Vizeler kalkmışken aklımızda olan Suriye ve Ürdün gezisini tamamladık. 2200 km’si yurt içinde olmakla birlikte toplam 5800 km yol yaptık. Bu geziyi düşünenlere faydalı olabilecek bazı bilgiler vermek istiyorum.
İstanbul'dan triptik çıkarttık, 180 TL verdik. Turing'deki yetkililer Suriye ve Ürdün uluslararası ehliyet istemiyor, çıkartmayın dediler ama ben ne olur olmaz diye çıkarttım. 230 TL verdim. Gerçekten ne Suriye ne de Ürdün'de sormadılar. Yabancı forumlarda her iki ülke de istiyor yazıyordu. Belki kaza olursa isteniyordur. Ayrıca Garmin navigasyon cihazımız vardı. Üzerinde genel dünya haritası var. Sadece ana yollar var. Şehir içleri yok. Yine de çok faydası oldu. Ayrıca istenmemesine rağmen 30 TL ye 2 kişilik 30.000 Euro'luk seyahat sigortası yaptırdık. Aracın kaskosunda değişiklik yaptırarak yurt dışını da ekledik. Aracın Suriye için % 20 eksik, Ürdün için tam kapsamlı kaskosu oldu. Aracın son kontrollerini de yaptırdık.
İstanbul'dan sabah çıktık, akşam 9 gibi Antakya'ya ulaştık. Öğretmen evinde yer yoktu. Oteller garip şekilde çok pahalıydı. Biz de Asi nehri kıyısında bir yer bulup minibüs karavan karışımı aracımızda yattık. Sabah erkende yola çıktık ve Cilvegözü sınır kapısına 2-3 km öncesinden bekleyen tırları gördük. Burada ilk kural bekleyen tırları nerede olursa olsun geç , sakın onları bekleme. Kapıya ulaşınca aracı solda park yerine koyuyorsunuz. Girişten önceki sağdaki kulübeden 3 TL ye yurtdışı giriş çıkış formu alıyorsunuz. Önceden almadıysanız hemen ordaki Turing den triptik yaptırıyorsunuz. (Şirket aracı olduğu için ne olur olmaz diye ben Istanbul'dan almıştım.) Sonra araçların giriş yaptığı yerden sonra hemen solda 15 TLlik yurtdışı çıkış pulu alıyorsunuz ve arabanıza dönerek tırların arasından ilk kapıya hucum ediyorsunuz. Tırlar alışık olduğu için yol veriyorlar. Suriye ve Ürdün tır geçişlerini ayırmışlar. Bizde ne yazık ki bu ayrım yok. Aracınızla kapıdan geçerken aldığınız yurtdışı çıkış formunu gösteriyorsunuz. Sonra ilerleyerek pasaportları damgalayan kulubeye ulaşıyorsunuz. Daha sonra çıkış formunuzu - triptiğinizi işletmek için duruyorsunuz. Onuda yaptırdıkta sonra en son çıkışa gidip çıkış formunu yetkiliye teslim edip Suriye tarafına geçiyorsunuz. 2-3 km tampon yolun sonunda Suriye kapısına ulaşıyorsunuz. Hem Suriye hem de Ürdün de giriş için formaliteler aynı. Aracınıza sigorta yaptırıyorsunuz, dizel vergisini veriyorsunuz ve triptiği gümrükcülere işletiyorsunuz. Pasaportları damgalatıyorsunuz. Çıkışta ise gümrükcülere triptiği işletip pasaportları damgalatıyorsunuz.
Suriye kapısına gelince arabayı müsait bir yere park ediyorsunuz. Sol tarafta bulunan binaya giriyorsunuz. Bank yazan yere gidip sigorta - mazot diyorsunuz. 100 dolar / 1 haftalık dizel vergisi, 65 dolar 1 aylık sigorta ve 10 dolar giriş parası , toplam 175 dolar veriyorsunuz. En az 1 aylık sigorta yapıyoruz dediler. Küçük araçlar için sigorta ücreti daha az olabilir. Bankadaki adam size Suriye parası ve kağıtlar veriyor. Sizde hemen yandaki Insurance yazan yere veriyorsunuz. Onlar hem triptiği işliyor hem de sigortanızı yapıyor, hem de 1 haftalık dizel vergisini alıyorlar. Ben bunlarla uğraşmam diyorsanız etrafta olan muameleciler 35 Tl ye sizin adınıza hepsini yapıyorlar. Arabaya gitmeden önce binanın sol içinde bulunan yerde pasaportlarınızı damgalatıyorsunuz.Suriye size form doldurtuyor, Suriye’den çıkışta bu formu istediği için onu iyi saklıyorsunuz. Kalacak yere bi otel ismi uyduruyorsunuz. Daha sonra aracınız binip gümrük memurlarının olduğu kapıya gidiyorsunuz. Evraklara ve araca bakıp sizi çıkışa gönderiyorlar. En son çıkışta pasaportları gösterip Suriye’ye giriyorsunuz.
Suriye’den Ürdüne girerken işlemler benzer şekilde devam ediyor. Suriye kapısından girince aracınızı park ediyorsunuz. Pasaportunuzu damgalatıp, gümrükcülere triptiği işletiyorsunuz. Eğer 1 haftadan fazla kaldıysanız bi 100 dolar daha dizel vergisi bayılıyorsunuz. Sonra Ürdün tarafına geçiyorsunuz. Burada işlemler daha düzenli ama daha kontrollü . Aracın içini , altını kontrol ediyorlar. Sonra arabaya binip diğer işlemleri yapacağınız yere geliyorsunuz. Önce bank yazan yerde para bozduruyorsunuz. Insurance yazan yere sigorta yaptırıyorsunuz. 1 gün- 3 gün- 1 hafta-1 aylık yapıyoruz dediler. Ben 10 gün civarında kalacağım için mecburen 1 aylık yaptırdım. Triptiğe bakıp arabayı görüp kaç kişilik dedi. 5 kişilik dedim. Insurance için hemen 82 dinarımızı aldılar. Bu arada daha tenha olur diye Suriye’de Dera çıkış kapısını kullandım. Diğeri otaban çıkışı olduğu için kalabalık oluyor diye kutsal kitap lonely planette okumuştum. İşlemler ne kadar hızlı oluyor iyiki buraya gelmişiz derken iri kıyım gümrük görevlisine sigorta belgemi ve triptiği uzattım. Araca baktı, seninki otobüs diye tutturdu. Bu arada aracımız uzun şase Transporter. Ne Suriye’de ne de Ürdün’de transporter görmedik. Oradaki araçların büyük bir kısmı Küheylanın ailesinden. İki de bir mafiş mafiş deyip duruyor. Ruhsatı , triptiği gösteriyorum 5 kişilik bu araç, nasıl otobüs olur diye . Gerçi triprikte small truck yazıyor. Beni müdürüne gönderdi, o geldi araca baktı , sonra o da amirin aradı. Amiri telefonda ruhsatına bakın van yazıyor mu diye sordu. Ruhsatta model kısmında Transporter Van ibaresi yazdığı için oluru verdiler. Arapça bilmediğim için tabii ki konuşmaları tahmin ediyorum. Sonra iri kıyım kişi kaç gün kalacağımı sordu. 10 gün dedim. 80 dinar dizel vergisi ve 10 dinar giriş ücreti istedi. Yapacak bir şey yoktu. Ürdün’e girmek için 172 dinarımızı aldılar. Bir anda iri kıyım görevlini telefonu çaldı. Bana sırıtarak arayan Polat Alemdar dedi . Bir anda sinirleri yatıştı ve gülüştük. Bu aralar hem Suriye’de hem de Ürdün’de en çok bilinen , en sevilen Türk sanırım Polat Alemdar karekteri. Dizi varken garsonlar bile işi bırakıp izliyorlar. Her yerde posterleri var. Aracın işi bitince pasaportları başka bir binada damgalatıyorsunuz ve Ürdüne giriyorsunuz.
Ürdünden çıkarken pasaportları damgalatıp, gümrükcülerden beyaz çıkış kağıdı alıp, triptiği işletiyorsunuz. Sanırım onlarda dizel vergisi süresini ve sigortayı kontrol ediyorlar. Ürdün’den Suriye’ye giriş Türkiyeden daha kolay. Bankaya gidip aynı işlemleri yapıyorsunuz. Suriyeden Türkiye girişte de işlemler aynı. Pasaporta damga, gümrükcülerden triptiği işletme. Nedense gümrükcüler 100 Suriye parası adılar çıkışta. Suriye parası elinizde kaldıysa bankada bozdurabilirsiniz. Ben free shopta alış veriş yaparım dedim ama Suriye free shopları sadece euro ve dolar kabul ediyor, aklınızda bulunsun.
Korkularımdan biri kötü dizelin beni yarı yolda bırakacağıydı. Korkulan olmadı ve dizel nedeniyle problem yaşamadım. Sadece şehir içlerinde dizel bulunmuyor. Şehir dışlarında biraz düzenli olan istasyonlardan dizel aldık. Açıkcası dizel vergisi verdik diye üzülmeyin. Çünkü 1 depo dizel alınca verdiğiniz para çıkıyor. Suriye’de dizelin litresi 20 Suriye Poundu. Yaklaşık 70 kuruş. 50 litre mazot için 35 TL ödüyorsunuz. Ürdün de ise 0.455 dinar. O da yaklaşık 1 TL. O nedenle klimayı sonuna kadar açıp, bol bol km yapabiliyorsunuz.
En beğendiğimiz lokanta Halep’deki Al Kommeh oldu. Humus, muhammara ve babagannuş süperdi. Halep kebabı bizim Adana kebabı gibi yağlı değildi. Vişneli kebap ise muhteşemdi.
En beğendiğimiz yerler ise Petra, Wadi rum, Aqaba’da kızıl denizde yüzmek, Jerash , Ölü Deniz , Halep çarşısı ve Palmira idi. Suriye’de garip bir şekilde camilere girişte para istiyorlar . Herhalde dünyanın başka hiç bir Müslüman ülkesi cami için para istemiyordur. İstedikleri para 2 TL gibi ama önemli olan para istenmesi. Ben inat ettim para vermeden girdim, burası müze değil cami diyerek. Eşime de Cüneytin filmlerinde rahibelerin giydiği pelerinlerden giydirmek istediler. O da inat etti giymedi ama içeri de giremedi. Sadece Şam’da Seyide Zeynep Camisinde kadın görevli kıyafetin cami için uygun diye içeri girmesine izin verdi. Halbuki orada tüm kadınlar peçeli ve yüzleri kapalıydı. Caminin etrafı da çok iyi korunuyordu. Bir an nereye park edelim diye duraklayınca ellerinde makinalı siviller hemen yaklaştı ve bize park yeri gösterdiler.
Ürdün’de Ölü deniz yolununu kullanırsanız İsrail sınırına yakın diye çok fazla check point var. Bu aralar hem Suriye hem de Ürdün’de sevilen milletiz. Türküz deyince herkezin yüzü gülüyor. Check pointlerde bile hiç aranmadık, hep güler yüzle karşılandık.
Kaldığımız yerlere gelince; Halep dışında hep araçta kaldık . Gerçi Halep yakınında kamp yeri vardı. Bir evin bahçesini hazırlamışlar. Hem ilk günün tedirgenliği hem de kimsenin o an kalmaması nedeniyle orada kalmadık. Şamda çok güzel kamp alanı var. Palmira’da kalmadık ama Bel Temple’ın arkasında kamp yapılacak bir yer var , ayrıca Zenobia oteli kamp yaptırıyor deniyor. Jerash ta zeytinlikler içinde otelin bahçesinde kamp yaptık. Amman’da kalmadık ama bir okulun bahçesinde kalınabiliniyor. Bu okulu dışarıdan gördüm. Hem küçük bir oteli var, yeşilliler içinde bir bahçesi var. Madaba’da bir klisenin bahçesinde kaldık. Aqaba’da yine bir otelin kamp alanında kaldık. Wadi rumda çok güzel bir çadırlı kamp alanında kaldık. Buralardan hem elektrik aldık, hem de banyo ve tuvaletlerini kullandık. Sadece Petra’da girişin hemen yanındaki otoparkta kaldık elektriksiz. (Gitmek isteyenler için daha sonra kaldığımız yerlerin gps konumlarını ve adlarını yazacağım)
Şam’da araç başına 200 Pound, kişi başına 350 pound alıyorlar. Ürdün’de ortalama ücret adam başı 8- 10 dinar. Aqaba’da otel ayarlanabilir , yine Aqaba’ya tatil olan Cuma ve Cumartesi dışında gitmek denize halk plajlarından girmek için faydalı olabilir.
Ürdünde araç kullanmak kolay ama Suriye’de temkinli olmak gerekiyor. Geceleri seyahat etmemek gerekir. Suriye’de otobanda 130 la giderken yoldan araçların arasından insanlar gecebiliyor, bir anda çukura girebiliyorsunuz. Halep Lazkiye arasındaki otoban ise henüz bitmediğinden biraz garip. Bir anda otoban bitebiliyor ve önünüze kum yığını çıkabiliyor ya da ters yönden gelen araç görebiliyorsunuz. Halep şehir ici ise çarpışan arabalar gibi. Yine de Istanbul trafiğine alışanlar için kolay adepte olunabilir. Sadece temkinli, yavaş ve sinirler alınmış şekilde araç kullanmak gerekir.
Suriye’deki tüm haritalar bilinçli bir şekilde Hatay’ı Suriye sınırları içerisinde gösteriyor. Arapça rakamları mutkala öğrenin. Harfleri de çalışırsanız bazen şehir tabelaları bilhassa tamir varsa Arapça olabiliyor, o zaman faydalı olur. Ana yollarda şehir tabelaları latince yazılmış.
Son tavsiyem rahat olun, olumsuzlukları görmezden gelin ve etrafın güzelliklerini, atalarımızın izlerini hissetmeye çalışın.
İstanbul'dan triptik çıkarttık, 180 TL verdik. Turing'deki yetkililer Suriye ve Ürdün uluslararası ehliyet istemiyor, çıkartmayın dediler ama ben ne olur olmaz diye çıkarttım. 230 TL verdim. Gerçekten ne Suriye ne de Ürdün'de sormadılar. Yabancı forumlarda her iki ülke de istiyor yazıyordu. Belki kaza olursa isteniyordur. Ayrıca Garmin navigasyon cihazımız vardı. Üzerinde genel dünya haritası var. Sadece ana yollar var. Şehir içleri yok. Yine de çok faydası oldu. Ayrıca istenmemesine rağmen 30 TL ye 2 kişilik 30.000 Euro'luk seyahat sigortası yaptırdık. Aracın kaskosunda değişiklik yaptırarak yurt dışını da ekledik. Aracın Suriye için % 20 eksik, Ürdün için tam kapsamlı kaskosu oldu. Aracın son kontrollerini de yaptırdık.
İstanbul'dan sabah çıktık, akşam 9 gibi Antakya'ya ulaştık. Öğretmen evinde yer yoktu. Oteller garip şekilde çok pahalıydı. Biz de Asi nehri kıyısında bir yer bulup minibüs karavan karışımı aracımızda yattık. Sabah erkende yola çıktık ve Cilvegözü sınır kapısına 2-3 km öncesinden bekleyen tırları gördük. Burada ilk kural bekleyen tırları nerede olursa olsun geç , sakın onları bekleme. Kapıya ulaşınca aracı solda park yerine koyuyorsunuz. Girişten önceki sağdaki kulübeden 3 TL ye yurtdışı giriş çıkış formu alıyorsunuz. Önceden almadıysanız hemen ordaki Turing den triptik yaptırıyorsunuz. (Şirket aracı olduğu için ne olur olmaz diye ben Istanbul'dan almıştım.) Sonra araçların giriş yaptığı yerden sonra hemen solda 15 TLlik yurtdışı çıkış pulu alıyorsunuz ve arabanıza dönerek tırların arasından ilk kapıya hucum ediyorsunuz. Tırlar alışık olduğu için yol veriyorlar. Suriye ve Ürdün tır geçişlerini ayırmışlar. Bizde ne yazık ki bu ayrım yok. Aracınızla kapıdan geçerken aldığınız yurtdışı çıkış formunu gösteriyorsunuz. Sonra ilerleyerek pasaportları damgalayan kulubeye ulaşıyorsunuz. Daha sonra çıkış formunuzu - triptiğinizi işletmek için duruyorsunuz. Onuda yaptırdıkta sonra en son çıkışa gidip çıkış formunu yetkiliye teslim edip Suriye tarafına geçiyorsunuz. 2-3 km tampon yolun sonunda Suriye kapısına ulaşıyorsunuz. Hem Suriye hem de Ürdün de giriş için formaliteler aynı. Aracınıza sigorta yaptırıyorsunuz, dizel vergisini veriyorsunuz ve triptiği gümrükcülere işletiyorsunuz. Pasaportları damgalatıyorsunuz. Çıkışta ise gümrükcülere triptiği işletip pasaportları damgalatıyorsunuz.
Suriye kapısına gelince arabayı müsait bir yere park ediyorsunuz. Sol tarafta bulunan binaya giriyorsunuz. Bank yazan yere gidip sigorta - mazot diyorsunuz. 100 dolar / 1 haftalık dizel vergisi, 65 dolar 1 aylık sigorta ve 10 dolar giriş parası , toplam 175 dolar veriyorsunuz. En az 1 aylık sigorta yapıyoruz dediler. Küçük araçlar için sigorta ücreti daha az olabilir. Bankadaki adam size Suriye parası ve kağıtlar veriyor. Sizde hemen yandaki Insurance yazan yere veriyorsunuz. Onlar hem triptiği işliyor hem de sigortanızı yapıyor, hem de 1 haftalık dizel vergisini alıyorlar. Ben bunlarla uğraşmam diyorsanız etrafta olan muameleciler 35 Tl ye sizin adınıza hepsini yapıyorlar. Arabaya gitmeden önce binanın sol içinde bulunan yerde pasaportlarınızı damgalatıyorsunuz.Suriye size form doldurtuyor, Suriye’den çıkışta bu formu istediği için onu iyi saklıyorsunuz. Kalacak yere bi otel ismi uyduruyorsunuz. Daha sonra aracınız binip gümrük memurlarının olduğu kapıya gidiyorsunuz. Evraklara ve araca bakıp sizi çıkışa gönderiyorlar. En son çıkışta pasaportları gösterip Suriye’ye giriyorsunuz.
Suriye’den Ürdüne girerken işlemler benzer şekilde devam ediyor. Suriye kapısından girince aracınızı park ediyorsunuz. Pasaportunuzu damgalatıp, gümrükcülere triptiği işletiyorsunuz. Eğer 1 haftadan fazla kaldıysanız bi 100 dolar daha dizel vergisi bayılıyorsunuz. Sonra Ürdün tarafına geçiyorsunuz. Burada işlemler daha düzenli ama daha kontrollü . Aracın içini , altını kontrol ediyorlar. Sonra arabaya binip diğer işlemleri yapacağınız yere geliyorsunuz. Önce bank yazan yerde para bozduruyorsunuz. Insurance yazan yere sigorta yaptırıyorsunuz. 1 gün- 3 gün- 1 hafta-1 aylık yapıyoruz dediler. Ben 10 gün civarında kalacağım için mecburen 1 aylık yaptırdım. Triptiğe bakıp arabayı görüp kaç kişilik dedi. 5 kişilik dedim. Insurance için hemen 82 dinarımızı aldılar. Bu arada daha tenha olur diye Suriye’de Dera çıkış kapısını kullandım. Diğeri otaban çıkışı olduğu için kalabalık oluyor diye kutsal kitap lonely planette okumuştum. İşlemler ne kadar hızlı oluyor iyiki buraya gelmişiz derken iri kıyım gümrük görevlisine sigorta belgemi ve triptiği uzattım. Araca baktı, seninki otobüs diye tutturdu. Bu arada aracımız uzun şase Transporter. Ne Suriye’de ne de Ürdün’de transporter görmedik. Oradaki araçların büyük bir kısmı Küheylanın ailesinden. İki de bir mafiş mafiş deyip duruyor. Ruhsatı , triptiği gösteriyorum 5 kişilik bu araç, nasıl otobüs olur diye . Gerçi triprikte small truck yazıyor. Beni müdürüne gönderdi, o geldi araca baktı , sonra o da amirin aradı. Amiri telefonda ruhsatına bakın van yazıyor mu diye sordu. Ruhsatta model kısmında Transporter Van ibaresi yazdığı için oluru verdiler. Arapça bilmediğim için tabii ki konuşmaları tahmin ediyorum. Sonra iri kıyım kişi kaç gün kalacağımı sordu. 10 gün dedim. 80 dinar dizel vergisi ve 10 dinar giriş ücreti istedi. Yapacak bir şey yoktu. Ürdün’e girmek için 172 dinarımızı aldılar. Bir anda iri kıyım görevlini telefonu çaldı. Bana sırıtarak arayan Polat Alemdar dedi . Bir anda sinirleri yatıştı ve gülüştük. Bu aralar hem Suriye’de hem de Ürdün’de en çok bilinen , en sevilen Türk sanırım Polat Alemdar karekteri. Dizi varken garsonlar bile işi bırakıp izliyorlar. Her yerde posterleri var. Aracın işi bitince pasaportları başka bir binada damgalatıyorsunuz ve Ürdüne giriyorsunuz.
Ürdünden çıkarken pasaportları damgalatıp, gümrükcülerden beyaz çıkış kağıdı alıp, triptiği işletiyorsunuz. Sanırım onlarda dizel vergisi süresini ve sigortayı kontrol ediyorlar. Ürdün’den Suriye’ye giriş Türkiyeden daha kolay. Bankaya gidip aynı işlemleri yapıyorsunuz. Suriyeden Türkiye girişte de işlemler aynı. Pasaporta damga, gümrükcülerden triptiği işletme. Nedense gümrükcüler 100 Suriye parası adılar çıkışta. Suriye parası elinizde kaldıysa bankada bozdurabilirsiniz. Ben free shopta alış veriş yaparım dedim ama Suriye free shopları sadece euro ve dolar kabul ediyor, aklınızda bulunsun.
Korkularımdan biri kötü dizelin beni yarı yolda bırakacağıydı. Korkulan olmadı ve dizel nedeniyle problem yaşamadım. Sadece şehir içlerinde dizel bulunmuyor. Şehir dışlarında biraz düzenli olan istasyonlardan dizel aldık. Açıkcası dizel vergisi verdik diye üzülmeyin. Çünkü 1 depo dizel alınca verdiğiniz para çıkıyor. Suriye’de dizelin litresi 20 Suriye Poundu. Yaklaşık 70 kuruş. 50 litre mazot için 35 TL ödüyorsunuz. Ürdün de ise 0.455 dinar. O da yaklaşık 1 TL. O nedenle klimayı sonuna kadar açıp, bol bol km yapabiliyorsunuz.
En beğendiğimiz lokanta Halep’deki Al Kommeh oldu. Humus, muhammara ve babagannuş süperdi. Halep kebabı bizim Adana kebabı gibi yağlı değildi. Vişneli kebap ise muhteşemdi.
En beğendiğimiz yerler ise Petra, Wadi rum, Aqaba’da kızıl denizde yüzmek, Jerash , Ölü Deniz , Halep çarşısı ve Palmira idi. Suriye’de garip bir şekilde camilere girişte para istiyorlar . Herhalde dünyanın başka hiç bir Müslüman ülkesi cami için para istemiyordur. İstedikleri para 2 TL gibi ama önemli olan para istenmesi. Ben inat ettim para vermeden girdim, burası müze değil cami diyerek. Eşime de Cüneytin filmlerinde rahibelerin giydiği pelerinlerden giydirmek istediler. O da inat etti giymedi ama içeri de giremedi. Sadece Şam’da Seyide Zeynep Camisinde kadın görevli kıyafetin cami için uygun diye içeri girmesine izin verdi. Halbuki orada tüm kadınlar peçeli ve yüzleri kapalıydı. Caminin etrafı da çok iyi korunuyordu. Bir an nereye park edelim diye duraklayınca ellerinde makinalı siviller hemen yaklaştı ve bize park yeri gösterdiler.
Ürdün’de Ölü deniz yolununu kullanırsanız İsrail sınırına yakın diye çok fazla check point var. Bu aralar hem Suriye hem de Ürdün’de sevilen milletiz. Türküz deyince herkezin yüzü gülüyor. Check pointlerde bile hiç aranmadık, hep güler yüzle karşılandık.
Kaldığımız yerlere gelince; Halep dışında hep araçta kaldık . Gerçi Halep yakınında kamp yeri vardı. Bir evin bahçesini hazırlamışlar. Hem ilk günün tedirgenliği hem de kimsenin o an kalmaması nedeniyle orada kalmadık. Şamda çok güzel kamp alanı var. Palmira’da kalmadık ama Bel Temple’ın arkasında kamp yapılacak bir yer var , ayrıca Zenobia oteli kamp yaptırıyor deniyor. Jerash ta zeytinlikler içinde otelin bahçesinde kamp yaptık. Amman’da kalmadık ama bir okulun bahçesinde kalınabiliniyor. Bu okulu dışarıdan gördüm. Hem küçük bir oteli var, yeşilliler içinde bir bahçesi var. Madaba’da bir klisenin bahçesinde kaldık. Aqaba’da yine bir otelin kamp alanında kaldık. Wadi rumda çok güzel bir çadırlı kamp alanında kaldık. Buralardan hem elektrik aldık, hem de banyo ve tuvaletlerini kullandık. Sadece Petra’da girişin hemen yanındaki otoparkta kaldık elektriksiz. (Gitmek isteyenler için daha sonra kaldığımız yerlerin gps konumlarını ve adlarını yazacağım)
Şam’da araç başına 200 Pound, kişi başına 350 pound alıyorlar. Ürdün’de ortalama ücret adam başı 8- 10 dinar. Aqaba’da otel ayarlanabilir , yine Aqaba’ya tatil olan Cuma ve Cumartesi dışında gitmek denize halk plajlarından girmek için faydalı olabilir.
Ürdünde araç kullanmak kolay ama Suriye’de temkinli olmak gerekiyor. Geceleri seyahat etmemek gerekir. Suriye’de otobanda 130 la giderken yoldan araçların arasından insanlar gecebiliyor, bir anda çukura girebiliyorsunuz. Halep Lazkiye arasındaki otoban ise henüz bitmediğinden biraz garip. Bir anda otoban bitebiliyor ve önünüze kum yığını çıkabiliyor ya da ters yönden gelen araç görebiliyorsunuz. Halep şehir ici ise çarpışan arabalar gibi. Yine de Istanbul trafiğine alışanlar için kolay adepte olunabilir. Sadece temkinli, yavaş ve sinirler alınmış şekilde araç kullanmak gerekir.
Suriye’deki tüm haritalar bilinçli bir şekilde Hatay’ı Suriye sınırları içerisinde gösteriyor. Arapça rakamları mutkala öğrenin. Harfleri de çalışırsanız bazen şehir tabelaları bilhassa tamir varsa Arapça olabiliyor, o zaman faydalı olur. Ana yollarda şehir tabelaları latince yazılmış.
Son tavsiyem rahat olun, olumsuzlukları görmezden gelin ve etrafın güzelliklerini, atalarımızın izlerini hissetmeye çalışın.