II.Meşrutiyet Dönemi Fikir Akımları I; Türkçülük

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan mete Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 0
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 17,396

mete

Zirve
Mesajlar
1,851
Tepkime Puanı
4
II. Meşrutiyetin ilanından sonra dağılmakta olan Osmanlı devletini güçlendirmek adına çeşitli fikir akımları ortaya çıkmaya başlamıştı bunlardan en güçlüleri Türkçülük, Ümmetçilik, Ademi Merkeziyetçilik akımları idi. Günümüzde yansımalarını gördüğümüz bu akımları o günkü yapısı ile ele alalım.


Türkçülük;

Osmanlı hanedanının, özellikle Fatih döneminde Çandaroğlu sülalesinin ortadan kaldırılmasıyla başlayan, akıncı beylerinin, tımarlı sipahilerinin nüfuzlarının kırılarak merkezi otoriteye bağlı, bütün din ve ırklara eşit mesafede bir devlet yapısı ortaya çıkarmaya çalışması sonucu; Türkler kendilerini Türk’ten çok İslam olarak görmeye başladılar. Türk ve Türklük kavramları küfür, kabalık, cehalet ifade eden manada kullanılır oldu. Devletin ismi Devlet-i Aliye, Hükümetin adı, Hükümet-i Saltanat’ı Seniyedir; İmparatorluk topraklarına, Memalik-i Mahsusa-i Şahane denmektedir. “Osmanlı” terimi bile ancak Abdülaziz döneminden sonra kullanılmaya başlandı. Avrupalılar Türk İmparatorluğu, Türk Hükümeti, Türkiye, Türk tabirlerini kullanıyorlardı. Eğitimin, yetersiz kişilerin elinde kalması ve İslamiyet’in doğru anlatılamaması sonucu, Arap ve Fars töreleri İslamiyet olarak yorumlanmaya başlanmış, Arap kültür emperyalizmi sonucunda Türk toplumu kendisini dinamik ve ayakta tutan törelerinden, geleneklerinden uzaklaşmış, egemenlik hakları elinden alınmış, üretimden uzak miskin bir topluluk haline gelmişti. Düzenli ordu kurulduktan sonra, Kavmi Sadıka denen gayri Müslimler, Kavm-i Necip denen Araplar, askerlikten ve vergiden muaf tutulmuş. İmparatorluk içerisindeki Hıristiyan unsurlar, çeşitli imtiyazlar verilmesine rağmen Fransız ihtilalinin etkisi ve batılı devletlerin desteğiyle bağımsızlık mücadelelerine girmiş ve kendi devletlerini kurmuşlardı. Canını malını ortaya koyarak Osmanlı İmparatorluğunu kuran, devlete vücut veren, buna karşılık vergilerin en ağırı ile vergilendirilen, uzun askerlik dönemi sebebiyle ticaret ve sanata vakit ayıramadığı için devlet içerisinde en fukara toplum haline getirilen Türkler de, diline ve kültürüne sahip çıkarak kendi öz varlıklarını devam ettirmeliydi. II. Mahmut dönemine gelindiğinde Türk kelimesi tekrar değer kazanmaya, Türkiye karşılığı olarak ta “Türkistan” kelimesi kullanılmaya başlanmıştı. Aynı zamanda Türkçeye de önem verilmeye başlandı. Abdülaziz döneminde Askeri okullarda bile Fransızca yerine Türkçe eğitim verildi. Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Türkçenin sadeleşmesi davasını savundukları gibi, divan edebiyatı yanında, yeni bir Türk edebiyatının da temellerini attılar. Ali Suavi daha ileri giderek, “Lisan-ı Osmanî” tabirinin bir politika tabiri olduğunu, bunun doğrusunun “Lisan-ı Türkî” olduğunu ifade ettikten başka, Türkçenin, dünyanın en eski ve en zengin dillerinden ileri bulunduğunu; Türkçeden, Farsça, Arapça kaidelerin atılması icabettiğini, ezanın, hutbelerin ve namaz surelerinin bile Türkçeleştirilmesini savundu. Abdülaziz döneminde genel Türk Tarihi ile de meşgul olunmaya başlandı.
Ali Süavi, bu çeşit çalışmaların önderi olarak kabul edilebilir. Paris’te bulunduğu sırada, hazırladığı etütler ve yaptığı yayımlar ile Türk ırkının karakterini ve medeni varlığını belirtmeye gayret etmiştir. İsmail Hami Danişment’e göre Süavi’nin Türkçülüğü şu fikirlerle belirtilmektedir:

1) Türk ırkı, askeri medeni ve siyasi rolleri itibariyle bütün ırklardan üstün ve eski bir ırktır.
2) Türk dili dünyanın en zengin ve en mükemmel bir dilidir.
3) Türk ırkı dünya kültür tarihinde en büyük rolü oynamış ve bilhassa İslam kültürünü Türkler vücuda getirmişlerdir.

Bunun yanı sıra Rusya’nın hâkim olduğu topraklarda yaşayan nüfusu yüz milyonları bulan Türklük camiası da, gerek Çarlık idaresinde, gerekse Bolşevik idaresinde büyük bir baskı altında yaşıyor ve kurtuluş çareleri aranıyordu. Rusya’dan kaçan veya sürülen Türk fikir adamları ve Türkiye’deki düşünürler Pan-İslamizm’i savunan gayri Türk unsurların, bu fikirden ayrılarak kendi milliyetlerini ön plana çıkarmasıyla Pan-Türkizm(Türk Birliği) fikri etrafında birleşmeye başladılar. Gaspıralı İsmail Bey’in “Dil’de, Fikir’de ve İş’de Birlik” Ülküsü Ziya Gökalp ve arkadaşları tarafından geniş bir yelpazede küçük farklılıklar göstererek savunuluyordu. Ziya Gökalp gibi Osmanlı Türkiye’sinde yetişmiş aydınlar dil, fikir ve kültür birliğini esas alan Pan-Türkizm’i savunurken, Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu ve Ali Bey Hüseyinzade gibi Rus esaretinden kaçmış aydınların çoğunluğunu teşkil ettiği bir gurupta, dil, fikir ve kültür birliğinin yanı sıra siyasî ve askerî birliği de savunuyorlardı. Bu düşüncedeki aydınlar önce 1911’de yayınlanan Türk Yurdu dergisi etrafında toplanmış sonra da “Türk Ocağı” cemiyetini kurmuşlardı.
Öne sürülen bu “Türk Birliği” fikri Azerbaycan, Kırım, Kazan, Türkistan gibi Rus esaretindeki Türkler için büyük ümitler vaat edip yayılırken Osmanlı içerisinde de büyük yankılar yapıyor Enver Paşa, Mustafa Kemal gibi düşünürleri de saflarına alarak geleceğin Türkiye’sini şekillendiriyordu.
 

Etiketler
Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,435
Mesajlar
1,517,931
Kayıtlı Üye Sayımız
172,085
Kaydolan Son Üyemiz
Ertuğrul Ocaktan

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst