Edirne-Yunanistan

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Tunahanyk Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 5
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 8,110

Tunahanyk

Yeni Üye
Mesajlar
2
Tepkime Puanı
0
Edirne'den alıştık artık,ilk yurtdışı çıkışım.Yazılarla başbaşa bırakıyorum sizi :D

Siteyi yeni tanıdım,gerçekleştirdiğim bu turu paylaşmak istedim sizinle.

Oruçlu olduğum bir günde niye yola çıktığım halen meçhul,ama kafaya düştüm mü yapılmadan olmaz ya işte o nedenden dolayı.Hazırlık süreci yine çok ani oldu kararı verip toparlanıp çıkmam yarım saat ya sürdü ya sürmedi zaten pasaportumu unutup eve tekrar dönmem bu nedenle olsa gerek.Saat 16,30 gibi ilk adımı atıp,euro aldıktan sonra iki de paket döner attım iftarlık arkaya :smiley: Kapıyı çıktım,iki yunan askerinin yanından geçtikten sonra fotoğraf çekmiştim ki arkadan 'come on' diye bağırdı tınlamadım,'come on bike' değince mecbur döndüm yanına aval aval baktım suratına.Fotoğrafları silmemi söyledi,uysalcana sildim ben de ancak adam tatmin olmadı telefon etti ve beni orada on dakika bekletti,noluyor lan içeri mi alıcaklar falan diye düşünmeye başlamıştım,Derken yine öküz gibi bir yunan askeri daha çıkıp geldi makineyi aldı bir şeyler geveledi ben de I don't understand bile demedim bu sefer,Türkçe konuştum elemana hiç anlaşamadık böylece.Makineyi o da evirdi çevirdi sonuında verdi ve gidebileceğimi söyledi.Böyle hevesle fakat neler olacağını hiç bilmeyerek çıktığım bir tur için hiç iyi bir başlangıç değildi bu.Ve evet işte yunan değil misiniz böylesiniz zaten askeriniz de böyledir ne olacak ki sanki diye düşünüp diğer taraftaki kontrole geldim.Ama dururmuyum arada yine fotoğraf çekmiştim,karşımda yine sert tipli bir adam vardı ve ingilizce sordu hayır deyince yarım bir türkçeyle konuştu.Fotoğraf makine ver beni arattırma,bisikletler var hep fotoğraf falan bu tipte bir şeyler demişti.Bende zaten direnmeye niyetim yoktu çıkartıp verdim,yeniden silindi fotolar defalarca döndü döndü sonra tatmin oldu.Var foto var problem arkadaş falan dedikten sonra geçişimi yapabildim.

İlk geçtiğimiz yer kapının dibindeki 'Kastanies',buradaki ilk pedallarımda acayip de bir heyecan vardı hani.Ne de olsa gavur memlekete ilk kez adım atıyoruz değil mi :smiley: Çıktıktan sonra anayola bağlantı kısmında koskocoman bir volvo fh 16'nın önümde saygıyla eğilip geçmemi beklesi karşısında ne kadar duygulandığımı kelimelerle anlatmam mümkün değil yetmeyecektir,anlatmayacağım da.Neyse işte otoban gibi değişik bir yola bağlandık buradan,yolun asfalt kalitesine zaten diyecek kelime bulamazsınız bizimkilerin yanında,tek gidiş tek dönüş ancak iki tarafta da adam gibi emniyet şeritleri var.Bizde duble yol adı altında yapılan yolların en iyisinden daha iyi bir yol.Yolumuzun eğim durumu da çok tatlı,düz gibi görünüyor gidiş de dönüş de çok rahat olacak sanıyorum ama sadece sanıyorum.(Bknz. Dönüş yolculuğu) yüksekçene bir ortalamayla da gidiyorum oruçlu olmama rağmen.Bir yandan da etrafı izliyorum,yeni bir ülkedeyim lan keşfetsene bir şeyler falan diyorum ama biçerdöverin Türkiye ile aynı,yanımdan geçen kamyonun Man,veyahut araçların fiat doblo olması beni hayal kırıklığına uğrattı.Tarlalardaki sulama hortumlarının düzenlenişi ise Avrupa'ya geldin işte dedirtir cinstendi.Yolda o kadar ilerlememe rağmen halen Edirne'yi,Selimiye'yi görüyor olmam ise bir türlü Avrupa havasına girememe neden oluyordu.Bu yol geniş olduğundan dolayı öyle pek,bütün yurtdışı bisiklet turlarının klişesi olan sinyal vererek sol şeride geçip sollayan taşıtları göremeyince hayallerim yıkıldı.

Derken saat 18,15 gibi ilk şehir olan Orestieda'ya geldim,kent merkezine giden yolda arkamda bir aracın yukarıda bahsettiğim şekilde beklemesiyle tekrardan umutlandım güzel olacağına turun,hatta o anları video kaydına bile aldım :smiley:) Şehrin ana yolu olduğu belli olan yerlerden geçerek meydanı da görüp durmadan ilerledim,hava kararıcak malumunuz.Şehrin içi çok sakin aşırı huzur dolu.Hani şirin sessiz huzurlu sahil kasabası tanımlaması vardır ya,adamların en dağın başındaki yeri bile o sahil kasabalarından daha güzel.Evlerin hepsi müstakil,bahçeli hoş yerleşim yerleri.Adamlar yaşıyor arkadaş.Çıkışta bir yerlerde yol sormak için Hello deyip bir amcanın yanında durdum,yarım yamalak ingilizceyle gideceğim yolu sordum,daha sonra ben cevap veremeyince ingilizce,refleks olarak nasıl desem ki dedim :smiley: Geceleyin buralarda sürmem tehliklei olur mu diye sordum.Asla olmaz,polisler çok sıkı burada,kesinlikle bir şey olmaz falan dedi ve ardından bana bir de kendi telefon numarasını verdi bir ihtiyacın olursa hiç çekinme ara beni diyerek.Dönüşte geceye kalıp kalmamak konusunda çok kararsızdım bu amca bana iyi bir moral kaynağı oldu.Orestieda'yı çıktıktan sonra yolun emniyet şeridi daraldı ancak,insanlarda bir değişme olmadığı için çok rahattı yine yolculuk.Türkiye'de aynasız bisiklet sürmek çok zor iştir,Yunanistanlı bisikletçilerde ise herhalde ayna çok ekstra bir aksesuar olarak görülüyordur.Trafik stresi,arabalar artık kafanızda hiç olmuyor bir süre sonra.Yolculuk gerçekten çok çok huzurlu geçiyor böyle şeyleri düşünmediğiniz için.İnanılmaz bir keyif aldım.Bulgar plakalı araçlar ve Türk plakalı tırlar ise yolda kendilerini hemen fark etmemi sağlıyorlar zaten davranışlarıyla sıyrılmayı başarıyorlar.Bu arada yol kenarlarında hep küçük küçük anıtlar bulunuyor,trafik kazalarının olduğu yerlere yapılıyormuş bunlar.Ve hepsi de gerçekten çok bakımlı durumda,bir tanesinin içinde kitap vs. gibi şeylerle birlikte coca-cola şişesi dikkatimi çekti.

İşte yolculuk böyle harika böyle güzel gidiyordu,ufak bir yağmur atıştırdı karşıdaki bulutlar da gözüme hoş gözükmedi nasıl olurdu bu,evden çıkarken güneşli gösteriyordu.Telefonla teyit aldım hemen yoğun bulut diyormuştu.En fazla ıslanırız deyip yola devam tabiiki.Yolda ilerlerken karşımda yeşil fosforlu yelekli bir adam vardı yol kenarında,elinde ise bana doğru siyah bir şey tutuyordu.Noluyor hööyt diye düşünürken,bir yandan adrenalin de tavan yaptı tabi.Ellerimi kaldırıp teslim olayım diye hazırdım ben,bir ses duysam yapacaktım bunu :smiley: Biraz daha yaklaşınca adam cismi indirdi,polis olduğunu fark ettim o elindeki de radar imiş meğersem.Durdum yanında,nereden gelip gidiyorsun falan bunları konuştuk önce,daha sonra da telefonuma polisin,ambulansın numaralarını kaydetmemi söyledi,güven verici açıklamalarda bulundu,tam olarak anlamadım ama hissettim :smiley:) Hani ben Yunan polisi,Türk olduğumu söyleyince nasıl davranacak diye merak ediyordum ancak adam gayet nazik,iyi birisiydi.Yunan'lar hakkındaki önyargılarım kırılmaya başlamıştı artık bu polisten sonra.Oruçtan dolayı susuzluk artık etkisini gösteriyordu,iyice yorulmaya da başlamıştım.Didimoticho'ya bakan tepede bir benzinlikte sabahtan yola çıkmış ve dönmekte olan Alper ve Yıldıray abiyle buluştuk,ben dönmekten vazgeçtim hazır gelmişken aşağıya inip Didimoticho'yu da görüp tek başıma gece dönme hayalimi de aynı zamanda gerçekleştirmeyi düşündüm.Güzel bir inişin ardından şehre girdim,bir sağa bir sola gidip geri gelerek ufak ufak gezdim.Kaleye çıkmayı düşündüm ancak biraz tırmandıktan sonra susuz yapamayağıma kanaat getirip geri indim.Didimoticho'daki cafelerin tasarımları falan acayip hoştu,şaşırdım hangisine oturacağımı.Sokaklar da hareketli aynı şekilde orestieda'ya göre.Biraz oturdum çok fazla kalmadan çıkıyorum dönüş yoluma,carrefoura uğruyorum.Fiyatlar euro cinsinden olunca herşey ayrı bir ucuz görünüyor insana.Markette sırada beklerken arkamdakiler Türkçe konuşunca,ben de hemen atıldım tabi Türk müsünüz diye,ancak ağızlarından zorla laf alıyorduk sanki,sinir oldum bir şey de konuşmadık zaten sonra.Böyle Türk göreceğime orada Orestieda'yı çıkarken gördüğüm Yunan amca gibileriyle karşılaşmak çok daha iyi.Artık hava da kararmaya başladı,arka ışığım da yok yalnızca fosforlu yelek ile idare etmek zorundayım.Bu yolu daha önce aynı şekilde dönmüş olan,ve benim de etkilenmemi sağlayan İlker abiyi telefonla aradım,ondan da cesaret aldım ve dönüşe koyuldum.

Didimotiko'yu çıktıktan sonra,tepedeki benzinlikte durdum ve saatlerdir aç susuz olan mideme bir güzellik yaptım.Markette coca-cola'nın üzerindeki Yunan'ca yazıları görünce,nedense alasım gelmişti.Kolayı fazla kaçırmış olacağım ki dönüş yolculuğumda pedala bir türlü yüklenmeyi başaramadım,bacaklarıma ağrılar girdi.Benzinlikte yemeğime ortak olmak isteyen köpeklerle biraz uğraştık.İnsanlar değişiyor sınırı geçince ama köpek hep aynı köpek.20,30'da yola koyuldum artık,ilk çıkışta korkuyordum.Arka ışığım bile yok,etraf çok ıssız,hiç bilmediğim yerlerdeyim.Arka tarafta hava da iyice bulunlanmıştı zaten,ne zaman yağacak diye beklemeye koyuldum yalnızca.Yolun Orestieda'ya kadar olan kısmında çok yerleşim yeri vardı araç da çok geçtiği için pek karanlıkta kalmadım,yine arkamda yol vermek için duran araçlar da olunca o korkuyu yendim ve hep hayal ettiğim bu turun zevkini almaya baktım.Karanlıkta bir köpek gördüm,yavaşladım fren sesimi duyunca yoldan biraz uzaklaştı ve aramıza bir mesafe koyduktan sonra havlamaya başladı,ilginç bir hayvandı.Yarım saat içinde Orestieda'ya vardım.Herkes meydanda oturmuş,basketbol maçını seyrediyordu.Bende burada cebimdeki son bozuk euro'lara,normalinden daha düşük fiyata Frappe'yi vereceğini sanmıyordum garsonun,ama o da iyi birisi çıktı işte yolcunun halinden anlıyor.Gerçi vermeseydi de freeshopa ayırdığım paralardan çıkartıcaktık artık.Ben otururken yağmur yağmaya başladı,sorun değil gece yarısına kadar bile oturabilirim yağmurun dinmesi için diye düşünüyordum ki çabuk durdu yağmur.

21,30'da da Orestieda'dan da çıkışımı yaptım.Ama çok yorulduğumu hissediyordum.Bugün niye böyle oldu anlayamadım.Burayı çıktıktan sonra yol daha ıssızlaştı,bir kaç yerde ışıklandırma vardı.Diğer yerlerde ufacık farımla önümü görmeden ilerledim hep.Ama bu zifiri karanlıkta gitmek çok hoşuma gitti,bir kere araba tehlikesi yok,içiniz çok rahat aynayı kollamak gibi bir şeyi hiç düşünmüyorsunuz.Karşımdan esmeye başlayan rüzgar ise yorgunluğuma tuz biber ekti resmen.Hep yokuş çıktığımı zannediyorum,hızım çok düşük,gidiyorum gidiyorum ne bitmedik yokuşlar diye düşünüyorum,halbuki giderken hiç öyle iniş de hatırlamıyorum yol düzdü :smiley: Karanlıktan dolayı,yine de tırmandığımı düşünüyorum.Işıklı bir yere geldiğimde arkama dönüyorum ve geldiğim yolun düz sayılabilecek kadar az bir eğime sahip olduğunu görünce acı gerçeği kabul etmek zorunda kalıyorum.Yanlış beslendim,çabucak yoruldum böylelikle,rüzgar da eklendi ve şu anda da gidemiyorum işte bu yüzden.Psikolojimi düzeltmek adına,Olsun yavaş yavaş karanlıkta daha uzun süre yolculuk yapmış olacağım diye düşünüp,moralimi bozmadım hiç.Gerçek bir yokuşun ardından ise Edirne'nin ışıklarını görünce,içimi önce bir sevinç kapladı hatta daha hızlı yüklenmeyi denedim ama yapamadım gidemiyordum işte bugün.Sonrasında ise aslında üzülmem gerektiği aklıma geldi,orası hep aynı bildik bizim yer işte.Buralardaki huzuru bulmak mümkün değil.Yol boyunca da karanlıkta canım sıkıldığı için,hep video çekip kendi kendime konuştum :smiley:

Son demlere gelmiştim artık,bir ışık silsilesi daha oldu yolda,ve buradan ayrılacaktım artık.Ancak karşıdan gelen 7-8 kişilik yaya bir grup vardı,önce gezgin falan mıdır bunlar diye düşündüm.Biraz yaklaşınca hemen hemen hepsinin elinde sopalar olduğunu gördüm,yolda bağrışarak geliyorlardı.Hoppalaa tam bitti derken oldu mu şimdi bu,bir elime telefonu aldım polisin '166' olan numarasını yazdım,bir yandan da ne yapsam diye düşünürken yoldaki ayrımı fark ettim,onlar da tam o hizadalardı.Hemen biraz yüklenip pedala,sağ tarafa ayrıldım yoldan.Tamam atlattım artık koşsalarda yetişemezler.Peki ya nereye ayrıldığımın farkında mıydım,hayır.Edirne yönüne dönmüştüm,yoldan çıkacağım yer de oralarda bir yerdeydi ancak ayrılırken hiç tabelaya bakmadım.Üstelik giderken kullandığım yol değildi burası,çok karanlıktı şerit çizgisi dahi olmayınca önümü zor gördüm.Biraz ilerleyeyim olmadı dönerim diye düşündüm,ve ardından gideceğim yer olan Kastanies tabelasına gelince rahatladım.Fakat giderken başka bir yoldan geçmiştim hiç benzemiyordu buna,ona akıl erdiremedim gitti belki de karanlıkta fark edemedim.Kastanies çok sakindi yine,sokaklarda çıt yok.Yolculuğun artık biteceği aklıma gelince üzülmemek elde değildi ama bitmişti işte,karşımda sınır kapısı.Elbet döneceğim diye kendimi avutarak geçtim bizim tarafa.Elbette ki bu Avrupa'daki trafikten sonra ilk anda bocaladım ancak bünye alışkın olduğu için toparladı kendini tekrar Türkiye moduna aldı.Ama yollarda araba stresi olmayınca yapacak iş bulunmuyor,insanın canı sıkılıyor.Şimdi ilk geçiş olduğu için o kadar sıkılmadım ama bir daha o yollarda gidişimin çok sıkıcı olacağına eminim.

Sonuç olarak,ilk tanışmamız iyi geçti Yunanlılarla,ben Yunanistan'ı çok beğendim.Benim için de çok önemli bir tecrübe oldu bu tur.Yollarda da hiç öyle Türk düşmanlığı ile ilgili bir durumla da karşılaşmadım.Orada gece bisiklet sürmek,Türkiye'de en kısa mesafeye bile gitmekten çok daha güvenli.Biz hep bisiklet yolu yok diye yakınıyoruz ama bu gittiğim yerlerde hiç bisiklet yolu yoktu.Sadece insana saygı vardı,hatta yani bisiklet olarak taşıt yerine konulmak beni çok derinden etkiledi,halen değişik duygular içerisindeyim :smiley: Bize bisiklet yolu yapılsa bile,bu durum değişmez bence insanlardaki zihniyet değişmedikçe.Her neyse işte böyleydi,bu yalnızca İlk Adım'dı elbet daha uzun görüşeceğiz Yunanistan ile.




90982328.jpg


35836261.jpg


43734965.jpg


23451661.jpg


16125603.jpg


34026090.jpg


52829809.jpg


55881975.jpg


48215905.jpg


70834836.jpg


110sh.jpg


111cy.jpg


112dw.jpg


113pwh.jpg


114at.jpg


115ng.jpg


116gva.jpg


117vk.jpg


118i.jpg


119xa.jpg


120qzb.jpg


121ba.jpg


122am.jpg


123kp.jpg


124dd.jpg


125sw.jpg


126k.jpg


127du.jpg


128ql.jpg


129dv.jpg


130hl.jpg


131m.jpg


132kh.jpg
 

Etiketler

Ynt: Edirne-Yunanistan

Tunahanyk, çok teşekkürler. ben batı trakya gümülcine'liyim. bir daha ki sefer'e gideceğin zaman haber verirsin. sana yunanistanda yardımcı olurum..

freppe'nin tadı nasıldı? :smiley:
 





Ynt: Edirne-Yunanistan

Konu başlığı ilginç geldiği için baktım fakat gerçekten farklı ve güzel bir gezi olmuş, paylaşım için teşekkürler ...
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,496
Mesajlar
1,518,838
Kayıtlı Üye Sayımız
172,158
Kaydolan Son Üyemiz
aysekayan95

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst