Sukuşu
Moderatör
- Mesajlar
- 536
- Tepkime Puanı
- 4
Mağaraya Giriş
mağaracılığın bir sürü kitapta da yazdığı gibi bazı kuralları
var kural derken uymazsan hapse atmazlar ama uyarsan da zararını görmezsin.
bunların en başında rescue saati uygulamasıdır. malum, bir ekip içeri girerken dışarıdakilere bir
rescue saati verilir ve dışardakiler de o saatte ekip gelmezse içeri
girer. bu rescue ekipleri döşeme bilen ve tercihen tecrübelilerden
oluşur. en hızlı şekilde ilk müdahele yapmak, duruma göre de
dışarıdan (hatta istanbuldan) yardım çağırmaktır amaçları.
temelinde çok basit ama çok faydalı bir uygulamadır
özellikle nispeten daha zorlu ekspedisyonlar düzenleyen kulüpler
ise bu kuralı daha da ileri götürüp hertürlü olumsuz senaryoyu
göz önünde bulundurup ona göre hareket ederler. hatta önlemini
anlamayacakları felaket senaryoları varsa o ekspedisyonu yapmazlar
veyahut sadece bu riski göze alan üyelerle devam ederler.
mağaracılığı diğer bir çok ekstrem doğa sporundan ayrıldığı nokta da budur
aslında mağaracılık aslında istanbulda sokakta yürümekten
daha tehlikeli değildir ancak bir problemle karşılaşıldığın çözülmesi
malum mağara şartlarından dolayı daha uzun sürebilir. bu sebepten mağaracılar,
dağcıların aksine tüm olasılıkları değerlendirmeye çalışırlar. birçok dağcı kötü hava
tahminine rağmen çıkışlarına devam ettikleri için hayatarını kaybetmişlerdir.
sonuç olarak
bir mağara gezisine giderken veya bir mağaraya
girerken iyimser olmaktansa, hafif şüpheci adam olmak da fayda vardır. yoksa verilen bir sürü emek
boşa gidebilir.
Her zaman için bi hata yapma payı var. Bu hata yapıldığında da yedek birilerinin olması gerekiyo. Döşeme yaparken bile yedek bağlantısız çalışmıyoruz. Her boltu çakarken dikkat ediyor olsak da "bu sağlam oldu" deyip yedeksiz bırakmıyoruz, hayatımızı tek ihtimale emanet etmiyoruz.
Yedek denen şeye zaten normal şartlar altında ihtiyaç duyulmaz. Normal olan zaten herkesin her şeyini kontrol etmesi, dikkatli olması, ekip liderini dinlemesidir. Ama mağarada insan yorulur, acıkır, ışığı azalır, morali bozulur. Ne kadar dikkatli olunursa olunsun birilerinin başına bişeyler gelme olasılığı her zaman vardır. Özellikle bu kişi yeniyse ona "ya şimdi kampta rescue yapacak insan yok, o yüzden hata yapmamaya çalış" diyemezsiniz ki.
Bireysel hatalar her zaman olacaktır.
mağaracılığın bir sürü kitapta da yazdığı gibi bazı kuralları
var kural derken uymazsan hapse atmazlar ama uyarsan da zararını görmezsin.
bunların en başında rescue saati uygulamasıdır. malum, bir ekip içeri girerken dışarıdakilere bir
rescue saati verilir ve dışardakiler de o saatte ekip gelmezse içeri
girer. bu rescue ekipleri döşeme bilen ve tercihen tecrübelilerden
oluşur. en hızlı şekilde ilk müdahele yapmak, duruma göre de
dışarıdan (hatta istanbuldan) yardım çağırmaktır amaçları.
temelinde çok basit ama çok faydalı bir uygulamadır
özellikle nispeten daha zorlu ekspedisyonlar düzenleyen kulüpler
ise bu kuralı daha da ileri götürüp hertürlü olumsuz senaryoyu
göz önünde bulundurup ona göre hareket ederler. hatta önlemini
anlamayacakları felaket senaryoları varsa o ekspedisyonu yapmazlar
veyahut sadece bu riski göze alan üyelerle devam ederler.
mağaracılığı diğer bir çok ekstrem doğa sporundan ayrıldığı nokta da budur
aslında mağaracılık aslında istanbulda sokakta yürümekten
daha tehlikeli değildir ancak bir problemle karşılaşıldığın çözülmesi
malum mağara şartlarından dolayı daha uzun sürebilir. bu sebepten mağaracılar,
dağcıların aksine tüm olasılıkları değerlendirmeye çalışırlar. birçok dağcı kötü hava
tahminine rağmen çıkışlarına devam ettikleri için hayatarını kaybetmişlerdir.
sonuç olarak
bir mağara gezisine giderken veya bir mağaraya
girerken iyimser olmaktansa, hafif şüpheci adam olmak da fayda vardır. yoksa verilen bir sürü emek
boşa gidebilir.
Her zaman için bi hata yapma payı var. Bu hata yapıldığında da yedek birilerinin olması gerekiyo. Döşeme yaparken bile yedek bağlantısız çalışmıyoruz. Her boltu çakarken dikkat ediyor olsak da "bu sağlam oldu" deyip yedeksiz bırakmıyoruz, hayatımızı tek ihtimale emanet etmiyoruz.
Yedek denen şeye zaten normal şartlar altında ihtiyaç duyulmaz. Normal olan zaten herkesin her şeyini kontrol etmesi, dikkatli olması, ekip liderini dinlemesidir. Ama mağarada insan yorulur, acıkır, ışığı azalır, morali bozulur. Ne kadar dikkatli olunursa olunsun birilerinin başına bişeyler gelme olasılığı her zaman vardır. Özellikle bu kişi yeniyse ona "ya şimdi kampta rescue yapacak insan yok, o yüzden hata yapmamaya çalış" diyemezsiniz ki.
Bireysel hatalar her zaman olacaktır.