Kızılcahamam Konaklamalı Bisiklet Gezim (5-6 Nisan 2014)

[ankirali]

Kış aylarında havanın yağışsız ve 0-10 derece aralarında olduğu bir haftasonunda yapmayı planladığım Kızılcahamam gezisini, nispeten serin bir nisan hafta sonunda nihayet gerçekleştirdim.
Aslında amacım Çamkoru’ya kadar gidip çadırlı kamp yapmaktı. Fakat telefon ettiğimde kimsenin konaklamadığını öğrendim. Ayrıca yiyecek sıkıntısı çekmek istemedim.
Cuma günü akşamdan heybe çantayı hazırlamaya başladım. Buğday ekmeği, hurma, çay, yumurta ve dört şişe su aldım. Giyecek olarak alt-üst termal içlik, polar, yağmurluk, yedek iç çamaşırı, bere ve yedek tişört aldım. Decathlon’dan aldığım hamam havlusunu da aldım yanıma. Kızılcahamam termallerine gitmekti niyetim ama gitmedim. Ayrıca fotoğraf makinesi ve cep telefonunun yedek pillerini de şarj ettim.
Yolculuğun molalar dahil 6 saat sürmesini tahmin ediyordum. Sabah 7 de kaktım. Evdekiler henüz derin uykudaydı. Alt eşofman, tişört ve yağmurluğu giydim. Akşamdan hazır olan heybe çantayı kaptığım gibi arabanın yanına bisikletle geldim. Takım çantası ve yer örtüsünü heybe çantanın üzerine bagaj lastikleri ile sabitledim. Lambaları, suluğu ve telefonu yerleştirip saat 8 de yola çıktım.

 

[ankirali]

Ynt: Kızılcahamam Konaklamalı Bisiklet Gezim (5-6 Nisan 2014)

Mola vermeden Kazan yolu üzerindeki Cumhuriyete saat 9 da geldim. 10 dakika su ve ihtiyaç molası arkasından yola devam ettim.

Kurtboğazı’na kadar kısa süreli (5 dk geçmeyen) birkaç dinlenme dışında yola devamla saat 10,45 de geldim. Rampayı 1. viteste çıkarken iyi ki rubleyi 34 dişli çarkla değiştirmişim dedim kendi kendime. Her ne kadar hız saatte 6 km ye kadar düşse de çok rahat pedal çevirebildim.
Kurtboğazı’nda kimsecikler yoktu. Su ve wclere yakın bir masaya yerleştim. Ohh ne güzel baharın gelmesi. Ağaçlar çiçek açmış ve havaya hoş kokularını bırakmış. Kuşlar neşe içinde ötüyorlar. Nispeten serin bir hava. Ve bu ortamda nefis bir kahvaltı hazırlığına başladım.

 

[ankirali]

Ynt: Kızılcahamam Konaklamalı Bisiklet Gezim (5-6 Nisan 2014)

Önce ocakta çay suyunu kaynattım. Demlik poşetini içine atıp kenara koydum. Tavaya yağ döküp yumurtayı kırdım. Bu sakin ortamda nefis bir kahvaltı yaptım. Yaklaşık bir saat sonra yola çıktım. Pazar yol ayrımında dere kenarında biraz oyalandım.
Akdoğan köyü rampasına gelmeden yolcu bekleme yerinde dinlenmek için durduğumda saat 12,30 olmuştu. Kilometre 55 olmuştu. Böyle yol üstü molalarda biraz soluklanmak ve oyalanmak oldum olası hoşuma gitmiştir.
Akdoğan köyü rampasını da gayet rahat bir tempoda çıktım. Kilometre 60 gösterdiğinde Kargasekmez geçidinin başındaydım saat de 13,30 olmuştu. İşte bisiklet binmenin en zevkli anlarından biri: Yokuş inmek. Yaklaşık dört kilometre ve %7’lik bir iniş. Üstelik sert virajlar da var. Rüzgarın karşıdan esmesiyle neredeyse hiç frenlemeden 10 dakikada aşağıya indim. Beni aşağıda leylekler karşıladı.

 

[ankirali]

Ynt: Kızılcahamam Konaklamalı Bisiklet Gezim (5-6 Nisan 2014)

Nihayetinde 67 kilometre gelerek merkezde yer alan öğretmenevine saat ikide ulaşmıştım. Öğretmenevinde formu doldurup zeminde yer alan odama bisikletimi de alarak yerleştim.
Odada kalorifer yanıyordu. İki kişilik odada tek başıma kalacağımdan, yüklerimi boş yatağın üzerine boşalttım. Telefonu şarja taktım. Üzerimdeki giysileri değiştirerek duşumu aldım.
Saat 15,30 da patlıcan kızartma (konserve), meyve suyu, hazır çorba, salata ve muzdan oluşan öğle yemeğini öğretmeninin mutfağında yedim. Saat 16,30 da tekrar dışarı çıkarak, ana caddeyi geze geze Soğuksuya kadar gittim

 

[Belonni]

Ynt: Kızılcahamam Konaklamalı Bisiklet Gezim (5-6 Nisan 2014)

Güzel bir gezi olmuş. Paylaşım için teşekkürler.

 

[ankirali]

Ynt: Kızılcahamam Konaklamalı Bisiklet Gezim (5-6 Nisan 2014)

Saat altıya kadar burada oyalandım. Tekrar öğretmenevine döndüm. Yattığımda saatin 23,00 olduğunu hatırladığıma göre sonrasında uyumuşum.
saat 07,30 uyandım. Bisikleti yükleyerek odadan çıktım. Öğretmenvinde kimseler yoktu. Anahtarı dış kapının paspasının altına koyarak ayrıldım. Hava bayağı serin olduğundan yağmurluğum üzerimdeydi. Kızılcahamam caddeleri boştu. Yavaş yavaş caddeden aşağıya frenleyerek indim. İstanbul yoluna çıkarak devam ettim.
Birkaç kilometre sonra Kargasekmezin başındaydım. Yaklaşık dört kilometrelik bir yokuş. Birinci viteste saatte 5-6 kilometrelik bir hızla ağır vasıta misali çıktım. Nefeslenmek için birkaç dakika durdum iki kez. Tepede çikolata yiyeceğim diye kendimi motive ettim. Tam yarım saatte yokuşu çıktım. Yokuşun bitiminde hedefe varmanın mutluluğunu yaşadım. Trafik istasyonunu geçince durdum ve kendime söz verdiğim ödülümü yedim.

 

[ankirali]

Ynt: Kızılcahamam Konaklamalı Bisiklet Gezim (5-6 Nisan 2014)

Buradan itibaren sürüş keyfi arttı çünkü nispeten düz bir yolda ilerliyordum. Bir çeşme başında mola verdim. Boş pet şişelerimi doldurdum. Yanımda dört pet şişe taşıyordum (2 litre)

 

[ankirali]

Ynt: Kızılcahamam Konaklamalı Bisiklet Gezim (5-6 Nisan 2014)

Kurtboğazı girişinde, ağaçların arasında iki piknik masası gördüm. Etrafında da kimse yoktu. Elimde bisikleti sürerek buraya yerleştim. Rüzgar şiddetini arttırmıştı. Yine de tüpü yaktım. Fakat kartuş bitmek üzere olduğundan suyu ısıttı ama kaynatmadı. Ben de sallama yeşil çayla idare ettim. Rüzgar üşütüyordu, yağmurluğun altına polarımı da giymek zorunda kaldım. Kahvaltımı yine Kurtboğazı’nın piknik alanında saat 10,30 da yaptım.

 

[ankirali]

Ynt: Kızılcahamam Konaklamalı Bisiklet Gezim (5-6 Nisan 2014)

Buradan saat 11,30 da hareketle Kazan çıkışındaki çimenlik alanda küçük bir mola verdim. Öğle yemeğini Göksu da yemeye kara verdim. Saray rampasını da yavaş yavaş çıkarak Göksu’nun arka kapısından girdim. Yol kenarındaki çimenlik alanda boşluğa yer örtüsünü sererek yerleştim.

 

[ankirali]

Ynt: Kızılcahamam Konaklamalı Bisiklet Gezim (5-6 Nisan 2014)

Sağımı solumu az sonra piknikçiler doldurdu. Malzemeleri çıkardım. Tüpe yedek kartuşu taktım. Önce makarnayı pişirdim. Üzerine ton balığını boşalttım. Sonra Sebze çorbası için su kaynattım. Çorbayı da yapınca afiyetle yemeğimi yedim. Fakat makarnayı çok yapmışım. Eve götürmek üzere tencere setinin üzerini kapatıp bağlayarak heybeye yerleştirdim. Aslında yemekten sonra neskafe yapıp içmek istiyordum ama havanın rüzgarlı olmasından yandaki mangalın dumanı beni boğdu. Hemen pılı-pırtıyı toplayıp orayı terk ettim. İstanbul yolunda rahat bir sürüşle saat 16,00 da eve geldim