Benim ilk çadır kampım 3 yaşında uludağda (çobankaya da orman içinde) başadı.
benim hatırladığım zamanlarda (6-7 yaşlarındayken) geceleri çadırımızın yanına yemek kokusu yüzünden yaban domuzları, atlar gelirdi. hatta ayı indiğini bile söyleyenler olurdu. ama ne ozaman nede bu zamana kadar herhangi bir tehlikeyle karşılaşmadım. Aksine olimpos da kamp yapan bir arkadaşımın gece çadırının yanından bisikletini çaldılar.
Burada en önemli kriter kalacağınız yeri tanımak. ben genelde tabiatını bildiğim, tanıdığım yerlerde kamp kurmayı tercih ediyorum. ve mümkün olduğu kadar kalabalık olmayı. vahşi hayvanlar ışık ve gürültüyü sevmiyorlar. onu haricinde bilmediğim bir yerde kalacaksam kendimce güvenlik önlemleri almaya çalışıyorum. çadırımı etrafı açık alan yerine aracımın hemen bitişiğine kuruyorum, erzakları ağzı kapalı kutularda saklamaya özen gösteriyorum. hayvanlara vereceğim yemek artıklarını rüzgarın durumuna göre kamp alanından 100-150 mt ileriye bırakıyorum vs.
Tabiki bunların yapmak başınıza birşey gelmeyecek anlamına gelmiyor. Emre ile en son kampımızda kumsalda çadırımın üstüne 500-600 kg.luk boğa düşecekti az kalsın. son anda çıkıp sürüyü kaçırmayı başardık.
üzerimize düşseydi ya da bassaydı çadırda eşim ve 2 çocuğumla uyuyorduk. Çok şükür bir sakatlık olmadı.
Bence doğada kamp yaparken vahşi hayvan saldırısına uğrama olasılığı sokakta giderken gaspa yada trafik kazasına ( allah hepimizi korusun) uğrama olasılığından kat ve kat daha az.
Saygılar
Derya