Deep' Alıntı:
mümkünse yolu bozuk olanlara gidelim ki diğer araçlar gelemesin, malesef diğer araçların geldiği yerler çöplüğe dönüyor yavaş yavaş
Orada bu çöp manzarasını gördüğümüzde konuştuğumuz şey tamda buydu, her araç ile ulaşılabilen yerler malesef çöplüğe dönüyor, insanlarda çöpünü yanında geri götürme ve doğayı olduğu gibi bırakma diye bir bilinç malesef gelişmedi. Ancak doğayı çok seven ve bu sevgi uğruna ağır maliyetlere katlanıp arazi aracı besleyenlerde bu kirletme güdüsü olmuyor genellikle. Yürüyüş yapanların yada fotoğraf çekmek için buraya gelen grupların bu kirlilikte payı olduğunu pek sanmıyorum, doğa sevgisiyle zaman ve emek harcayan insanların yapacağı türden bir şey değil, tabi ki her grubun içinde bunun dışında insanlar olacaktır. Etraftaki çöp genellikle piknikçi tabir edeceğimiz gruplara ait, pet şişeler, poşetler, yoğurt kapları, cam şişeler v.s. Ancak gerçekten çok feci bir görüntü. Yazın havalar ısınınca çok daha kötü olacağına eminim.
Benzer durumda Demirköy- İğneada tarafında kamp yaptığımız yerde yaşandı, 9 yıldır bölgeye gittiğimiz için biliyoruz, eskiden orman içinde hiç bir şey olmazdı, yol bozuktu gelen azdı ve etraf doğaldı. Sonra dere üzerindeki gölcüğün kenarına kamerya yapıldı, yol genişletildi ve düzeltildi etrafa masa ve sandalyeler koyuldu. Herkes oraya gelmeye başlayınca etraf yavaş yavaş çöplüğe dönmeye başladı, neyseki kışın yol bozuluyor yapılana kadarda ortalık sakin kalıyor. Orada, orman bakanlığında görevli bir mühendisin karısının çocuğunun altını değiştirdikten sonra kirli çocuk bezini zamanında suyunu içtiğimiz dereye attığını görünce yaşadığım dumuru anlatamam. Neyse Allah bu millete akıl fikir versin, memleketimizin her yanı ayrı cennet umarım bir gün kıymetini bilirler. Sık sık belgesel izleyince, timsahları, zehirli yılanları, böcekleri, ormanda dolaşan yırtıcıları v.s. görünce huzur içinde ormanda vakit geçirebilmenin ne demek olduğunu anlıyor insan, o ormanları koruma konusunda bu halkın en küçük bir çabasının olmaması çok acı, kaldı ki bu halka ve memleketi yönetenlere kalırsa o ormanlarda ortada kalmayacak.
Sülüklügöl'ün yoluna dönersek, yolun bir kaç yeri dışında oldukça temiz, iki çeker standart otomobillerle gidilecek durumda. Göl ve etrafındaki derelerde kirlilik yok, en azından dereler pırıl pırıl, gölün etrafındaki geniş düzlük alanda kirlilik var ve bu kirliliğe her yanda kuş sesleri ve huzur varken, araçlarındaki teybin sesini sonuna kadar açıp, bağıra çağıra top oynayan, havaya ateş eden yurdum insanlarınıda dahil edebiliriz.