarede söz hakkına sahiptiler. Nurbanu sultan, Safiye Sultanın padişah üzerindeki etkisini azaltmak için oğluna sürekli yeni kızlar buluyordu. Bu işleri yöneten Canfeda ismindeki kethüda kadında padişaha takdim edilecek cariyeleri yetiştiriyordu bu vesile ile sarayda ve dışarıda söz sahibi idi.
•Sultan Murat zamanını, etrafına topladığı eğlence takımları, cüce ve maskaralarla ve geceleri kadınlarla geçirmiştir.
•Yirmi bir sene padişahlık etmiş olan III. Murad, sarayında kapalı bir hayat geçirmiş, ilk zamanlarında Cuma namazlarına çıkarken sonra onu da terk ederek sarayda namaz kılmayı adet etmişti. Babası II. Selim ara sıra Edirne’ye gidip dolaştığı halde bu Sara nöbeti gelir korkusuyla İstanbul’dan ve hatta sonraları sarayından dışarı çıkmamıştır.
 

Ynt: Osmanlı Hanedanı; III. Murad

•III. Murad zamanında valide sultan, kapı ağası, muhasip erkek ve kadınlarla saray dışında padişaha yakın olan nüfuzlu adamların iltimas ve himayeleri ile liyakate ve hizmete önem verilmeyerek gelişi güzel Beylerbeyilik ve vezirlik verilir oldu. Vezir adedi arta arta eyaletlerdeki Beylerbeyiliklere vezir valiler tayin edildi. Valiler, tayinleri için Sultan, vezir-i azam veya padişah üzerinde müessir olanlara külliyetli rüşvet veriyorlardı.
•Sarayda haremin kilercisi bulunan Yahudi Kira Kadın devlet işlerine müdahalesiyle şöhret kazanmış tımar ve zeametlerin dağıtılmasından aldığı rüşvetlerle çok zengin olmuştur; Kira Kadın bir sipahi isyanı neticesinde öldürüldüğü zaman malının müsaderesi neticesinde beş milyon akçe elde edilmişti.(1599) Kira Kadın Venediklilerin kendisine verdikleri bir imtiyaz mukabilinde Cumhuriyet’in Kıbrıs’taki ticaretine mühim menfaatler temin eylemişti. Bu hususlarda Nurbanu ve Safiye Sultan’lardan yardım görüyordu.
•Beylerbeyi’lere verilmesi icap eden zengin haslarla, savaşçı eyalet sipahilerine verilmesi lazım gelen, gelirli zeamet ve tımarlar saray mensuplarına yani musahip, cüce, dilsiz ve hokkabazlara verilmeye başlanmıştı; bu sebeple eskiden beri sağlam esaslara bağlanmış olan askeri teşkilat, III. Murat’ın zamanından itibaren bozulmuştu.
•Paranın değerinin bozulması da yine bu dönemde olmuştu.
•Osmanlı devletinin hafif süvari kuvveti olan akıncılar hudutlarda ve bazı mühim yerlerde bulunup XVI. yüzyıl sonlarına kadar büyük yüz aklıkları ve harikulade fedakârlıklarıyla devlete hizmet etmişler, fakat Eflak Beyi Mihal’ın isyanındaki harekâtta Vezir-i Azam Arnavut Sinan paşa’nın tedbirsiz hareketleriyle adeta mahvolurcasına zayiat vermişlerdir. Bu suretle yıpranan bu ocak, her ne kadar XVII. yüzyılın ilk yarısı içinde şöyle böyle az miktardaki kuvvetle bazı seferlerde görülmekte ise de eski kudretinin yarısını bile tekrar elde edememiş ve bir daha belini doğrultamamıştır.
 

Ynt: Osmanlı Hanedanı; III. Mehmet

13. III. MEHMET (1595–1603)
(29 yaşında tahta çıktı, 37 yaşında öldü)

Annesi
(Venedikli Bafo ailesinden) Lakabı; Safiye Sultan

Eşleri
SİNDERELLA VİOLETTA (İspanyol) Lakabı; Mahpeyker
HELEN (Yunanlı) Lakabı; Handan


7 Veziriazam'ın tamamı devşirme

Devre Özel Olaylar
•Sancak beyliğinden saltanata gelen son Osmanlı padişahı budur.
•Bunun saltanatı zamanında da, babası devrinde alışılan devlet işine müdahale, daha geniş ölçüde devam etmiştir.
•Zayıf iradeli ve safdil olup çok tesir altında kalırdı. Annesi Safiye Sultan kendisi üzerinde etkili olup icabında verdiği emirleri geri aldırırdı.
•Celali isyanları sebebiyle çoğu zaman, üzüntüden yemeden içmeden kesildiği söylenir
•Nizam-ı âlem için 19 Erkek kardeşini bir gecede boğdurttu, 24 kız kardeşini ise sarayın bir bölümüne hapsettirdi. Yeniçerilerin ısrarı ile çıktığı eğri seferine çıkarken de 15 yaşındaki kendi öz oğlunu tehlike yaratmasın diye boğdurdu.
•On altı yaşındaki büyük oğlu Şehzade Mahmut’un bir şeyhin telkini ile hariçle mektuplaşması haberi alınması üzerine şehzadeyi önce hapsedip sonra boğdurmuş ve şeyh ile şehzadenin validesi ve diğer vasıta olanları denize attırmıştır. Oğlunu öldürdükten yedi ay sonrada kendisi öldü.
•Bozulmalar ilmiye sınıfında da görüldü Rüşvet alabildiğine arttı.
 


Ynt: Osmanlı Hanedanı; III. Mehmet

ufukozkan' Alıntı:
Hocam eline sağlık .... Bunları ateş başında da konuşalım..

İnşallah Ufuk, burada, gönülleri fazla incitmemek için çok özet yazıyorum maalesef o kadar çok şey varki konuşacak. Bunlar çok bilinmediği içinde "bu gün" doğru yorumlanamıyor
 



Ynt: Osmanlı Hanedanı ve Saray Kadınları

acemi80' Alıntı:
İnşallah Ufuk, burada, gönülleri fazla incitmemek için çok özet yazıyorum maalesef o kadar çok şey varki konuşacak. Bunlar çok bilinmediği içinde "bu gün" doğru yorumlanamıyor

Senden komple bir dinleriz. Çok iyi olur :smiley:
 



Ynt: Osmanlı Hanedanı; I. Ahmet

14. I. AHMET (1603–1617)
(13 yaşında tahta çıktı, 27 yaşında öldü)
Annesi
HELEN (Yunanlı) Lakabı; Handan

Eşleri
EVDOKSİA (Rum) Lakabı; Mahfiruz Sultan
ANASTASİA (Rum) Lakabı; Mahpeyker Kösem Sultan

Dört vezirin tamamı devşirme

Devre Özel Olaylar
•Fatih’ten sonra ilk defa, bir padişah tahta çıktığında kardeşini öldürmedi
•Çocuk denecek yaşta bulunması sebebiyle devlet işlerinde bizzat hareket edecek halde bulunmadığından bütün hareketlerinde tesir altında idi. Dini taassubu pek fazla olup aynı zamanda vefasızdı.
•Devlete hâkim olan Kuyucu Murad çok zalim bir politika güderek sayısız Türkmen’i suçlu suçsuz demeden katletmişti. Kuyucu Murad lakabını öldürdüğü Türkmenleri kuyuya doldurduğu için almıştır. Birkeresinde küçük bir Türkmen çocuğu öldürmeleri için cellatlara emir vermiş onlar öldürmeyince kendi elleri ile çocuğu boğarak kuyuya attığıda kayıtlar arasındadır.
•Estergon fatihi Lala Mehmet Paşa padişahın haksız davranışları karşısında felç geçirdi.

I. Ahmet'in ölüm şekli için, kaynaklar kıvranarak öldü diyor bu konuda yeteri kadar delil bulamadım ama büyük ihtimalle zehirlenmiştir.
 

Ynt: Osmanlı Hanedanı; I. Mustafa

15. I. MUSTAFA (1617–1618)
(I. Ahmet'in kardeşi Cariyelerin politikası gereği, 26 yaşında tahta çıkarıldı)

Annesi
HELEN (Yunanlı)

Vezirlerin tamamı devşirme bu dönemde saray kadınları saraya hakimdi.


Devre Özel Olaylar
•Tahtta çıkmak geleneklere göre Osman’ın hakkı olmasına rağmen ipleri elinden bırakmak istemeyen Kösem sultanın politikası gereği ölen padişahın kardeşi tahta çıkarıldı.
•Tahta çıkarıldıktan üç ay sonra indirildi ancak Osman’ın katledilmesinden sonra tekrar çıkarıldı.

Osmanın katlinden sonra tahta çıkarıldı ancak tekrar indirip yerine Murad ı getirmek istediler bu duruma Valde sultan itiraz edince
Ulema cümleten padişahın validesine haber gönderdiler ki yarınki gün oğlun Sultan Mustafa Han Hazretleri taht-ı aslinde otururken şeran sualimiz vardır:
Evvela adın nedir ve kimin oğlusun? Ve bugün günlerden ne gündür? Soralım.

Sonra bunlara cevap verirse emir-ül müminin padişahımızdır. İlla değilse imameti şeran caiz değildir, sabinin imameti caiz, mecnunun değildir. Bu haber valide sultana vardıkta ahvali belli, kadir olmadığı muayyen cevabını verdi.

Olaya bakarmısınız. Adın nedir kimin oğlusun bu gün günlerden ne gündür sorusuna cevap verebilirse padişah olarak kalsın yoksa tahttan indirip bir çocuğu bunun yerine tahta geçirmek daha uygundur deniyor.
Annesinin cevabı daha acı; Durumu belli bunlara cevap veremez demektedir. Ve bu insan Osmanlı İmparatorluğunun tahtına iki defa oturmuş bir padişahtır.
 



Ynt: Osmanlı Hanedanı; II. Osman (genç)

16. II. OSMAN (genç) (1618–1622)
(14 yaşında tahta çıktı 18 yaşında yeniçeri isyanı ile çirkin bir şekilde öldürüldü)

Annesi
EVDOKSİA (Rum) Lakabı; Mahfiruz

Eşleri
MARİÇA (Rum) Lakabı; Meylişah Sultan
AKILE (Şeyhülislam Arnavut Esat Efendinin kızı, Nikâh kıyması olay oldu)

Devre Özel Olaylar
•Yaşı küçük olduğu için Sultan Osman üzerinde annesi Mahfiruz (Evdoksia) dan başka hocası Ömer Efendi ile kızlar ağası Mustafa Ağa etkili idi; bunlar ne telkin ederse onu yapıyordu. Fakat bir müddet sonra 1619 da vezir-i azam olan İstanköylü Ali Paşa, padişaha çok hediye takdimi ile göze girdi ve bu parayı tedarik için hayli müsadere yaptı. Ve padişahın itimadını o dereceye kadar kazandı ki hocası Ömer Efendi ile dar-üs-saade ağasını gözden düşürdü ve ağanın malını müsadere ederek onu Mısır’a sürdü.
•18 yaşına geldiğinde Vezir-i Azamın teşvikiyle Lehistan seferine çıktı sefere çıkmadan önce altı erkek kardeşinin en büyüğü olup kendisinden iki yaş küçük bulunan on altı yaşındaki Şehzade Mehmet’i öldürmeye karar verdi bu hususta şeyhülislam Esat Efendiden fetva istediyse de vermedi ve bu yüzden araları açıldı. Fakat Rumeli kazaskeri Taşköprülü zade Kemaleddin Efendi, şeyhülislam olmak ümidiyle istenilen fetvayı vermiş olduğundan zavallı şehzade boğuldu.
•Lehistan seferi başarısızlıkla sonuçlandı asker padişaha, padişahta askere gücenik olarak sulh’a karar verildi.
•Islahata ocaklardan başlamak istemiş; ocağın mevcudunu anlamak için yaptığı yoklamada ki mevcudu, maaş defterinde olan miktardan az bulmuş ve parayı kesmişti. Bu hal mevcut olmayan askerleri mevcut gibi göstererek onların yevmiyelerini der cep eden (cebine indiren) ocak subaylarının işine gelmediğinden onlarda askerin memnuniyetsizliğine katıldılar.

•Osman devşirme ve yeniçeri baskısından kurtulmak için Anadolu Türklerinden ordu kurup Sarayı ele geçirmek için planlar kurdu. Hacca gitmek bahanesi ile Saraydan çıkacak ve Anadoludan ordu toplayıp dönecekti.
•Şeyhülislam Esat Efendi-ki padişahın kayınpederi olup fakat kendisine gücenikti- Sultan Osman’a fetva yollayarak padişahların hacca gitmesine lüzum yoktur; yerinde oturup adalet etmesi kâfidir; bir fitne çıkması ihtimali vardır; diye damadını ikaz etti.
Ancak Osmanın niyetini anlayan Devşirme gurubu artık Osman'ı indirip onun yeri tekrar Mustafayı getirmeye karar vermişti. Yeniçeri isyan ettirildi. Yedikule’ye götürülen Osman ile beraber vezir-i azam Davut Paşa ve kethüdası Ömer Ağa, cebecibaşı birkaç maiyetiyle orada kaldılar. Cebecibaşı kement atıp boğmak istedi ise de Osman güçlü kuvvetli olduğundan bunlarla epeyce uğraştı, içlerinden birisi Osman’ın omzuna balta ile vurarak yere düşürdü ve nihayet Kilindir Uğrusu denilen subaşı kethüdası, .... suretiyle kendisini şehit ettiler. Cebecibaşı, ölümüne nişane olmak üzere kulağını kesip yeni padişahın validesine götürdü.
•Genç Osman olayı Osmanlı hanedanının içerisine düştüğü durumu göstermesi açısından ibret vericidir. Padişah kendi sarayını ele geçirmek için çeşitli planlar yapmakta, anacak menfaat gurupları ve devşirmelerin yönlendirmesiyle hayatından olmaktadır.
•Detaylarına girmek istemediğim bu olay çok çirkin bir şekilde gelişmiş ve neticede uzun süre Osmanlı hanedanının korkulu rüyası olmuştu. Bu olaydan sonra Hanedan üyeleri çok uzun bir süre bu tür bir olaya cesaret edememiş, saray’a dolayısı ile devlete sahip çıkıp bu ülke bu devlet benimdir, diyememiştir.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,438
Mesajlar
1,517,965
Kayıtlı Üye Sayımız
172,091
Kaydolan Son Üyemiz
Engin Koygun

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

SON KONULAR



Geri
Üst