Keş Dağı'nda 175 Metre Derinlik

[Gezginkopek]

Akdeniz Bölgesi sınırları içinde bulunan Kahramanmaraş Yeşilgöz'deki keşfimizin yürüyüş, kamp ve Keş dağı ile ilgili bölümlerini anlatacağım. Gezinin temel amacı sekiz kişilik ASPEG Grubu olarak Keş Dağın'daki Düden'i keşfetmekti. Bunu başarı ile gerçekleştirdik ve -175 metre gidebildik. Muhtemel 100 metrelik inişin ucunda da bıraktık. Keşif kısmı ile ilgili yazıları Ekim 2008 ATLAS Dergisinde bulabilirsiniz.

Sabahın serinliğinde İstanbul'dan ayrılıp Kahramanmaraş uçağına biniyoruz. İndiğimizde ise bizi Kahramanmaraş'ın kavurucu sıcağı karşılıyor. Bizi karşılayan minibüsümüzle önce kargoya verdiğimiz bir yığın kamp, tırmanış, mağaracılık ekipmanlarımızı alarak vakit kaybetmeden Tekir beldesindeki Yeşilgöz'e geçiyoruz. Burası MADAG'la buluşma noktamız aynı zamanda araç değiştirme noktamız. Buradan ilerisine yaya ve katırlarla gideceğiz.

Bu gezi ve keşifde yine maskotumuz Biblo'da bu gezide.

Yeşilgöz'e vardığımızda MADAG Yeşilgöz kıyısında yerini almıştı. Eşyaları minibüsten indirip hemen Yeşilgöz'ün manzarasına kendimizi kaptırdık. Yeşilgöz'e adını veren yeşil'den kareler:

Biblo Yeşilgöz'ün kenarında serinliyor.




Yeşilgöz bizim için geçici bir duraklama noktası. Burada rakım 1035 metre. Bizim çıkacağımız nokta ise 1850 metre civarında olacağını düşünüyoruz. Eğer her şey yolunda giderse 7 gün boyunca Keş dağın'da kalacağız. Ancak yaylaya artık çok çıkan olmadığı için çok düzgün bilgi de almak mümkün olmuyor. Kamp yapacağımız noktada ağaç bile bulmamız güç olabilir.

Fazla olabilecek eşyaları Yeşilgöz'de bırakıyoruz. Yanımıza sadece gerekli olacak yiyecek, ilkyardım, tırmanış ve mağara ekipmanları oldukça fazla. Üç katıra bunları yükledikten sonra yolculuğumuz başlıyor. Katır sahipleri aynı zamanda rehberlerimiz. Tahmini olarak 3 saat sonra varacağımızı söylüyor gençler. Öğlen sıcağında başlıyor yolculuğumuz.

 

[Gezginkopek]

Ynt: Keş Dağında 175 Metre Derinlik

Ekip olarak kondisyonumuz fena değil. Ancak sıcak ve dik yamaç hepimizi yoruyor. Ara ara mola vererek ilerliyoruz. Biblo ise beyazdan yapılmış şapkası ile güneşten korunuyor. Zaman zaman da benim kucağımda yolculuk yapıyor.

Yola çıkalı 5 saat oldu. Halen Keş dağı yaylasına erişemedik. Hava kararmaya başladı ve sıcak ve sürekli tırmanış hepimizi yordu. GPS'den rakım 1,950'yi gösterdiğinde yayladan daha uzakta olduğumuzu anladık. Altı saat sonra hava kararmıştı. 2,000 metreyi geçmiş inişe doğru geçmiştik.

Karanlıkta bizi karşılayan birisi var. Elinde fener şaşkınlık içinde. Bizde şaşkınlık içindeyiz. Çünkü geldiğimiz bu noktada kimsenin olmasını beklemiyoruz. Karanlıktan kimse birbirini görmüyor. Katırlar üzerindeki yükleri boşaltıp yükleri ve kamp malzemelerini ayrıştırıyoruz. Bu sırada bir ses “önce gelin” dinlenin diyor. Bu sesin sahibi Eyüp Karataş. Hepimiz göz göze bakışıp şaşkınlıkla orada bir yayla evi olduğunu fark ediyoruz. O yorgunluk üzerine teklif öyle cazip geliyorki hiç birimiz çadırımızı kurmadan doğrudan sese kulak verip yayla evine gidiyoruz.

Yorgunluktan, açlıktan perişan olduğumuz o anda, gecenin karanlığında aldığımız davetle yayla evindeyiz. Hepimiz evin duvarları kenarına dizilmiş minderler üzerine kendimizi atıyoruz. Altı saat süren yolculuk ve sıcak yüzünden ayaklarımızdan ve bizden çıkan kokuyu duymuyor ama tahmin ediyoruz. Nasıl yapıldı bilmiyorum ama önümüze hemen bir sofra kuruldu. Yolda zaman kaybetmemek amacıyla yiyecekleri katırlardan indirmedik. Bu yüzden de oldukça acıkdık. O bulgur pilavı, domates ve cacık öyle iyi geldiki kendimize ancak gelebildik. Arkasından ikram edilen sıcak çay ise enerjimizi kısmende olsa yerine getirdi.

Dinlekten sonra herkes çadırlarını kuruyor ve hemen uyumaya geçiyoruz. Neredeyiz karanlıktan bilmiyoruz. Sadece GPS’den 1870 metrede olduğumuzu biliyoruz. Yorgunluktan hemen uyuyoruz.

Dağın tepesinden serbest kalan güneş çadırlarımıza vurduğunda hepimiz kalkıyoruz. Lakin sıcaktan çadır içinde durmak zor. Dışarının sıcaklığı son derece iyi. Çadırdan çıktığımızda iki yamacın ortasında, yaylanın ortasında bulunduğumuzu anlıyorum. Etraf çorak. Bize yakın diyebileceğim tek bir ağaç görebiliyorum. Dün akşam bir yerde topladığımız eşyalar öylece yığılmış duruyorlar. Eşyalarımızı zaten tek gölge olan ağacın yanına taşıyor ve oraya yerleşiyoruz.

 

[Gezginkopek]

Keş Dağında 175 Metre Derinlik

Eskiden ailelerin bir arada peynir yaptıkları Keş Kayası:



Kahvemizi hazırlamaya çalışırken Eyüp Karataş bizleri evlerinde kahvaltıya davet ediyor. Ayşe ve Cennet, kahvaltıyı hazırlamışlar bizi bekliyorlar. Keçi peyniri, bembeyaz keçi tereyağı, ekmek yerine gömbe, salatalık ve yayla suyundan yapılmış çayla tam bir ziyafet yapıyoruz.

Başka bir sabah kahvaltısından kare:


Yukarı çıkarken kimseyle karşılaşmayacağımızı umut etmiyorduk. Aslında ağaç gölgesi bile bulabileceğimizden şüpheliydik. Bu yüzden Karataş ailesinin bizleri misafir etmeleri bizim için oldukça büyük lüks oldu. 1870 metrede Kahramanmaraş’ta kamp diğer türlü oldukça zorlu geçecekti. Karataş ailesi her yıl ailece Keş Dağı yaylasına çıkıp, keçilerini burada besliyorlar. Keçi sütünden elde ettikleri peynir’i satarak da geçimlerini sağlıyorlar. Daha önceleri 14 aile gelinir, hep beraber Keş kayası denilen yerde peynir yapılırmış. Yaylaya çıkanların yaşlanması, gençlerin kentlerde çalışmaya başlaması ile her geçen gün yaylaya çıkan sayısı azalmış. Artık Karataş ailesi tek başına buraya çıkıyor. Hayvanların burada beslenmesi, suyu ve havası daha lezziz ve farklı bir süt vermelerini sağlıyor. Bu yüzden burada yediğimiz peynir ve yağın tadı şimdiye kadar yediğimiz pek çoğundan çok daha lezziz.

Karataş ailesinin çoçukları Ahmet, Enes ve Büşra keçilerin gezdirilmesinden günlük işlerin yapılmasına kadar pek çok işde anne ve babalarına yardımcı oluyorlar. Akşam olduğunda ise keçiler evin hanımları Cennet ve Ayşe tarafından sağılıyorlar. Günlük yaklaşık 55 Kg süt alınıp, peynir ve yağ haline getiriliyor. Karataş ailesinin yaylada günleri yoğun geçiyor. Sabah erkenden kalkılıyor, keçiler çıkartılıyor. Oğlaklarla ayrıca ilgileniliyor. Çoçuklardan Ahmet keçilere çobanlık yaparken, erkekler 2 günde bir aşağı inip, katırlarla yapılan peynir ve yağları teslim ediyorlar. Gün içinde peynir ve yağ yapımı ile ilgilenen hanımların temizlik, yemek gibi işleri de yapıyorlar. Bir diğer işte kış için hayvanlara yem yapılması. Bunun için dikenlerin toplanıp, kurutulduktan sonra sıkıştırılıp çuvallanıyor. Üç ay boyunca bu yoğunlukta yapılan çalışma elbette karşılığını alıyor.

Ayşe ve Cennet keçileri sağarken:

 

[Gezginkopek]

Ynt: Keş Dağında 175 Metre Derinlik

Bir yandan da ASPEG olarak keşfimiz devam ediyor. Bu keşifle ilgili ATLAS Dergisi Ekim sayısına bakabilirsiniz. Düden'de -175 metre'ye vardık ve 100 metre inişin ucunda bırakmak zorunda kaldık. Keşif bitmedi seneye tekrar devam edecek. Mağara girişinden bir kare. İlk iniş 40 metre...

Biz dönelim Keş Dağı yaylasına. Kamp kurduğumuz bölgeden daha yukarıda bulunan bir ardıç ağacından söz ediliyor. Ardıç ağacının 1500 yaşında olduğu söyleniyor. Çevresi 12 metre civarındaymış. Ardıç ağacı zor yetişir ve az bulunur bir tür. Üstelik Ardıç kuşu olmaksızında çimlenmezmiş. Normalde tohumu toprak üstünde kendiliğinden açıllmadığından çimlenme ancak Ardıç kuşu yardımıyla olabiliyor. Ardıç kuşu, ardıç tohumunu yediği zaman sindirim sırasında kabuğu açılıyor ve dışkısıyla toprakda çimlenebiliyor. Bu sayede de Ardıç ağacı doğal ortamda çoğalabiliyor.

Kamp alanında yaklaşık 15 dakikalık yürüyüşle Ardıç ağacının yanına ulaşıyoruz. İşte bu ünlü Ardıç ağacı :

 

[Gezginkopek]

Ynt: Keş Dağında 175 Metre Derinlik

Keş dağı'nda 7 gün geçiriyoruz. Yayla evi dahibi Karataş ailesi sayesinde oldukça rahat geçen kampımızda pek çok unutulmaz var. Keş dağının sert yüzü, gümgüm kayası, geceleri çıkan fırtına, yamaçtaki rüzgarın çağlayan sesi, beni ağlatan oğlak...Her biri hayatıma kazındı, artık güzel ve unutulmaz birer anı olarak hayatımda yer alıyorlar.

Biblo ise yaylanın serin havasını çok sevdi. Keçilere alıştı, keçilerde ona...Oğlaklara ise bayıldı.Öyleki Biblo yaylada kendi başına tırmanışa geçmiş geziniyordu. Ah şu yırtıcı kuşlar olmasa engel de olmayacağım ama Biblo için ciddi tehlike olabiliyorlar.

Cumartesi günü son malzemeleri de topladıktan sonra çok da gecikmeden yola çıkıyoruz. Çıkmadan önce bir Karataş ailesi ile Keş Dağı hatıra fotoğrafı çekmeyi unutmuyoruz:



Dönüş yolculuğunda Biblo kucağımda:




Yeşilgöz'e inip çadırlarımızı tekrar orada kuruyoruz. Bir gecede burada kaldıktan sonra ertesi gün kalkan uçağımızla İstanbul'a dönüyoruz..

Unutulmayacak anılarla tamamlıyoruz ve güzel bir iz daha bırakıyoruz yaşamamızda.

Anadolu'yu Keşfedin.. Her bir karışı cennetten bir parça...Dünya'dan daha güzeli varmıdır bilmiyorum ama burası bizim topraklarımız.. Ömrüm yeterse her bir karışını gezeceğim bu toprakları sizlerde gezin. Çünkü gezdikçe zenginliğini, insanını, insanlığını, güzelliğini, rengini görüyorsunuz.

Ne demişler GezenBilir

Sevgiyle kalın....

 

[gezmen]

Ynt: Keş Dağında 175 Metre Derinlik

Anadolu'yu Keşfedin.. Her bir karışı cennetten bir parça...Dünya'dan daha güzeli varmıdır bilmiyorum ama burası bizim topraklarımız.. Ömrüm yeterse her bir karışını gezeceğim bu toprakları sizlerde gezin. Çünkü gezdikçe zenginliğini, insanını, insanlığını, güzelliğini, rengini görüyorsunuz.

Ne demişler GezenBilir

.

Bu sözlerinize katılmamak elde değil Murat Bey. Gezmeyi seven birinin, bu şekilde düşüneceğine kesinlikle inanıyorum. Çok medyatik olmayan bu yurt köşesini ve oradaki insanları tanıttığınız için teşekkürler...

Cavid Sezen

 

[olimpos69]

Ynt: Keş Dağında 175 Metre Derinlik

Oldukça hoş bir gezi olmuş Murat hocam, güzel anlatımınız ve resimler için teşekkürler emeğinize sağlık, saygılar.

 

[yasarergun]

Ynt: Keş Dağında 175 Metre Derinlik

teşekkürler ilgiyle okudum

 

[TezMertek]

Ynt: Keş Dağında 175 Metre Derinlik

Paylaşım için çok teşekkürler.

Uzun zamandır böyle güzel bir gezi yazısı okumamıştım.

 

[AVCI_77]

Ynt: Keş Dağında 175 Metre Derinlik

Murat bey güzel gezi olmuş keş dağı zirve derken yaylada kahvaltı yapmak uyumak o havayı teneffüs etmek mükemmel ötesi bişey gezmek görmek bide oyerleri sizin gibi resimleyip anlatmak tam bir profösyenelce tebrikler !!!

 

[Gezginkopek]

Ynt: Keş Dağında 175 Metre Derinlik

Herkese teşekkürler.

Karataş ailesinin sayesinde kampımız gayet rahat geçti. Neredeyse sadece uyumaya çadırlarımıza gittik. Anadolu insanının misafirperverliği öyle etkileyiciki anlatmak zor.

 

[sedauncu]

Ynt: Keş Dağında 175 Metre Derinlik

bu yazı için tekrar tekrar teşekkürler

 

[Gezginkopek]

Ynt: Keş Dağında 175 Metre Derinlik

Seda Temmuz 2010'da tekrar oradayız..

 

[İsoruzgar]

Ynt: Keş Dağında 175 Metre Derinlik

Çok güzel bir etkinlik. Keşke hayatımızda hareket alanlarımız biraz daha geniş olsa da bizlerde o güzellikleri yerinde görüp yerinde yaşayabilsek. Siz çok şanslısınız.

 

[BolbuzJack]

Ynt: Keş Dağında 175 Metre Derinlik

Eline sağlık Murat

 

[sedauncu]

Ynt: Keş Dağında 175 Metre Derinlik

aslında gezenbilir Kahramanmaraş tada bir kamp organize etmeli
başkonuş yaylasında yada yeşilgözde vb. bir çok alternatif yer var burada!
çevre illerdende katılın yüksek olucağını düşünüyorum