berk
"DEFENDER" is the sign of the sick mind :)
Uludağ’mı, Kartepe mi?
Değerli Kayak severler. kocaeli Doğa Sporları Klubu olarak ( KODOSK ) olarak ,
12 – 15 Şubat tarihleri arasında 90 kişiyle birlikte Kayak kampımızı yapmak üzere Uludağ’daydık. Kampımıza sadece kayak için değil, dinlenmek ve eğlenmek için katılanlarda oldukça fazlaydı. Güzel bir yolculuğun ardından Uludağ’a gelmiştik. Havanın bozuk olması, kimsenin motivasyonunu kaybetmesine neden olmamıştı. Kampa geldiğimizi öğrenen Uludağ’da ki dostlarımız bir bir bizi arıyorlardı. Çoğunun ilk sorduğu soru “Kartepe’de neler olduğu”ydu. Birde en çok merak ettikleri şey ise neden Kartepe burnumuzun dibinde dururken Uludağ’a gelmemizdi. Çünkü Bursalılar bunu anlayamıyorlardı. Ama durumu anlattığımızda, ağızları açık kalıyor ve bize hak veriyorlardı. Camianın içerisindekiler ise durumu bildikleri için, bize gülümseyerek her türlü yanımızda olduklarını bildiriyorlardı.
Odalarımıza yerleşip, otelden çıkınca, Uludağ’ın Kocaelililer tarafından adeta işgal edildiğini görmemiz uzun zaman almadı. Sanki Uludağ’da değil Kartepe’deydik. Kocaeli Üniversitesi Besyo 160 kişiyle, Yine öğretim görevlilerinin oluşturduğu bir başka 50 kişilik grup, doktor arkadaşımızdan oluşan 40 kişilik bir grup ve bizler KODOSK olarak 90 kişiyle Uludağ’daydık. Evet yanlış okumadınız ,sadece sayısını net tespit edebildiğimiz 340 kişiyle Uludağ’daydık. Arabasına atlayıp ailesiyle gelen ve dağda karşılaştığımız onlarca dostumuzu söylemiyoruz bile. Günübirlik İzmit’ten gelen onlarca otobüsü söylemiyoruz size… Hele hele Kartepe deneyimini tadıp , sonra tekrar Uludağ’a yönelen binlerce insandan hiç bahsetmiyoruz size …
Neyse, ilk günü otel otel gezip dostlarla sohbet ederek geçirdikten sonra ,otelimize döndüğümüzde, Uludağ’ın vazgeçilmezi olan gece eğlenceleri için arkadaşlarım mekan mekan dolaşıp grup indirimlerini almışlar , geriye sadece hangi mekana gideceğimize karar vermek kalmıştı. Akşam yemeğimizi yedikten sonra , seçtiğimiz mekana gittiğimizde ise şaşkınlığımız bir kat daha artmıştı. Mekanı dolduranların neredeyse tamamını, Kocaeli’nden gelenler oluşturuyordu. Durumu fark eden DJ ise devamlı Kocaeliden gelen grupların isimlerini anons ederek ,büyük alkışlar toplamayı başarıyordu.
İnsanlar eğlenirken kafamı ,cevabını bildiğim o soru kurcalıyordu. Neden Kartepe değil de Uludağ? Sizlerin de cevabını bildiğiniz bu sorunun nedenini kısaca anlatayım isterseniz. Uludağ’a gelmek için özel bir organizasyona dahil olmak şart değil. Dağ’a geldiğinizde birkaç otelle görüşmeniz yeterli . Gecelik hafta sonu konaklama tam pansiyon ve sınırsız liftler dahil 70 TL’den başlıyor. Kesenize ve zevkinize uygun onlarca otel var. Bunların dışında Beden terbiyesinden tutunda , Orduevine kadar , Karayollarından tutunda , maliyeye kadar bir çok kurumun , komik denilecek fiyatlara konaklama tesisleri var. Bu tesislerde kalabilmek için , Bir yakınınızın bu kurumlarda çalışması yeterli. Peki Kartepe’de durum nasıl ? Hafta sonunu zaten geçin. Hafta içi yarım pansiyon konaklama, sınırsız liftler dahil yaklaşık üç katı fiyatlardan başlıyor.
Diyelim ki Uludağa Günü birlik geldiniz. Kayak kiralayacaksınız, sınırsız lift alacaksınız , sucuk ekmek yeyip güzel bir gün geçireceksiniz. Birde bunların fiyatlarını karşılaştıralım. Uludağ’da kayak kiraları, Carving denilen son model kayak takımları günlük 10 TL den başlıyor. En pahalısı 15 TL. Liftler ise çok seçenekli. Yazıcı ve Becerenin sınırsız lift biletleri günlük 15 TL. Ağaoğlu’nun modern ve Tüm dağı kapsayan lift ağlarından ise günlük yararlanmak istiyorsanız 30 TL vermeniz gerekiyor. Cennet kaya , Karkay liftleride günlük komik rakamlara satılıyor. Seçenek o kadar çok ve ucuz ki kimi arkadaşlarımızın boynunda iki farklı lift kartları bile görüyordum. Kartepe’de ise durum tek elden idare edildiği için 70 TL. Liftlerin durumundan ise hiç bahsetmeyeceğim.. Gidenler gayet iyi biliyorlar. Kayak kiraları otel bölgesindeki tavan fiyatı 55 TL , Maşukiye eteklerinde kurulan Kayak evlerinde ise 20 ila 25 TL arasında bulmanız mümkün.
Uludağ’da Lift sahibi olmayan oteller ise Beş yıldızlı otellerle rekabet edebiliyorlar. Kayak merkezi olan bir dağda konaklama yapmayı planlayanlar için , otel seçiminde ki en büyük etken fiyatlara liftin dahil olmasıdır. Lifti olmayan oteller , sistemden sembolik fiyatlara aldıkları günlük sınırsız çıkışları , konaklamaya dahil ediyorlar. Siz bunu hiç hissetmiyorsunuz bile. Peki Kartepe’de durum nasıl ? Liftlerin sahibi tek. Diğer oteller buradan yararlanamıyor. Yararlansa da toplam maliyet ,diğer işletmeleri , dağdaki otel karşısında cazip kılmıyor. Bu yüzdende Kartepe’de başka otel yapılamıyor , yatırım yapmanın da bir anlamı kalmıyor. Bunu şöyle örnekleyebiliriz. Diyelim ki Maşukiye’de bir otel yaptık. Hem de 5 yıldız. Yukarıdaki gibi yarım pansiyonda değil. Her şey dahil hizmet veriyoruz. Ama otelimize gelen misafirlerimizin, asıl amacı kayak yapmak. İşte devreye Kayak girdiği zaman Fiyat iki buçuk kat fırlıyor. Diyelim ki Maşukiye’deki 5 yıldızlı otelimizde 70 TL’ye HD konaklama veriliyor , üzerine 70 TL dağdaki işletme lift ücreti istiyor , 5 TL kapı giriş ücreti istiyor , 20 TL gidiş dönüş yol tutuyor , dediniz ki öğlen yemeği işini dağda çözeyim , o zaman yandınız işte. Size soruyorum ! bu şartlarda her hangi bir yatırımcı bölgeye otel yapar mı ? Pansiyon açarmı ? Açmaz tabi. Bölgede yaşayan işsizler için yeni istihdam alanları oluşur mu ? Oluşmaz tabi.Daha bitmedi tabiî ki. Kayak kampımız sırasında bir arkadaşımız ayağından sakatlandı. 156 dan alo Jandarmaya haber verdik. Hemen modern taşıma sistemleriyle donatılmış Kar motoru geldi. Nereye mi götürdüler?. Sağlık bakanlığının sağlık ocağı bölgede , 112 acil bölgede , Uludağ üniversitesi acil ünitesi bölgede, Özel bir hastanenin ambulansı bölgede. Yani sakatlandığınız zaman , ister yeşil kartlı olun , isterse özel sağlık sigortanız olsun , hizmet için tüm birimler bölgede. Peki Kartepe’de nasıl ? Bölgede Sayın Bakanlarımızın geldikleri zamanlar hariç , Ambulans yok . Pistte sakatlandığınız zaman sağlık eğitimi olmayan görevliler , sizi otelin içinde bulunan , asıl amacı otelin personeline hizmet etmek olan , 6 metre karelik bir sağlık kabinine götürüyorlar. Odada ağır yaralanmalar ve travmalar için yeterli ekipman vs. olmadığından, ya bölgeye özel şirkete ait ambulans çağrılıyor, yada kendi aracınızla hastaneye kadar gidiyorsunuz. Hafta içi zaten doktor yok. Hafta sonu da otelin işyeri hekimi , elinden geleni yapmaya çalışıyor. Yani Kartepe’de sağlığınız Allaha emanet.
Aslında bölgede birçok insanın farkında olmadığı başka bir gerçek var. Dağlarda hava durumu her an değişebilir. Bakmışsınız bir anda tipi basar ortalığı , biraz sonra aniden güneş çıkabilir. Bir bakmışsınız yağmur fırtına bastırır , biraz sonra önünüzü görmeyecek kadar sisin içinde bulursunuz kendinizi. Kartepe’de ya kaybolursanız başınıza ne gelir hiç düşündünüz mü ? Geçtiğimiz günlerde Uludağ’da yaşananları biliyorsunuz. Gencecik bir hayat , herkesin gözleri önünde söndü. Dağlarda acil durumlar için profesyonel ekipler gereklidir. Aksi taktirde ekipler de riske girmiş olurlar. Uludağ’da Jandarma arama kurtarma ekibi , Sivil savunma arama kurtarma ekibi , Akut ve Bursa’da bulunan gönüllü arama kurtarma ekipleri ve ekipmanlarıyla inanılmaz bir ekip var. Ona rağmen bu tip olaylar oluyor. Bizler millet olarak başımıza bir hadise gelmeden, önlemlerimizi almayız. Maalesef ki bu özellik kurumlarımıza da yansımış. Tekrar soruma dönüyorum. “Kartepe’de ya kaybolursanız başınıza ne gelir hiç düşündünüz mü? “ Bölgede Jandarma karakolu yok. Normalde hemen hemen kamuya açık tüm kayak merkezlerinde , karakollar bulunur. Hatta kayakçılar askerliklerini burada tamamlarlar. Neden yok acaba ? Yukarının tek ele hizmet ediyor olması , bunun sebepleri arasında olabilir mi acaba ? Sivil savunma ve gönüllü ekipte yok. Bir olay anında bu ekiplerin tümünün hazır olduğunu düşünürsek , Kartepe’ye ulaşmaları en az bir saat. Sizi aramaya başlamaları en az iki saat. Artık sorunun cevabını vermek daha kolay sanırım ? Tüm bu şartlar altında Uludağ mı? , Kartepe mi? diye kendimize sorduğumuzda, Vicdanımız ve cebimiz Uludağ , Gönlümüz ise Kartepe diyor . Neden mi? Uludağ’da sizlere hizmet etmek için yarışan , birbirleriyle rekabet eden işletmeler topluluğu var. Uludağ’da bu çeşitliliğe hizmet eden kamu topluluğu var. Kartepe’de ne var? Tek bir işletme. Hem de bizlerin ömrünün yetmeyeceği bir süreyle…
Bu haksız rekabet ortamının bir an önce düzelmesi dileğiyle.
bızler kodosk aılesı olarak kartepenın bu umursamaz tekelcı tutumunu protesto ettıgımızden olabıldıgınce kayak tutkunu dostlarımıza ulasmaya calısıyoruz.. rotanız kartepe olmasın bızden soylemesı cok paranız varsa ve kazıklanmayı sevıyorsanız o ayrı ..
sevgıler saygılar...
Değerli Kayak severler. kocaeli Doğa Sporları Klubu olarak ( KODOSK ) olarak ,
12 – 15 Şubat tarihleri arasında 90 kişiyle birlikte Kayak kampımızı yapmak üzere Uludağ’daydık. Kampımıza sadece kayak için değil, dinlenmek ve eğlenmek için katılanlarda oldukça fazlaydı. Güzel bir yolculuğun ardından Uludağ’a gelmiştik. Havanın bozuk olması, kimsenin motivasyonunu kaybetmesine neden olmamıştı. Kampa geldiğimizi öğrenen Uludağ’da ki dostlarımız bir bir bizi arıyorlardı. Çoğunun ilk sorduğu soru “Kartepe’de neler olduğu”ydu. Birde en çok merak ettikleri şey ise neden Kartepe burnumuzun dibinde dururken Uludağ’a gelmemizdi. Çünkü Bursalılar bunu anlayamıyorlardı. Ama durumu anlattığımızda, ağızları açık kalıyor ve bize hak veriyorlardı. Camianın içerisindekiler ise durumu bildikleri için, bize gülümseyerek her türlü yanımızda olduklarını bildiriyorlardı.
Odalarımıza yerleşip, otelden çıkınca, Uludağ’ın Kocaelililer tarafından adeta işgal edildiğini görmemiz uzun zaman almadı. Sanki Uludağ’da değil Kartepe’deydik. Kocaeli Üniversitesi Besyo 160 kişiyle, Yine öğretim görevlilerinin oluşturduğu bir başka 50 kişilik grup, doktor arkadaşımızdan oluşan 40 kişilik bir grup ve bizler KODOSK olarak 90 kişiyle Uludağ’daydık. Evet yanlış okumadınız ,sadece sayısını net tespit edebildiğimiz 340 kişiyle Uludağ’daydık. Arabasına atlayıp ailesiyle gelen ve dağda karşılaştığımız onlarca dostumuzu söylemiyoruz bile. Günübirlik İzmit’ten gelen onlarca otobüsü söylemiyoruz size… Hele hele Kartepe deneyimini tadıp , sonra tekrar Uludağ’a yönelen binlerce insandan hiç bahsetmiyoruz size …
Neyse, ilk günü otel otel gezip dostlarla sohbet ederek geçirdikten sonra ,otelimize döndüğümüzde, Uludağ’ın vazgeçilmezi olan gece eğlenceleri için arkadaşlarım mekan mekan dolaşıp grup indirimlerini almışlar , geriye sadece hangi mekana gideceğimize karar vermek kalmıştı. Akşam yemeğimizi yedikten sonra , seçtiğimiz mekana gittiğimizde ise şaşkınlığımız bir kat daha artmıştı. Mekanı dolduranların neredeyse tamamını, Kocaeli’nden gelenler oluşturuyordu. Durumu fark eden DJ ise devamlı Kocaeliden gelen grupların isimlerini anons ederek ,büyük alkışlar toplamayı başarıyordu.
İnsanlar eğlenirken kafamı ,cevabını bildiğim o soru kurcalıyordu. Neden Kartepe değil de Uludağ? Sizlerin de cevabını bildiğiniz bu sorunun nedenini kısaca anlatayım isterseniz. Uludağ’a gelmek için özel bir organizasyona dahil olmak şart değil. Dağ’a geldiğinizde birkaç otelle görüşmeniz yeterli . Gecelik hafta sonu konaklama tam pansiyon ve sınırsız liftler dahil 70 TL’den başlıyor. Kesenize ve zevkinize uygun onlarca otel var. Bunların dışında Beden terbiyesinden tutunda , Orduevine kadar , Karayollarından tutunda , maliyeye kadar bir çok kurumun , komik denilecek fiyatlara konaklama tesisleri var. Bu tesislerde kalabilmek için , Bir yakınınızın bu kurumlarda çalışması yeterli. Peki Kartepe’de durum nasıl ? Hafta sonunu zaten geçin. Hafta içi yarım pansiyon konaklama, sınırsız liftler dahil yaklaşık üç katı fiyatlardan başlıyor.
Diyelim ki Uludağa Günü birlik geldiniz. Kayak kiralayacaksınız, sınırsız lift alacaksınız , sucuk ekmek yeyip güzel bir gün geçireceksiniz. Birde bunların fiyatlarını karşılaştıralım. Uludağ’da kayak kiraları, Carving denilen son model kayak takımları günlük 10 TL den başlıyor. En pahalısı 15 TL. Liftler ise çok seçenekli. Yazıcı ve Becerenin sınırsız lift biletleri günlük 15 TL. Ağaoğlu’nun modern ve Tüm dağı kapsayan lift ağlarından ise günlük yararlanmak istiyorsanız 30 TL vermeniz gerekiyor. Cennet kaya , Karkay liftleride günlük komik rakamlara satılıyor. Seçenek o kadar çok ve ucuz ki kimi arkadaşlarımızın boynunda iki farklı lift kartları bile görüyordum. Kartepe’de ise durum tek elden idare edildiği için 70 TL. Liftlerin durumundan ise hiç bahsetmeyeceğim.. Gidenler gayet iyi biliyorlar. Kayak kiraları otel bölgesindeki tavan fiyatı 55 TL , Maşukiye eteklerinde kurulan Kayak evlerinde ise 20 ila 25 TL arasında bulmanız mümkün.
Uludağ’da Lift sahibi olmayan oteller ise Beş yıldızlı otellerle rekabet edebiliyorlar. Kayak merkezi olan bir dağda konaklama yapmayı planlayanlar için , otel seçiminde ki en büyük etken fiyatlara liftin dahil olmasıdır. Lifti olmayan oteller , sistemden sembolik fiyatlara aldıkları günlük sınırsız çıkışları , konaklamaya dahil ediyorlar. Siz bunu hiç hissetmiyorsunuz bile. Peki Kartepe’de durum nasıl ? Liftlerin sahibi tek. Diğer oteller buradan yararlanamıyor. Yararlansa da toplam maliyet ,diğer işletmeleri , dağdaki otel karşısında cazip kılmıyor. Bu yüzdende Kartepe’de başka otel yapılamıyor , yatırım yapmanın da bir anlamı kalmıyor. Bunu şöyle örnekleyebiliriz. Diyelim ki Maşukiye’de bir otel yaptık. Hem de 5 yıldız. Yukarıdaki gibi yarım pansiyonda değil. Her şey dahil hizmet veriyoruz. Ama otelimize gelen misafirlerimizin, asıl amacı kayak yapmak. İşte devreye Kayak girdiği zaman Fiyat iki buçuk kat fırlıyor. Diyelim ki Maşukiye’deki 5 yıldızlı otelimizde 70 TL’ye HD konaklama veriliyor , üzerine 70 TL dağdaki işletme lift ücreti istiyor , 5 TL kapı giriş ücreti istiyor , 20 TL gidiş dönüş yol tutuyor , dediniz ki öğlen yemeği işini dağda çözeyim , o zaman yandınız işte. Size soruyorum ! bu şartlarda her hangi bir yatırımcı bölgeye otel yapar mı ? Pansiyon açarmı ? Açmaz tabi. Bölgede yaşayan işsizler için yeni istihdam alanları oluşur mu ? Oluşmaz tabi.Daha bitmedi tabiî ki. Kayak kampımız sırasında bir arkadaşımız ayağından sakatlandı. 156 dan alo Jandarmaya haber verdik. Hemen modern taşıma sistemleriyle donatılmış Kar motoru geldi. Nereye mi götürdüler?. Sağlık bakanlığının sağlık ocağı bölgede , 112 acil bölgede , Uludağ üniversitesi acil ünitesi bölgede, Özel bir hastanenin ambulansı bölgede. Yani sakatlandığınız zaman , ister yeşil kartlı olun , isterse özel sağlık sigortanız olsun , hizmet için tüm birimler bölgede. Peki Kartepe’de nasıl ? Bölgede Sayın Bakanlarımızın geldikleri zamanlar hariç , Ambulans yok . Pistte sakatlandığınız zaman sağlık eğitimi olmayan görevliler , sizi otelin içinde bulunan , asıl amacı otelin personeline hizmet etmek olan , 6 metre karelik bir sağlık kabinine götürüyorlar. Odada ağır yaralanmalar ve travmalar için yeterli ekipman vs. olmadığından, ya bölgeye özel şirkete ait ambulans çağrılıyor, yada kendi aracınızla hastaneye kadar gidiyorsunuz. Hafta içi zaten doktor yok. Hafta sonu da otelin işyeri hekimi , elinden geleni yapmaya çalışıyor. Yani Kartepe’de sağlığınız Allaha emanet.
Aslında bölgede birçok insanın farkında olmadığı başka bir gerçek var. Dağlarda hava durumu her an değişebilir. Bakmışsınız bir anda tipi basar ortalığı , biraz sonra aniden güneş çıkabilir. Bir bakmışsınız yağmur fırtına bastırır , biraz sonra önünüzü görmeyecek kadar sisin içinde bulursunuz kendinizi. Kartepe’de ya kaybolursanız başınıza ne gelir hiç düşündünüz mü ? Geçtiğimiz günlerde Uludağ’da yaşananları biliyorsunuz. Gencecik bir hayat , herkesin gözleri önünde söndü. Dağlarda acil durumlar için profesyonel ekipler gereklidir. Aksi taktirde ekipler de riske girmiş olurlar. Uludağ’da Jandarma arama kurtarma ekibi , Sivil savunma arama kurtarma ekibi , Akut ve Bursa’da bulunan gönüllü arama kurtarma ekipleri ve ekipmanlarıyla inanılmaz bir ekip var. Ona rağmen bu tip olaylar oluyor. Bizler millet olarak başımıza bir hadise gelmeden, önlemlerimizi almayız. Maalesef ki bu özellik kurumlarımıza da yansımış. Tekrar soruma dönüyorum. “Kartepe’de ya kaybolursanız başınıza ne gelir hiç düşündünüz mü? “ Bölgede Jandarma karakolu yok. Normalde hemen hemen kamuya açık tüm kayak merkezlerinde , karakollar bulunur. Hatta kayakçılar askerliklerini burada tamamlarlar. Neden yok acaba ? Yukarının tek ele hizmet ediyor olması , bunun sebepleri arasında olabilir mi acaba ? Sivil savunma ve gönüllü ekipte yok. Bir olay anında bu ekiplerin tümünün hazır olduğunu düşünürsek , Kartepe’ye ulaşmaları en az bir saat. Sizi aramaya başlamaları en az iki saat. Artık sorunun cevabını vermek daha kolay sanırım ? Tüm bu şartlar altında Uludağ mı? , Kartepe mi? diye kendimize sorduğumuzda, Vicdanımız ve cebimiz Uludağ , Gönlümüz ise Kartepe diyor . Neden mi? Uludağ’da sizlere hizmet etmek için yarışan , birbirleriyle rekabet eden işletmeler topluluğu var. Uludağ’da bu çeşitliliğe hizmet eden kamu topluluğu var. Kartepe’de ne var? Tek bir işletme. Hem de bizlerin ömrünün yetmeyeceği bir süreyle…
Bu haksız rekabet ortamının bir an önce düzelmesi dileğiyle.
bızler kodosk aılesı olarak kartepenın bu umursamaz tekelcı tutumunu protesto ettıgımızden olabıldıgınce kayak tutkunu dostlarımıza ulasmaya calısıyoruz.. rotanız kartepe olmasın bızden soylemesı cok paranız varsa ve kazıklanmayı sevıyorsanız o ayrı ..
sevgıler saygılar...