Vurgun Nedir?
Merhaba! Bu yazımda sizlere dalışla ilgili olan olmayan herkesin belki de en çok merak ettiği konu olan halk arasında vurgun olarak bilinen dekompresyon hastalığından bahsedeceğim. Terim olarak da bu yazıda “vurgun” terimini kullanacağım. Çünkü hiç kimsenin terimlerle boğuşmasını istemiyorum.
Vurgun bilinen şekliyle dalgıçların karşılaşabildikleri sakat bırakabilen hatta ölüme yol açabilen ciddi bir kaza, hastalıktır. Peki vurgun neden olur? Önlenemez mi? Tedavisi yok mudur? Korunmak için hangi önlemler alınabilir? Bu yazımda size bu soruların cevaplarını vermeye, merakınızı gidermeye çalışacağım.
Vurgunun neden oluşabildiğini anlatabilmem için sizlere azot gazından ve bu gazın su altındaki basınçtan dolayı insan vücuduna olan etkisinden bahsetmem gerekiyor. Bilindiği gibi deniz seviyesindeki basınç 1 atm (atmosfer) olarak kabul edilir. Bu basınç su altına inildikçe her 10m. derinlikte 1 atm artış gösterir. Örnek vermek gerekirse 20m derinlikte basınç 2 atm olarak ölçülür. 25m. derinlikte ise 2,5 atm olarak ölçülür. Yani derinlere inildikçe basınçta artmaktadır. Bu basınç altında gazlar da değişim gösterirler. Soluduğumuz havada yoğun şekilde bulunan azot gazı da basınç altında değişim gösterir. Bilindiği gibi soluduğumuz havada azot oranı %78’dir. Yani basınç altında insan vücuduna etkisi çok yüksek olacaktır. Peki azot basınç altında nasıl bir etki gösterir? Azot basınç arttıkça kanda çözülmeye yani sıvı hale geçmeye başlar, çözülen bu azot dokular tarafından emilir. Fakat her doku eşit oranda azot emmez. Asıl sorunsa yukarı çıkarken başlar. Basınç azalır ve azot tekrar gaz olmak ister. Dalgıç dekompresyon sürelerine uymadıysa gaz olmak isteyen azot hava kabarcığı yapabilir. Bu kabarcıklar insan vücudun da çeşitli damarları tıkayarak felce ve ölüme kadar uzanabilecek sıkıntılar oluşturabilir. İşte vurgun denilen şeyde tam olarak budur.
Peki yukarda bahsettiğimiz dekompresyon süreleri nedir? İnsan vücudun da bulunan dokular basınç altında çözülen azotu emerler. Fakat her doku aynı oranda emmez. Tekrar azot gaz haline dönüşürken de aynı hızda azotu atamazlar. Bu nedenlerden dolayı çok kesin bir şekilde suyun altında ne kadar kalınırsa vurgun oluşur söylenemez. Onun yerine hangi derinlikte ne kadar kalınabileceğini belirleyen algoritmalar olmuştur. Bu algoritmalar bilim insanlarının yaptıkları AR-GE çalışmaları ve saha testleriyle oluşmuştur. Örnek vermek gerekirse PADI tarafından hazırlatılan RDP tabloları örnek olarak verilebilir.
Merhaba! Bu yazımda sizlere dalışla ilgili olan olmayan herkesin belki de en çok merak ettiği konu olan halk arasında vurgun olarak bilinen dekompresyon hastalığından bahsedeceğim. Terim olarak da bu yazıda “vurgun” terimini kullanacağım. Çünkü hiç kimsenin terimlerle boğuşmasını istemiyorum.
Vurgun bilinen şekliyle dalgıçların karşılaşabildikleri sakat bırakabilen hatta ölüme yol açabilen ciddi bir kaza, hastalıktır. Peki vurgun neden olur? Önlenemez mi? Tedavisi yok mudur? Korunmak için hangi önlemler alınabilir? Bu yazımda size bu soruların cevaplarını vermeye, merakınızı gidermeye çalışacağım.
Vurgunun neden oluşabildiğini anlatabilmem için sizlere azot gazından ve bu gazın su altındaki basınçtan dolayı insan vücuduna olan etkisinden bahsetmem gerekiyor. Bilindiği gibi deniz seviyesindeki basınç 1 atm (atmosfer) olarak kabul edilir. Bu basınç su altına inildikçe her 10m. derinlikte 1 atm artış gösterir. Örnek vermek gerekirse 20m derinlikte basınç 2 atm olarak ölçülür. 25m. derinlikte ise 2,5 atm olarak ölçülür. Yani derinlere inildikçe basınçta artmaktadır. Bu basınç altında gazlar da değişim gösterirler. Soluduğumuz havada yoğun şekilde bulunan azot gazı da basınç altında değişim gösterir. Bilindiği gibi soluduğumuz havada azot oranı %78’dir. Yani basınç altında insan vücuduna etkisi çok yüksek olacaktır. Peki azot basınç altında nasıl bir etki gösterir? Azot basınç arttıkça kanda çözülmeye yani sıvı hale geçmeye başlar, çözülen bu azot dokular tarafından emilir. Fakat her doku eşit oranda azot emmez. Asıl sorunsa yukarı çıkarken başlar. Basınç azalır ve azot tekrar gaz olmak ister. Dalgıç dekompresyon sürelerine uymadıysa gaz olmak isteyen azot hava kabarcığı yapabilir. Bu kabarcıklar insan vücudun da çeşitli damarları tıkayarak felce ve ölüme kadar uzanabilecek sıkıntılar oluşturabilir. İşte vurgun denilen şeyde tam olarak budur.
Peki yukarda bahsettiğimiz dekompresyon süreleri nedir? İnsan vücudun da bulunan dokular basınç altında çözülen azotu emerler. Fakat her doku aynı oranda emmez. Tekrar azot gaz haline dönüşürken de aynı hızda azotu atamazlar. Bu nedenlerden dolayı çok kesin bir şekilde suyun altında ne kadar kalınırsa vurgun oluşur söylenemez. Onun yerine hangi derinlikte ne kadar kalınabileceğini belirleyen algoritmalar olmuştur. Bu algoritmalar bilim insanlarının yaptıkları AR-GE çalışmaları ve saha testleriyle oluşmuştur. Örnek vermek gerekirse PADI tarafından hazırlatılan RDP tabloları örnek olarak verilebilir.