Kavram Kargaşası

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan mete Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 33
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 14,659
Ynt: Kavram Kargaşası

Tamam da arkadaş peşrev uzarsa ,seyirciler ufaktan ufaktan tüyüp,sadece pehlivanlarla cazgır kalır meydanda. ;D Birde google icat olduktan sonra,copy-past yöntemiyle tartışmalar fikir düzeyinden çıkıp ansiklopedik bilgi sunuşuna dönüyor o da malesef çok sıkıcı hale getiriyor tartışmayı.En azından benim için .
 

Etiketler
Ynt: Kavram Kargaşası

Haklısın ama birileride fikrini yazsın diye bekliyorum iki kişi karşılıklı veya monolog gibi kendi kendimize olmuyor.
 

Ynt: Kavram Kargaşası

Islahat

Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, düzeltme veya iyileştirme, reform” şeklinde açıklanmaktadır. Siyasi manada ise, mevcut rejimi korumak ve devamını sağlamak için yapılan iyileştirme hareketleri olarak tanımlanabilir. Islahatı yapanlar henüz mevcut rejimden vazgeçmemişlerdir. Onlara göre halka rahatsızlık veren konularda yapılacak iyileştirme hareketleri; evrim (evolution) yeterli olacak ve toplumun huzuru temin edilerek, rejimin devamı sağlanacaktır. Osmanlı’nın son dönemlerinde yapılan iyileştirme hareketleri (Tanzimat fermanı, mecelle, yeniçeri ocakları’nın kaldırılıp, yerine yeni ordu kurulması Vb.) buna örnek verilebilir.

Devrim

Bu kelime önceleri inkılâp manasına kullanılırken, sonra ihtilal manasına da kullanılmaya başlandı, ama her iki durumda da ifade yetersiz kalmaktadır. Siyasi manada kullanıldığında, herhalde ihtilal sonrası yapılan yenilikler olarak anlamak gerekir. İhtilal yapıldıktan sonra yeni rejim ilan edilerek, bu rejimi gerçekleştirecek yenilikler (revolution) yapılır. Yapılan bu yenilikler ise devrimlerdir. İhtilal sonrası devrimler yapılmadığı takdirde, ihtilalin gerekçesi ortadan kalkmaz ve ihtilali, ikinci, üçüncü ihtilaller takip eder. Devrimci, geçmiş rejimin bütün kurumlarını reddetmek mecburiyetindedir. Aksi takdirde, rejimin ıslahatla düzeleceği manası çıkar ve rejim değişikliğinin haklı gerekçesi ortadan kalkar. Devrim mücadelesi belirli bir ideoloji uğruna yapılırsa, devrimci idealindeki rejimi iktidara getirinceye kadar mücadele eder ve iktidara getirirse artık onun için, devrimcilik bitmiş olur. O, artık kendi rejimini korumaya çalışan bir muhafazakârdır. Aksi takdirde, ideolojisini, dolayısıyla kendi kendisini inkâr etmiş olur. Bu cepheden bakıldığında Devrim durağandır. İnkılâpla en büyük farkı da buradadır. Özellikle bir ideolojinin kalıplarına uydurulan devrimlerle kurulan rejimlerde aksamalar görüldüğünde azami, ıslahat ölçülerinde değişiklik yapılabilir. Bu tür rejimlerde tekrardan köklü bir değişikliğe gidilmesi söz konusu olamaz.

İnkılâp

İnkılâp da, ihtilal sonrası yapılan değişikliktir, ancak devrimden farkı bir ideolojinin dar kalıplarına hapis olunmamışlığıdır. İnkılâp süreklidir, dinamiktir. Bu dinamizmi de, onun kalıcılığını sağlar. Çünkü inkılâpçı, çağın gereklerine uygun olarak kendisini yeniler, inkılâplarını yeni ihtiyaçlara göre yeniden düzenler. İnkılâpçı Devrimci gibi belirli bir ideolojinin bağnazlığına kendisini kaptırmamıştır. Yobazlığın, kahredici, yok edici ağına düşmez.
Bu bilgiler ışığında, Atatürk’ün yapmış olduğu yenilikler gözden geçirildiğinde bir kısmının devrim bir kısmının ise inkılâp tarifi içerisine girdiği görülmektedir. Mesela Saltanatın kaldırılması ve yerine Cumhuriyetin ilanı bir devrimdir. Cumhuriyet kalıcıdır. Değiştirilmesi söz konusu olamaz ve konu Cumhuriyet olunca da Atatürk ve onun izinde gidenler birer muhafazakârdır. Alfabe değişikliği ise bir inkılâptır. Türk kültürünün gelişmesine paralel olarak, ihtiyaca göre alfabeye yeni harflerin eklenmesi veya geliştirilmesi tartışılabilir. Genel manada ise, yenilikçi ve ilim aşığı Atatürk’ü devrimci değil, ancak bir inkılâpçı olarak tarif etmek mümkündür.
Ülkemizde bu kavramlar bilerek veya bilmeyerek yanlış kullanılarak kavram kargaşası yaratılmaktadır. Genelde yanlış kullanılan şekli ile solcular devrimci, sağcılar muhafazakâr, dinciler yobaz’dır denir. Oysa Bir sağcı Devrimci olabileceği gibi bir solcu muhafazakâr veya yobaz olabilir.
Daha anlaşılır olması için örneklendirmek gerekirse, Rusya’da Çarlık rejimini yıkıp yerine komünizm’i getirmek isteyen birisi devrimcidir. Çarlık rejimi yıkılıp yerine komünizm geldikten sonra, komünistler bir muhafazakârdır. Çünkü mevcut rejimin devamını istemektedirler. Sistemde aksamalar görüldüğünde iyileştirme çabaları gösterirken bir ıslahatçıdır. Komünist rejim yıkıldıktan sonra, hala Rusya için en iyi rejim komünizmdir diye savunan biri varsa yobazdır. Görüldüğü gibi savunulan ideolojinin ne olduğundan çok, mevcut rejime bakış açısı bu sıfatlardan birini kazandırır. Özet olarak; Mevcut rejimin devamını isteyen kişi muhafazakâr, mevcut rejimde değişiklik isteyen ıslahatçı, mevcut rejimi yıkıp yerine yeni bir rejim getirmek isteyen devrimci, fikrinin yanlışlığı ispat edildiği halde aynı fikirde ısrar edenlere yobaz denir.
 

Ynt: Kavram Kargaşası

Özellikle inkilap başlığının altında yazılanlanlara tümüyle katılıyorum.Yani bu kavramlar olayın durumuna,zamanına göre şekil ve renk değiştirebiliyorlar.
 

Ynt: Kavram Kargaşası

Aslankurt72 sanırım internetten kopyalayarak yapıştırma meselesine haklı olarak takmışsınız.Ve bizide sanırım bu anlamda aba altından kınıyorsunuz.Bu duyarlılığınıza cevap verme hasıl oldu tabiyki.
Öncelikle internette sınırsız kaynak var,aynı konuda sayısız farklı görüş,tevatür,abartma,yannış görüş te bulunmakta.Özellikle şunu belirtmek gerekirki bu tür kavramlar aklın yoluyla,hafızaya güvenerek yazılamaz.Yazılırda hep bir eksik yan olur.Eğer bu alıntıları yapan intehal yaparsa(kaynağı belirtmesse ve kendi yazısıymış gibi sunarsa) ahlaki davranmamış ve kendini ve başkalarını kandırmış olur.Özellikle bu alıntılarda kaynak belirtmeye gayret ettiğimizin altını çizmek isterim.
Ayrıca belirtmek isterimki kaynakları eleyerek doğru bilgileri yazmakta enttellektüel bir altyapı ile mümkün olur.En azından bu kaygımızın ve doğru bilgi sunmak isteyişimizin uzun alıntılar yapmak zorunda kalışımızla ilgisi oldugunu anlamışsınızdır.saygılar
 



Ynt: Kavram Kargaşası

Burada daha çok şuna değinmek istiyorum siyasi tartışmalarda manasını bilmeden kullandığımız kelimeler birbirimizi anlamamıza engel olmakta ve karşılıklı kalp kırmalardan başlayıp kavgaya kadar uzanmakta.

Olayı örneklendirmek gerekirse. Mevcut rejimin korunmasını ve devamını isteyen kimseye muhafazakar denir. Mevcut rejimin iz kalmamak üzere değiştirilmesini isteyenede Devrimci denir. Ama mevcut rejim kalsın ama şu yanlışlıklar düzelsin diyenlerse inkılapçı veya ıslahatçı olarak anılabilir. Bu manaları yukarıda açıklamıştık.

Şimdi iki kişinin tartıştığını düşünelim her ikiside Atatürkçü ve Cumhuriyet taraftarı. Sohbet sırasında birisi muhafazakarlığın manasını doğru bildiği için Ben Muhafazakarım diyor(Çünkü Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet rejiminin muhafazasını ve devamını istiyor). Diğeri Devrimciliğin manasını yanlış bildiği için yenilik taraftarı manasında kullanarak Bende devrimciyim diyor(O da Atatürk'ün yaptığı yenilikleri savunduğunu düşünüyor).
Şimdi bu iki kişinin zihninde oluşan kanaatı bir düşünelim.
Kelimelerin manasını doğru bilen kişi Devrimciliği mevcut rejimi yıkmak isteyen insan olarak algıladığı için karşısındakini Cumhuriyet düşmanı olarak görüp ona göre tavır takınacak.
Diğer taraftan Muhafazakarlığı gericilik olarak düşünen ikinci şahısta vay Cumhuriyet aleyhtarı yobaz diye tavır takınacak ve neticede
Aynı fikri savunan insanlar birbirlerini karşı kampta olduğunu düşünerek ilk tepkilerini gösterecekler ve bu yanlış sohbet kavgaya kadar gidebilecek
 

Ynt: Kavram Kargaşası

Ancak dünyanın her yerinde muhafazakarlar aynı zamanda kendilerini dini bir inancın savunucusu ve koruyucusu gibide bir anlam yüklemesi yapmışlardır.Kafa karıştıran ana sebeb budur birazda.
 

Ynt: Kavram Kargaşası

cculsuzz' Alıntı:
Ancak dünyanın her yerinde muhafazakarlar aynı zamanda kendilerini dini bir inancın savunucusu ve koruyucusu gibide bir anlam yüklemesi yapmışlardır.Kafa karıştıran ana sebeb budur birazda.

Haklısın Selçuk bey bu gün yaygın olarak dindar manasına kullanılmaktadır. Ve maalesef o kadar yaygın bir kullanım haline gelmiştir ki gerçek manası ile kullanıldığında yadırganır olmuştur. Bu sebeple bu tür yaygın yanlış kullanımları önlemenin yolu doğru şekliyle daha çok kullanılması olsa gerek.

İç lastiği olmayan lastikler için halkımız dubleks lastik tabirini kullanmaktadır. Oysa bu kelimenin doğrusu Tubeless yani tüpsüz, bir başka deyişle iç lastiği olmayan manasındadır. Bunun doğrusunu bilen bizler bile lastikçiye gittiğimizde dubleks lastik istiyorum deriz. Bu halkımızın yabancı bir kelimeyi gerçek manasının dışında kabullenişidir ama biz Türkçe içinde aynı tavrı takınmalımıyız.
 

Ynt: Kavram Kargaşası

Üstadlar,bizim öğrenciliğimiz zamanında,devrim=inklap idi.Fransız inklabı,harf inklabı gibi.zamanla devrim = ihtilal gibi bir anlam kazandı.İnklap ise evrim anlamında kullanılmaya başlandı.
cculsuz arkadaşım,benim kastım yukarda örneklediğim gibi kısa öz anlaşılır yazılırsa bu işin amatörleri de anlar ve okur. Diğer türlü belkide fen kökenli olduğumdan bana sıkıcı ve yorucu geliyor.Bizim amatörlerle işimiz yok diyorsanız onada eyvallah.
 

Ynt: Kavram Kargaşası

Aslankurt bu verdiğin en çarpıcı örneklerden biri maalesef bu kavram kargaşasının gerçek sorumlusu milli eğitim ve aydın kesimdir.
 



Ynt: Kavram Kargaşası

acemi80' Alıntı:
Aslankurt bu verdiğin en çarpıcı örneklerden biri maalesef bu kavram kargaşasının gerçek sorumlusu milli eğitim ve aydın kesimdir.
Hocam mazur görün anlayamadım. aşağıdakilerden hangisinden sorumlu milli eğitim ve aydınlarımız
- Anlaşolması zor karmaşık yazılması mı?
- Zaman içerisinde kavramlarda kayma yaratılması mı?
-
 

Ynt: Kavram Kargaşası

İhtilal

Mevcut rejimi kurtarmak için yapılan yenileşme hareketleri (ıslahatlar) yeterli olmaz, halk artık çaresizliğin son demlerini yaşarken, aydınlar çareyi rejim değişikliğinde görürlerse, güç kullanılarak rejim değişikliğine gidilir. Güç kullanılarak, mevcut rejimi değiştirmek üzere yapılan bu hareket ihtilaldir. İhtilalin belli başlı ayırıcı özelliklerinden birisi de, eskiliğin yerine “ileri bir yenilik getirmesidir. Zorla ve silah gücü ile yahut zorsuz ve silahsız başarılan iş bir gerileme ise, bu bir ihtilal değil kaytaklıktır. Yaygın söyleniş şekli ile, bir irticadır. İhtilal tam ve olgun anlamıyla hükmünü yürütebilmek için dört unsuru kavramalıdır. Siyasal, sosyal ve bilhassa ekonomik alana girmeli ve ileri bir rejim kurmalıdır. Rejim tamamen değişmelidir. 1789 Fransız İhtilali, 1917 Bolşevik ihtilali, 1919’da başlayan Atatürk ihtilali’ni tam ve olgun ihtilallerin misalleri diye hatırlanabilir. Yapılan müdahalede rejim değişikliği hedeflenmiyorsa, ihtilal olarak tanımlanamaz. Bu manadan olmak üzere ülkemizde yapılan askeri müdahalelerde, bırakın rejim değişikliğini, aksine rejim tehlikede olduğu için yapıldığı iddia edilir. Fakat aydınlarımız tarafından dahi maalesef, ‘27 Mayıs ihtilali’, ‘12 Eylül ihtilali’ şeklinde yanlış kullanılmaktadır. Oysa bu hareketler ancak askeri müdahale olarak tanımlanabilir.
 

Ynt: Kavram Kargaşası

aslankurt72' Alıntı:
Hocam mazur görün anlayamadım. aşağıdakilerden hangisinden sorumlu milli eğitim ve aydınlarımız
- Anlaşolması zor karmaşık yazılması mı?
- Zaman içerisinde kavramlarda kayma yaratılması mı?
-

Gerek milli eğitim, gerekse aydınlar, sorumsuzca kelimelerle oynuyorlar ve kavramları keyfi, ideolojilerinin şablonuna uydurarak kullanıyorlar neticede de bu rahatsız olduğumuz kavram kargaşası ortaya çıkıyor.
 

Ynt: Kavram Kargaşası

İrtica (Kaytaklık)

Mevcut rejimi değiştirmek üzere yapılan fiili hareketler, ilerici ise ihtilaldir. Eğer rejim değişikliği çalışmaları, yenilikçi bir rejime karşı yapılıyorsa bu defa irtica (kaytaklık) olarak tanımlanır. Osmanlı tarihinde Patrona Halil, Kabakçı Mustafa, 31 Mart 1909 olayları tipik kaytaklık (irtica) örnekleridir. Yenileşme hareketleri ve sarayın Türkleştirilmesine karşı yapılan kaytaklık sonrasında yayınladıkları af kanununda geçen ifadeler irticacının kafa yapısını ortaya koymaktadır. “Bazı uzak görüşlü olmayanların, yüce devlet hizmetlerinde ‘nizam-ı cedit’ tabiriyle benzeri görülmemiş ve ‘büyük yenilikler’ ve ‘yeni gelirler’ namıyla büyük mezalim meydana getirdikleri ve ancak menfaat kazanmak ve kötülükler işlemek amacıyla, her biri binalarını, elbiselerini ve bütün işlerini kâfirlere benzetmeye çalışmaktan başka yüce devleti dahi Hıristiyan devletlerin kanunlarına döndürdükleri ve o doğrultuda bütün halka zarar verdikleri …” denmektedir.
Yapılan yenilkler neticesinde kurulan yeni rejime karşı eski rejimi savunarak getirmek üzere yapılan fiili müdahele olarakta nitelendirebiliriz. İhtilal haraketinin farklı amaçlı versiyonu olarak düşünülebilir. Biri eski rejimi yıkmak adına, diğeri yenilikçi, yeni rejimi yıkmak adına yapılır.
 

Ynt: Kavram Kargaşası

Yine irtica hep din eksenli değerlendirilmiş ve öyle düşünülmüştür.Sizin yazdığınız gibi bu kavramın dinle alakası yoktur.Bunun sebebi her türlü gerekçe ile yapılan isyan ve başkaldırıların hep halkı galeyana getirmek için din elden gidiyor vb söylemini kullanmalarıdır.
 



Ynt: Kavram Kargaşası

cculsuzz' Alıntı:
Yine irtica hep din eksenli değerlendirilmiş ve öyle düşünülmüştür.Sizin yazdığınız gibi bu kavramın dinle alakası yoktur.Bunun sebebi her türlü gerekçe ile yapılan isyan ve başkaldırıların hep halkı galeyana getirmek için din elden gidiyor vb söylemini kullanmalarıdır.

Evet bunun böyle düşünülmesinin Osmanlının ümmet politikasının etkisi olsa gerek. Çünkü bu gün Cumhuriyete düşman olup eski düzeni isteyenler din eksenli hareket edenlerdir. O yüzden mevcut rejimi (Cumhuriyeti) yıkıp yerine şeriat veya saltanatı getirmeyi arzu edenler için irticacı tabiri kullanılıyor.

Ama Rusya da birileri çıkıp komünizm'i geri getirmeye çalışırsa ona yobaz bu işi ihtilal yolu ile yapmaya çalışırsa da irticacı denir, demek gerekir.

Özetle bizim ülkemizde geçmişte gününü tamamlayıp yıkılan rejim ümmetçiliği esas aldığı için ümmetçiler ve geriye dönük hayelleri olan ihtilal taraftarları için irticacı tabirini kullanmak tabiidir
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,488
Mesajlar
1,518,692
Kayıtlı Üye Sayımız
172,144
Kaydolan Son Üyemiz
zeloni

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst