Masal bu ya…
Evvel zaman içinde bir krallık varmış. Bu kral çok bencilmiş. Birinin bir şeyler bildiğini örenince hemen uzak diyarlara sürermiş.
Bir gün yine bu kral teftişe başlamış. Bir de ne görsün insanlar ilim öğreniyor, hemen ferman çıkartmış.
‘’ Tez vakitte ilim öğrenenler toplana, uzak diyarlara sürüle…’’
Bu uzak diyarlar o zaman Karabük ve Safranbolu civarları imiş. Karabük ve Safranbolu o zamanlar kimsenin kolay kolay gitmediği yerler. Kışlar uzun, soğuk, çetin ve kara geçermiş.
Askerler almışlar bilginleri ve koyulmuşlar yola. Az gitmişler, uz gitmişler, dere tepe düz gitmişler kaç gün yol yürüdüler bilinmez, varmışlar terk-i diyara. Askerler bırakmışlar bilginleri , dönmüşler memleketlerine.
Eee adı bilgin, oturacak değil ya ‘’ Biz bu dünyaya bir vazife ile geldik, ilki Rabbimize kulluk, ikincisi insanlığa hizmet’’, ‘’nasıl görüyorsak, öle yaşarız’’ demişler, koyulmuşlar işe. Ölçmüşler, biçmişler, tartmışlar, dökmüşler, gizli bir cennet yapmışlar.
Ve öyle bir cennet ki, kocaman bir oyuk içinde olduğu için de olduğu için dışardan onu kimse göremezmiş. Etrafı dağlarla çevrili, yüksek yerlerde çalılıklar, eski döküntüler.
Ve ne cennet olmuş ama ı kadar düzgün sıralı, karşıdan bakınca bütün evler yan yana ama hiçbir ev diğer evin güneşini kapatmıyor. İnsanlar birbirine o kadar kenetlenmiş ki, komşulukları o kadar güzelmiş ki, hala bile o insan sevgisini hissedebiliyorsunuz. Şimdi bile bir yabancı görünce hoşlayıp hal hatır sormayı ihmal etmezler.
Biz gezimize köprü başından başladık. Her yeri karış karış gezmek istedik, ama o kadar çok gezilecek yer vardı ki…
Köprüye patika bile sayılmayacak yollardan geçerek vardık. Köprüden evlerin manzarasını görmeniz gerek. Gelin gerdanına dizilmiş inci gibiler. Köprüyü geçince eski Hükümet konağına varmak için dolambaçlı yollar bizi bekliyordu, ama yolculuk nasıl geçti anlamadık ki insanların güler yüzleri ile karşılaşınca…
Eski Hükümet Konağı hala tüm heybeti ile bir tepede oturuyor. Kapısında bizi lokumlarla karşıladılar. Şu meşhur Safranbolu lokumları ile. Orda Eski Safranbolu ayaklarınızın altında. Rüya gibi bir manzara sizi bekliyor.
Evvel zaman içinde bir krallık varmış. Bu kral çok bencilmiş. Birinin bir şeyler bildiğini örenince hemen uzak diyarlara sürermiş.
Bir gün yine bu kral teftişe başlamış. Bir de ne görsün insanlar ilim öğreniyor, hemen ferman çıkartmış.
‘’ Tez vakitte ilim öğrenenler toplana, uzak diyarlara sürüle…’’
Bu uzak diyarlar o zaman Karabük ve Safranbolu civarları imiş. Karabük ve Safranbolu o zamanlar kimsenin kolay kolay gitmediği yerler. Kışlar uzun, soğuk, çetin ve kara geçermiş.
Askerler almışlar bilginleri ve koyulmuşlar yola. Az gitmişler, uz gitmişler, dere tepe düz gitmişler kaç gün yol yürüdüler bilinmez, varmışlar terk-i diyara. Askerler bırakmışlar bilginleri , dönmüşler memleketlerine.
Eee adı bilgin, oturacak değil ya ‘’ Biz bu dünyaya bir vazife ile geldik, ilki Rabbimize kulluk, ikincisi insanlığa hizmet’’, ‘’nasıl görüyorsak, öle yaşarız’’ demişler, koyulmuşlar işe. Ölçmüşler, biçmişler, tartmışlar, dökmüşler, gizli bir cennet yapmışlar.
Ve öyle bir cennet ki, kocaman bir oyuk içinde olduğu için de olduğu için dışardan onu kimse göremezmiş. Etrafı dağlarla çevrili, yüksek yerlerde çalılıklar, eski döküntüler.
Ve ne cennet olmuş ama ı kadar düzgün sıralı, karşıdan bakınca bütün evler yan yana ama hiçbir ev diğer evin güneşini kapatmıyor. İnsanlar birbirine o kadar kenetlenmiş ki, komşulukları o kadar güzelmiş ki, hala bile o insan sevgisini hissedebiliyorsunuz. Şimdi bile bir yabancı görünce hoşlayıp hal hatır sormayı ihmal etmezler.
Biz gezimize köprü başından başladık. Her yeri karış karış gezmek istedik, ama o kadar çok gezilecek yer vardı ki…
Köprüye patika bile sayılmayacak yollardan geçerek vardık. Köprüden evlerin manzarasını görmeniz gerek. Gelin gerdanına dizilmiş inci gibiler. Köprüyü geçince eski Hükümet konağına varmak için dolambaçlı yollar bizi bekliyordu, ama yolculuk nasıl geçti anlamadık ki insanların güler yüzleri ile karşılaşınca…
Eski Hükümet Konağı hala tüm heybeti ile bir tepede oturuyor. Kapısında bizi lokumlarla karşıladılar. Şu meşhur Safranbolu lokumları ile. Orda Eski Safranbolu ayaklarınızın altında. Rüya gibi bir manzara sizi bekliyor.