SEVAL
www.sevalduban.com
Topal Hasan’ı duyan var mı dersek haksızlık olur, belki de hatırlayan var mı demek gerek. İstanbul’da doğan, yani denize doğan, denizle doğan, denizle büyüyen bilmez mi Topal Hasan’ı. Belki de bilmez. Anlatmak gerek.
Kendi halinde bir balıkçıdır Topal Hasan; İstanbul’da, Kumkapı’da. Ama bir tuhaf balıkçıdır. Her balığı tutmaz. Sadece barbun tutar Topal Hasan. Sadece barbun tutar ama her barbunu da tutmaz. Dedik ya, bir tuhaf balıkçıdır. Sandalının küpeştesinde bir ölçü çizgisi vardır Topal Hasan’ın, tuttum mu hemen yatırır oraya. Tamı tamına yirmi üç santim olmalıdır barbunu Topal Hasan’ın. Eksikse öper iki gözünün arasından, “büyü de gel sen” der, salıverir denize. Ya da büyük mü çıktı, yine öper iki gözünün arasından, doğru denize; “sen kartalmışsın” der, “sen çoğal”. Dedik, yine diyeceğiz, bir tuhaf adamdır Topal Hasan.
Ne yazık ki biz tanıyamadık Topal Hasan’ı. Keşke tanıyabilseydik. Nereden mi biliyoruz peki. Yaşar Kemal sağ olsun, köşe bucak gezmiş. Kahve kahve gezmiş de yazmış. Topal’ı da biliriz, Nuri’yi de. Saros’ta yitip giden Fehmi Balıkçıyı da. Menekşenin bütün balıkçılarını biliriz bir de. Neden mi? Dedik ya yememiş, içmemiş. O kahve senin, bu barınak benim gezmiş. Küçük balıkçı dememiş, trolcü dememiş. “Sen lambacısın, uzak dur hele!” hiç dememiş. Bir bir dinlemiş hepsini. Kırk yıl önceden bugünü bas bas bağırmışlar hep birlikte; Yaşar Kemal, Topal Hasan, Ahmet Ateş… ve daha nice küçük balıkçı…
Dördüncü yılına yaklaşan STH çalışmalarının yeni döneminde artık sadece sualtından katı atık çıkartmakla kalmayacağız. Topal Hasan'ı, Balıkçı Selim'i, Medar-ı Maişet Motoru'nu anlatmaya çalışacağız. Yaşar Kemal'i ile, Sait Faik'i ile, daha nice deniz ozanları ile deniz kültürüne odaklanacağız hep birlikte, dilimiz döndüğü, gücümüz yettiğince. Belki de en önemli eksik halkayı tamamlamaya çalışacağız toplumumuzun denizle ilişkisinde; deniz kültürü.
İşte bu noktadan hareketle altı ay sürecek bir etkinlik dizisi (bize deniz ozanı gerek!) planladık. Sait Faik (Burgazada), Yaşar Kemal (Menekşe), Cevat Şakir (Bodrum), Orhan Veli (Aşiyan), Cemal Süreyya (Kadıköy), Can Yücel'e (Üsküdar) ithafen planlanan etkinlik zincirinin ilk ayağı Orhan Veli'ye ithafen 28 Aralık 2008 Pazar günü Aşiyan'da gerçekleştirilecektir.
17 Aralık 2008 Çarşamba akşamı saat 20:30'da STH Dernek Merkezi'nde (Moda Caddesi No: 52 Kadıköy) gerçekleştirilecek olan yeni etkinlik formatı ve Orhan Veli'ye ithafen Aşiyan'da hayata geçirilecek etkinliğin hazırlık toplantısında tüm denizseverleri etkinlik içeriğini, logosunu vb bileşenlerini hep birlikte belirlemek üzere aramızda görmek istiyoruz.
Diliyoruz ki bizden sonraki nesiller daha çocukken binebilsinler Medar-ı Maişet Motoru'na...
Saygılarımızla,
STH Yönetim Kurulu
www.sth.org.tr
Kendi halinde bir balıkçıdır Topal Hasan; İstanbul’da, Kumkapı’da. Ama bir tuhaf balıkçıdır. Her balığı tutmaz. Sadece barbun tutar Topal Hasan. Sadece barbun tutar ama her barbunu da tutmaz. Dedik ya, bir tuhaf balıkçıdır. Sandalının küpeştesinde bir ölçü çizgisi vardır Topal Hasan’ın, tuttum mu hemen yatırır oraya. Tamı tamına yirmi üç santim olmalıdır barbunu Topal Hasan’ın. Eksikse öper iki gözünün arasından, “büyü de gel sen” der, salıverir denize. Ya da büyük mü çıktı, yine öper iki gözünün arasından, doğru denize; “sen kartalmışsın” der, “sen çoğal”. Dedik, yine diyeceğiz, bir tuhaf adamdır Topal Hasan.
Ne yazık ki biz tanıyamadık Topal Hasan’ı. Keşke tanıyabilseydik. Nereden mi biliyoruz peki. Yaşar Kemal sağ olsun, köşe bucak gezmiş. Kahve kahve gezmiş de yazmış. Topal’ı da biliriz, Nuri’yi de. Saros’ta yitip giden Fehmi Balıkçıyı da. Menekşenin bütün balıkçılarını biliriz bir de. Neden mi? Dedik ya yememiş, içmemiş. O kahve senin, bu barınak benim gezmiş. Küçük balıkçı dememiş, trolcü dememiş. “Sen lambacısın, uzak dur hele!” hiç dememiş. Bir bir dinlemiş hepsini. Kırk yıl önceden bugünü bas bas bağırmışlar hep birlikte; Yaşar Kemal, Topal Hasan, Ahmet Ateş… ve daha nice küçük balıkçı…
Dördüncü yılına yaklaşan STH çalışmalarının yeni döneminde artık sadece sualtından katı atık çıkartmakla kalmayacağız. Topal Hasan'ı, Balıkçı Selim'i, Medar-ı Maişet Motoru'nu anlatmaya çalışacağız. Yaşar Kemal'i ile, Sait Faik'i ile, daha nice deniz ozanları ile deniz kültürüne odaklanacağız hep birlikte, dilimiz döndüğü, gücümüz yettiğince. Belki de en önemli eksik halkayı tamamlamaya çalışacağız toplumumuzun denizle ilişkisinde; deniz kültürü.
İşte bu noktadan hareketle altı ay sürecek bir etkinlik dizisi (bize deniz ozanı gerek!) planladık. Sait Faik (Burgazada), Yaşar Kemal (Menekşe), Cevat Şakir (Bodrum), Orhan Veli (Aşiyan), Cemal Süreyya (Kadıköy), Can Yücel'e (Üsküdar) ithafen planlanan etkinlik zincirinin ilk ayağı Orhan Veli'ye ithafen 28 Aralık 2008 Pazar günü Aşiyan'da gerçekleştirilecektir.
17 Aralık 2008 Çarşamba akşamı saat 20:30'da STH Dernek Merkezi'nde (Moda Caddesi No: 52 Kadıköy) gerçekleştirilecek olan yeni etkinlik formatı ve Orhan Veli'ye ithafen Aşiyan'da hayata geçirilecek etkinliğin hazırlık toplantısında tüm denizseverleri etkinlik içeriğini, logosunu vb bileşenlerini hep birlikte belirlemek üzere aramızda görmek istiyoruz.
Diliyoruz ki bizden sonraki nesiller daha çocukken binebilsinler Medar-ı Maişet Motoru'na...
Saygılarımızla,
STH Yönetim Kurulu
www.sth.org.tr

