Moğolistan,sibirya Ve Moskova Gezi Notları(03-16.temmuz.2017)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan vata Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 343
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 65,991

vata

Zirve
Mesajlar
1,376
Tepkime Puanı
360
Yer
İZMİR
2015 yılında Ural Dağları ve İdil(=Volga) boylarına yaptığımız ve aşağıda linkini verdiğim gezi dizisinin bir sonraki ayağında Sibirya ve Moğolistan'ı gezmek vardı.



Rusya;ural Etekleri Ve Idil(=volga) Boyları;1-9.ağustos.2015



Ancak Türkiye ile Rusya arasında 2016 yılında yaşanan kriz nedeniyle bu geziyi gerçekleştirmek kısmet olmadı.Aralık-2016'ya gelindiğinde süresi dolmak üzere olan mil puanlarımızı harcamak ve geziyi Temmuz-2017'de yapmak amacıyla Türk Hava Yolları'na başvurduk.Planımız İzmir-Ulan Batur arası uçak(=30.000 mil puan),Ulan Batur-Novosibirsk arası Sibirya treni ve Novosibirsk-İzmir arası uçak(=10.000 mil puan) şeklindeydi.
Ancak bu parkurda ekonomi sınıfı ödül biletler erkenden tükendiği için evdeki hesap çarşıya uymadı.Bunun üzerine biz de business sınıfı olarak satın aldığımız İzmir-Ulan Batur gidiş(=45.000 mil puan) ve Novosibirsk-İzmir dönüş (=15.000 mil puan) biletlerimiz için kişi başına altmışar bin mil puanı ve yaklaşık 1.000'er TL ödedikten sonra hazırlıklara başladık.Ne var ki Mart-2017’de,THY sürpriz bir kararla Novosibirsk hattını kaldırdığını açıklayınca planımızı bir daha değiştirip İzmir-Ulan Batur arasını uçak, Ulan Batur-Ulan Ude arasını otobüs,Ulan Ude-İrkutsk arasını tren,İrkutsk-Moskova ve Moskova-İzmir arasını uçak ile olacak şekilde düzenledik.




36703604496 1451a62327 b




Gerçekleştirdiğimiz gezi rotamız
 
Son düzenleme:

Etiketler
Sonunda beklenen gün geldi ve 03.Temmuz.2017 günü saat 19.05'de İstanbul'dan hareket ettik.Yaklaşık beş saat süren yolculuğa aramızdaki üç saatlik zaman dilimi farkı da ilave edilince yerel saat ile 03 civarında Kırgızistan’ın başkenti Bişkek(=Бишкек)'teki Manas Havaalanı(=FRU) ’na indik.Bu küçük havaalanında verilen bir buçuk saatlik mola sırasında basit birkaç hediyelik eşya satın aldıktan sonra yerel saatle 04.20 gibi tekrar havalandığımızda artık güneş doğmak üzereydi.Ben de bu sayede Talas Ala Dağları(=Таласский Ала-Тоо=Talaski Ala-To)’nı yukarıdan görme fırsatını yakaladım.Özbekistan,Kırgızistan ve Kazakistan boyunca yer alan ve en yüksek doruğu 4484 metre yüksekliğindeki Manas Dağı olan bu sıradağların tepeleri Temmuz ayında bile karla kaplıydı.



36524492822 ec163fa628 b



Kırgızistan’daki Talas Ala Dağları’nın uçaktan görünümü



Manas Havaalanı’ndan dört saatlik bir uçuş ve aradaki iki saatlik zaman diliminin de eklenmesi ile altı saat sonra Moğolistan’ın başkenti Ulan Batur’daki Cengiz Han Uluslararası Havaalanı(=Чингис хаан олон улсын нисэх буудал =Çingis Han Olon Ulsin Niseh Buudal)’na yerel saat ile 10.20'de indik.Böylece ,İstanbul'a karayolu ile 9500 kilometre ve kuş uçuşu 6.000 kilometre mesafede ve beş saat ileri zaman diliminde bulunan başkent Ulan Batur’a İstanbul’dan on saat süren ve zaman diliminin eklenmesiyle on beş saat gibi gözüken yolculuğumuzun en uzun etabını da tamamlamış olduk.1958 yılında yapılmasına karşın ancak 1997 yılında uluslararası uçuşlara açılan ve yenileme çalışmalarının halen devam ettiği bu havaalanı oldukça sakindi.Moğolistan ile Türkiye arasında vize sorunu bulunmadığından hızlıca tamamladığımız pasaport kontrolü sonrasında girişin üst katındaki banka ofisinde bir miktar doları ülkenin para birimi Tögrög(=төгрөг=kabaca 1000 Tögrög 1.5TL'ye eşittir)'e çevirdikten sonra artık gezmeye başlayabilirdik.



36647672666 f58cdd1689 b



Cengiz Han Havaalanı girişi
 

Yaklaşık on saat süren aktarmalı uçak yolculuğunun üzerine beş saatlik zaman dilimi farkının eklenmesi biraz yıpratıcı olsa da bir zamanlar atalarımızın at koşturduğu coğrafyada bulunmak enerjimizi yükseltmişti. Ne var ki zorunlu program değişikliği nedeniyle Ulan Batur'a sadece bir gün ayırabilmiştik.Bu nedenle,havaalanı çıkışında zaman kazanmak amacıyla bir taksiye binip 20.000 Tögrög(~30 TL) ödeyerek,14 kilometre mesafede bulunan şehir merkezindeki otelimize doğru hareket ettik. Merkezde trafik sıkışık ve sürücüler inanılmaz kural ihlalleri yapıyorlardı. Ulan Batur'da araç kiralamak gayet kolay ancak şehir içi trafikte ilerlemek o kadar basit değil bu nedenle araç kiralamanızı tavsiye etmem.



36296626770 e5f47d7355 c




36524458772 9304654e31 c




Ulan Batur’un uçaktan görünümü



Yaklaşık yetmiş yıl kadar Rusya'nın bir uydusu konumunda olmasının etkisiyle Rus şehirlerinde görmeye alıştığımız geniş caddeler,devasa meydan,bina ve heykeller Ulan Batur'da da mevcuttur ancak trafik,toplu taşıma araçları ve taksiler tek kelime ile berbattır.Metronun henüz yapım aşamasında olduğu şehrin içindeki ulaşım,otobüs ve troleybüsler ile sağlanmaktadır.Toplu ulaşım biletleri 500 Tögrög(~75 kuruş) civarında olmakla beraber bu araçların genellikle çok kalabalık olduğunu ve yankesicilerin buralarda kol gezdiğini bilmenizde yarar vardır.

Moğolistan’da taksiler sayıca az ancak Rusya'da olduğu gibi burada da elinizi kaldırdığınızda sizi istediğiniz yere makul fiyatlara götürebilecek bir araç bulmak mümkündür.Taksimetrenin çok az araçta bulunduğu taksilere ya da diğer araçlara binmeden önce mutlaka pazarlık etmeniz menfaatiniz icabıdır.Bu şehirde konaklayacakları süre kısa olanlar için bence doğru seçim,kısa mesafeler için yürümek uzun mesafeler için de elinizi kaldırıp ilk duran araba ile pazarlık yapıp binmektir.
 

Türkiye'nin iki katı büyüklüğünde yüz ölçümü(=1.566.000 kilometrekare) ile dünyanın on dokuzuncu büyük ülkesi olan Moğolistan,buna karşın sadece üç milyon nüfusa sahip olması sonucunda kilometrekareye düşen ortalama iki kişilik nüfus yoğunluğu ile dünya üzerinde en sonda gelen üç ülkeden birisidir.Ortalama yüksekliği 1580 metre olan,doğudan batıya 2367 kilometre,kuzeyden güneye ise 1258 kilometre uzunluğunda olan bu ülke,kuzeyde ormanlar,güneyde çöller ve ortada geniş bozkırların yer aldığı üç bölümden oluşmaktadır.



36524479242 e1d1736665 b



Uçaktan Ulan Batur yakınındaki bozkırlar ve çıplak dağların görünümü



Ülke nüfusunun %90’ını Halha etnik grubundan olan Moğollar oluşturur. Ülkenin daha ziyade kuzey ve kuzeybatı kesimlerinde yerleşmiş ve aralarında Dukha,Hoton,Urianhay ve Kazak kökenlilerin bulunduğu ve sayıları 150.000 civarında olan Türkler ise nüfusun %5'ini oluşturur.Kalan %5’lik nüfus dilimi ise Çin ve Rusya kökenlilerden oluşmaktadır.Göçebe yaşama rağmen ülkedeki okur-yazarlık oranı %98'dir.

Bu ülkeye gelmeden önce,internette bahsi çokça geçen"Moğollar aslında Türk müdür?" sorusunun cevabını merak ettim.Bu amaçla okuduğum onlarca makale ve öne sürülen kanıtlar sonrası aynı coğrafyayı ve bozkır yaşam biçimini yüzyıllar boyunca paylaşmış ve kültürel anlamda çok benzeşen bu iki göçebe ırkı birbirinden "Türkler beyaz Turani ırktır, Moğollar sarı Mongoloid ırktır" gibi keskin çizgilerle ayırt etmenin mümkün olmayacağı çıkarımına vardım.Moğollara ait en eski yazılı kaynaklar,M.S. 8.yüzyıldan itibaren başlamakta olup bilim adamları, onların bugünkü Mançurya bölgesinden köken aldıklarını ve onlardan çok önce bugünkü Moğolistan'da yerleşmiş olan Türklerin batıya doğru göç etmeleri sonucu boşalan alanların Moğollar tarafından doldurulduğunu, dolayısıyla iki ırkın kökenlerinin farklı olduğunu düşünmektedirler.

Keza, Moğolistan’ı gezerken tanıştığımız yerli halk da,Türk olduğumuzu öğrendiklerinde daha önce gezdiğimiz Tataristan, Başkurtistan ya da Çuvaşistan’da yaşadığımız gibi coşkulu olmasa da bize gayet olumlu ve misafirperver davrandılar.Ancak konu Türk-Moğol akrabalığına gelince kendilerinin bizden kesinlikle farklı bir kökenden olduklarına inandıklarını da ifade ettiler.
 

Moğolistan'da,kışın aşırı soğuklardan yazın aşırı sıcaklara varacak şekilde büyük değişimler gösteren karasal iklim hüküm sürmektedir.Denizle hiçbir bağlantısı bulunmayan Moğolistan,kuzeyden Rusya ve diğer yönlerden ise Çin gibi iki bölgesel süper güç arasına sıkışmış vaziyettedir. Yıllarca Rusya'nın uydusu konumunda kalan ülkenin ekonomisi tarım,hayvancılık ve turizme dayalıdır.Tarım için gerekli iklim koşullarının kısa sürede sona ermesi ve erozyon nedeniyle tarıma elverişli toprakların giderek azalması,gerek ürün çeşitliliği gerekse tarım gelirlerinin her sene daha da azalmasına neden olmaktadır.
305 milyon hektar merası olan ülkede, toplam 42 milyon at,koyun, keçi, inek, deve ve yak bulunmakta ve kabaca kişi başına 14 hayvan düşmektedir. Hayvancılık halen yoğun bir biçimde yapılmakta ise de ulaşım ağının zayıflığı nedeniyle deri ve kaşmir dışında elde edilen et,süt, peynir gibi ürünler yeterince değerlendirilememektedir.Moğolistan dünyanın ikinci büyük kaşmir üreticisi olup halen dünya kaşmir üretiminin %20’sini karşılamakta ve kaşmir sanayi,ülkedeki toplam istihdamın yüzde 16’sını ve gayrisafi milli hasılanın da yüzde altısını karşılamaktadır.




35872864473 f3ca83e34f b




36682488835 4b50640779 b




35871571133 23dd412d75 c




Moğolistan yollarında en sık karşılaşacağınız manzara;kendi başlarına otlayan koyun,keçi,at ve yaklar
 



Moğolistan'ın global güçlerin ilgisini çeken asıl zenginliği ise sahip olduğu ve çoğu el değmemiş durumdaki altın,gümüş,bakır,kömür,molibden ve uranyum rezervleridir.Hatta sahip olduğu bu zengin madenleri nedeniyle Moğolistan(=Mongolia),bazı kaynaklarda Mine(=maden)-Golia olarak da adlandırılmaktadır.
Başkentin kuzeyinde yer alan Erdenet bölgesi,Asya kıtasının en zengin bakır madeni rezervine sahip olup halen burada üretim faaliyeti devam etmektedir.Güney Gobi bölgesinde yer alan Tavan Tolgoi(=beş tepe) bölgesinde ise 7.5 milyar ton rezerve sahip taş kömürü yanı sıra çelik endüstrisinin en önemli girdisi sayılan dünyanın en zengin ve el değmemiş kok kömürü rezervleri bulunmakta olup aynı bölgede yer alan Oyu Tolgoi bölgesi ise altın ve bakır madenleri yönünden son derece zengindir.
Yabancı maden şirketlerinin yavaş yavaş işletmeye başladığı bu madenler sayesinde son on yılda kişi başı yıllık gelirin 500$'dan 5.000$'a yükseldiği,yıllık büyüme hızının ise %10'un üzerinde seyrettiği ve asgari ücretin aylık 240.000 Tögrög(~360TL) olduğu Moğolistan'da,halkın hayat standartları yukarı doğru ivmelenmeye başlamışsa da halen oldukça düşüktür.
İstatistiklere göre kırsaldaki göçebe yaşamın zorluklarından sıkılan pek çok moğol ailesi şehirlerde yerleşik yaşama geçmektedir.Ülke nüfusunun yaklaşık yarısını barındıran başkent Ulan Batur'da yükselen ve dünyaca ünlü markaların boy gösterdiği çok katlı alışveriş merkezleri ve gökdelenler ile caddelerde trafiği kilitleyen lüks araçlar ve her sokakta görülen ve Kore'ye özgü karaoke barlar;steplerden kentlere yönelen bu değişimin yansımaları olarak dikkat çekmektedir.Halkın giyim alışkanlıkları da bu göç dalgasından etkilenmiş görünmektedir.Öyle ki milli kıyafetleri olan Del,günümüzde kırsalda yaşayanların ya da şehirlerde ileri yaştaki nüfusun tercih ettiği giysi durumuna gelmiştir.



36523769372 2f737462a9 c


Başkent Ulan Batur'un yeni yerleşim bölgesinde yükselen blok apartmanlar




35887167963 dbff66b701 b






36558670161 b6d9c18c00 c




Başkent Ulan Batur sokaklarında bizdekinden daha çok Hummer geziyor!!





38067722631 562c3979a6




Her köşe başında karşınıza çıkan karaoke barlar nedeniyle Ulan Batur'a karaokenin başkenti tanımlaması yapılmaktadır.
 

Ülkenin milli kıyafeti Del(=дээл),bozkır koşulları ve günlük faaliyetlere uygun olarak dizayn edilmiş bir giysi olup,uzun ve geniş kolları,önü açık ve düğmesiz haliyle cüppeye benzer.Yazın giyilen ve Dan Del(=дан дээл) adı verilen türünde genellikle pamuklu kumaşlar tercih edilir.
Şaş Del(=шаш дээл)adı verilen ve genellikle ipek kumaştan yapılan ve nakışlarla süslü modeli törenlerde ve kutlamalarda giyilmektedir.Kış aylarında ise iç tarafına kürk kaplanmış kalın kumaştan yapılmış ve Terleg Del(=Терлег дээл) olarak adlandırılan modeli kullanılmaktadır.
Kadın ve erkek modelleri arasında büyük farklar bulunmayan sade ve kullanışlı bu giysinin ön kısmı,kişinin belini iki ya da üç kez dönen canlı renklerde kalın bir kuşakla kapatılmaktadır.Deri çizmeler ve şapka ise delin tamamlayıcı unsurları olarak kullanılmaktadır.





36296220580 704ff2b356 b





35870261893 bb4f8258ee b





37159608161 6b377c6b77 c




Moğolların milli kıyafeti Del
 

Ülkenin ana dili olan Moğolca,Kiril alfabesi kullanılarak yazılmakta olup Rusça'ya benzememektedir.Keza Türkçe'nin de dahil olduğu Ural-Altay dil grubunda yer almasına ve iki dil arasında askeri terimlerde birbirine benzeyen kelimeler bulunmasına rağmen Moğolca ile Türkçe arasında akraba dillerdeki gibi müşterek bir sözlük söz konusu değildir.Bu ülkede derdini anlatmanın yolu,ya orta yaş üzerinde olan kişiler ile Rusça veya genç nüfusla İngilizce konuşmaktan geçmektedir.

Aşağıda bu yolculukta yardımcı olacağını düşündüğüm bazı kelimeleri ve okunuşlarını vermeye çalıştım.Yaptığım tabloyu siteye yüklemeyi başaramadığım için fotoğraf gibi yükledim.



38242480331 03bdb21e20



Moğolca pratik kelimeler
 

Ulan Batur'da her bütçeye uygun konaklama imkanları bulunmaktadır. Yaşımız gereği hostelde konaklamak bize zor geleceği için şehrin merkezi olan Suhbatur Meydanı'na üç yüz metre mesafede yer alan ve en basit otel imkanlarını sunan Elegance Hotel'i tercih ettik.Kendi halindeki bu otelde iki kişi,kahvaltı dahil bir gecelik konaklama için 49$ ödedik.
Otele yerleşmemizin ardından dünya üzerinde denize en uzak ve kışın en soğuk başkent olan şehirde dolaşmaya başladık.Ülkenin orta kuzey bölümünde,Tula Nehri kıyısındaki 1310 metre rakımlı vadide yer alan,1.4 milyon nüfusa sahip ve Ankara'nın kardeş şehri olan Ulan Batur (=Улаанбаатар=Ulanbatar)'un kuruluşu,günümüzde Gandan Manastırı' nın bulunduğu bölgede,1639 yılında yapılmış bir budist manastırına dayandırılmaktadır.11.Temmuz.1921 tarihinde Çin işgalinden kurtulan ülkenin 1924 yılında toplanan ilk meclisinin delegeleri,eski adı Urga olan bu şehre Kahraman Şehir anlamına gelen Baatar Khot adını vermek istemişlerdir.Ancak bağımsızlığın kazanılmasında büyük pay sahibi olan Rusya'nın bastırması sonrasında şehir,Kızıl Kahraman veya Kızıl Bahadır anlamındaki Ulan Batur adını almıştır.
Moğol bozkırlarındaki uçsuz bucaksız özgürlük duygusunun aksine tuhaf bir sıkışmışlık ve daralma duygusunun hakim olduğu Ulan Batur, gördüğümüz kadarıyla sürekli yapım aşamasında olan bir şehirdi. Pek çok toplu konut ve yolun yapım çalışmaları nedeniyle ortalık toz duman içinde ve kirliydi.Bu kadar büyük bir yüzölçümüne ve son derece düşük bir nüfusa sahip bu ülkede ısrarla gökdelen yapılmasını ve insanların üst üste yaşama isteğini doğrusu anlayamadık.
Plana göre şehirdeki ilk durağımız,otelimize üç yüz metre mesafedeki Sambugin Caddesi(=Самбуугийн гудамж=Sambugin Gudamj) üzerinde bulunan ve nadir dinozor kemikleri koleksiyonu ile ünlü Doğa Tarihi Müzesi(=Байгалийн түүхийн музей=Baygalin Tuhin Muzey) olacaktı.Ne var ki 1924 yılında kurulmuş olan bu müze,yenilenme sürecinde olması nedeniyle ziyarete kapalıydı.Bu nedenle müzenin paleontoloji bölümünde yer alan ve Gobi Çölü'nde bulunmuş,15 metre uzunluğunda ve 4.5 ton ağırlığındaki tarbosaurus türü dinozora ait eksiksiz iskelet ve taşlaşmış dinozor yumurtalarını göremedik.



36647642236 a393711423 b



Doğa Tarihi Müzesi binası
 

Bundan sonra bir araç çevirip 2.000 Tögrög(~3 TL) ödeyerek iki buçuk kilometre mesafede bulunan Gandantegçinlen Manastırı(= Гандантэгчинлэн хийд=Gandantegçinlen Hiid)'nı ziyaret ettik.Tibet dilinden türeyen adı Tam Huzurun Büyük Yeri anlamına gelen bu manastır,Moğolistan'da Tibet Budizmi'nin merkezi olarak kabul edilmektedir.Ülke nüfusunun en az yarısının inancı olan Tibet Budizmi'nin dini önderleri,üst düzey lama anlamındaki Bogd Gegeen(=богд гэгээн) veya Javzandamba Hutagt(=Жавзандамба хутагт) olarak adlandırılır. Telaffuzu biraz zor olan ve günümüze dek sadece dokuz kişiye verilen bu ünvanı batı dillerinde jebtsundamba khutuktu olarak görebilirsiniz. Gandan Manastırı'nın inşası, 4.Javzandamba Hutagt dönemine denk gelen 1809 yılında başlamış ve 1835 yılında tamamlanmıştır.Bundan sonraki yıllarda Avalokiteshvara ve budist felsefesi,tıp ve astroloji eğitimi verilen tapınaklar kurulmuştur. Manastır,yirminci yüzyılın başlarından itibaren Moğolistan'daki budist eğitimin merkezi olmuştur.Bugün bu manastırda,1970 yılında kurulmuş, yabancılara kapalı olan ve budist dünyanın tanınmış akademisyenlerinin yetiştiği Öndör Gegeen Zanabazar Budist Üniversitesi yanı sıra budist felsefenin öğretildiği üç tane felsefe okulu ve geleneksel tıp ve astroloji eğitimi veren bir tane kolej yer almaktadır.
On dokuzuncu yüzyıl başında yaklaşık elli bin nüfuslu olan Ulan Batur’da yüzden fazla tapınak(=cym=sum) ve manastır(=хийд=hid) varmış. Ülkede,1937 yılında komünist rejim ve Stalin'in etkisi ile yapılan dini temizlik sonrası ayakta kalmayı başarmış çok az sayıdaki dini yapıdan biri de Gandantegçinlen Manastırı olmuştur.Yine de 1938 yılında kapatılmaktan kurtulamayan manastır,1944 yılında Amerika başkan yardımcısının ülkeyi ziyareti sırasında göstermelik de olsa tekrar açılmış ve o tarihten sonra Moğolistan’ı ziyaret eden yabancı devlet adamlarının gezdirilmesi amacıyla kağıt üzerinde de dini faaliyetini sürdürmüştür. 1990 yılında dini etkinlikler üzerindeki yasakların kaldırılması sonrasında Moğol halkı,inançlarının gereklerini özgürce yerine getirmeye başlamıştır. Bu dini faaliyetler,halen manastırda yaşayan dört yüz civarı rahip ile günümüzde de devam etmektedir.




36555243551 a0cd276eb3 c




Gandantegçinlen Manastırı'nın ana girişi
 



Manastıra girdikten sonra,avluda Moğolistan'ın önem verdiği bir projenin ilanları ile karşılaştık.Grand Maitreya(=gelecekte dünyaya geleceğine ve de Budizm’i kökten değiştireceğine inanılan Buda olarak kabul edilir ve genellikle şişman ve gülümseyen bir figür olarak betimlenir)Projesi(=Их Майдар төсөл=İh Maydar Tösöl) adı verilen bu proje,Moğolistan'da yeryüzündeki en büyük sevgi anıtını inşa ederek dünya barışı ve ülkenin kültürel gelişimine katkı sağlamayı hedeflemektedir.Bunun için başkentte 108 hektarlık alanda,önünde 54 metre yüksekliğinde bir Buda heykelinin yer alacağı 108 metre yükseklikte bir stupa ve çevresinde yer alacak tapınaklardan oluşan bir kompleksin yapımı hayata geçirilmektedir.




36298284600 b4c1d31af6 c




Grand Maitreya Projesi'ne ait ilan




M.Ö.VI. yüzyılda Hindistan’da Siddharta Gautoma adlı bir prens tarafından ortaya atılmış olan Buda(=Burkan) dinine göre hayatın esası ve gerçeği ıstıraptır.Budizme göre ıstırap,sadece yaşanan acı anlar değil; üzüntü ve neşesiyle var oluşun ta kendisidir.İnsan hayatında ruha dayalı bir süreklilik vardır ve ruh, bedenin ölümünden sonra bir başka bedende yeniden doğarak varlığını sürdürür.Doğum-ölüm-yeniden doğum zincirini kırarak Nirvana’ya ulaşıp ebedi huzura kavuşmanın yolu ise ıstırabı yok etmekten geçmektedir.İşte bu ebedi huzura ulaşmak isteyen Prens Siddharta,bu amaçla sarayını terk ederek inzivaya çekilmiş ve kendisine aydınlanmış anlamında Buddha;inancına da Budizm denilmiştir.Bundan sonra hızla yayılan budizm,günümüzde Asya'da en yaygın dindir.
Budizm,Göktürk Devleti'nden önce Tanrı Dağları'nın güneyindeki tarım bölgesinde yaşayan Türkler arasında yayılarak yaklaşık altı yüzyıl süreyle (M.S.700-1300) varlığını sürdürmüştür.Türklerin İslamiyeti kabulüyle birlikte Türk ırkı üzerindeki etkinliğini yitiren Budizm,bugün sadece Çin’deki Uygur Türklerinin bir bölümünün dinidir.

Budizm'in önemli bir kolu olan Tibet Budizmi'nde,Buda Dharma'nın öğrenilmesi,ahlaki öğütler,nefisle mücadele,tefekkür ve meditasyon gibi içe bakış yöntemleri önemli yer tutmaktadır.İnternet üzerinde,temelinde mutlak bir Yaratıcı fikrinin yer almaması nedeniyle Budizm'i bir din olarak kabul etmeyip sadece olumlu ahlaki prensipleri yanında yanılgıları da olan bir ruhani felsefe olarak gören pek çok yazı olduğu gibi aksini savunanları da bulabilirsiniz.

Her gün 08.30-19.00 saatleri arasında açık olan bu manastıra giriş için 4.000 Tögrög(~6 TL) ödedik.Manastırda ek ücret istenen Migjid Janraisig Tapınağı dışında fotoğraf çekmek serbesttir. Öğleden sonra pek çok tapınak ziyarete kapalı olduğundan,hem manastırın tamamını görmek hem de sabah 09 civarında başlayan dini törenleri izlemek için buraya sabah erken gelmenizi öneririm.
 

Manastırın güneyindeki ana giriş sonrası başlayan geniş avluda sağlı sollu tapınaklar bulunmaktadır.1840 yılında taş ve tuğla kullanılarak inşa edilmiş,seramik çatılı Vajradhara Tapınağı(=ваджрадхара сүм)'nın içi altın dekorasyonlar ve Zanabazar'ın 1683 yılında yaptığı bir Vajradhara büstü ile bezenmiştir. Manastırı ziyarete gelen budistler ibadetlerine semavere benzeyen büyük bir çanaktan çıkan tütsüyü koklayarak veya bu tapınağın yanındaki çanlara dokunarak başlamaktadırlar.




35884101743 8cdf6cb68c c




36553865731 5d0970aee3 c




Vajradhara Tapınağı




Avlunun ortasında bulunan ve 1900 yılında yapılmış iki katlı Dedanpovran Tapınağı(=деданповран сүм)'nda,1904 yılında İngiliz işgalinden kaçarak Moğolistan’a sığınan 13.Dalay Lama yaşamıştır.




36555505501 57f4766027 c



Dedanpovran Tapınağı
 

Manastır içinde ilk olarak inşa edilen Gungahoilin Tapınağı (=Гунгахоилин сүм=Gungahoilin Süm)'ndan ise,budistlerin önünde dua edip dilekte bulundukları ve mutlaka el sürdükleri ahşap bir sütun günümüze dek ulaşmıştır.




36522501382 218787b549 c




Gungahoilin Tapınağı'na ait ahşap sütun





36693280285 d298e5e523 c




Yidgaçoyzinling Tapınağı(=Идгачоозиньлинг сүм=Yidgaçoyzinling Süm) günümüzde felsefe okulu olarak çalışmaktadır.




35884026183 fc508b6cd5 c




Duinhor Tapınağı(=дүйнхор сүм=Duinhor süm)
 

36647495516 0ec83585c2 c




36298331080 a47595bdb2 c




Daşçoimpil Tapınağı(=Дашчоймпил дацан=Daşçoimpil Datsan)




Tapınakların girişinde karşımıza çıkan çift geyik figürü Buda'nın ilk vaazını sembolize eder.Buda,ilk vaazını Hindistan'ın kuzeyindeki Sarnath kentinde bulunan Benares Geyik Parkı'nda vermiştir.Geyiklerin birbirine bakıyor olmaları,kişinin yaptığı iyiliklerin mutlaka ona geri döneceği felsefesini yansıtmaktadır.
Bu iki geyik figürü arasına sıklıkla Yasa Tekerleği veya Dharma Çakra adı verilen bir sembol eklenir.Dharma Çakra,kişinin tüm tutkularından kurtulup nihai gerçekliği kavradığı aydınlanma(=Bodhi) süreci için gerekli sekiz aşamalı soylu yolu(=Astangika Marga) temsil eder.
Doğru anlamak,Doğru düşünmek,Doğru konuşmak(=Yalan ve iftiradan kaçınmak),Doğru davranış(=Evlilik dışı ilişkiden ve zalimlikten kaçınmak) Doğru geçim(=Ahlak dışı ve uygunsuz işlerden kaçınmak),Doğru çaba (=Barışçıl ve huzurlu bir ruhsal durum),Doğru hatırlama(=Farkındalık) ve Doğru yoğunlaşma(=Meditasyon) aşamalarını geçerek aydınlandığı kabul edilen kişi daha sonra ya Nirvana yolunda devam eder ya da Nirvana’dan gönüllü olarak vazgeçip Bodhisatva olarak kalmayı seçer.
 

Manastır içindeki bir diğer tapınak olan Migjid Janraisig Tapınağı (=Мигжэд Жанрайсиг сүм) ise 1838 yılında,5.Javzandamba Hutagt zamanında yapılmıştır.Bu tapınak içinde yer alan,yüksekliği 26.5 metre ve ağırlığı yirmi ton olan Avalokitesvara Heykeli(=авалокитешвара статуя), dünyada bir bina içinde bulunan en yüksek heykeldir.Büyük heykelin iki yanında yer alan daha küçük heykellerden sağda olanı merhamet ve ödülü solda olanı ise kızgınlık ve cezayı sembolize etmektedir.1911 yılında Erdenet bölgesi bakırından yapılan orijinal heykel, 1937 yılında ruslar tarafından yerinden sökülerek kurşun yapmak için eritilmiştir.1996 yılında Moğol halkının bağışları ile heykel yeniden ve bakırdan yapılıp üzeri 2286 değerli taş ve altın varak ile kaplandıktan sonra bugünkü yerine konulmuştur.

Bu tapınağa gelen Budistler,heykelin önünde saygılarını sunup akabinde heykelin etrafında saat yönünde dönmeye başlıyorlar ve bu esnada kenarda duran sarı pirinçten yapılmış ve hurdie(=хурде) denen kutsal çanları çeviriyorlardı.Bu uygulamanın anlamını yanımdaki gruba bilgi veren rehberin açıklamasında buldum.Buna göre,kutsal çanların üzerinde hangi soruna(çocuk sahibi olma,sınavda başarı,hastalığın iyileşmesi vs.) iyi geldiğini belirten yazılar varmış.Budist kişinin,önce sorununa iyi gelecek kutsal çanı çevirip sonra da ibadethane için makul bir bağış yapması gerekiyormuş.



36524106612 2e3d22748c c




36693317025 dd60122e11 c




36555290451 3458337c9a c




35883969843 ca6b84f051 c





36296518860 806732e86a c




Migjid Janraisig Tapınağı
 



36647539656 e4ab9efa8f c




Stupa




İçine sadece rahiplerin girmesine izin verilen ve Budizm'de evreni sembolize eden Stupa,nirvanaya ulaşmış bir rahip ya da Buda'ya ait kutsal emanetlerin veya küllerinin saklandığı sembolik bir anıt mezardır. Budistler tapınma eylemlerini yukarıya doğru incelen kulesi ile barok mimari üslubu anımsatan stupanın etrafında dönerek gerçekleştirirler.




36296565690 a56ea5766b c





36296528980 4f74ecb34b c





Buda'ya saygı göstermenin bir yolu da tütsü ve mum yakmaktan geçmektedir.Fotoğrafta,Migjid Janraisig Tapınağı'nın önündeki dev stupa ve tütsü çanağı ile yanındaki tütsü ve kandil imalathanesi görülmektedir.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,424
Mesajlar
1,517,770
Kayıtlı Üye Sayımız
172,070
Kaydolan Son Üyemiz
cipokko

Çevrimiçi üyeler



Geri
Üst